• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM III BULGULAR ve TARTIŞMALAR

3.2 Maden Jeolojisi ve Mineralojisi

Yöredeki çinko-kurşun yatakları, Horzum Yaylası’nın 3 km kadar batısından geçen ve yaklaşık K-G yönünde uzanan bir hat boyunca sıralanmaktadır. Güneyde, Kuş Kayası kesiminde yer alan zuhurlar sadece karbonatlı cevher oluşumları bulundururken

36

Harapkayası ve Pınargözü Mahallesi civarındaki yataklarda hem sülfitli hem de karbonatlı cevher mineralleri gözlenmektedir. Horzum yöresi Pb-Zn yatakları, benzerleri arasında pirit gibi kolay ayrışabilen sülfit minerali olması ile farklılık göstermekte ve Orta Toros kuşağında ayrı bir yatak tipi oluşturmaktadır (Temur, 1986). Yöredeki birincil sülfitli cevherler Alt-Orta Kambriyen yaşlı Harapkayası Formasyonuna ait karbonatlı kayaçlara bağlı olarak gelişmiş, strata-bound karakterli, tektonik kontrollü damar tipi cevherleşmeyi yansıtmaktadırlar (Temur, 1986). Sülfitli cevher damarları en fazla 40-50 m genişlik, 20-25 m kalınlık ve 80-100 m uzunlukta olup, kısmen mercek şekiller sunmaktadırlar. Cevher damarları 65-700’lik açılarla GD’ya doğru dalmaktadır. Sülfitli cevher mineralleri sfalerit, pirit, galenit, kalkopirit, arsenopirit, markasit, bornit ve kalkosin, fahlerz (Freibergit), nabit altın/elektrum, nabit gümüş/arjantit’dir. Karbonatlı cevher mineralleri ise, smitsonit, seruzit ve aurikalsittir. Gang mineralleri, kalsit-dolomit ve aragonit, barit, kuvars, serisit, klorit ve diğer kil mineralleri’dir (Ayhan, 1988).

Gang içinde saçınımlar halinde bulunan piritler ise genellikle ezik zonlar boyunca dizilim gösterirler. Birincil sülfitli cevher damarlarının en yaygın sülfitli cevher minerallerinden biridir. Genellikle öz şekilli, kısmen de yarı öz şekilli kristaller halinde bulunurlar. Kristal boyları 40-50 µ ile 3-4 mm arasındadır. Bazı kesimlerde yaygın pirit ikizlerine rastlanır. Masif piritli cevher içindeki piritler fazlaca kataklastik kırımlı olup, aralarında eser miktarlarda arsenopirit, kalkopirit ve markasite rastlanır. Bunlar ilk oluşan sülfitli cevher parajenezini temsil ederler. Diğer tip cevherlerin içindeki piritler daha az kataklastik kırılımlı, daha iri ve öz şekilli kristaller halinde gözlenirler (Temur, 1986).

Birincil sülfitli cevher damarlarında, yukarıda tanımları yapılan piritlerin dışında renk, yansıma, parlatma sertliği ve doku özellikleri ile ayırt edilen farklı bir pirit oluşumuna rastlanmaktadır. Bunlar, diğerlerine göre daha açık renkli olup, parlatma sertlikleri daha düşük ve yansıtmaları daha yüksektir. Cevher içinde eser miktarlarda olmalarına rağmen bazı kesimlerde yoğunlaşırlar. Piritlere bu farklı özellikleri kazandıran esas faktör kimyasal bileşimlerindeki bazı farklılıklar olmalıdır. Böyle bir bileşim farklılığı da ancak oluşum mekanizmalarının değişik oluşundan ileri gelebilir. Gerek yan kaya içinde, gerekse bitişik formasyonlarda diyajenetik pirit oluşumlarına rastlanması, bu

37

farklı özelliklerdeki piritlerin preminerilizasyon dönemine ait olabileceğini ifade etmektedir (Temur, 1986 ve Ayhan, 1988).

Detaylı jeokimyasal prospeksiyon yapılan sahada mostra halinde gözlenen cevherli zonlar Adana’nın Kozan ilçesinin Horzum kasabasında bulunan Horzum madeninin 6 km kuzeyinde, Kısacıklı Zn-Pb madeninin 11 km güneydoğusundadır.

Pınargözü madeninin ise bitişik sahasında yer alan çalışma alanı Dışbudak sahası ile Bitişik saha olan Pınargözü madenden alınan cevher örneklerinin parlak kesiti yapılarak, cevherin minerolojik özellikleri XRD ve mikroskop altında incelenmiştir. Mikroskop ve XRD yardımıyla gerek mostralardan alınan örnekler ve gerekse Pınargözü madeninden alınan örneklerde belirlenen temel mineral bileşimi, sülfitli mineral olarak galenit, sfalerit ve pirit, oksitli-korbonat mineral olarak fahlerz, simitzonit, seruzit, anglezit, hidrozinkit, hematit, limonit ve az da olsa jarosit minerallerinden oluşmaktadır (Şekil 3.3).

