• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 3. TÜRK EVI KAVRAMI

3.1. Türk Evi’nin Olusumunu Etkileyen Faktörler

3.1.2 Sosyo-Kültürel faktörler

3.1.2.2 Mahremiyet

Türk sosyal yapisinda ailenin, aile içinde de kadinin özel bir yeri vardir. Bu baglamda geleneksel aile yapisi içinde en önemli üye kadindir. Kadinin aile ve toplum içindeki konumu, çocuklarinin sayisi ve yaslilikla yükselir. Evin bütün isi ve sosyal olaylarin organizasyonu ev hanimina aittir. Üç kusagin birlikte yasadigi konut alani içinde tüm isler, evin hanimi baskanliginda paylasilir. Yemek pisirme, ekmek yapma, dikis nakis, çamasir yikama, temizlik, kislik yiyecegin hazirlanmasi gibi gündelik isleri, evin hanimi, gelini ve kizi birlikte yapar, birlikte eglenirlerdi2. Ayrica bütün bu eylemleri geçeklestirebilmek için genis mekanlara ihtiyaç vardir. Evinde yalniz olan veya kimsesi bulunmayan kisilerin gündelik islerine ise komsular yardim eder. Ailelerin çogu civar köylerden veya fakir kabilelerden getirilen evlatlik kiz çocuklarini, gündelik islerde hizmetçi olarak kullanirdi (Kuban 1995, Günay 1998, Büyükmihçi 2005).

Otorite ve saygi ilkeleri ile temellenen ataerkil aile düzeni içinde, otoritenin temsilcisi olan baba, yasal, siyasal ve sosyal boyutlu tüm konularda aile bireyleri ile ilgili kararlari vermekten ve ailenin geçimini saglamaktan sorumlu iken, anne ve büyükanne, çocugun toplumsal kültüre uyumunu saglayacak egitimi ve terbiyeyi vermekten sorumludur.

Islam dinine bagli toplum yasantisi geregi olusan içe dönük plan semalari, Islamiyet’te önemli bir kavram olan mahremiyetin saglanabilmesi amacina yönelik olarak düzenlenmistir. Mahremiyet ilkesine bagli olarak, mekan organizasyonu açisindan planin kurulus dizgesini belirleyen sema, sokak - avlu - hayat- oda düzeni seklinde kurulmus; böylece avlu, sokak ile evin ana birimleri olan hayat ve odalar arasinda yari özel bir geçis bölgesi olarak degerlendirilmistir.

Türk Evlerinde, kapidan bakanin tamamen içeriyi görememesi için odalara direkt olarak girilmemektedir. Kapi açildiginda önümüze ya yasmak duvari çikar yada neredeyse bir dolabin içine girip sonra ikinci bir açikliktan odaya geçeriz. Böylece, kapinin açilma sesinin duyulmasindan, girenin oda içini görebilecegi ana

2

Philips’e (1969) göre; çadir yasaminda da kadinin görevleri aynidir. “ev isleri, araba sürmek, çadir kurmak bozmak inekleri sagmak, yag yapmak, derileri hazirlamak, çarik yapmak, çadir ve giyim esyasi için dokumak, yemek pisirmek ve çocuklara bakmak” (Kuban 1995).

kadar geçen sürede, odada bulunanlar toparlanabilirler (Bektas 1996, Altiner- Budak 1997, Günay 1998).

Çizim 3.1 Odanin kapi girisleri, Eyüp Kömürcüoglu’ndan (Bektas 1996).

Evin sokak ile iliskisini saglayan ana giris kapisi üzerinde yer alan kapi tokmaklarinin kültürel islevleri ilginçtir. Kapi üzerinde konumlandirilan iki tokmak, farkli cinse ait kisiler tarafindan kullanilmak üzere farkli ses çikaracak sekilde tasarlanmis, hatta bazi örneklerde farkli biçimlerde sekillendirilmistir. Böylece kapi çalindiginda çikan sese bagli olarak ev sahibi gelen konugun kadin ya da erkek oldugunu anlamakta, kapiyi çalan kisi erkek ise örtünerek, kadin ise oldugu gibi açmaktadir (Büyükmihçi 2005).

Islam dininin geleneksel yorumu, toplumsal yasamin büyük çogunlugunda kadin ve erkegin ayrilmasini öngörmüstür. Bu yaklasim büyük evlerin planlarina yansimis, evlerin harem ve selamlik olarak ikiye ayrilmasina neden olmustur. Bu tip evlerde, günlük hayatin önemli bir bölümünü evde geçiren kadinin kullanimina ayrilan harem bölümü, ailenin oturdugu önemli mekanlari ve servis birimlerini içeren evin ana bölümüdür. Selamlik ise ataerkil aile düzeni içinde tüm siyasi ve günlük konularda karar verme yetkisine sahip olan erkegin konuklarinin kabul edip agirladigi bölümdür. Harem-selamlik bölümlerinden olusan evlerde; harem kisminda yer alan avlu "iç hayat", selamlik kisminda bulunan avlu ise "dis hayat" olarak adlandirilmaktadir.

