• Sonuç bulunamadı

Hoca Hasan mescidi, Konya’da Hoca Hasan mahallesindedir.

Kitabesi olmayan mescidin Konyalı Hoca Hasan tarafından, tahminen XIII. yüzyılda yaptırıldığına dair çeşitli görüşler vardır.(Önder,1971) Günümüzde mescid olarak kullanılmaya devam etmektedir. (Resim 3.39)

Selçuklu devri tek kubbeli ve dikdörtgen planlı, harim(kapalı kısım), medhal ve minare olmak üzere üç bölümden oluşan bir şemaya sahiptir. (Çizim 3.9.)

Mescidin duvarlarının alt kısmı taştan, üzerlerinde ki beden duvarları ve minaresi ise tuğla malzemeden yapılmıştır. Kubbesi ve tek yöne eğimli medhal bölümünün çatısı kurşun kaplıdır.

Kuzeyde son medhal bulunur. Minare kuzeydoğu köşesinde doğuda ve kuzeyde harimden çıkıntı yapacak şekilde yer almaktadır. Son yapılan restorasyondan sonra tek yöne eğimli, üzeri kurşun kaplı ahşap bir çatı ile kapatılmıştır. Kuzeydoğu köşesinde minarenin hemen yanında tuğladan sivri teğet kemerli ahşap kapılı harim girişi bulunur. Kapının batısında tuğla malzemenin beden duvarından dışa doğru çıkıntı yapmasıyla oluşturulan dikdörtgen bir çerçeve vardır. Bu çerçevenin batısında içinde çini kalıntılarının bulunduğu basık kemerli bir mihrap nişi bulunur. (Resim 3.40) Mihrabın batısında havalandırma penceresi

vardır. Minarenin girişi medhal bölümünün doğusundan sağlanmıştır. Doğu cephesinde güney köşeye yakın altta dörtgen bir havalandırma penceresi ve hemen onun üzerinde sivri teğet kemerli bir aydınlatma penceresi ve tam ortada üstte bir adet aydınlatma penceresi daha vardır. Güney cephede doğu ve batı köşelerine yakın birer adet aynı ölçülerde pencere ve üstte ortada bir pencere mevcuttur. Diğer cephelerde olduğu gibi batı cephesinde altta bir havalandırma ve aydınlatma daha üst kotta ise bir adet aydınlatma penceresi bulunur. Alt pencerenin güneyinde iki küçük dörtgen pencere vardır.

Kuzeydoğu köşesinde 2. gövdeden itibaren yıkılmış olan minaresi Hoca Hasan Mescidinin en önemli kısımlarındandır. Kaide kısmında devşirme malzemeler kullanılmıştır. Birinci şerefeye kadar olan kısım köşeli dilimli ikinci gövdesi yivlidir. İkinci gövdeye ait bu kalıntılar ise ikinci bir şerefenin olduğuna işaret etmektedir. Birinci şerefenin mukarnasları özgün halleriyle günümüze kadar gelebilmişlerdir. (Başar,1986)

Kare planlı harimin üzeri tromplarla desteklenen bir kubbeyle örtülmüştür. Güneydeki kıble duvarında, kavsarasında mukarnas süslemelerin yer aldığı bir mihrap mevcuttur. Harimin duvarları ve kubbesi sıvalı ve üzeri kireç badanalıdır.

Günümüze kadar genel ölçüde özgünlüğünü korumayı başarabilmiştir. Medhalin eskiden kubbeli olan üst örtüsü yıkılmış yerine muhdes bir çatı yapılmıştır.(Konyalı,1997) Mescid için gerek taşıyıcı duvarlarda gerekse kubbede ciddi anlamda bir bozulma, çatlak, hareketlenme yoktur. Zamanla çeşitli dış etkenlerden kaynaklanan malzemelerdeki bozulmalar olmuştur.

