• Sonuç bulunamadı

1.5 BİRİNCİ MECLİSİN NİTELİKLERİ

1.5.3 Meclisteki gruplar

Türk siyasal hayatının çok kritik bir döneminde önemli bir görev üstlenen ve üstlendiği bu görevi başarıyla yerine getiren Birinci Büyük Millet Meclisi, üyelerinin tamamının Müdafaa-i Hukuk hareketinden gelmesine karşın, homojen bir yapıya sahip değildir. Ancak söz konusu bu yapı, Milli Mücadelenin hedefinde herhangi bir sapmaya yol açmamıştır. Çünkü önce Müdafaa-i Hukuk Cemiyetinin ve daha sonra da Meclisin birinci varlık nedeni Milli Mücadeleyi başarıya ulaştırmaktır.

45 Aslan, a.g.e., s.35. 46 Yüzgeç, a.g.t., s.49. 47 Doğan, a.g.e., s.91.

26

İlk Meclis’in üyeleri, söz konusu hedefe varabilmek için özellikle siyasi fikirlerini ve daha önceki siyasal faaliyetlerini önemli ölçüde bir yana bırakarak her türlü ayrılığa karşı set çekmek istemişlerdir. Bu amaçla yapacakları yeminde bile, daha önce de Sivas Kongresi’nde olduğu gibi particiliğin reddedilmesi ifadesine yer verilmesi yönünde önergeler vermişlerdir. Buna rağmen Meclis içinde grupların oluşmasına engel olunamamıştır. Mustafa Kemal Paşa, ilk gruplaşmaların, 1920 yılının ortalarında başladığını ve bu grupların amacının Meclis görüşmelerinde düzeni sağlamak ve oyların dağılmasını önlemek olduğunu, ancak tersine bir sonuç verdiğini belirtmektedir. 48

Mecliste oluşan grupları kısaca şu şekilde sıralayabiliriz; Genellikle İttihat ve Terakki Cemiyeti’ne mensup kişiler tarafından oluşturulan Tesanüt Grubu, Çoğunluğunu gençlerin ve devrimci askerlerin oluşturduğu, kendisini ileri görüşlü, hamleci ve Mustafa Kemal hayranı olarak niteleyen İstiklal Grubu, İttihatçıların çoğunluğunun üye olduğu sol eğilimli bir grup Halk Zümresi, Osmanlı Devleti içerisinde reform yapan gruplarca ve İttihatçılar tarafından oluşturulmuş muhafazakâr eğilimli bir grup olan Islahat Grubu, Dinini korumak ve devrimcilere karşı mücadele edilmesi gerektiğini savunan Muhafaza-i Mukaddesat Cemiyeti, Grup üyelerinin genellikle Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin üyeleri arasından oluşan Mustafa Kemal Paşanın önderliğinde I. Grup ve muhafazakâr milletvekillerinin ağırlıkta olduğu II. Grup vb. oluşumlardır. Yukarıda sayılan gruplar içerisinde en etkin gruplar I. Ve II. Gruplar olmuştur.

Birinci Grup, İnkılapçılığı ve iktidarı temsil ederek ülkeyi Osmanlı devlet düzeninden daha çağdaş bir düzene götürmeye çalışmış, İkinci grup ise muhafazakârlığı ve muhalefeti temsil ederek, saltanat ve hilafet makamlarının savunucusu olmuş, millet egemenliğini bu makamların korunduğu meşruti monarşik bir rejim olarak değerlendirmişlerdir. Emre Kongar da, Birinci TBMM’nin tarihinin bu iki grup arasındaki çekişmelerin tarihi olduğunu, padişahtan yana ve Mustafa