Galen: Beyaz renkli, genellikle öz şekilli, iri kristaller halinde bulunur. İki yöndeki

dilinimleri bazı kristallerde belirgindir (Foto. 3.7). Dilinimlerin kesiştiği yerlerde gelişen üçgen kama boşluklar tipiktir. Kama seklindeki kırılma boşlukları cevherleşmenin yüksek sıcaklıkta oluştuğunun göstergesidir (Sözlü görüşme, Çopuroğlu, 2015). Kristal kenarları ve dilinim düzlemleri boyunca serüzit ve anglezite dönüşmüştür.

Fahlerz: Cevher damarlarında genellikle 50-200 mikron boyunda, yarı öz şekilli

kristaller halindedir. Galenit içinde kapanım kristalleri halinde bulunan fahlerzler diğer minerallerle beraber sfaleriti belirgin olarak ornatmıştır.

Sfalerit, Smitsonit ve hidrozinkit: Tespit edilebilen sfalerit açık gri, gri renkli ve genel

olarak galen ve gang mineralleri arasında iyi korunmuş kristallerdir. Bazı kristallerinde zonlanmalar görülür. Açık portakal renginde iç yansıma gösterir. Genellikle iri kristaller halinde olup, öz şekilli olan sfelaritler, küçük yamalar şeklinde galenitlerdeki boşluklarda kalıntı olarak rastlanmaktadır. Boşluklarda genellikle sfaleritin ayrışma ürünü olarak Fe’li olanlar kahverengimsi, ince yumrular halinde ve içerisinde galen

38

çakıllarının bulunduğu boşluklu yapıdadırlar. Genellikle smitsonitin boşluklarında beyaz kürecikler şeklinde hidrozinkite dönüşmüşlerdir (Foto. 3.7).

Şekil 3.3. Oksitli zonlardan alınan alınan örneklerin mineralojik bileşimlerine ait

39

Pirit ve Fe oksi-hidroksitler: İncelenen cevher damarlarının en yaygın cevher

minerallerinden birisidir. Genellikle öz şekilli, kısmen de yarı öz şekilli kristaller halinde bulunurlar. Kristal boyları 40-50 µ ile 3-4 mm arasındadır. Bazı kesimlerde yaygın pirit ikizlerine rastlanır. Masif piritli cevher içindeki piritler fazlaca kataklastik kırımlıdır. Bunlar ilk oluşan sülfitli cevher parajenezini temsil ederler (Foto. 3.8).

Fotoğraf 3.7. Galen içindeki üçgen yapıların (a ve b) kama şeklinde ve galen (Gn),

sfelarit’in (Sf) (c ve d) mikroskop altındaki görünümleri, sfelarit’in (d) mikroskop altındaki iç yansıma görünümü.

Diğer tip cevherlerin içindeki piritler daha az kataklastik kırılımlı, daha iri ve öz şekilli kristaller halinde gözlenirler. Piritin bol olduğu bölümler ayrışmadan dolayı yüzey koşullarında duraylı götit, hematit ve limonit minerallerine dönüşmüşlerdir (Foto.3.8).

Serüzit ve Anglezit: Serüzitler, galenitten sonra en çok gözlenen kurşun mineralidir.

Galenitlerin çatlak, dilinim ve kenarları boyunca gelişmiştir. Mikroskopta gri, yeşilimsi gri renklerde gözlenir. Mikroskobik olarak serüzitler, kahverengimsi gri, kirli sarı, bej

c d

Gn

K

a b

Gn

Sf

Gn

Sf

40

ve yeşilimsi renkler sergiler. Anglezitler ise serüzitlere göre kirli beyaz, beyaz renkler göstermesiyle ayırt edilebilirler (Foto. 3.8). Galenin ayrışması sonucu oluşan bu minerallerin daha çok galen çakılları içerisindeki galen dilinimleri boyunca galen mineralini ornatarak veya yan kayaçların boşluklarında gang mineralleriyle birlikte boşluk dolgusu şeklinde yerleştikleri gözlenmektedir (Foto. 3.8).

Fotoğraf 3.8. Öz şekilli pirit (Py), galenit (Gn) ve sfelarit (Sf) minerallerinin mikroskop

altındaki görünümleri. Galenit (Gn) sfelarit (Sf), seruzit( Srz) ve anglezit minerallerinin (Ang) mikroskop (c ve d) altındaki görünümleri.

Benzer Belgeler