• Sonuç bulunamadı

MASALLARIN İŞLEVLERİ

2.1. ÇOCUKLARI EĞLENDİRME ve EĞİTME İŞLEVİ

Masallar belki de bir milletin maddi manevi değerlerini içinde barındıran anlatmaya dayalı en önemli kültür hazinelerinden biridir. Hem çocuklar hem de yetişkinlere yönelik anlatılan masalların pek çok işlevi bulunmaktadır. Bunlardan biri de çocukların eğitimin de oynadığı roldür.

Özellikle erken yaşlardan itibaren çocuklara anlatılan masallar, çocuğun muhayyilesinin gelişip dil gelişimine katkı sağlarlar. Çocuklar için asıl halk masalları dediğimiz türler biraz uzun olabilir. Bundan dolayı hayvan masalı çocuklar için daha eğlenceli ve kısadır. Fabl türü ve hayvan masalları arasında benzerlikler görülmekte ve bazen bu tür de hayvan masalları olarak karşımıza gelmektedir.

Çocuğun kişiliğinin ve ahlak gelişiminin sağlanmasında masallar barındırdıkları ders verici iletiler ve içinde barındırdıkları ahlaki değerler ile büyük önem taşır.

Ziya Gökalp Küçük Mecmua’daki “Masallar” adlı yazısında bu türün çocuk eğitimindeki önemine şöyle dikkat çeker: “…Masalların çocuk terbiyesinde de büyük rolü vardır. Kıraat kitapları hep bu masallarla doludur. Küçük çocukların dikkatini, alakasını yalnız bu masallar celbeder. Onlar ilk kahramanlık derslerini, mefkure için fedakarlıkları

16

masallardan öğrenir… Bütün masallar(ımız) toplanınca, içinden çocuk terbiyesine yarayanları, milli seciyeyi takviye edenleri seçilir” (Aktaran: Sakaoğlu, 2002: 12).

Masallar yalnızca eğitme amacıyla değil aynı zamanda eğlenme amacıyla da söylenmektedir. Masalların, teknolojinin gelişmediği dönemlerde, özellikle uzun kış gecelerinde yetişkin, çocuk herkesin bir araya gelerek zevkle dinledikleri, hoş vakit geçirdikleri bir yönü de vardır.

2.2. KÜLTÜRÜN GELECEK KUŞAKLARA AKTARILMASI İŞLEVİ

Masal teşekkül ettiği coğrafyanın halk kültürü adına tüm unsurlarını içinde barındırır. Anlatıldığı bölgenin ağız özelliklerinden, inanışlarına, edebî unsurlarına, folklorik özelliklerine kadar bütün değerlerin örneklerine masal türünde rastlayabiliriz.

Bu da masalın nesilden nesile anlatılarak aynı zamanda bir kültür aktarması işlevini de karşımıza getirmektedir. Masallar edebî bilimlerin yanı sıra antropoloji, sosyoloji, psikoloji bilimlerinin de araştırma alanı olmalıdır.

Masal anlatıcıları genellikle büyüklerinden dinledikleri masalları kendilerinden sonrakilere anlatarak kültürün kaybolmaması adına önemli bir vazife üstlenirler.

2.3. TÜRKÇENİN YABANCI DİL ÖĞRETİMİ MATERYALİ OLARAK

MASALLARIN İŞLEVİ

Dil öğretiminde edebî ürünler dil öğretimi materyali olarak çokça kullanılmaktadır. Dil öğretiminin başlıca amacı kişinin kendini anlatma ve iletişim kurma becerisini kazanabilmesine yöneliktir. Bir milletin dilini öğrenmek aynı zamanda o milletin kültürünü de öğrenmektir. Bundan dolayı kültürü belki de en iyi aktarabileceğiniz o dilde yer alan edebî ürünlerdir. Bunlar masallar, fıkralar, halk hikâyeleri, efsaneler, destanlar şeklinde görülebilir. Tabi bu ürünleri kişiye öğretim materyali olarak kullanırken seviye mutlaka göz önünde bulundurulmalıdır.

