• Sonuç bulunamadı

MAO’NUN LİDERLİĞİNDE ÇİN KOMÜNİST PARTİSİ

Japonya, kuzey Çin’de bir cephe açmıştır. Ancak burada harbi batı devletlerinin dikkatini çekmeden bitirmek istediği için gazetelerinde “harp” kelimesini kullanmadan, “Kuzey Çin olayı”ndan bahsetmişlerdir. Bu nedenle Çinli komutanlar da yeterli hazırlık yapmadıklarından Pekin kadar önemli bir merkez savaşsız Japonların eline düşmüştür.

Buna ilave olarak Shanghai şehrinin güneyine de asker çıkarmıştır. Çinliler her iki cepheyi tutamayacak bir vaziyete gelmişler ve Shaghai’dan sonra başkenti olan Nankin’i de kaybetmişlerdir. Bu suretle bütün Doğu Çin, kuzeyde Pekin’den, güneyde Şanghay’ye kadar, Japonların eline geçmiştir. Bu kolay zaferin üç önemli sebebi vardır; a) Bir Çin donanması mevcut olmadığından, kuvvetli Japon donanmasının asker çıkarmasına karşı bir şey yapamamışlardır. b) Çin uçaklarının sayısı az olduğundan, Japonlar bütün Çin ulaştırma yollarını devamlı bombalamışlardır. c) Modern Çin kuvvetleri de sınırlı olduğundan, Çinliler yalnız bazı sınırlı mevzileri koruyabilmişlerdir.55

Çan Kay-şek batı’ya doğru çekilmeye karar verdi ve Sih-ch’uan eyaletinin doğusunda bulunan Chungking’ı harp başkenti yaptı. Doğuda sökülen bazı fabrikaları Sih-ch’uan ve diğer batı eyaletlerine nakletti, Üniversite gençleri hoca ve kitaplarıyla beraber batıya göç ettiler. Batının küçük köy ve kasabalarında birdenbire yeni fabrikalar ve üniversiteler meydana gelmeye başladı, yollar ve demiryolları bile aceleyle inşa edildi. Batıya doğru giden bu muazzam göç, modern Çin tarihinin en ünlü başarısı sayılabilir. Yalnız, bu yeni uyanan vatanperverliğin güzel bir göstergesi değil, şimdiye kadar muhtelif sebeplerden dolayı geri kalmış batı bölgelerinin imarının başlangıcıdır. Harpten sonra, batı bölgelerinde de doğu bölgelerinde olduğu gibi, bir endüstri olacak ve bu suretle Çin’in kalkınması dev adımlarla yapılabilecektir.56

Japonlar Çin işgalinde çok büyük bir zulüm uygulamış ve Çin halkının tepkisini çekmiştir. Komünistlerin 8. Yol Ordusuyla beraber olan Amerikalı bayan gazeteci Agnes Smedley’in 17 Ekim 1937 – 9 Ocak 1938 tarihlerindeki notlarında Japon zulmünü anlatmaktadır.

“Çu Teh, Japonlardan ele geçirdiği gizli belge ve emirlerden söz etti. Bunlardan biri, 4 Ekim tarihinde, Ban Yuan adlı bir subayın yayınladığı, Taiyüan’ın işgaline ilişkin

55 Wolfram EBERHARD, Çin Tarihi, s. 358 56 A.g.e, s. 359

emirdi. General, birinde iki bin kişinin yaşadığı tüm köy ve kasabalarda Japonların nasıl soykırım yaptığını da anlattı. Bir tek bebek bile sağ kalmayacaktı. Japon subayların günlüklerinde de toplu katliamlardan söz ediliyordu.57

Madenciler Yangçüan’dan gelirlerken, kafaları uçurulmuş Çin gençlerinin cesetlerini görmüşler. Pek çok yerde, Japonlar, bir aileden bir, iki, üç erkeği alıp öldürüyorlarmış. Bazen bir köydeki tüm genç erkekleri öldürdükleri de oluyormuş. Hepsini bir iple sımsıkı bağlayıp, kılıçla kafalarını uçuruyorlarmış. Genel teorilerine göre, yaşayan—özellikle genç—Çinliler “tehlike” demekmiş. Madenciler, pek çok kişinin, Japonların gelişine yalnızca seyirci kaldıklarını söylüyorlar. Ama şimdi kanlı bir ders aldılar. Japon işgalinin ne anlama geldiğini biliyorlar ve onunla savaşıyorlar.58

Kuzeyde yerleşip bir Sosyalist Devlet kurduğunu açıklayan komünistlerin faaliyetlerini inceleyelim.

Burada artık Mao ağırlığını hissettirmektedir. Mao’nun, komünistlerin kurmuş olduğu Sekizinci Yol Ordusu’nun özellikleri ve görevleri ile ilgili şu sözlerine dikkat çekelim.

