• Sonuç bulunamadı

2.4. Oyunla Matematik Öğretimi

2.4.1. Oyunla Matematik Öğretiminde Kullanılabilecek Oyun Türleri

2.4.1.1. Manipülatif Oyunlar

Materyaller çocukların çeşitli oyun süreçlerine katılmasını sağlamaktadır. Oyun materyalleri hem taklit, demonstrasyon gibi anlatıma dayalı hem de sözel olmayan manipülatif, yapısal ve obje oyunlarını desteklemektedir. Materyal kullanımı kalıcılık ve problem çözme test puanlarını artırdığı ve deneyimli öğretmenler eşliğinde kullanılan somut materyallerin öğrencilerin matematiğe karşı tutumlarını olumlu yönde geliştirdiği belirtilmektedir (Sowell, 1989; Clements & Sarama, 2015). Ancak materyal kullanımı başarıyı garanti etmemektedir (Baroody, 1989). Bazı araştırmalarda materyal kullanmayan grubun transfer beceri testinde materyal kullanan gruba göre daha başarılı olduğu belirtilmektedir (Fennema, 1972). Öğrenciler materyali ezbere kullanmayı öğrenmekte, doğru basamakları takip etmekte ancak materyalleri kullanmaya sebep olacak matematiksel düşünceyi kavramadan etkinlikleri tamamlamaktadır (Hiebert & Wearne, 1992). Benzer şekilde onluk blokların kullanımında sayılar ve bloklar arasındaki ilişkiyi kurmakta zorlanabilmektedir (Thompson & Thompson, 1990; Thompson, 1992; Thompson & Lambdin, 1994; Clements & Sarama, 2015). Sonuçta öğretmenler matematik öğretiminde iyileştirmeler yapmak için matematiksel düşünceyi yansıtacak örneklerin az oluşundan ve öğretimin diğer (ögelerinin) yönlerinin değiştirilmesi gerektiğinden sıklıkla materyal kullanmaktadır (Grant vd., 1996).

Özetle araştırmalar öğretimin somut olarak başlamasını tavsiye etse de materyallerin anlamlı öğrenmeyi garanti altına almada yeterli olmadığı konusunda uyarıda bulunmaktadır. Bu kapsamda manipülatif oyunlar dendiğinde somut

materyaller gündeme gelmektedir. Somut materyallerin farklı yöntem ve tekniklerle öğretime ve oyunlara dâhil edildiği söylenebilir. Bu bağlamda somutluktan ne anladığımız sorusu gündeme gelmektedir.

Somut kavramıyla ilgili öğrencilerin elle tuttukları nesne ve objeler anlatılmaktadır. Bu duyusal ortam sezgisel olarak kişinin kendisiyle bağlantılı anlamlı bir ilişki kurmasına (şeklini, sıcaklığını, rengini, kokusunu, dokusunu hissetme) izin verdiğinden materyalleri görünüşte “gerçek” yapmaktadır. Cuisenaire çubuklarıyla ilgili araştırmasında John Holt (1964; 2009) sayıların dünyası ve çubukların dünyası arasında güçlü bir bağlantıların olduğunu görmüş bu yüzden de çocukların çubuklara bakarak sayıların ve işlemlerin dünyasının nasıl çalıştığını anlayabildiklerini belirtmiştir.

İyi manipülatif materyaller öğrenene anlamlı gelen, kontrol ve esneklik sağlayan, bilişsel ve matematiksel yapıyla uyumlu ya da ona ayna olacak nitelikte ve öğrenene farklı bilgi parçacıkları arasında bağlantılar kuramaya yardım edecek somut bilgi sunabilmelidir (Clement, 1999). Fiziksel ve görsel manipülatifler nesne ve eylem arasında anlamlı temsiller oluşturmaktadır. Böylece öğrencinin matematiksel objeyi, düşünceyi, eylemi, işlemi ve de süreci öğrenmesi sağlanabilir. Öğrenciye bu bağlantıları oluşturmada ilişkileri anlamlandırmada yetişkin yardımı gerekmektedir (Clements & Sarama, 2015).

