• Sonuç bulunamadı

2. ALANYAZINI

2.3. Mahremiyet Eğitimi

genişleyebilmekte veya daralabilmektedir. Bu açıdan değerlendirildiğinde, kültürel ve toplumsal izler taşıyan ve bunların aktarılmasında etkili olan mahremiyet kavramı son derece büyük bir öneme sahiptir (Karagülle, 2015).

2.3. Mahremiyet Eğitimi

Mahremiyet algısının öğrenebilen bir kavram olarak eğitimle ilişkisinden mahremiyet kavramı açıklanırken bahsedilmiştir. Bu ilişkiden dolayı çocuklara mahremiyet algısının kazandırılması ancak eğitimiyle sağlanabilmektedir. Taşçı’ya (2010) göre mahremiyet eğitimi kapsam olarak cinsel eğitimden daha geniş bir yelpazeye sahiptir. Cinsel eğitim, cinsellikle ilgili gerekli kavramların öğrenilmesini hedefleyerek, bu konuda olumlu duygu ve davranışlar kazandırma çabası temelinde; cinsel roller, bireyler arasındaki ilişkiler, sevgi, beden algısı ve üreme sağlığı konularının hepsini birden kapsayan bir eğitim olarak tanımlanmaktadır. Mahremiyet eğitimi ise bu bilgiler yanında, çocuğun kendiyle ve diğer kişilerle ilgili bedensel, psikolojik, sosyal ve bilişsel boyutlar kapsamında özel alanları fark edip, sağlıklı sınırlar belirlemesi ve bu alanları koruması, başkalarının alanlarına saygı duyması konularını içermektedir. Mahremiyet eğitimi aynı zamanda cinsel konulardaki davranışların nedenlerini sunarak, bu davranışların neden sınırlandırıldığını da açıklamaya çalışmaktadır. Bu eğitim ayrıca duyguların yönetimi eğitimidir. Kişinin kendisine zorla bir şey yaptırmak isteyenlere karşı duygularını kullanarak hayır diyebilme ve kendisine hayır denildiğinde kabul etme becerisi olarak da tanımlanabilir (Diler, 2014). Bu yönleriyle cinsel eğitimden daha kapsamlı ve etki alanı fazla bir eğitim olmasının yanında, çocuğun ruhsal ve cinsel açıdan korunması için de fazlasıyla önem taşımaktadır (Akcan, 2016).

Güneş (2015) cinsel eğitim ile mahremiyet eğitimi arasında beş fark olduğunu söylemekte ve bu farklara şu şekilde değinmektedir:

1. Cinsel eğitim, gruplar halinde çocuklara topluca verilir. Bu yönüyle çocukların ruh sağlığını zedeleme riski barındırmaktadır. Mahremiyet eğitimi ise kişiye özeldir. Her çocuk için ayrı eğitim verilmektedir.

2. Cinsel eğitimin esas amacı, çocukları cinsel sorunlara karşı korunmaktır. Mahremiyet eğitiminin amacı ise cinsellikle ilgili mahrem konuların pekiştirilmesidir.

22

3. Cinsel eğitimde daha çok genel bilgiler aktarılır, kişiye özel konulara girilemez, bir sorun varsa da tespit edilip çözümüne uğraşılmaz. Mahremiyet eğitiminde ise birebir görüşmeler ile çocuğun yaşadığı sorunlar o anda tespit edilip çözülmesine çalışılır.

4. Çocukların bizzat kendisinin eğitilmesi cinsel eğitimin esaslarındandır, mahremiyet eğitiminde ise ebeveynlerin ve öğretmenlerin de eğitilmesi gerekir. 5. Cinsel eğitimin düşünsel altyapısında cinsel özgürlük vardır, mahremiyet

eğitiminin amacı ise kişinin sınırlar içinde kalmasına teşvik oluşturmaktır.

Mahremiyet eğitiminin bilişsel ve duyuşsal olmak üzere iki yönü mevcuttur. Bilişsel yönü, bireyin zihinle ilgili olarak öğrenme durumuna işaret etmektedir. Bireyin toplumsal ilişkilerdeki etkileşim, sosyal beceri ve iletişim gibi alanlarını biliş organize etmektedir. Mahremiyetin duyuşsal yönü ise mahremiyet ile ilgili olarak duygu ve tutumları içermektedir. Kişinin öğrenmeyi etkili bir şekilde gerçekleştirebilmesi için duyuşsal olarak da öğrenmeye hazır ve istekli olması gerekmektedir (Bacanlı, 2004; Tarhan, 2012). Bu boyutlar dengeli, yeterli şekilde her ebeveyn ve çocuğun ihtiyaçlarına göre geliştirildiğinde, uygun olarak oluşturulmuş bir çevre etkileşimi ile doğru bir mahremiyet bilincine dönüşebilme potansiyeli yüksektir.