Mescid Osmanlılar zamanında 1185H./ 1771 yılında onarım görmüştür (Atçeken,1994). 1991 yılında Konya Vakıflar Bölge Müdürlüğünce restore edilmiştir.En son onarımı ise 2007 ‘de görmüştür. Bugüne kadar yapıda yapılan restorasyonlarda yükselen zemin kotu düşürülerek çevre düzenlemesi yapılmış, cephede ve minarede çürüyen tuğlalar değişmiş, derz yenilemeleri yapılmıştır. (Resim 3.44) Mescid içerisinde ise özelliğini kaybetmiş ahşap elemanların yenilenmiş (kapı, pencere),bozulan yerlerde sıva raspası ve bağdadi sıva yapılmış, mihraptaki ve duvarlardaki muhdes çini görünümlü boyaların temizlenmesi gibi uygulamalar yapılmıştır.(Resim 3.42-43)

Çizim 3.12. Hoca Hasan Mescidi Rölöve Kuzey Cephe S.A.Biçer’den

3.1.13. İç Karaarslan Mescidi

Mescit Konyada ki İç Karaarslan mahallesindedir. Günümüzde mescid olarak kullanılmaya devam edilmektedir.

1219 ile 1236 yılları arasında Ziyaeddin Kara Arslan tarafından yaptırılmıştır. (Konyalı,1997)

Tek bölümden oluşan mescit tiplerindendir. (Çizim 3.17)

Mescidin güney ve batı cephesinin beden duvarları aşağı kısımları kesme taş, kuzey ve doğu cephelerde moloz taş, yukarı kısımları ise tuğla malzemeden yapılmıştır. Kubbe kurşun kaplıdır. Yükselen zemin kotu nedeni ile tabi zeminden yaklaşık 1 m. düşük kottadır.(Resim 3.46.)

Batı cephesinin kuzey köşesinden basamakla inildikten sonra, üzerinde muhdes kurşun kaplı ahşap bir saçak bulunan bir kapıyla mescide girilir. Girişin güney köşesinde pencere alınlığında çini kalıntıları bulunan sivri teğet kemerli alçı bir pencere vardır. Aynı pencere daha üst kotta harim beden duvarını ortalayacak şekilde tekrarlanmıştır. Kuzey ve doğu cephelerinde üstte cepheyi ortalayan birer adet penceresi vardır. Güney cephede doğu ve batı köşelerde, birbirinden farklı ölçülerde, dörtgen birer ahşap pencere ve hemen onun üzerinde sivri teğet kemerli alçı pencere vardır. Üst kotta cepheyi ortalayan bir aydınlatma penceresi vardır.

Kubbeye geçiş tromplarla sağlanmıştır. Kıble duvarında dörtgen planlı, alçıdan üzerinde altıgen çiniler bulunan mukarnaslı bir mihrabı vardır. Plana göre batı cephesi beden duvarı güney yönünde harimden sonra bir miktar daha devam eder. Konyalıya göre mescidin bitişiğinde bugün yıkılmış olan bir zaviye vardır

Günümüze kadar özgünlüğünü korumayı başarabilmiştir. Mescid etrafı açılarak drenajı yapılmıştır.

1991’de Konya Vakıflar Bölge Müdürlüğünce restore edilmiştir. 2006 yılında ise çini mihrabın onarımı yapılmıştır.

Resim 3.45. İç Karaarslan Mescidi

3.1.14. Karatayi Mescidi

Mescit Konya’nın batısında Hoca Fakıh yönündedir. Mescid günümüzde kullanılmamaktadır.

Mescidin kitabesi yoktur o yüzden yapan, yaptıran ve yapım yılı hakkında kesin bir bilgi yoktur. Tahminen Celaleddin Karatayı tarafından 1204-1254 yılları arasında Selçuklu veziri yaptırılmıştır. (Konyalı,1997)

Dörtgen planlı, medhal ve harim olmak üzere iki bölümden oluşan mescit tipindedir. Medhal alt kısımları kesme taştan üst kısımları tuğladan diğer cepheler ise moloz taş tan yapılmıştır. Tuğla malzemeden balıksırtı örgüde (Resim 3.49) kurşun kaplama bir kubbesi vardır. Mescid eşik kotu zamanla yükselen zemin kotu sevyesinden yaklaşık 1.50m düşük kotta kalmıştır.

