• Sonuç bulunamadı

2.2. İslam Tarihi Boyunca Öne Çıkan Tecvid Kaynakları:

2.3.4. Eserin İncelenmesi

2.3.4.13. Med ve Kasr ile İlgili Görüşleri

konularında bilinen ve söylenen şeylerin dışına çıkmamış buraya kendi görüşlerini içeren farklı bir şey ilave etmemiştir. Biz de bu yüzden bu konuya kısaca yer vererek geçmeyi uygun bulduk.

Medler temelde iki kısımdır. Medd-i aslî, med harflerinin (ي و ا) zatında bulunan 1 elif miktarı uzatılması gereken meddir. Medd-i zâtî veya medd-i tabî‛î diye de adlandırılır. Medd-i fer‛î ise farklı sebeplerden dolayı aslî meddin üzerinde yapılan ziyade meddir.541 Saçaklızâde kasr kelimesinin hem 1 elif miktarı uzatma için hem de meddi tamamen terk etmek için kullanılabileceğini belirtir.542

Günümüzde kasr kelimesi med yapmamak anlamında kullanılmaktadır. Kur’ân-ı Kerîmlerde örneğin انا kelimesinin altında kasr (رصق) yazmaktadır. Burada maksat meddin terk edilmesidir. Ancak geçmişte kasr kelimesi 1 elif miktarı uzatmak, bundan fazlasını terk etmek için kullanılmıştır. İbnü’l-Cezerî’nin görüşü de budur.543

Medd-i Fer‛înin Kısımları: Medd-i Fer‛î lafzî ve ma‛nevî olarak ikiye ayrılır.

Lafzî olan med harflerinden sonra gelen hemze (ء) veya sükûn sebebiyle ortaya çıkan meddir.544 Lafzî med 4 türlüdür.545

Birincisi ءاج 546 ءيج 547 ءورق 548 örneklerinde olduğu gibi aynı kelimede med harflerinden sonra hemzenin bulunması sebebiyle ortaya çıkan meddir.(medd-i muttasıl)

539 el-Mar‛aşî, Cühdü’l-Mukill, s. 209. 540 el-Mar‛aşî, Cühdü’l-Mukill, ss. 209-210. 541 el-Mar‛aşî, Cühdü’l-Mukill, s. 241. 542 el-Mar‛aşî, Cühdü’l-Mukill, s. 241.

543 İbnü’l-Cezerî, en-Neşr, cilt 1, s. 250. 544

Aliyyü’l-Kârî, el-Minehü’l-Fikriyye, ss. 220-221; el-Mar‛aşî, Cühdü’l-Mukill, s. 245.

545

el-Mar‛aşî, Cühdü’l-Mukill, s. 245.

546

Buna medd-i vâcip de denir. Çünkü bunu aslî meddin üzerinde ziyade yapmadan okuyan kırâat imamı yoktur.549

Saçaklızâde medd-i muttasılın uzatılması konusunda farklı görüşlere yer verse de kendisinin de tercih ettiği ulemânın ekserîsine göre medd-i muttasılın mertebeleri şu şekildedir: Etval yani beş elif miktarı uzatanlar, Verş ve Hamza. Tûl yani dört elif miktarı uzatan ‛Âsım. Tevessut yani üç elif miktarı uzatanlar İbn-i ‛Âmir ve Kisâî, Fevka’l-Kasr yani iki elif miktarı uzatanlar İbni Kesîr, Ebû ‛Amr ve Kâlûn. Buradaki uzatma miktarına meddi tabîî de dâhildir.550

Farklı rivayetlerde med miktarları değişse de imamların med ölçülerindeki sıraları genelde aynı kalmaktadır.

İkincisi لزنَأ امب 551

مكسفنأ يف 552 örneklerinde olduğu gibi med harfi ile hemzenin farklı kelimelerde bulunması durumunda ortaya çıkan meddir. (medd-i munfasıl) Medd- i tabîînin üzerine ziyade yapılıp yapılmaması hususunda kurrânın ihtilâfının bulunmasından dolayı medd-i câiz diye adlandırılır. Med harfi ve hemzenin ayrı kelimelerde olmasından dolayı da medd-i munfasıl diye adlandırılır.553

Saçaklızâde medd-i munfasılın mertebelerini et-Teysîr’den de yararlanarak şu şekilde açıklar: Etval yani beş elif miktarı uzatanlar, Verş ve Hamza. Tûl yani dört elif miktarı uzatan ‛Âsım. Tevassut yani üç elif miktarı uzatanlar İbn-i ‛Âmir ve Kisâî, Fevka’l-Kasr yani iki elif miktarı uzatanlar Kâlûn ve Dûrî. Kasr yapanlar İbni Kesîr ve Sûsî’dir. Kâlûn ve Dûrî aynı zamanda kasr yaparak da okur.554

Beş elif miktarının üzerinde uzatma ulemânın icmâ‛ıyla câiz görülmemiştir. Bazı imam ve müezzinlerin bu şekilde beş elif miktarını aşması çirkin bir bid‛at ve şiddetli bir kerâhettir.555

Üçüncüsü نيلآضلا لاو 556 ةخآصلا 557 نلآآ 558 örneklerinde olduğu med harflerinden sonra gerek vakf halinde gerekse de vasl halinde mevcut olan, değişmeyen sâkin yani 547 Zümer, 69. 548 Bakara, 228. 549 el-Mar‛aşî, Cühdü’l-Mukill, s. 245. 550

ed-Dâni, et-Teysîr, s. 239; el-Mar‛aşî, Cühdü’l-Mukill, s. 246.

