• Sonuç bulunamadı

D) Tedavi Masrafları Teminatı

2.9. Maluliyetin Adli Tıptaki Yeri

Adli Tıp, tıp ile hukuku birleştiren; tıp bilimleri içerisinde hukukun tıp ile ilgili konularını araştıran bilimdir. Adli Tıp doğası gereği çok disiplinli bir alan olup, bu alanda yer alan bilimlere “Adli Bilimler” denilmektedir. Adli bilimler başta “adli patoloji”, “adli toksikoloji”, “adli genetik” ve “adli psikiyatri” olmak üzere; bir çok bilim ve mesleğin “adli” konularını/disiplinlerini (adli diş hekimliği, adli mühendislik, adli belge incelemeleri, adli hemşirelik, kriminalistik, adli trafik, adli arkeoloji, tıp hukuku, adli fizik,...) içermektedir (34).

2.9.1. Adli Tıpta Bilirkişilik

Bilirkişi, çözümü, özel teknik ve bilgiye bağlı konularda yargıcın başvurduğu

ihtisas sahibi kimse, ehlivukuftur (35). Doktrinde bilirkişiyi ifade etmek üzere ekspertiz (36), ehlivukuf (37)ve bilirkişi (38) gibi farklı terimler kullanılmaktadır.

Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (HUMK) madde 275'te mahkeme, çözümü teknik veya özel bir bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin görüş ve oyunun alınmasına karar vereceği belirtilmiştir. Hakimlik mesleğinin gerektirdiği hukuki ve genel bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan konularda ise bilirkişi dinlenemeyeceği hüküm altına alınarak hakime hukuki konularda, bilirkişi dinlememe yükümlülüğü getirilmektedir (39). Aynı madde uyarınca çözümü gereken hususta ancak o konuda uzman olan kişiler bilirkişi olarak seçilebilecektir.

Bilirkişi incelemesine tarafların talebi üzerine veya re'sen karar verilebilmektedir. Buna göre hakim kural olarak her istinaf mahkemesi için hazırlanan bilirkişiler listesine danışarak seçtiği kişiyi belirtebilir. Bununla birlikte listede yer almayan bir bilirkişiye

32 başvurması hususunda hakime getirilmiş bir yasaklama yoktur (40).

Resmi bilirkişilik, bir yandan resmi kurum ve kuruluşlara bilirkişi olarak

başvurulmasını, diğer yandan da Usul Kanunu ve diğer özel düzenlemeler uyarınca seçimi zorunlu olan bilirkişileri ifade eder (41). Hukukumuzda, HUMK m. 276/II uyarınca, adli tıp ile ilgili konularda resmi bilirkişilerin başında Adalet Bakanlığı'na bağlı kurulmuş ATK gelmektedir (42). ATK’nın yanısıra Üniversiteler, Jandarma Kriminal Laboratuarları, Kriminal Polis Laboratuarları, Yüksek Sağlık Şurası, adli tabipler de resmi bilirkişidir. Tıp ile ilgili konularda ATK dışında Yükseköğretim Kurumları (43) ve Sağlık Bakanlığı Hastaneleri de aynı görevi gerektiğinde yerine getirmektedir. Söz konusu resmi bilirkişiler arasında herhangi bir hiyerarşi bulunmadığı gibi, söz konusu bilirkişilerin raporlarının delil olarak değeri arasında da bir üstünlük bulunmamaktadır.

ATK Kanunu'nun 2. maddesinde, ATK’nın görevleri arasında, mahkemeler, hakimlikler ve savcılıklar tarafından gönderilen adli tıp ile ilgili konularda teknik ve bilimsel görüş bildirmek yer almaktadır.

Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu'nun Görev, Yetki, Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik(44) m. 8'in 4. fıkrasında Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu'nun sigortalılar hakkında vazife malullük derecesi, meslek hastalığı ve iş kazası sonucu sürekli iş göremezlik derecesi tespiti ile çalışma gücünün maluliyeti gerektirecek derecede kaybına ilişkin Kurumca verilen kararlardan itiraza konu olanları inceleyerek karara bağlayacakları belirtilmektedir. Yargıtay kararlarında da belirtilen bu hususlara ilişkin durumların tespiti yönünden davacının itiraz halinde sigortalının eski raporları ile birlikte Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu'nca incelenip değerlendirilmesi ve bu rapora da itiraz olması halinde ATK ile ilgili İhtisas Dairesi ve gerekirse Genel Kuruldan rapor alınması gerektiği belirtilmektedir (45).

Tarafın kendisinin belirlediği özel veya teknik bir konuda aldığı görüşe uzman görüşü; bu görüşü veren kişiye de özel bilirkişi denilmektedir. Taraf, iddia ve savunmalarını güçlendirmek, dilekçesinde belirttiği hususları temellendirmek amacı ile özel uzman görüşüne başvurabilmektedir (46).

33 olarak açıklayıcı nitelikte ve anlaşılır (mümkün olduğunca tıbbi terimlerden uzak) bir rapor hazırlamalı; raporlarında çelişki olmamalı ve rapor, mahkeme ile tarafların değerlendirmesine imkan verecek şekilde hazırlanmalıdır.

2.9.2. Maluliyet Raporlarının Düzenlenmesi

Bilindiği üzere “rapor düzenleme”, hekimlerin meslek hayatlarının ayrılmaz bir parçasıdır. Hekimlerin düzenledikleri raporlar, adli ve tıbbi raporlar olmak üzere genel olarak iki grupta ele alınabilir. Tıbbi raporlar; kişilerin istirahat ve sağlık durumlarının belirlenmesi, bazı ilaçları ne kadar süre ile kullanması gibi konuları içerirken; adli raporlar yargıya yansıyan ve kişinin sağlığını ilgilendiren her türlü olayda, adli mercilere yol gösteren raporlardır.

1219 sayılı Tababet ve Şuabatı Sanatlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun çerçevesinde, mahkemeler, bilirkişi olarak Türkiye’de hekimlik yapma yetkisine sahip tüm hekimlere başvurabilirler. Dolayısıyla, ülkemizde hekimlik yapma hakkına sahip tüm hekimler adli olaylarda rapor düzenleme ve görev alma ile sorumludur (47).

Türk Ceza Kanunu Madde 280'de;

1-Görevini yaptığı sırada bir suçun işlendiği yönünde bir belirti ile karşılaşmasına rağmen, durumu yetkili makamlara bildirmeyen veya bu hususta gecikme gösteren sağlık mesleği mensubu, 1 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. 2- Sağlık mesleği mensubu deyiminden eczacı, ebe, tabip, diş tabibi, hemşire ve sağlık hizmeti veren diğer kişiler anlaşılır.

Hekimler bu yasa çerçevesinde tedavi ettiği bir hastasının adli olgu niteliğinde olup olmadığını değerlendirerek ilgili hasta hakkında adli raporların düzenlenmesine dair kılavuz yardımıyla vücut diyagramlarına ve adli rapor formlarına düzenlediği Genel Adli Muayene Raporu ile polis aracılığıyla savcılığı bilgilendirmesi gerekmektedir.

Maluliyet raporlarının düzenlenmesi Adli Tıbbın rutin uygulamalarından biri olup tazminat davalarında başta ATK 3. Adli Tıp İhtisas Kurulu olmak üzere Üniversitelerdeki Adli Tıp Anabilim Dallarından ve Adli Tıp Grup Başkanlığında ve Adli Tıp Şube Müdürlüğünde çalışan uzmanlarından başta maluliyet oranı olmak üzere geçici iş göremezlik, belgelenemeyen tedavi giderleri, sürekli bakıma muhtaçlık, bakıcı giderleri,

34 maluliyetin olay ile illiyet bağının olup olmadığı gibi hususlarda rapor düzenlemeleri istenmektedir (48).

Benzer Belgeler