• Sonuç bulunamadı

Markanın Ticari İşletme İle Rehni

Markaların ticari işletme rehni kapsamına dahil edilmesi ihtiyaridir. Markanın ticari işletme ile rehnedilmesi halinde rehnedilen diğer unsurlar ile birlikte sözleşmeye ekli listede gösterilmesi gerekmektedir. Ancak markanın sözleşmede gösterilmemesi rehin sözleşmesinin geçersizliği sonucunu doğurmaz. Markanın ticari işletme ile birlikte rehnedilmesi halinde Ticari İşletme Rehni Kanunu Hükümleri uygulama alanı bulacaktır.183

181 Yasaman, C. II, s. 703. 182 Arkan, C.II, s,206.

183 Şaban Kayıhan, Ticari İşletme Rehni, İstanbul 1996, s. 37; M. Ali Erten, Bankacılık

Ticari işletme rehni sözleşmesi ticari işletmenin maliki ile tüzel kişiliği haiz ve sermaye şirketi olarak kurulmuş kredi müesseseleri, kredili satış yapan gerçek veya tüzel kişiliğe haiz müesseseler ve kooperatifler arasında yapılabilir (TİRK md. 2/I).

Ticari işletmenin rehni için öncelikle resmi bir rehin sözleşmesi yapılması gerekmektedir. Rehin sözleşmesi ticari işletmenin kayıtlı bulunduğu sicil çevresindeki noter tarafından düzenlenir. Düzenlenen sözleşmede rehin kapsamındaki unsurların tam listesi ayırt edici özellikleri ile birlikte yer almalıdır. Ticari işletmenin sicil çevresi dışında yapılmış rehin sözleşmesi gerekli şekil şartlarını haiz olsa da geçersizdir.184 Sicil çevresi ticaret sicil memurluğunun bağlı bulunduğu asliye ticaret mahkemesinin yargı çevresine göre belirlenir. Ticaret mahkemesinin bulunmadığı yerlerde Asliye Hukuk Mahkemesinin yargı çevresi esas alınır185 (TİRK md. 4). Rehin sözleşmesi taahhüt muamelesi işlemi niteliğindedir.186

Ticari işletmenin rehni için taraflar arasında geçerli bir rehin sözleşmesinin yapılmış olması yeterli olmayıp sözleşmenin taraflardan birinin yazılı talebi ile ticari işletmenin kayıtlı olduğu Ticaret Siciline tescili gerekmektedir (TİRK md. 5/I). Tescil kurucu etkiyi haizdir.187 Ayrıca tescil tasarruf muamelesi niteliğindedir.188

Rehin sözleşmesinin yapıldığı tarihten itibaren on gün içerisinde taraflardan birisinin tescil talebinde bulunması ve sicil memurunca da tescil işleminin

184 Yargıtay 12. HD’ nin konuya ilişkin kararı şu şekildedir: “...Ticari işletme rehni sözleşmesi, ticari

işletmenin kayıtlı olduğu sicil çevresindeki bir noter tarafından doğrudan (re’sen) düzenlenmelidir. Rehnin içinde olan unsurların ayırt edilebilmelerini sağlayacak özellikleri ile birlikte tam bir listesini içermeyen rehin sözleşmesi geçerli değildir” Yargıtay 12. HD, 05.12.1988, E. 1988/2923, K. 1988/14847 ( YKD, C. 15, S.7, Temmuz 1989, s. 986-988)

185 Ernst E. Hirsch, Ticaret Hukuku Dersleri, 3. Bası, İstanbul 1948, s. 94-95; Mehmet Emin Bilge,

Ticaret Sicili, İstanbul 1999, s. 38,39; Hayri Domaniç, Ticaret Hukukunun Umumi Esasları, 3. Bası, İstanbul 1976, s. 129.

186 Erten, s. 37.

187 Arkan, Ticari İşletme Hukuku, s. 49; Erten, s. 39. 188 Erten, s. 38, Kayıhan, s. 41.

gerçekleştirilmesi gerekmektedir (TİRK md. 5/II). Ancak on günlük sürenin emredici olup olmadığı hususunda doktrinde görüş ayrılıkları bulunmaktadır.