Kuzey cephesinden, cepheyi ortalayan profilli mermerden dörtgen bir çerçevenin şekillendirdiği kapıdan medhal bölümünegirilir. Kapının sağında ve solunda aynı ölçülerde sivri teğet kemerli pencere boşlukları varıdır. Eskiden iki küçük kubbenin örttüğü medhal dörtgen plandadır. Bu kubbeler 1919 yılında yıkılmıştır. (Konyalı,1997) Sonradan medhal üst örtüsü çapraz tonoz olarak betonarme malzemeden yeniden yapılmıştır. Medhalin güney yönünde harim duvarını ortalayan, profilli taştan dörtgen bir çerçevenin şekillendirdiği ahşap bir kapıyla mescide girilir. Harim kapısının üstünde tuğladan yapılmış dörtgen bir çerçeve içerisinde sivri teğet kemerli kapatılmış bir pencere izi vardır. Doğu ve batı cephelerde üstte cepheyi ortalayan sivri teğet kemerli birer adet alçı pencere vardır. Güney cephede doğu ve batı köşelere yakın aynı ölçülerde birer adet, altta taş söveli geçme demir parmaklıklı dörtgen ahşap bir pencere ve hemen onun üzerinde tuğladan dörtgen bir çerçeve içerisinde sivri teğet kemerli alçı bir pencere bulunur.

Harim kısmı kare plandadır. Tür üçgeni geçişli tuğla bir kubbesi vardır. Kıble duvarında dörtgen planda bir mihrabı varıdır. Duvarlar Türk üçgeni geçişlere kadar sıvalıdır.

Mescidin içi çinilerle kaplı iken bugün tamamen dökülmüş ve ancak yerleri kalmıştır. Kubbenin kandil yerini siyah ve yeşil çiniler süslüyordu. (Konyalı,1997)

Günümüze kadar özgünlüğünü korumayı başarabilmiştir. Mescidin etrafı açılarak drenajı yapılmıştır.

Resim 3.49. Karatayi Mescidi Kuzey Cephesi KKTVKK’ DAN 1989

Resim 3.51.Karatayi Mescidi Kuzey Doğu Cephesi KKTVKK’ DAN 1990

3.1.15. Sakahane Mescidi

Mescit Alaaddin tepesinin kuzeyinde ve bugün ki adliyenin yanında yer almaktadır. Kitabesi olmayan mescidin hangi döneme ait olduğuna dair farklı görüşler vardır. Öndere göre mescid XIV. Yüzylın başlarında yapılmıştır. (Önder,1971) Konyalı bunu kabul etmez Karamanoğlu döneminde Davut Ağa diye bilinen bir kişi tarafından yaptırıldığını ileri sürer. (Önder,1971) Küçükdağ ise mescidin I. Alaeddin Keykubad dönemine ait olduğunu ileri sürer. (Küçükdağ, 1989) 1966 yılından önce bir dönem cilt evi olarak kullanılmıştır. Günümüzde mescid olarak kullanılmaya devam etmektedir.

Tek bölümden oluşan mescit tiplerindendir. (Çizim 3.19)

Mescid beden duvarları güney cephede alt kısımlar kırmızı renkte kesme taştan, üstte ise tuğladan, diğer cephelerde moloz taştan yapılmıştır. Kubbesi kurşun kaplıdır.

Mescide batı cephesinin kuzey köşesinden girilir. (Resim 3.54) Güney cephesinde doğu

ve batı köşeye yakın ve aynı ölçülerde demir parmaklıklı dörtgen iki ahşap havalandırma penceresi vardır. Ayrıca bu pencerelerin üstünde harimi aydınlatan birer mazgal penceresi daha vardır. Doğu cephesinde sağlı sollu birer adet mazgal penceresi vardır. Kuzey cephede sağ köşeye yakın demir parmaklıklı dörtgen bir ahşap havalandırma penceresi vardır.

Kare planlı mescidin (Çizim 3.19) beden duvarları pencere seviyesine kadar muhdes ahşap lambri kaplı, kubbe başlangıcına kadar sıvalı ve kireç badanalıdır. Türk üçgeni geçişli tuğla bir kubbesi vardır. Mihrabı alçıdan ve mukarnaslıdır.

Günümüze kadar özgünlüğünü korumayı başarabilmiştir. Mescidin etrafı açılarak drenajı yapılmıştır.

1960 yılında müze müdürlüğünce, 1987’de Konya Vakıflar Bölge Müdürlüğünce restore edilmiştir, bu onarımda mescidin alçı mihrabı onarılmıştır ve etrafı açılarak drenaj yapılmıştır. 1998 yılında kubbesi kurşun kaplanmıştır. Ve en son 2007’de Konya Vakıflar Bölge Müdürlüğünce onarılmıştır.

3.1.16. Sırçalı Mescid

Mescit bugün sırçalı adıyla tanınan eski adıyla Bordabaşı mahallesindedir. 2007 yılında geniş çapta bir restorasyon geçiren mescid ibadete açıktır.