551 Bakara, 90. 552 Bakara, 235. 553 el-Mar‛aşî, Cühdü’l-Mukill, ss. 247-218. 554

ed-Dâni, et-Teysîr, s. 239; el-Mar‛aşî, Cühdü’l-Mukill, s. 247.

555 Aliyyü’l-Kârî, el-Minehü’l-Fikriyye, s. 240; el-Mar‛aşî, Cühdü’l-Mukill, ss. 217-248. 556 Fâtiha, 7. 557 Abese, 33. 558 Yûnus, 51,59.

lâzımî sâkin dolayısıyla ortaya çıkan ziyâde meddir.559

Medd-i lâzımın ziyadesi konusunda kırâat imamlarının ittifâkı vardır. Saçaklızâde Aliyyü’l-Kârî’nin görüşünden560

istifâde ederek medd-i lâzımın uzatma miktarının 3 elif olduğu yönünde ittifakın mevcudiyetini, ihtilafın bu üç elifin asli medle birlikte mi yoksa asli med haricinde mi hususunda olduğunu belirttikten sonra farklı bir görüşe daha yer verir. Bu görüşe göre ittifak sûre başlarındaki hecâ harflerinin uzatılması hakkındadır. Ancak sûre başı haricinde karşımıza çıkan medd-i lâzımın uzatılması hususunda ihtilaf vardır. Huruf-u mukatta‛anın dışındaki medd-i lazım bir görüşe göre medd-i aslînin üzerine 2 elif miktarı uzatılırken başka bir görüşe göre medd-i aslînin üzerine bir elif miktarı uzatılır.561

Saçaklızâde medd-i lâzımın ziyade yapılarak okunması hususunda kurrânın icmâ‛ı olduğundan dolayı medd-i lâzımı kasr ile okumanın lahn-ı celî olduğu görüşündedir.562

Dördüncüsü med harflerinden sonra vakf halinde ortaya çıkan ve vasl halinde

kaybolan sükûn dolayısıyla ortaya çıkan meddir. Medd-i ârız diye adlandırılır. Bunda tüm kırâat imamlarının üç vechi vardır. Tûl, tevessut ve kasr. Saçaklızâde tûl için medd-i aslî ile birlikte dört elif miktarı uzatılması görüşündedir. Tevassut için ise medd- i aslî ile birlikte iki veya üç elif miktarı uzatılacağını belirtir. Bunlar işmâm563 ile birlikte de okunabilir. Ancak revm564 ile birlikte yalnızca kasr yapılabilir. Çünkü revm’de hareke hissettirildiği için revm tıpkı vasl gibidir.565

Manevî med olumsuzluktaki mübalağa kastından dolayı med yapmaktır. Bu

Arap dilinde olumsuzluğu kuvvetlendirmek için mevcut olan bir şeydir. اللهلاا هلا لا 566

, لا وه لاا هلا 567

تنا لاا هلا لا 568 örneklerinde olduğu gibi tevhid kelimesinde olumzuzluğu yani لا sesini uzatmaktır. Bu aslında medd-i munfasıldır. Ancak bunu uzatanlar medd-i munfasılı kasr ile okuyanlardır. (İbni Kesîr, Kâlûn, Dûrî, Sûsî) Bundan maksat Allah’ın 559 el-Mar‛aşî, Cühdü’l-Mukill, s. 248. 560 Aliyyü’l-Kârî, el-Minehü’l-Fikriyye, s. 221. 561 el-Mar‛aşî, Cühdü’l-Mukill, s. 249. 562 el-Mar‛aşî, Cühdü’l-Mukill, s. 220. 563

İşmâm için bkz. TEMEL, Kıraat ve Tecvîd Istılahları, ss.79-81.

564

Revm için bkz. TEMEL, Kıraat ve Tecvîd Istılahları, ss.112-113.

565 el-Mar‛aşî, Cühdü’l-Mukill, s. 221. 566 Saffat, 35. 567 Bakara, 163. 568 Enbiya, 87.

yüceliğini ve yaratıcılığını vurgulamaktır. Onun dışında hiçbir ilah olamayacağını bildirmek onun şanını yüceltmektir. Bu yüzden medd-i ta‛zim adı da verilmiştir.569

Buna medd-i mübalağa da denir.570 Bunların dışında هيف بي ر لا 571 اهيف ةيش لا 572 هل درم لا

573

vb. örneklerde de Hamze ziyade med yapar. Buna medd-i tebriyye de denir.574

Lîn Harflerinde Med: Dört hâli vardır.

