• Sonuç bulunamadı

3.13. Çocuk GeliĢiminde Masalın Etkisi

3.13.1. Masalın BiliĢsel GeliĢime Olan Etkisi

Piaget, biliĢsel geliĢim dönemlerini dört temel evreye ayırmıĢtır. Bunlar sırayla; Duyusal-motor, ĠĢlem öncesi, Somut iĢlemler ve Soyut iĢlemler dönemleridir. Duyusal-motor dönemi “ 0-2” yaĢ evresini kapsamaktadır. Bebek bu aĢamada dünyayı keĢfetmede duyularını ve motor becerilerini kullanır. Yine bu dönemde zihninde ilk Ģemalar oluĢmaya baĢlar. Bunlar; emme, tutma, yakalama vb. Semalardır. Bu semalarda vücudunu keĢfetmeye çalıĢır. Ayrıca çevresiyle etkileĢim sonucu edindiği yaĢantılarla oluĢturduğu yeni biliĢsel yapılar, refleksif davranıĢlardan anlamlı davranıĢlara doğru ilerlemesini sağlar. Bu dönemde çocuğa masal okunması ya da anlatılması, çocuğun dili öğrenme sürecine katkı sağlayabilir. Çocuk sürekli ve düzenli bir konuĢma ortamında büyüyünce dili öğrenmesi daha hızlı olmaktadır. Kendisiyle ilgilenilmeyip, herhangi bir Ģekilde konuĢması için özel çaba harcanmayan çocuklar hem daha geç konuĢmaya baĢlamakta hem de kendisiyle konuĢulup daha fazla sözcük duyan çocuktan kelime hazinesi çok daha az olmaktadır. Bu dönemde çocuk masalı anlamasa da sözcüklerin tekrarıyla dil öğrenimi hızlanmaktadır (Çelik, 2006, 6).

Zihinsel geliĢim dönemlerinin ikincisi ĠĢlem Öncesi dönemidir. Bu dönem 2-7 yaĢ arasını kapsamaktadır. ĠĢlem Öncesi dönem ikiye ayrılmaktadır. Bu dönemin ilk safhası “ sembolik dönem” dir. 2-4 yasları arasını kapsayan sembolik dönemde dil geliĢimi oldukça hızlıdır. Ancak çocuğun geliĢtirdiği kavramlar ve kullandıkları sembollerin anlamları kendine özgüdür. Bu dönemde kompleks kavram ve iliĢkileri anlayamazlar. Ayrıca bu dönemdeki çocuklar benmerkezlidir. Objeleri tek özellikleri açısından sınıflandırabilirler ve mantık yürütmede tümevarım ve tümdengelim yollarını kullanmazlar (Çelik, 2006, 6).

Bu dönemde çocuklara kısa cümleler kurarak basit masallar anlatılabilir. Çocuk anlatılan olaylarda kendince anlamlı gelen birkaç eyleme yoğunlaĢabilir ve kendisinden, dinlediği masalı anlatması istendiğinde aklında kalan o birkaç eylemden 2-3 öğeli cümle kurarak bahseder. “ Kurt yemiĢ “ ya da “ Kız ormana gitmiĢ” gibi.

Çok uzun ve karmaĢık masalları dinlemekte zorlanır. Aradaki geçiĢ ve bağlantıları anlatmakta güçlük çeker (Çelik, 2006, 6).

Dönemin sonu masal dinleme ve anlama yönünden daha iĢlevseldir. ĠĢlem öncesi dönemin ikinci safhası Sezgisel Dönemdir. Bu dönem 4-7 yaĢ arasını kapsar. Çocuklar bu dönemde mantık kurallarına uygun düĢünme yerine, sezgilere dayalı olarak akıl yürütürler ve problemleri sezgileriyle çözmeye çalıĢırlar (Çelik, 2006, 6).

Çocuklar bu dönemde gerçekler arasında yetiĢkinler gibi mantıksal iliĢkiler kuramazlar. Onların zihin dünyasında kendilerince bir iĢleyiĢ vardır ve bu dönemde hayal gücü büyük önem taĢır. Masalın fantastik boyutu, bir yönüyle gerçek bir yönüyle hayal ürünü öğeler içermesi bu dönem çocuğunun büyük ilgisini çeker. Charlotte Bühler‟e göre masal yaĢı olan 4-8 yaĢları arasında çocukların düĢ gücü büyük önem taĢımaktadır. ĠĢte bu noktada masalın mantığı ile çocuğun mantığı ortak bir tabanı paylaĢmaya baĢlar (Çelik, 2006, 6).