Türkçenin yabancı dil öğretimi materyali olarak masalların işlevini şu şekilde verebiliriz:

1. Masallar anlatmaya dayalı ürünler olduklarından yabancı dili öğrenen kişinin dinleme ve okuma becerisi yoluyla elde edeceği kazanımlarıyla konuşma becerisini de olumlu olarak geliştirecektir.

2. Bir dilin iyi bilindiğini gösteren olgulardan bazıları da o dilin deyimlerini ve atasözlerini doğru ve yerinde kullanmaktır. Böylece masallar, içinde barındırdıkları atasözü, deyim, bilmece, tekerleme gibi halk edebiyatı ürünlerinin öğretilmesinde önem taşır.

3. Masalların dili konuşma diline yakın, sade, açık, anlaşılırdır. Bu da başlangıç seviyelerinden yüksek seviyelere kadar dil öğretiminde yardımcı materyal olarak kullanılabileceğini gösterir.

17

4. Masallar içerisinde barındırdıkları kelime gruplarıyla kişinin kelime hazinesini geliştirir.

5. Dil öğrenen kişinin tekniğe uygun olarak okuma ve kendini yazılı olarak ifade etme becerisinin kazanılmasında masalların kullanılması önemlidir.

18 İKİNCİ BÖLÜM

1.BEYŞEHİR MASALLARININ DERLENMESİNE DAİR

1.1. BEYŞEHİR MASALLARINI DERLEME ŞEKLİ

Çalışmamızda sahaya inmeden önce, ilk olarak bir derleme şeması hazırladık. Burada yazılı kaynaklardan yararlanarak derlemeyi nasıl yapmalıyız, nasıl bir yol izlemeliyiz hepsini planladık.

Bu konuda babam Refik Karlıdağ’ın yardımlarını asla yok sayamam. Babamın Beyşehir merkez ve köylerinde öğretmenlik yapması buralarda tanıdık ve öğrencilerinin olması derleme işimizi daha da kolaylaştırdı.

Böylece ilk olarak masalları en iyi bildiğini tespit ettiğimiz kaynak kişilere ulaştık. Tabiki her kişiyi kaynak kişi olarak da kabul etmek mümkün değildi. Bu dönemde benimde Beyşehir Vali Kemal Katıtaş Lisesi’nde (şimdi Anadolu Lisesi oldu) ders saati ücretli olarak edebiyat derslerine girmem ve oradaki öğrencilerimin de yardımlarıyla derleme mekânlarını ve kaynak kişileri belirlememde önemli rol oynadı.

Bu çalışmamızda derlemeye başlamadan önce derleyeceğimiz ürünlerin (masalların) özelliklerini iyi öğrenmemiz ve bununla ilgili bazı okumalar yapmamız gerekiyordu. Sahaya çıkmadan önce Saim Sakaoğlu’nun Masal Arastırmaları ve Gümüşhane ve Bayburt

Masalları, Ali Berat Alptekin’in Taşeli Masalları ve Kazak Masallarından Seçmeler, Naki

Tezel’in Türk Masalları gibi eserlerini inceledik. Bu okumalar derlenilen ürünlerin sınıflandırılmasında bize gerekli kolaylığı sağlayacaktı.

Burada kullanacağımız yöntem ya da yöntemler belirlenip (gözlem – mülakat) bizzat kaynak kişilerin yanına giderek ses kaydedici ile kayıt alarak bazılarını ise elle yazarak (burada kaynak kişi sesinin kaydedilmesine izin vermemiştir, Sabriye Göğüsgeren) derleme işlemi gerçekleştirilmiştir.

Derleme alanı (mekânı), derleme zamanı, derlemenin nasıl yapılacağı gibi ön araştırma ve tespitlerin yapılmasından sonra gerekli hazırlıklar yapılarak derleme işine başlandı.

Derleme mekânı, Beyşehir merkez ve on köy (Çiçekler – Gölkaşı- Fasıllar-Eyilikler- Üzümlü-Akburun-Sadıkacı-Göynem-Üçpınar-Yunuslar Köyleri) olmak üzere belirlenmiştir.

Kaydedilen ürünlerden konumuzun özelliklerini taşıyan seksen (80) masaldan elli(50) tanesi tasnif edilmiş ağız özellikleri korunarak bilgisayar ortamında yazıya geçirilmiş ve arşivlenmiştir.

