• Sonuç bulunamadı

2.3. Kimyasal Kompozisyonuna Göre Çeliklerin Sınıflandırılması

2.3.7. Maraging çelikleri

Maraging çelikleri düşük karbonlu yüksek mukavemetli çeliklerin özel bir grubudur. Sahip oldukları yüksek mukavemet, içerdikleri karbon miktarına değil yapıdaki intermetalik fazlara bağlıdır. Maraging çelikleri genellikle 17 - 19 %Ni, 8 - 12 %Co ve %5’e kadar Mo ve 0,2 - 1,6 %Ti içermektedir. Bu çeliklerde yüksek mukavemet elde edilmesi martenzitik dönüşüm ve daha sonrasında yapılan çökelme sertleşmesi ile olmaktadır [19].

BÖLÜM 3. NİTRÜRLEME

3.1. Giriş

Nitrürleme endüstride değişik kullanım alanı olan önemli bir yüzey sertleştirme yöntemidir. Eğilme ve burulma gibi yüklemelerde en yüksek gerilmeler yüzeyde gerçekleşir, ayrıca malzemelerin yüzeyi sürtünme ve kimyasal etkilere maruz kalır. Yüzey sertleştirme yöntemlerinde amaç yüzeyden başlayabilecek bir hasarı engelleyebilmek veya ertelemek için yüzey özelliklerini istenilen doğrultuda iyileştirmektir. İşlem sonunda yüzeyde sert bir tabaka oluşarak parçanın aşınma direnci, korozyon direnci, yorulma dayanımı gibi özellikleri iyileşirken, iç kısımda değişim meydana gelmediğinden süneklik korunur.

20. yüzyılın başlarında Amerika’da metalurji mühendisi Adolph Machlet karbürlemenin yüksek sıcaklıklardaki uzun süre sonunda su verilip sertleştirilmesiyle distorsiyon problemlerine yol açtığını fark ederek yaptığı deneyler sonucunda azotun demirde yüksek çözünürlüğe sahip olduğunu fark etmiştir. Çeliği çok yüksek sıcaklıklara maruz bırakmadan ve ani soğutmaya gerek kalmadan, azotun çeliğe difüzyonuyla yüzey sertleşmiş ve korozyon direnci artmıştır. Amonyağın çözünmesiyle ortaya çıkan azot vasıtasıyla gerçekleştirdiği bu işlemde azot miktarını kontrol altında tutabilmek için hidrojen gazını seyreltici olarak kullanmıştır. Aynı dönemlerde Almanya’da Adolph Fry, Machlet’inkilere benzer çalışmalar yapmıştır. Machlet gibi Fry da azot kaynağı olarak amonyak kullanmış, fakat farklı bir yöntemle bugünkü tek fazlı işlemi geliştirmiştir. Fry nitrürleme işleminin sadece kararlı nitritler oluşturan krom (Cr), molibden (Mo), alüminyum (Al), vanadyum (V) ve tungsten (W) içeren çeliklerde yüksek yüzey sertlikleri oluşturduğunu da keşfetmiştir [29].

Katı, sıvı veya gaz tüm fiziksel sistemler dengeye ulaşma eğilimindedir. Nitrürlemede iki sistem arasındaki dengesizlik fiziksel hareketi tetikleyen unsurdur, böylece azot metale difüze olur. Bu işlem, çevreleyen ortam ve metal arasındaki aktivite dengelenene kadar devam eder. Sıcaklık, basınç ve çevreleyen ortamdaki azot miktarı gibi faktörler denge durumunu ve böylece yüzeyde oluşacak azot konsantrasyonunu belirler [30].

Nitrürleme çelik ve dökme demirlerde azotun demirde çözünebilirliğine ve azotun çelik ve dökme demirlerin yüzeyine difüzyonuna dayanmaktadır. Azotun karbondan daha küçük çapa sahip olması, demir kafesine nüfuz etmesini daha kolay hale getirir. Nitrürleme demir karbon faz diyagramının ferrit bölgesinde gerçekleşir. Böylece faz değişimlerinin oluşacağı yüksek sıcaklıklara çıkılmaz [29].

Nitrürlemenin kullanılır olmasındaki en önemli faktörler; malzemenin iç kısmının sertliğinin etkilenmemesi, diğer yüzey sertleştirme yöntemlerine göre daha düşük sıcaklıklarda gerçekleşmesi, işlem parametrelerinin kontrol edilebilirliği ve çarpılmanın az olmasıdır [31].