Bu tip örneklerde, tamamen kadinin günlük etkinliklerine ayrilan harem bölümü, ev içi yasamini disariya kapayan yüksek duvarlarla çevrelenmis bir avludan olusmaktadir. Konut içi yasaminin merkezini olusturan avlu çevresine örülen yüksek duvarlar, zemin katta sokaga pencere açilmamasi ilkesi, üst kat pencerelerinde demir parmaklik kullanimi gibi emniyet ve güvenlik açisindan oldugu kadar kadinin mahremiyetini saglayici tedbirlerle donatilmis olan harem bölümü, plan olusumu içinde sokaga en uzak yerde konumlandirilmistir. Toplumun deger yargilarina paralel olarak bu bölümdeki odalar daha az önemle kurulmustur. Bu odalarin iç düzeni degisebilirlik ilkelerine bütünüyle uygun kalmistir. Burada oturulmakta, yenilmekte ve yatilmaktadir. Hanim, konuk, hizmetçi iliskileri, bu odalarin biçimlendirilmesinde, selamlik kadar yönlendirici olmamistir. Iç düzen daha yalindir ve az özenlidir. Döseme ve tavan biçimleri çogunlukla, eylemleri karsilamak içindir (Küçükerman 1973, Altiner- Budak 1997).

Toplumsal kademelenmeye bagli olarak, bazen ayri bir bölüm seklinde bazen de diger odalardan daha genis tutulmus ve daha özenle dekore edilmis bir bas oda seklinde düzenlenmis olan selamlik bölümü ise, plan olusumu içinde genellikle manzara ve yola hakim olarak üst katlarda konumlandirilmis olup ev sakinlerinin ve komsularin mahremiyetini bozmayacak sekilde planlanmistir.

Eski devirde ev içinde bile kadin yakin aileden olmayan erkeklere görünmediginden evin harem bölümünden selamliga hizmet eden kadinlarin kendini göstermeden yemek, kahve, surup alip vermesi için iki oda arasinda bir dolap içinde dönme dolap yapilmistir. Bu dolabin raflarina konan kaplar, dolap elle çevrilerek

öbür bölüme iletilir. Bu tasarim, ayri bir selamlik bölümü ve hizmetlileri olmayan evlerin geleneklere uyumunu yansitmaktadir (Aksoy 1997, Altiner- Budak 1997, Günay 1998).

Çizim 3.2 Dönme dolap (Günay 1998)

Bu dünyanin geçici oldugu, temel islevinin öbür dünya için bir deneme veya hazirlik evresi oldugu prensibine dayanan Islam dini, sade ve gösteristen uzak bir yasam biçimi öngörmüs, insanlarin lüks ve gösteristen uzaklasmasina neden olmustur. Bu felsefenin dogal sonucu olarak genelde spontane nitelikler tasiyan Türk Evleri, dis mekan tasarimi açisindan son derece sade, dogal ve gösterissiz bir yapi tipini simgelemektedir. Evde fazla esya yoktur. Süsleme bile malzemenin kendi yapisi içinde kalir. Malzemenin dogal görünüsü bozulmaz. Bu yüzden zengin ve fakir evleri kolay ayirt edilemez. Bu yalinliga ragmen bir bolluk vardir. Yiyecegi boldur, çesitlidir; odasi çoktur, büyüktür. Gösteri araci olarak kullanilmamalari da yine "Islam dininin bu dünyanin geçici oldugu, temel islevinin öbür dünya için bir deneme ve hazirlik evresi oldugu felsefesinin" sonucudur.

Evde ibadet için özel bir yer ayrilmamistir. Inançlara göre temiz olan her yerde, her odada namaz kilinabilir. Kisi namaz kilarken, teslim olma, boyun egme anlaminda alnini "yer"e degdirir. Böylece secdeye varilan "yer" ev içinde dinsel anlamda özel bir öneme sahip olur ki, hiçbir zaman gerek camilerde gerekse evlerde, ayakkabi ile kirletilmesine izin verilmez. Yere oturur, yerde çalisir, yer yataginda yatar, yerde yemek yer. Bu nedenle, Türk evlerinin odalarina giriste asil oda

zeminine geçmeden önce ayakkabilarin çikartildigi "seki alti" olarak adlandirilan bir bölüm, oda zemininden 15-20 cm. daha düsük kotta, zemini tas kapli olarak düzenlenmistir.

Islam dinine göre akmayan su ile temizlik yapilmasi caiz degildir. Bazi evlerde banyo görevini de üstlenen seki altinda, insanlarin yikanabilmesi ve abdest alabilmesi için özenle sekillendirilmis bir "çag tasi" bulunmaktadir. Evlerde gusülhane olarak kullanilan dolabin içinde de kirli suyun atimi için tasarlanmis bir “çag tasi” bulunmaktadir. Genellikle vücutsal mahremiyete verilen önem nedeni ile, tam bir özel mekan olan odalarda bile dolap içlerine yerlestirilen ve “gusülhane” olarak adlandirilan küçük yikanma mekanlarinda gerçeklestirilmistir. Yasama birimi olan odanin boy abdestti almak için de düzenlenmis olmasi aile içi yasayisin gizliligi bakimindan dogru çözümlenmis bir sonuçtur (Günay 1998).

Benzer Belgeler