Kemal’den yana olan gruplar olarak ayrıştıklarını ifade etmektedir.49

48 Baştuğ, a.g.t., s.34.

49

II. BÖLÜM

MİLLİ MÜCADELE’DE İÇEL

Milli Mücadele döneminde İçel, Silifke’den geçip Akdeniz’e dökülen Göksu ırmağının batısında Ermenek, Gülnar, Anamur ilçelerinin bulunduğu, doğusunda Mut ilçesi de dâhil Alata’ya kadar olan bölgeyi içine alan ve kuzeyi Toroslar, güneyi Akdeniz’le çevrili bir ilimizdir. Fatih Sultan Mehmet’in oğlu İkinci Beyazıt zamanında yapılan idari teşkilatta merkezi Ermenek olmak üzere kurulan sancağa “İçel” adı verilerek Karaman eyaletine bağlanmıştır. 1868 de Sultan Abdülaziz zamanında yapılan teşkilatta İçel Sancağı aynen bırakılmış ise de bir süre sonra, Sancak merkezi’ Ermenek’ten Silifke’ye nakledilmiştir. Daha sonra 1919 da ‘Ermenek ilçesi Silifke’den ayrılarak Konya iline bağlanmıştır. 1918 de, Çukurova’nın düşmanlar tarafından işgali üzerine Silifke müstakil Sancak haline getirilerek doğrudan doğruya İçişleri Bakanlığına bağlanmıştır. 1924 de Sancak teşkilatı kaldırılmış olduğundan merkezi yine Silifke olmak üzere “İçel ili” kurulmuştur.1

1931 de, ekonomik nedenlerin de etkisi ile merkezi Mersin olmak üzere yeni bir “İçel İli” kurulmuş, Silifke, Mut, Gülnar, Anamur, Tarsus ve daha sonradan ilçe olacak Erdemli, Aydıncık ve Bozyazı bu ile bağlanmıştır 28 Haziran 2002 tarihli Resmi Gazete’ de yayımlanan 4764 sayılı Kanunla da İl’in ismi Mersin olarak değiştirilmiştir.

28

Millî Millî mücadele dönemindeki İçel vilayeti, merkezi Silifke olmak üzere Mut, Gülnar ve Anamur kazalarından teşekkül etmektedir.

Milli mücadele döneminde İçel, düşman kuvvetleri tarafından işgal edilmemiş olmasına rağmen, İçel’in merkezi, Silifke ve Mersin’e kadar İçel’e bağlı kasaba ve köyler işgal tehdidi ile karşı karşıya kalmıştır. Ancak İçel Kuva-yı Milliye Teşkilatı, İçel’i işgalden korumaktan öteye düşman işgalindeki Mersin ve Tarsus’u kurtarmak amacıyla teşekkül etmiştir.

İçel ve havalisindeki Müdafaa-i Hukuk faaliyetlerinin başlangıcı Sivas Kongresi sonrasına tekabül etmektedir. Dolayısıyla Kongre kararları ve kongrenin bütün vilayetlere gönderdiği teşkilatlanma hakkındaki beyannamenin bu teşkilatlanmadaki etkisi mühimdir. Mersin, Tarsus ve havalisinin işgali ve İçel’deki teşkilatlanmanın resmen başlaması arasında yaklaşık bir yıllık süre vardır. Bu bir yıllık süre içinde işgal dışında kalan ancak her an işgal edilmeyi bekleyen Silifke Sancağı, Mut, Gülnar, Anamur kazalarının halkı işgali nefretle karşılamışlardır. Bu nefrete rağmen işgal bölgesine olan yakınlığın tesiriyle fiili bir hazırlığa girme cesareti gösterilmemiştir. Dolayısıyla bir yıllık süre içinde bütün olup bitenler sineye çekilmiş ve özellikle azınlıkların her türlü taşkınlıklarına katlanılmak durumunda kalınmıştır. İçel’de Müdafaa-i Hukuk ve Kuva-yı Millîye teşkilatlarının teşekkülünde Sivas’taki Komutanlar toplantısı doğrultusunda Konya’daki 12. Kolordu Komutanlarının büyük tesirleri olmuştur.

Kısacası İçel’deki Müdafaa-ı Hukuk ve Kuva-yı Millîye teşkilatları 12.Kolordunun eseridir. İçel Kuva-yı Millîyenin ve Müdafaa-ı Hukuk teşkilatlarının kuruluşunda 12. Kolordunun bu tesiri dolayısıyla teşkilatlanış Konya’ya en yakın kaza olan Mut’tan başlamıştır. İçel’deki ilk Müdafaa-ı Hukuk teşkilatı Mut’ta kurulmuş ve diğer teşkilatların kuruluşu da Mut’tan yönlendirilmiştir.2

2 Cihat YILDIRIM, “Milli Mücadele Döneminde İçel Sancağı”(Yayınlanmamış Doktora Tezi), Konya 1998, s.109