Kim tarafından ve ne zaman yaptırıldığı tam olarak bilinmemektedir, mimari tarzından eserin XIII. yüz yılın sonlarında yapıldığı anlaşılmaktadır (Önder, 1971).

Selçuklu devri tek kubbeli ve dikdörtgen planlı, harim(kapalı kısım), medhal ve minare olmak üzere üç bölümden oluşan bir şemaya sahiptir. (Çizim 3.20.)

Medhal ve minarenin alt kısımları kesme taştan, yukarı kısımları tuğladan yapılmıştır. Kuzey, güney ve batı cepheleri moloz taştan yapılmıştır. Tüm cephelerin duvarlarının ve minare kaidesinin üst kısmını iki sıra halinde tuğladan yapılmış kirpi saçak dolanır.

Duvarla çevrilmiş bahçesine basamakla inildikten sonra doğu yönünden profilli mermerden dörtgen bir çerçevenin şekillendirdiği ahşap kapıdan mescidin hariminin doğusundaki medhale girilir. Üç tarafı kapalı ve doğu cephesinde üç adet sivri teğet kemer olan revak şeklindeki medhalin üzerini tuğladan üç adet sivri tonoz örter. Kemerlerin ön ve iç yüzlerinde çiniler vardır. “2007 yılında yapılan çini restorasyonu sırasında kemer içlerinde dolaşan geometrik bezemelerin çok az bir kısmı kalmış olmasına rağmen mevcut bezemeler hazırlanan zemin üzerine su bazlı asit içermeyen boyalar ile orijinal görünümüne ve tekniğine bağlı kalınarak devam ettirilmiştir. Kemerlerin ön cephesinde ise kapının sağından besmele ile başlayarak devam eden bir yazı bulunmaktadır. Selçuklu sülüsü ile yazılmış olan yazının zemininde turkuvaz renkli bitkisel bezemeler dolaşmaktadır. Bu yazı kuşağının sonundan anlaşıldığı kadarı ile Bakara Suresinin 256. ayetidir. Aynı dönem eserlerinde Bakara Suresinin 255. ayetinin (Ayet-el Kürsi) sıkça kullanılmış olması ve bir sonraki ayetin devamı niteliğinde olması sebebi ile kuşağın başlangıcındaki besmeleden sonra 255. ayetin olduğu düşünülebilir. Bu yazı kuşağı da Selçuklu sülüsü olarak mevcutta bulunan orijinal yazılar ile uyum içinde ve restorasyon olduğu anlaşılacak şekilde su bazlı asit içermeyen boyalar ile devam ettirilmiştir.”( Küçük C.,Konservatör) (Resim 3.60.) Medhalin kuzey ve güney tarafı sağırdır. Batı cephesinde en sağda taş söveli dörtgen harim kapısı bulunur. Üzerinde, alınlığında çini mozaikler olan sivri teğet kemerli alçıdan geometrik desenli bir aydınlatma penceresi vardır. (Resim 3.60.) Kapının solunda, üzerlerinde bu aydınlatma penceresinin sağdakinde iki adet soldakinde de bir adet tekrarlandığı dörtgen birer pencere vardır. Mescidin kuzey, güney ve

vardır. Kuzeydoğu köşesinde bulunan tek şerefeli tuğla gövdeli minare, medhali kuzeyden kapatan bir çıkıntı halindedir. (Resim 3.62.)

Kare planlı mescidin zemini ahşap döşemeyle kaplıdır. Duvarları içten altta yaklaşık 60 cm kadar ahşap lambri kaplı, kubbeye geçiş kısmına kadar kireç sıvalı ve badanalıdır. Kıble duvarında dörtgen planda, sağında ve solunda çini mozaik kaplı sekiler bulunan, Selçuklu sülüsü yazıların oluşturduğu dörtgen bir çerçeve içerisinde kavsarası mukarnas geçişli çini mozaik kaplı alçı bir mihrap bulunmaktadır. Harimin kuzey duvarı boyunca devam, eden üç sıra mukarnasın duvardan çıkıntı yaparak oluşturduğu bir raf vardır(Resim 3.66.). Harimin üzerini Türk Üçgenleriyle geçilen tuğla bir kubbe örter. “Kubbe göbeğinde bulunan süsleme ve taşıyıcı harcı tamamen yok olmuştur. Selçuklu Araştırmaları Merkezinden elde ettiğimiz eski bir fotoğrafta bu alanın eskiden çinili olduğunu görülmektedir. Fotoğraftan elde edilen veriler doğrultusunda göbekte bulunan çininin deseni çıkartılmıştır. Bu doğrultuda kubbe göbeğinin polyfılla dolgu yapıldıktan sonra su bazlı asit içermeyen boyalar ile orijinal görünümüne uygun olarak renklendirilmiştir”( Küçük C.,Konservatör). (Resim 3.65.)