8. Yol Ordusunun siyasi çalışmaları üç temel prensibe dayanır. Birincisi, subaylarla erlerin birliği prensibidir. Bu, orduda derebeylik uygulamalarının kaldırılması, işkence ve küfürlerin yasaklanması, bilinçli bir şekilde riayet edilen bir disiplinin kuruluşu ve subaylarla erlerin sevinç ve acılarını paylaştıkları bir yaşama tarzının yaratılması demektir ve dolayısı ile tüm ordu sıkı sıkıya birleşmiş olur. İkincisi, orduyla halkın birliği prensibidir. Bu, halk yığınlarının çıkarlarına en ufak zararı yasaklayan bir disiplinin muhafazasıdır. Üçüncüsü, düşman ordusunun dağılışı ve esirlere müsamahakarca muamele prensibidir. Zaferimiz sadece birliklerimizin harekatına değil, aynı zamanda düşman kuvvetlerinin dağılışına bağlıdır.

Ordumuz, ordu ile halk arasındaki, ordu ile hükümet arasındaki, ordu ile Parti arasındaki, subaylarla erler arasındaki, askeri çalışmalarla siyasi çalışmalar arasındaki ilişkileri ve kadrolar arasındaki ilişkileri yöneten doğru prensiplere riayet etmelidir ve hiçbir veçhile militarizm hastalığına tutulmamalıdır. Subaylar erlerini sevmelidirler, onlara karşı kayıtsız olmamalıdırlar ve işkence etmemelidirler; ordu halkı sevmeli, halkın çıkarlarına zarar vermemelidir; ordu hükümete ve Partiye saygı göstermeli ve “bağımsızlık” istememelidir.

57 Agnes Smedley, Çin Halkının Japon Emperyalizmine Karşı Savaşı, s. 78

Esirlere hakaret etmemeliyiz, paralarını ve zati eşyalarını almamalıyız, yaptıklarına tövbe etmelerini istemeliyiz, buna karşılık onlara samimiyetle ve iyi davranmalıyız.59

Mao her şeyden önce Lenin’in görüşlerini çok iyi incelemiş kararlı bir Leninisti. Mao’nun düşünceleri ve yaptıkları, Lenin’in 1920’lerin başında Sovyetler Birliğinde etkisi giderek güçlenen bürokratizm ve keyfi yönetim eğilimlerine karşı tek başına sürdürdüğü mücadelenin devamı niteliğindedir. Lenin’in ölümüyle yarım bıraktığı bir davayı, aralarındaki tarihi boşluğa karşın farklı bir ülkede Mao devralıyordu.60

George Crell farklı bir açıdan bu safhayı şöyle anlatmaktadır:

Kurulmuş olan Çin Sovyet Cumhuriyeti, ilk iş olarak Çan Kay-şek’i korkak davranmakla suçladı ve Japonlara karşı savaş açtı. Komünistler bu vatanseverlik gösterisinden sonra halktaki hiddetin azalmasını beklediler. Daha sonra istila amacıyla baskın ve hırsızlığa başladılar. Fukien eyaletindeki şehir ve kasabaları ele geçirdiler. Hunan’a yapılan baskınlar buradaki verimli toprakları harabeye çevirdi. Böylece evsiz barksız kalan binlerce insan açlık tehlikesi ile de baş başa bırakıldı. İşte bütün bu eylemler ülkeyi kurtarma adı altında yapıldı.61

Japonlar, Pearl Harbour baskını ile Amerika ve kısa bir zaman sonra da İngiltere’ye karşı harp açtı. Müdafaasız kalan Singapur limanını kısa bir zaman sonra ellerine geçirdiklerinde, bütün Hindiçini’nin işgali ancak bir gün meselesi oldu. Bu günlerde bitirilen Burma yolu da böylece Japonlar tarafından kesilmiş oldu. Çin’in en son ümidi de suya düştü. Fakat Çin yine teslim olmadı. Burma yolunun yerine Doğu Tibet vasıtasıyla yeniden Hindistan’a bir yol açmak düşüncesiyle beklemeye karar verdiler. Avrupa’daki vaziyet yavaş yavaş müttefiklerin lehine döndükçe İngilizlerin Hindistan cephesi de kuvvetlenmeye başlamıştı. İngilizler ve Çinliler beraber Burma’da taarruzlara geçmişler ve uçak vasıtasıyla en mühim yedek parçalar ve diğer maddeler Çin’e getirilmişti.62

Komünistler ve Milliyetçiler Japonlara karşı birleşik cepheyi oluşturdular.

Agnes Smedley’in anılarında geçtiği gibi 8. Yol Ordusu, birleşik cephenin Japonlara karşı oluşturulan 18. Grup Ordusu olmuştu. Her komünist birliği parti

59 Mao Zedung, Doğumunun 100. Yılında Başkan Mao’dan Seçme Sözler (Kızıl Kitap), s. 81

60 Han Suyin, Sabah Tufanı-II, Mao Zetung ve Çin Devrimi 1949-1975, (Çev. Dr. M. Kürşat Bozkurt),

Berfin Yayınları, 2. Basım, İstanbul, Mayıs 1999, s. 60

61 George Crell, Rus’ların Asya Siyaseti, s. 54 62 Wolfram EBERHARD, Çin Tarihi, s. 360

disiplinini sürdürebilmek için kendi siyasal komiserini başında tutacaktı ve komünist birlikler komünist komutanlar emrinde bulunacaktı.