19

Beyşehir merkez ve köylerine baktığımız zaman köylerde masal anlatma geleneğinin daha fazla yaşatıldığı gözlemlenmiştir. Şehir merkezinde de masal anlatıcıları vardır. Ama özellikle köylerden şehre göç durumu olduğu için günümüzde köyde bulmayı umduğumuz kaynak kişileri şehirde de bulabiliriz.

Yaptığımız çalışmadan hareketle her ne kadar masal ortamı yavaş yavaş kaybedilmişse de yine de Beyşehir ve köylerinde aktif masal anlatıcısı vardır. Bu çalışmada masal anlatma geleneğinin nesilden nesile aktarıldığı görülmektedir. Bölgenin ağız ve şive özelliklerini koruyarak dinledikleri masalları anlatan kaynak kişilerin yer yer modern hayatın yansımalarına da bu masallarda yer verdiklerini görmekteyiz. Örneğin 13 numaraları “Yeşil At” masalında anlatıcı bir anda masaldaki atı televizyonda izlediği Cüneyt Arkın’ın filmlerindeki atlara benzetir. Yine aynı metinde delikanlının yakışıklılığını anlatmak için Hz. Yusuf güzelliğinde örneğini verir.

2.MASAL ANALARI ve MASAL BABALARI HAKKINDA BİLGİ

2.1. MASAL ANALARININ DURUMU

Toplam on sekiz kaynak kişi ile görüştük ve bunlardan görüşmelerimiz sonucunda on kişiye karar verdik.

Çalışmamızda kadınların erkeklere nazaran daha çok masal anlattıkları tespit edilmiştir. Burada kadın kaynak kişi olarak toplam dokuz (9) masal anası belirlenmiştir. Bu anlatıcıların yaş sınırlaması yapıldığında nesil farkı görülmektedir. Bu durumu şöyle gösterebiliriz:

1932 -1934: Hatice Çınar ve Cevriye Şişbot

1940 -1948-1956: Ayşe Çiftçi, Sabriye Göğüsgeren, Emişe Kadın Ünsal 1963-1964-1965: Nurtay Navruz, Neriman Çimen, Keziban Çakır 1972: Keziban Yaşar

Masal analarının doğum yerleri dağılımına bakıldığında ise şehir merkezi iki (2), köylerden yedi (7) kişi olmak üzere değerlendirilir. Böylece merkez köylerde doğmuş anlatıcılar daha ön plana çıkmaktadır.

Eğitim durumları ise değerlendirildiğinde ilkokul mezunu olanların yedi (7), ilkokuldan terk bir anlatıcı ve ortaokul mezunu bir anlatıcı olarak görülmektedir.

Masal analarımızın hepsi ev hanımıdır. Yalnız ev hanımlığının yanı sıra tarım, çiftçilik ve hayvancılıkla da uğraşmaktadırlar.

Bu çalışmamızda yer alan masal anaları masalları genellikle aile büyükleri (anne, baba, dede, anneanne, babaanne), akrabalar, yaşlı nineler, ihtiyar amcalardan dinlemişlerdir.

20

Masal analarımızın hemen hemen hepsi masalı sonuna kadar anlatmışlar, unuttukları yerleri ise kendileri anlatma heyecanı ile başka bir şekilde tamamlamışlardır. Bu konuya anlatıcı kusurlarında değinilecektir.

2.2. MASAL BABALARI HAKKINDA

Genellikle kadın masal anlatıcılarının fazla olduğu çalışmamızda iki tane erkek masal anlatıcısı bulunmaktadır.

1930 yılında Çiçekler Köyü’nde doğan ve halen burada yaşamakta olan masal babası Ahmet Doğan, ilkokul terk ve çiftçilikle uğraşmaktadır. Büyüklerinden dinlediği masalları bize aktarmıştır.

Kendisinden toplam yirmi üç (23) ürün derledik. Bu ürünlerden sekiz (8) tanesini çalışmamızda inceledik.

Yüksekokul mezunu ve şu an emekli olan diğer masal anlatıcımız Refik Karlıdağ’dan ise üç (3) masal ürünü derledik. Kendisi annesi ve büyüklerinden dinlediği masalları aktardı.

Benzer Belgeler