Bir görüşe göre, on günlük süre emredici nitelikte olup bu süre içerinde tescil talep edilmeli ve gerçekleştirilmelidir. On günlük süre ile üçüncü kişiler ve işletme sahibinin keyfi bir takım işlemleri ile alacaklıların korunmaya çalışıldığı savunulmaktadır. İşletme sahibinin önceden muvazaalı bir rehin sözleşmesi düzenlettirerek bir dönem saklaması ve daha sonra menfaatleri için en uygun zamanda sözleşmeyi ortaya çıkarıp ticari işletme üzerinde rehin tesis ederek alacaklılardan mal kaçırmasını engellenmeye çalışılmaktadır.189

Diğer bir görüş; on günlük sürenin hak düşürücü nitelikte bir süre olduğu yönünde kanunda bir açıklık olmadığı, bu süre geçtikten sonra yapılan tescil halinde geçerli bir rehin hakkının kurulacağı yönündedir.190 Doktrinde çoğunluk tarafından da kabul edildiği üzere işletme sahibinin üçüncü kişilere zarar verebilecek kötü niyetli davranışlarının önüne geçebilmek amacı işletme rehninin on günlük süre içerinde tescil edilmesi gerektiği yönündeki ilk görüşe katılmaktayız.

Ticari işletme rehninin ticaret siciline tescilinden sonra sicil memurunun rehin kapsamındaki unsurları ilgili sicillere bildirmesi gerekmektedir (TİRK md. 7). Bu durumda ticaret sicil memuru tarafından Türk Patent Enstitüne gerekli bildirimin yapılması ve sicile kaydı gerçekleştirilmelidir. Ancak marka siciline durumun bildirilmesi hak doğurucu bir nitelik taşımamaktadır. Bildirim sicil memuru tarafından hiç yapılmamış veya gereği gibi yapılmamış olsa da ticaret siciline tescil anında rehin hakkı doğacaktır. Buradaki amaç aleniyet ilkesinin marka sicili açısından da sağlanmasıdır.191

189 Kayıhan, s. 41; Erten, s. 38,39; Sait Kemal Mimaroğlu, Ticaret Hukuku, C. I, Ankara 1978, s. 222. 190 Arkan, Ticari İşletme Hukuku, s. 49; İmregün, Ticaret Hukukunun Genel İlkeleri, s. 17; Yasaman,

C.II. s. 704.

Rehin veren, alacaklının onayını almak kaydı ile ticari işletme rehnine dahil unsurlardan olan markayı, devretmek, ayni bir hakla sınırlamak veya başkaları ile değiştirme hakkına sahiptir (TİRK md. 10/II). Markanın gayri maddi bir malvarlığı unsuru olması sebebi ile hükümde geçen ayni hak ibaresi ile intifa ve rehin hakkı anlaşılmalıdır.192

Ticari işetme sahibi gerekli özeni göstermek sureti ile işetmenin rehin değerini korumalı ve değerinin düşmesine sebep olacak davranışlardan kaçınmalıdır. Eğer alacaklı zararına işletmenin değeri düşer ise hakim tarafından verilecek ek sürede işletme sahibinin eski hale getirme veya ek teminat verme yükümlülüğü vardır (TİRK md. 11). Rehin veren bu yükümlülüklerden kaçınır ise o zaman TİRK md. 12’ de düzenlenmiş cezai yaptırımlar devreye girecektir. Bu sebeple ticari işletme sahibi süresi içerisinde markayı yenilemeli ve marka hakkının sona ermesine sebep olacak şekilde kesintisiz beş yıl kullanıma ara vermemelidir.

Üçüncü kişilerin markaya tecavüzü halinde rehin alanın tecavüzün men’ i davası açma hakkı bulunmaktadır (TİRK md.13).

Ticari işletme rehni fer’ i bir hak olup temin ettiği alacağın işletme sahibi tarafından ödenmesi halinde sona erecektir. Alacağın sona ermesi halinde ticari işletme sahibi Ticaret Sicilindeki rehin kaydının silinmesini alacaklıdan isteyebilir (TİRK md. 19/I). Alacaklının terkin talebinde bulunmadığı hallerde kesinleşmiş mahkeme kararı ile sicilden talepte bulunulur. Ticari işletme rehninin terkin edilmesi halinde bu durum sicil memuru tarafından Türk Patent Enstitüsüne bildirilerek gerekli terkin işlemlerinin yapılması gerekmektedir (TİRK md. 19/III).193

192 Yasaman, C.II, s. 705.

Benzer Belgeler