Mahremiyet eğitiminde ebeveynlere ve öğretmenlere büyük sorumluluk düşmektedir. Bu sorumluluk içerisinde öncelikle çocukların bilinçli bireyler olmaları ve konuyla ilgili doğru bilgi ve uygulamalara sahip olmalarını sağlamak yer almaktadır. Bu aktörlerin çocuğa örnek teşkil edecek şekilde mahremiyet açısından uygun ve doğru davranmaları gerektiği unutulmamalıdır. Ebeveynde taklitle başlayan, örnek almayla devam eden süreç, çocuğun yaptığı davranışları bilinçli ve isteyerek uygulaması şeklinde devam edecektir (Tarhan, 2012). Mahremiyet konularında doğru ve yeterli bilgi alamayan çocuklar, bu boşluğu doldurmak amacıyla yanlış kaynaklara yönelebilmekte, özellikle internet ve medya araçları ile bu bilgi ihtiyaçlarını giderebilmektedirler. Bunların yanı sıra yanlış mahremiyet davranışlarına sahip çocuklar istismarı fark edememekte ya da kendini koruyamamaktadır. Bu durum çocuklarda cinselliğe yönelik aşırı merak, kaygı ve kafa karışıklığı ile duygusal ve ruhsal açıdan sorunlara zemin hazırlayabilmektedir (Çakır, 2015).

Sağlıklı bir mahremiyet algısı gelişen çocukların mahremiyet ihlallerine maruz kalma riski daha az olmaktadır. Doğduğu andan itibaren sürekli kucağa alınan, öpülüp

23

sevilen çocuklar mahremiyet eğitimi ile ilerleyen yaşlarında bu davranışların doğru zamanda ve şekilde değiştirilmesi yoluyla kendi bedenlerinin farkına vararak, bir birey olduğu algısını kazanabileceklerdir. Aksi durumda bu algının gelişmemesi çocukları mahremiyet ihlallerine daha açık hale getirebilmektedir. Bir çocuğun bütün hayatı boyunca hatırlayacağı, ruhunda kalıcı olumsuz izler bırakan cinsel taciz veya istismar gibi tehlikeler karşısında anne babaların bilinçli olması ve mahremiyet eğitimini önemsemeleri, çocuğa doğumdan itibaren mahremiyetle ilgili eğitim vermeleri büyük önem arz etmektedir. Çocuklara mahremiyet eğitimi kazandırmanın yalnızca ayıp, günah, yasak sözcükleriyle, nasihat veya korkutmalarla yapılacak bir eğitim olmadığını da bilmeleri şart olmaktadır. Bu tür korkutma ve nasihatler, çocuğun ruhî yapısında derin yaralar açabilmekte, onların özgüvenlerini sarsıp, korkak ve içekapanık bir hale dönüştürmekte kendini istismardan koruyamayacak hale getirebilmektedir (Çakır, 2015).

Çocuk, yaşadığı her sorunda bilgi almak için başvurduğu anne babasından mahremiyet konusunda da aydınlatıcı, ikna edici, mantıklı cevaplar bekler. Çocukların mahremiyet eğitimi almalarının en önemli faydalarından biri de çocukların kendi özel alanlarını ve başkalarının özel alanlarını bilmeleri, korumaları; hem kendi özel alanlarına karşı başkalarından saygı beklemeleri hem de başkalarının özel alanlarına saygı göstermeleri olmaktadır. Bu durum çocukların sağlıklı bir kişilik ve cinsel kimlik geliştirmesine de yardımcı olmaktadır. Böylece çocuk, cinsel taciz ve istismara karşı daha bilinçli olacaktır (Çakır, 2015).

Çocuğun kişisel, ailesel ve toplumsal hayatının vazgeçilmez bir ihtiyacı olan mahremiyet eğitimi, çocuğun yanında topluma da önemli getiriler sağlamaktadır. Bu eğitim yoluyla kişisel ve toplumsal sınırlar korunabilmektedir. Bu durum, çocuğun sağlıklı kişilik gelişimine de zemin hazırlamaktadır. Çocuğa yönelik mahremiyet ihlallerinin arttığı günümüzde, çocukları bu ihlallere karşı korumanın ilk adımı olarak çocuğa ve çevresindeki kişilere mahremiyet eğitimi verilmesidir. Ailede başlatılması gereken mahremiyet eğitimi, özellikle okul öncesi eğitim dönemde ebeveyn ve öğretmen iş birliğinde hız kazanarak devam ettirilmelidir (Akcan, 2016).

2.3.1. Mahremiyet Eğitiminin Verilme Zamanı

İnsan birbiriyle etkileşen ve birbirleriyle paralel gelişen beş gelişim boyutuyla bir bütündür. Bu gelişim alanları doğumla birlikte şekillenmeye başlar ve birbirini

Benzer Belgeler