Günümüze kadar büyük bir bölümü özgünlüğünü korumayı başarabilmiştir. Mescidin etrafı açılarak drenajı yapılmıştır.

1275 H. 1858 M. yılında Müderris Sarı Hafız Süleyman tarafından onarılmıştır(Önder, 1971). 1960 ve 2007 yılında Vakıflar Bölge Müdürlüğünce restore edilmiştir.

Çizim 3.22. Sırçalı Mescid Çini pencere Alınlığı Görünüşü C.Küçük’den

Resim 3.61 .Sırçalı Mescid Güney Ve Doğu Cephe

Resim 3.65. Sırçalı Mescid Kubbe Göbeği

3.1.17. Şekerfüruş Mescidi

Mescit Konyada kendi adıyla anılan Şekerfuruş mahallesinde, Cumhuriyet İlkokulu ile eski Muhacir Pazarı arasındadır.

Sultan I. Alaaddin Keykubad devrinde 1220 yılında Şekerfüruş şöhretli Şabanoğlu Hasan tarafından yapılmıştır.(Soyman,Tongur,1994)

Tek bölümden oluşan mescidlerindendir. (Çizim 24)

Mescidin duvarlarının alt bölümü kesme taştan, üst bölümü tuğladan yapılmıştır. Kubbesi kurşun kaplıdır.

Mescide batı cephesi beden duvarında, önünde muhdes metal bir camekan bulunan, güneyinde bir pencerenin yer aldığı basık kemerli bir kapıdan girilir..

Mescidin asıl girişi 1990’da Konya Vakıflar Bölge Müdürlüğünce yapılan restorasyon sırasında mescidin kuzey cephesine bitişik evlerin yıkılmasıyla ortaya çıkan sivri teğet kemerli üzerinde yer yer bozulmaların bulunduğu Selçuklu sülüsü çini yazıların yer aldığı kapıdandır. Kapının sağında ve solunda birer pencere üzerinde bir mazgal pencere bulunmaktadır. Güney ve doğu cepheler sağırdır.

Mihrabı, duvarları ve batıdaki basık kemerli kapısının yan söveleri muhtemelen eskiden mozaik çinilerle süslü iken günümüze çinilerden hiçbiri ulaşmamıştır. Bugün mermerden muhdes bir mihrabı bulunmaktadır.

Mescid 1087 (1676) yılında musahib-i şehriyarı Mustafa paşa tarafından onarılmıştır. (5 Mart 1914 tarihli Babalık gazetesinden) Mescid 1961 yılında Eski Eserleri Sevenler Derneği, 1990 yılında Konya Vakıflar Bölge Müdürlüğünce restore edilmiştir.

Eser günümüzde iyi durumdadır ve yapı etrafı açıktır, çevre düzenlemesi yapılmıştır.

3.1.18.Tahir İle Zühre

Mescid Beyhekim mahallesinde kapı çeşmesinin güney doğusundaki çukur meydanda bulunmaktadır.

Mescidin kitabesi yoktur. Selçuklu vezirlerinden Sahip Ata tarafından yaptırılmıştır. (Konyalı,1997)

Harim, medhal ve türbe odası olarak üç bölümden oluşan plan tipindedir. (Çizim 3.25.)

Kuzey, güney ve batı yönünde ki duvarlarının alt kısımlar moloz taş üst kısımlar tuğladır. Doğu cephesinde alt kısımlar kesme taş üst kısımlar tuğladır. Kubbesi kurşun kaplıdır.

Doğu cephenin kuzey köşesinden, sövelerinde çini süslemeler bulunan kemerli ahşap bir kapıdan medhale girilir.( Resim 3.75) Kapının üzerinde sivri teğet kemerli bir pencere vardır. Cephenin güneyinde türbeye açılan bir kapı ve üzerinde çini alınlıklı sivri teğet kemerli bir pencere bulunur. Kuzey cephede harime açılan bir pencere ve onun üzerinde iki adet sivri teğet kemerli alçı pencere vardır. Batı cephesinde üste harime açılan alçı bir pencere vardır. Güney cephesi sağırdır.