Nitrürleme, 500 – 700 oC sıcaklıkları arasındaki bir sıcaklıkta, yüzeye azotun difüzyonu ile yapılan bir yüzey sertleştirme işlemidir. Nitrürleme diğer termokimyasal yüzey sertleştirme işlemlerinden farklı olarak, daha düşük sıcaklıklarda gerçekleştirilir ki bu da yöntemin en büyük avantajlarındandır. Bu sayede malzeme yüzeyinde yüksek sertlik değerlerine ulaşılırken, minimum distorsiyon ve mükemmel boyutsal kararlılık sağlanmış olur [32]. Bu yöntem sayesinde çelik yüzeyinde 1 mm’ye kadar sert bir tabaka elde edilirken 1200 HV yüzey sertliğine de ulaşmak mümkündür [33].

Nitrürleme işlemi, çok iyi sızdırmazlık özelliğine sahip ve hassas sıcaklık kontrolü yapılabilen fırınlarda gerçekleştirilir. Fırın atmosferi, sıcaklığı, nitrürleme süresi, çeliğin kimyasal bileşimi, nitrürleme öncesi yapılan ısıl işlemler ve çekirdek sertliği gibi parametreler sertleşme derinliğini etkileyen başlıca faktörlerdir [34].

Yüzey bileşiminin değiştirilmesi açısından sementasyon yöntemine benzeyen nitrürleme işleminde, azotun ostenit yerine, ferritik fazda ilave edilmesinden dolayı farklılık gösterir. Bundan da anlaşılacağı gibi, nitrürleme işleminde çeliğin ostenit alanında ısıtılması ve takriben martenzite dönüştürülmek için su verilip soğutulması işlemi yoktur [32].

Nitrürleme işlemi çalışıldığında, Şekil 3.1’de yer alan, Fe-N denge diyagramından yararlanılabilir. Alışılmış olarak kullanılan nitrürleme sıcaklıklarında, azot demir içinde çözünür, ancak bu değer %0,1 gibi çok küçük bir yüzdedir. Bu orandan daha fazla azot içeriği, kimyasal formülü Fe4N olan  nitrür oluşturur. Eğer azot oranı %6’yı aşarsa  nitrür ,  nitrür’e dönüşmeye başlar [35].

Şekil 3.1. Fe-N denge diyagramı [37]

Diyagrama göre α-demirde azotun oluşturduğu katı çözelti α fazı olup ötektoid sıcaklıkta (591oC) %0,42 ve oda sıcaklığında ise yaklaşık %0,015 azot çözünürlüğüne sahip olur.  fazı, %5,5 - 5,95 N içeren YMK yapıya sahip demir nitrür (Fe4N) ve  fazı, %8 - 11,2 N içeren hegzagonal sıkı paket yapısına sahip Fe2,3N ara fazındadır. Eğer nitrürleme 591oC’deki ötektoid sıcaklıktan daha düşük bir sıcaklıkta gerçekleştirilirse, önce α çözeltisi meydana gelir, bunu  fazı takip eder ve en sonunda da  fazının oluşumu gerçekleşir. Yani yüzey azotça zenginleştikçe,

göbekten yüzeye doğru faz oluşumu sırasıyla α, ,  şeklinde olur. Sıcaklığın azalması ile α çözelti bölgesi ve  faz bölgesi denge diyagramında daha dar bir hal alır [32].

Nitrürleme işlemi sonrasında çelik aşağıdaki özellikleri kazanır [32];

- Yüksek yüzey sertliği, - Yüksek sıcaklık sertliği,

- Aşınma mukavemetinin artması, - Korozyona karşı dayanıklılık, - Yüksek yorulma mukavemeti ve - Yüksek boyutsal kararlılık

Nitrürleme işlemi sırasında yüzeyi sertleştirilecek olan çelik katı halde bulunduğundan azotun çelik içerisine nüfuz edebilme imkanı sınırlıdır. Bu yöntem genellikle vanadyum, tungsten, titanyum, molibden, krom ve alüminyum gibi nitrür oluşturucu çözelti elementi içeren çeliklere uygulanır [33]. Bu sınırlamadan dolayı nitrürlenebilirlik kavramı ortaya çıkmaktadır.

Nitrürlenebilirlik; bir taraftan malzemenin azotu absorbe edebilme kabiliyetiyken diğer yandan azota oluşturulan nitrür bileşikleri nedeniyle sertlikte meydana gelen artıştır.

Nitrürlenebilme olayında kuşkusuz en başta gelen etken yapıda bulunan alaşım elementlerinin cinsi ve miktarıdır. Bu elementlerin en başında da alüminyum, titanyum, krom, molibden, vanadyum ve nikel gelmektedir. Adı geçen bu alaşım elementleri yapıda belirli miktarda bulunduklarında azota karşı afinitelerinden dolayı ince ve çok sert bir yapı olan alaşım nitrürleri meydana getirmektedirler.

Nitrürlenebilirlik üzerinde alaşım elementlerinin yanı sıra aşağıda belirtildiği gibi sıcaklık, gaz karışımı, zaman, basınç, gerilim, gibi faktörlerde önemli ölçüde etkili faktörlerdir [33, 37, 47].

Benzer Belgeler