Birincisi ءيش 575 ءوس 576 örneklerinde olduğu gibi harekeli bir hemzeden önce sâkin vav (و) veya ya (ي) gelirse ve ikisi aynı kelimede bulunursa Verş dışında hiçbir kırâat imamı burada med yapmaz. Verş’in burada iki vechi vardır. Tûl ve tevessut. Burada tevessuttan kasıt bir elif miktarıdır. Tûldan kasıt ise iki ve üç elif miktadır. Verş’in bu okuyuşunda, ةدؤوملا 577

ve ًلائوم 578 kelimeleri istisnâdır. Bunları diğer kırâat imamları gibi kasr ile okur.579

İkincisi

مهنا ول

580

,

مدآ ينبا أبن

581 örneklerinde olduğu gibi harekeli bir hemzeden önce sâkin vav (و) veya ya (ي) gelirse ve ikisi farklı kelimede bulunursa burada hiçbir kırâat imamı med yapmaz.582

Üçüncüsü صعيهك 583 ve قسع مح 584 olmak üzere Kur’ân-ı Kerîm’de yalnızca iki örneği bulunan ve hem vasl hem de vakf halinde sakin olarak okunan nun (ن) harfinden önce gelen sâkin ya (ي) harfinde tüm kurrânın icmâ‛ıyla iki vecih vardır. Tûl ve tevessut. Ancak tûl daha evlâdır.585 Aliyyü’l-Kârî Şatıbiyye’de geçen biraz önce dipnotunu verdiğimiz لاضف لوطلاو ناهجولا نيع يف و mısrasındaki vechân (iki vecih)

569

Ahmed b. Muhammed el-Bennâ, İthâfu Fudalâi’l-Beşerbi’l-Kırââti’l-Erbaa‛te Aşer, tah. Şaban

Muhammed İsmail, Âlemü’l-Kütüb, Beyrut, 1987, cilt 1, s. 168; el-Mar‛aşî, Cühdü’l-Mukill, s. 222.

570

İbnü’l-Cezerî, en-Neşr, cilt 1, sayfa 274; el-Mar‛aşî, Cühdü’l-Mukill, s. 222.

571 Bakara, 2. 572 Bakara, 71. 573 Ra‛d, 11. 574

İbnü’l-Cezerî, en-Neşr, cilt 1, sayfa 274-276; Celâlüddîn es-Suyûtî, el-İtkân fî ‛Ulûmi’l-Kur’ân, tah.Şuayb el-Arnavût, birinci baskı, Müessesetü’r-Risâle, Beyrut-Lübnan, 2008, s. 207; el-Mar‛aşî,

Cühdü’l-Mukill, s. 222. 575 Bakara, 20. 576 Enbiyâ, 74. 577 Tekvîr, 8. 578 Kehf, 58. 579

İbnü’l-Cezerî, en-Neşr, cilt 1, sayfa 276-277; el-Mar‛aşî, Cühdü’l-Mukill, s. 224.

580 Kasas, 64. 581 Mâide, 27. 582 el-Mar‛aşî, Cühdü’l-Mukill, s. 224. 583 Meryem, 1. 584 Şûrâ, 1-2. 585

eş-Şâtıbî, Hırzü’l-Emânî ve Vechü’t-Tehânî fî’l-Kırââti’s-Seb‛, s. 15; el-Mar‛aşî, Cühdü’l-Mukill, ss. 224-225.

ifâdesini bazı kurrânın kasr ve tûl olarak anladığını belirtir.586

Ancak ekseriyetle tercih edilen görüş tûl ve tevessut şeklindedir.

Dördüncüsü sâkin vav (و) veya ya (ي) harfinden sonra vakf hâlinde ءيش 587

ءوس588

, فيصلا589 فوخ 590 örneklerinde olduğu gibi gerek hemze ile gerekse de hemze dışında vakıf halinde ortaya çıkan sükûn durumudur. Hemze hâricindeki ârızî sükûn durumunda tüm kurrânın revm olmaksızın 3 vechi vardır. Tûl, tevessut ve kasr. Burada kasrdan maksat meddin tamamen terk edilmesidir.591 Diğer fer‛î medlerde kasrdan maksat ziyade meddi terk etmek aslî med ile yani 1 elif miktarı okumaktır. Ancak burada yukarıda kasr bahsinde de geçtiği gibi kasr ile okuyuşta med tamamen terk edilir.592

Hemze ile ortaya çıkan ârızî sükûn durumunda da Verş hariç tüm kurrânın hemzeyi yukarıdaki gibi okumada icmâ‛ı vardır. Ancak Verş burada kasr yapmaz.593

Benzer Belgeler