Öğrencilere matematik probleminin çözümünü öğretirken sadece kuralları öğrenmeleri ve doğru şekilde uygulamaları değil kuralların neden işe yaradığını anlamaları istenmektedir. Öğrencilerin matematiksel düşünmelerinin gelişmesi konusunda anahtar soru öğrencilere kavramlar çerçevesinde öğretilen kuralları elde etmede nasıl yardım edebileceğimiz olabilir. Böylece kuralları özel konular çerçevesinde transfer edebileceklerdir. Maalesef çocuklar kavramsal öğrenmeyi prosedürlerden (kurallardan/ ezberden) öğrenmede özellikle soyut matematiksel sembollerin olduğu içerikleri öğrenirken zorlanmaktadır. Çocuklar işlemleri sadece ezberlemekle yetinirken bu durum yanlış anlamalara ve kuralları farklı işlemlere transfer etmede hataların oluşmasına neden olmaktadır (Fyfe, McNeil, & Borjas, 2015). Çocukların konuları matematiksel işlemlerle elde etmede yaşadığı zorlukların

yanlış öğretilmiş ya da erken olgunlaşmış soyut sembollere dayandığını açıklanmıştır. Bu sorunun çözümünde çocuklara matematik konularını öğretmede somut materyallerin (bloklar, küpler, objeler, modeller) kullanımı yardımcı olabilir.

Somut materyallerin kullanımının birçok faydası olduğu söylenebilir. Somut materyaller öğrenme esnasında sezgisel ve gerçek dünyaya ait bilgiyi aktif hale getirmede, öğrenenlerin soyut kavramlarla ilgili bilgilerini yapılandırmada, anlamayı ve akılda tutmayı geliştirecek fiziksel etkinliği teşvik etmede yardımcı olmaktadır (Fyfe, McNeil, & Borjas, 2015). Farklı oyun türleriyle ilgili yapılan araştırmalarda Lego, blok, küp gibi yapı oyunlarının (Tracy, 1987; Wolfgang vd., 2001; Moyer, 2001; Oostermeijer vd., 2014) öğrencilerin matematik akademik başarısını ve akademik başarılarını olumlu yönde etkilendiği belirtilmektedir. Ancak somut materyallerin kullanımı başarıyı garantilememektedir (Baroody, 1989; McNeil & Jarvin, 2007). Çoğu araştırma somut materyallerin yeni ve farklı durumlara transferi engellendiğini savunmaktadır (ör: Goldstone & Sakamoto, 2003; Kaminski, Sloutsky, & Heckler, 2008; Son, Smith, & Goldstone, 2011). Bunun yanında somut materyallerle başlayan ve giderek soyutlaşan örneklerin kullanıldığı etkinlikleri savunan farklı araştırmalar da mevcuttur (ör.: Bruner, 1966; Fyfe vd., 2014; Gravemeijer, 2002; Lehrer & Schauble, 2002; Laski vd., 2015). Bruner (1966) yeni konuların üç basamakta (somut-ikonik-sembolik formlarda) hazırlanan süreçlerle öğretilmesi gerektiğini savunmuş. McNeil and Fyfe (2012) de “concreteness fading” olarak aktardıkları yöntemi ön lisans öğrencileriyle yürüttüğü çalışmada somuttan soyuta doğru düzenledikleri etkinliklerin kalıcılığa etkisinin olumlu yönde olduğundan bahsetmiş, farklı araştırmalar ilkokulda (Fyfe, McNeil, & Borjas, 2015), ve ortaokulda (Butler vd., 2003) yürütülen (“concreteness fading/somutluğu söndürme”) çalışmaların olumlu sonuçlar doğurduğunu vurgulamıştır.

Öğretmenlerin okulda öğrettiği oyunla ilgili olarak kullanılan materyallerin etkinliği konusunda manipülatif kullanılan ve kullanılmayan öğretimle ilgili 55 araştırmanın incelendiği metaanalize göre manipülatifler ancak belirli koşullar altında öğrenmeyi etkilemektedir (Carbonneau, Marley, & Selig, 2013). Bu

kapsamda oyunlarda manipülatiflerin etkinliği artırmada araştırmacılar dört ilkeden söz etmektedir (Laski et.al., 2015). Bunlar:

1. Uzun bir zaman diliminde sürekli manipülatifleri kullanmak, oynamak. 2. Konuyu temsil eden somut materyallerle başlayarak daha soyut olanlarla

ilerlemek,

3. Dikkat dağıtıcı, konunun özüne odaklanmayı engelleyen günlük materyaller kullanmamak,

4. Matematik kavramı ile manipülatif arasındaki ilişkiyi açıkça anlatmak olarak sıralanabilir.