Yine bu dönemde çocuğa anlatılan masallar onun dil geliĢimine büyük katkılar sağlar. 3 yaĢına geldiği halde konuĢamayan ve bu nedenle de hırçınlaĢan bir çocuğu kazanmaya teĢvik edici diğer önlemlerin yanında (çocuğu tiyatroya, geziye vb. Yerlere götürmek, onlar hakkında konuĢmak). Bol resimli masal kitaplarının okunması çocuğun dil geliĢiminde ilerleme kaydettirmiĢtir. Piaget‟in biliĢsel geliĢim dönemlerinden üçüncüsü Somut ĠĢlemler Dönemi‟dir (Çelik, 2006, 6).

Somut ĠĢlemler Dönemi‟ndeki çocukların düĢünmesi, okul öncesi çocukların düĢünmesinden çok farklıdır. Artık, tersine çevirebilme kavramını kazandıklarından korunum ilkesi ile ilgili sorunları yoktur. Bu dönemde çocuklar en üst düzeyde gruplama yapabilirler. ĠĢlem öncesindeki gibi benmerkezci değildirler ve olayları baĢkaları açısından gözlemleyebilirler. Somut olduğu sürece karmaĢık problemleri çözebilirler ama soyut problemleri çözemezler. Kendi ilgi alanlarına giren ve anlamlarını, kullanımlarını bildikleri somut nesneler üzerinde yorum yapabilirler (Çelik, 2006, 6).

Bu dönemde masal anlatımı çocuğa yeni ufuklar açmak bakımından çok önemlidir. Artık somut iĢlemler yapabilen çocuk, masallardaki olay zincirlerini net bir Ģekilde anlayabilmektedir. Hatta “ Masalın devamında sence ne olmuĢtur?” sorusu çocuğa yöneltildiğinde kendince mantıksal bir takım sonuçlara varabilir.

Böyle bir masal anlatımı çocuğun yaratıcılık gücünün geliĢmesine ve olaylar hakkında düĢünüp karar verme sürecine de katkılar sağlayabilir(Çelik, 2006, 6).

Bu dönemde masal anlatımında dikkat edilmesi gerek husus; çocuğun somut düĢünme çağında olduğunu göz ardı etmeksizin masalı anlatmaktır. Masalda soyut bir takım öğelere yer verilmiĢse de bunların ne anlama geldiği açıklanmalıdır. Örneğin; cin peri gibi kavramların ne anlama geldiğini bilmeden masalı dinleyen çocuğun kafasında bir takım soru iĢaretleri oluĢacaktır(Çelik, 2006, 6).

BiliĢsel geliĢimin son dönemi Soyut ĠĢlem Dönemidir. Artık çocuğun düĢünme biçimi yetiĢkinlere benzer hale gelmiĢtir. Problemin çözümü somut yollarla sınırlanmaz. Problemde bulunan değiĢkenler arası iliĢkileri bulur. Muhtemel sonuçları değerlendirir(Çelik, 2006, 6).

Bu dönemde çocuklar, çeĢitli ideal fikirleri, değerleri, inançları geliĢtirmeye baĢlarlar. Toplumun yapısıyla, felsefesiyle, politikasıyla ilgilenirler; bir değerler sistemi örgütlemeye yönelirler. (Çelik, 2006, 6).

Soyut iĢlemler döneminde eleĢtirel düĢünme yeteneğini kazanan birey, ergenliğe geçiĢ ve ergenlik dönemleriyle birlikte masal konusunda da farklı Ģeyler düĢünmeye baĢlar. Artık masallarda anlatılan her Ģeye inanmaz ve olayların gerçekliğini gördükçe masal dünyasından uzaklaĢır. Masalın somut yönünden ziyade vermek istediği anlam mesaj üzerine daha çok yoğunlaĢır. Eğer bir masalda yalan söylediği için baĢına kötü Ģeyler gelen bir kahraman varsa buradan yalan söylemenin kötü olduğu sonucuna net olarak varabilir. Masalın amacının da olaylar dizisini sıralamak değil, yalanın kötü yönünü göstermek amacıyla yazıldığını da bilir. Bu dönemde alternatif düĢünebilme gücü son derece geliĢmiĢ olan çocuk masalların çok farklı yönlerini görür. Hatta kendince yeni masallar üretip, eskisinden çok farklı bir Ģekle bürünmesini de sağlayabilir. Masallara bu açıdan yaklaĢan çocuk, yaratıcı düĢünme gücünü geliĢtirdikçe hayatın diğer alanlarında da etkili bir Ģekilde yorumlama ve alternatif getirebilme özelliklerini daha da ileriye götürebilir. Yine bu dönemde yazılı dili de etkin bir Ģekilde kullanabilen ergen çeĢitli hikaye ve öyküler de yazabilir. Bu dönem için masalın eğitici yönleri olmakla birlikte, ergen artık çocukluktan çıktığı için diğer dönemlerdeki kadar masal, ilgisini çekmez. Daha çok

macera tarzındaki kitaplara yönelir. Yine de bu dönem için bile masalların eğitici yönü tamamen dıĢlanamaz. (Çelik, 2006, 6).

Benzer Belgeler