Bütün bu biçim davranışlar milliyetçiler için cömert feragatlerdi fakat ne yaparlarsa yapsınlar komünistleri Marksist hedeflerinden döndürmek konusunda etkisiz kalıyorlardı. Komünistlerin, Milliyetçilerle işbirliği taahhüdünden tam bir ay sonra Mao Tse Tung taraftarlarına şu gizli talimatı ulaştırdı:

Çin-Japonya savaşı partimize pek güzel bir gelişme fırsatı vermektedir. İzleyeceğimiz siyaset yüzde 70 genişleme, yüzde 20 Kuomintag ile bağlantı kurma ve yüzde 10 da Japonya’ya karşı direnme biçiminde olmalıdır.63

Milliyetçilerle yapılan bu anlaşmadan varlığımızı ve gelişmemizi çevreye belli etmemek için yararlanacağız. İkinci dönem, mücadele etme dönemi olacaktır.

Üçüncü dönem saldırıya geçme dönemi olacaktır. Kuvvetlerimiz Orta Çin’e yayılarak merkezi hükümet kuvvetleri arasında bağlantıyı kesecek, onları birbirinden ayırıp dağıtacak ve böylece Kuomintag’ın elinden liderliği almak için yapılacak olan karşı saldırıya yol açacaktır.64

Bu bildirinin 19 Temmuz 1948’de kongre üyelerinden Walter H. Tudd tarafından açıklandığını George Crell belirtmektedir.

Amerikan atom bombası haziran 1945’te patlamasaydı, bu harp daha senelerce devam edecekti. Atom bombası ve aynı zamanda Rusya’nın Mançurya’ya taarruzunun tesiri altında Japonya yıkılmıştır. Bunu müteakip, Çin’de bulunan Japon kıt’aları Çin’e teslime mecbur kalmış ve Çin kurtarılmıştı. 1946 yazında hükümet yine Nankin’e dönebildi ve Çin toprağı düşmandan temizlenmiş oldu.

Çin, bu harpte yalnız hürriyetini yeniden kazanmış değildir, diğer bazı kazançları da vardır. Müttefikler tarafında çarpıştığı için, batı devletleri son imtiyazlarından vazgeçmeye mecbur kaldı. Yalnız Hong Kong adası harpten sonra yine İngilizlere geri verildi. 1932’den beri Çin’den alınan Mançurya yine Çin’e verildi, yalnız Ruslar bu sahada bazı imtiyazlar elde etmeye çalıştı. Son altmış senede Çin’in en büyük tehlikesi olan ve Çin’in kalkınmasına karşı en önemli etken olan Japonya, artık ileride, Çin’de bir rol oynayamaz oldu.65

63 George Crell, Rus’ların Asya Siyaseti, s. 83 ve “Uzakdoğuda Facia”, V.K. Wellington Koo (Çin’in

Washington Büyükelçisi), Çeviren: M.O.Beykozlu, Ulus, 9 Kasım 1949.

64 George Crell, Rus’ların Asya Siyaseti, s. 84 65 Wolfram EBERHARD, Çin Tarihi, s. 361

Mançurya’da kayıtsız şartsız teslim olan Japon birlikleri, Japon orduları arasında ağır toplarla, uçaklarla, tanklarla, tüfek ve makineli tüfeklerle, cephanelerle en iyi biçimde donatılmış olanları idi. İşte bütün bunlar Mao Tse Tung’un ve Kızılordu’nun eline geçti.66

ABD’li general Hurley şunları söyledi:

Çin’deki Amerikan siyasetinin Dışişleri Bakanlığındaki diplomatların himayesine sahip bulunduğu artık pek gizli bir gerçek olmaktan çıkmıştır. Dışişleri Bakanlığının ücretli memurları, silahlanmış olan Çin Komünistleri tarafını tutmayı tercih etmişlerdir.67

Sonunda, Çan Kay-şek’in eli kolu bağlanmış, komünistler ise Rusya’nın yardımıyla güçlenmiş ve Çin hükümet merkezini ele geçirmişlerdi. Çan Kay-şek ve taraftarları ise Formoza’ya kaçmak zorunda kalmışlardı.

Her iki taraf da Amerika ile iyi ilişkiler kurmaya çalışmış, komünistler ise çift taraflı oynamıştı. Komünistlerin bütün Çin ana kıtasını ele geçirmesiyle Çin 40-50 yıl daha uykuda kalmış, Taiwan çok süratli bir ilerleme kaydetmiştir.

66 George Crell, Rus’ların Asya Siyaseti, s. 139 67 A.g.e., s. 152

Benzer Belgeler