• Sonuç bulunamadı

2. TEDÂRĠK VE SATINALMA FONKSĠYONU

2.10 Satınalma ve Tedârik Sınıflandırmaları, Stratejileri

2.10.3 Malzeme Türüne Göre

Firmalar gereksinimlerini karşılamak amacıyla çok çeşitli malzemeler satın almaktadırlar. Bu malzemeleri türüne göre gruplandırmak olanaklıdır (Monczka, 2002);

 Hammaddeler

 Yarı ürün veya bileşenler

 Ürünler (bitmiş ürün)

 Bakım, onarım ve yenileme malzemeleri (MRO)

 Üretim destek malzemeleri

 Servis hizmetleri

 Nakliyeler

İlk grup “hammaddeler” olup, hammadde malzeme tanımı firmadan firmaya değişmektedir. Bir firmanın nihaî ürün olarak kabul ettiği malzeme diğer bir firma için hammadde sınıfında yer alabilir. Genel anlamda bakıldığında bir malzemenin hammadde olduğunu gösteren temel özellikler vardır. Bir malzeme tedârikçi tarafından işlenerek yeni bir forma veya işleve sokulmuyorsa bu malzeme hammadde

olarak adlandırılabilir. Bu bakış açısıyla hammadde malzeme grubunda; petrol, kömür, bakır, çinko, pamuk, buğday vb. malzemeler bulunduğu söylenebilir. Örneğin bakır malzemesinin içindeki pisliklerin tedârikçi tarafından ayrılması, bakıra yeni bir form veya işlev katmaz ve bakırın saflığını değiştirmez. Dolayısıyla bu malzeme küresel bakış ile hammadde olarak adlandırılabilir. Diğer bir ayrıcı özellik ise hammaddenin belirli bir saflık yüzdesi ile satılmasıdır (Handfield ve diğ., 2009). Örneğin kömürün saflığı, içerdiği sülfür oranı ile belirtilir. Bu bağlamda küresel tedârik zincirindeki ilk üreticilerin ürettiği ürünler genel anlamda hammadde olarak adlandırılabilir.

Hammaddenin kalitesi firmanın üretim süreçlerini doğrudan etkilemektedir. Ayrıca hammadde fiyatları kontrol edilemeyen nedenlerden ve piyasadaki kullanılabilir (serbest) miktara göre değişmektedir. Örneğin Ortadoğu’da otaya çıkan bir gelişme, petrol fiyatlarını ve kullanılabilir petrol miktarını etkileyebilir (Monczka, 2002). Malzemeyi tedârik eden firmalar; kısa, orta ve uzun vâdede kullandıkları hammaddelerin fiyatlarını, hammaddelerin piyasaya arzedilme miktarlarını ve bu parametreleri etkileyebilecek eğilimleri izlemeye çalışmalıdırlar. Ayrıca alıcıların, tedârik zincirinde hammadde arzında yaşanabilecek bir aksiliğe karşı da âcil eylem plânlarını belirlemeleri yerinde bir davranış olacaktır. Ancak bu şekilde yaşanan olaylara karşı doğru bir şekilde tepki gösterilebilir. Hattâ eğer alıcı firma hammaddeyi işlenmiş olarak yeni bir formda tedârik etse dahi eğer bu malzeme önemli bir malzeme ise ilgili malzemenin ilk formuna ait pazar dahi izlenmelidir (Monczka, 2002).

İkinci malzeme grubu “yarı ürün veya bileşenlerdir”. Yarı ürünler/bileşenler, tedârikçi tarafından işlenerek yeni bir biçime sokulmuş, alıcı firmanın nihaî ürününün îmalatında kullanılan malzemedir. Otomotiv sanayisi ele alınırsa; tekerlek, koltuk, kaporta gibi malzemeler yarı ürün olarak kabul edilebilir.

İlgili malzemeler tedârikçi tarafından belirli bir biçime sokulduğu için bu malzemelerin îmalatını yapan tedârikçilerin sıkı bir şekilde denetlenmesi gerekmektedir. Bu tip malzemelerin îmalatını yapan firma sayısı fazla olabileceği için ve üretilen bu malların kaliteleri arasında fark olma olasılığı nedeniyle tedârikçi seçimi ve değerlendirmesi önem arzetmektedir (Handfield ve diğ., 2009).

Üçüncü grup “ürünlerdir (nihaî ürün)”. Eğer bir malzeme doğrudan bireysel müşteriye satılabilirse, bu malzeme nihaî ürün olarak adlandırılır. Bâzı firmalar nihaî ürünü dış kaynak kullanımı (outsource) ile ürettirip son müşterilere satabilmektedir. Bu uygulamanın ana nedeni, ana firmanın üretim yeteneğinin piyasaya göre yeterince gelişmemiş olmasıdır. Bâzı firmalar iyi mühendislik tasarımı yapabilmesine rağmen îmalat yetenekleri düşüktür. Bu durum, firmanın nihaî ürünü dış kaynaktan tedârik etmesine neden olur (Monczka, 2002).