Medhalin üzerini tuğladan beşik bir tonoz örter. Batısından kemerli bir kapıyla harime girilir. Kemerli bir kapıyla güneyinde bulunan türbe odasına geçilen ikinci bir giriş vardır. Bu odanın üzerini Türk Üçgeni geçişli tuğla bir kubbe örter. Bu türbede Tahir ve Zühre adında iki yatır vardır. Harimin kıble duvarında yarısından aşağısı yok olmuş, üzeri çini mozaik süslemeli alçı bir mihrap vardır. (Resim 3.74.) Harimin üzerini Türk Üçgeni geçişli balıksırtı

örgülü tuğla bir kubbe örter.

Günümüze kadar özgünlüğünü korumayı başarabilmiştir. Mescidin etrafı açıktır. Mescid 1958 yılında tamir edilmiştir (Konyalı, 1997). 1991 ve 2006 yılında Konya Vakıflar Bölge Müdürlüğünce onarılmıştır.

Resim 3.71. Tahir ile Zühre Mescidi Güney Doğu Cephesi

Resim 3.73. Tahir ile Zühre Mescidi Kuzey Cephesi

3.1.17. Terceman Mescidi

Mescid kendi adını verdiği Tercüman mahallesindedir.

Kitabesi ve vakfiyesi olmadığından kim tarafından ne zaman yaptırıldığı bilinmemektedir.” Selçuklu Sultanı Alaeddin Keykubad’ın emirlerinden Zahirüddin Mansur Terceman tarafından yaptırıldığı sanılmaktadır.” (Önder, 1971) Günümüzde fonksiyonunu devam ettirmektedir.

Tek bölümden oluşan mescid tiplerindendir. (Çizim 3.26.)

Mescidin beden duvarlarında aşağı kısımlarda taş, yukarı kısımlarsa ise tuğla kullanılmıştır. Kubbesi kurşun kaplıdır.

Mescide doğu cephesinin kuzey köşesinden basık kemerli ahşap bir kapıyla girilir. Kapının üzerinde muhdes kurşun kaplı ahşap bir saçak vardır. Güney köşeye yakın dörtgen bir çerçeve içerisinde sivri teğet kemerli ahşap bir havalandırma penceresi ve üstte cepheyi ortalayan sivri teğet kemerli ahşap bir aydınlatma penceresi vardır. Güney cephede sağ ve sol köşeye yakın aynı ölçülerde sivri teğet kemerli bir havalandırma penceresi ve daha üst kotta cepheyi ortalayan bir aydınlatma penceresi vardır. Batı cephesinde üst kotta sivri teğet kemerli bir havalandırma penceresi bulunur. Kuzey cephesi sağırdır.

Kıble duvarında yarım daire planda bir mihrap nişi mevcuttur. Kubbeye geçişte tromplar kullanılmıştır.

Özgünlüğünü korumayı başarabilmiştir. Çevresi açıktır.

Resim 3.76. Tercüman Mescidi Güney Doğu Cephesi

3.1.20. Zenburi Mescidi

Zenburi mescidi, Şems Camii’nin doğusunda, 19 Mayıs İlkokulunun karşısındaki sokağın içindedir.

Mescidi kimin, ne zaman yaptırdığı bilinmemektedir. İnşa malzemesi mimari özelliklerinden Selçuklu devri eseri olduğu tahmin edilmektedir.(Konyalı,1997) Günümüzde mescid olarak kullanılmaya devam etmektedir.

Kare planlı, harim, minare ve medhal bölümünden oluşan bir mesciddir. (Çizim 3.27.) “Mescidin kuzeyindeki tonozlu medhal bölümü yıkılmıştır” (Önder, 1971) Bu bölümün yerine sonradan ahşap camekandan bir medhal bölümü yapılmıştır.

Mescid ve minaresi tamamen tuğladan yapılmıştır. Kubbesi kurşun kaplıdır. Yükselen zemin kotu nedeni ile tabi zeminden yaklaşık 1,20 m düşük kottadır.

Doğu cephesinden girilen camekanın güneyinden, mescidin kuzey beden duvarının

Benzer Belgeler