Dördüncü grup; “bakım, onarım ve yenileme malzemelerinden (MRO)” oluşmaktadır. Ürün içerisinde kullanılmayan teknik donanımların çalışması için gerekli olan malzemelerdir. Yedek makina parçaları, bilgisayar sunucuları, bobin, sigorta vb. malzemeler bu grupta yer alırlar. MRO malzemeleri hemen hemen her bölüm tarafından kullanılabileceği için bu malzemelere olan talep çok farklı bölümlerden çok sayıda olabilmektedir. Ayrıca bu malzemelerin tanımlanmasında standardizasyon sorunları olabildiği için, tedârik sürecinde sorunlar yaşanması olasıdır.

Beşinci grupta “üretim destek malzemeleri” yer almakta olup, bu malzemeler ürünün depolanmasında, sevkiyatında kullanılan malzemelerdir. Paketleme malzemeleri, paletler, kutular, konteyner vb. malzemeler bu tip malzemelerdir. Bu malzemeler doğrudan ürün içinde kullanılmamasına rağmen, tedâriğinde sıkıntı olması durumunda ilgili malzemenin îmalatı durur. Çünkü üretilen ürünün son müşteriye gönderilmesindeki lojistik operasyonların sürdürülmesi olanaklı olamaz (Handfield ve diğ., 2009). Bu nedenle bu malzemelerin stok miktarları diğer malzemelere göre nisbeten yüksektir.

Bu tip malzemeler olabildiğince standardize edilmeli ve istisnaî süreçler ortadan kaldırılmalıdır. Daimler-Chrysler firması paketleme süreçlerinin iyileştirilmesi amacıyla bir standardizasyona gitmiş ve her ürünün paketleme standardını belirlemek sûretiyle paketlemede kullanılan malzeme gereksinimini izleyebilmeyi başarabilmişlerdir. Ayrıca bu çalışmayla hem gereksinim duyulan paketleme malzemesi tahminindeki tutarlılık artmış ve bu malzemeler için gerekli olan depolama alanı gereksiniminde %60’lık bir kazanç sağlanmıştır (Monczka, 2002). Altıncı grup ise “servis hizmetlerini” içerir. Servis hizmetleri, firma içinde yapılamayan ve dışarıdan temin edilen hizmet işlemleridir. Danışmanlık hizmetleri,

temizlik, güvenlik, sistem bakımı gibi işlemler bu gruba girmektedir. Aynen bakım- onarım malzemelerinde olduğu gibi bu tür satın almalar da tüm bölümler tarafından talep edilebilmektedir.

Yedinci grup “yatırım malzemeleri” olup duran varlıklar gibi uzun süreli (bir yıldan fazla) amortismana tâbi malzemeleri içerir. Yatırım malzemeleri genel olarak ikiye ayrılır. İlk grupta standart yatırım malzemeleri yer alır. Bu malzemeler standart tasarım ve işleve sahiptirler. Taşıma sistemleri, bilgisayarlar, mobilya vb. malzemeler bu grupta yer alırlar. İkinci grup ise özel olarak tasarımlanan ve firmanın özelleşmiş gereksinimlerini karşılayabilmek için üretilmiş yatırım malzemeleridir. Bu grupta; îmalat makinaları, özelleştirilmiş makina parçaları vb. yer almaktadır. Yatırım malzemelerinin tedâriği diğer malzemelere göre farklıdır. Her şeyden önce yatırım malzemesi tedâriği düzenli aralıklarla yapılan bir tedârik türü değildir. Bu tip malzemeler alındığında yıllarca kullanılmaktadır. İkinci farklılık ise; bu tip malzemelerin fiyatlarının çok yüksek oluşudur. Bu nedenle bu tip malzemelerin alımında firmanın nakit dengesi çok iyi plânlanmalı ve çevresel koşullar da değerlendirilerek firmanın stratejik hedefleri dikkate alınmalıdır (Monczka, 2002). Bu tedârik malzemelerinde yeterli kaliteye sahip malzeme seçimi kritiktir. Hatalı bir tercih nedeniyle firmanın amaçlarına ulaşması engellenebilir. Yapılabilecek bir hata nedeniyle firma yıllarca zarar görebilir.

Son grup ise “nakliye” lerdir. Nakliye özel bir servis hizmeti olup 80’li yılların başından itibaren nakliye süreçleri gelişmeye başlamış ve bu konu üzerinde yapılan iyileştirme çalışmaları da ivme kazanmıştır. Günümüzde nakliye işlemi, satınalma süreçlerinde vazgeçilmez bir parametre hâlini almıştır. (Monczka, 2002).

Benzer Belgeler