• Sonuç bulunamadı

Maddi ve Manevi Temizlik Aracı Olarak Abdest

II. NAMAZIN BİREYSEL ve PSİKOLOJİK BOYUTU

II.2. Maddi ve Manevi Temizlik Aracı Olarak Abdest

“Kur’ân-ı Kerîm’in birçok âyetinde, Hz. Peygamber’in hadislerinde ve örnek hayatında temizliğin önemi ve gerekliliği üzerinde ısrarla durulmuş, genel anlamda temizlik ve ibadet amaçlı temizlikle ilgili birtakım ilke ve

212 H. Kamil Yılmaz, “Dîvân-ı İlahî’de Durmak”, Altınoluk, Ekim 2003. 213 Dihlevi, Hüccetullahi’l- Baliğa, I. Cilt, s.231

ölçüler getirilmiş ve temizlik bazı ibadetler için ön şart sayılmıştır. Bu, İslâm dininin dünya hayatına ,hem âhirete uzanan bir köprü olması hem de insanın yaratılışından beklenen ulvî gaye ve hikmetlerin gerçekleşme alanı olması cihetleriyle önem vermesinin, insan hayatını maddî ve mânevî yönleriyle bir bütün halinde ele almasının ve neticede bu hayatı düzene koymada ferde yardımcı olmasının tabii bir sonucudur. Çünkü din, özü itibariyle mânevî kirlerden arınma, Allah’ı tanıma, O’na itaat ve ibadet etmeden ibaret gibi görünse de ruhun yücelişi ve insanın böyle mânevî bir bağlantı ortamına geçebilmesi için insanı çevreleyen fizik şartların da buna uygun olması gerekir. İbadet hayatıyla ve mânevî temizlenme ile beden ve çevre temizliği arasında sıkı bir bağın kurulması hatta Kur’an’da temizlikten, hem maddî hem de mânevî temizliği kapsayacak şekilde genel bir anlatımla söz edilmesi böyle bir anlam taşır.

Öte yandan İslâm dini, ferdin âhiret kadar dünya hayatında da her yönden mutlu ve huzurlu olmasını arzu ettiği, Müslümanların sağlıklı ve güvenli bir toplum oluşturmasını dinî hayat için âdeta ön şart mesabesinde gerekli gördüğü için, başta beden temizliği olmak üzere maddî temizliği de dinî mükellefiyet kapsamında görmüş,

bu konuda ferde bir dizi ödev ve sorumluluk yüklemiştir.”214

“İslâm kültüründe genel anlamdaki temizlik ile ibadet amaçlı temizlik birbirini tamamlar ve birlikte bir anlam ifade eder. Bu sebeple İslâm bilginleri temizliği maddî temizlik, hükmî temizlik ve mânevî temizlik şeklinde üç safhalı bir faaliyet olarak görmüşlerdir. Beden, elbise ve çevre temizliği şeklinde ifade edilebilecek olan maddî temizliğin de, genelde ibadete hazırlık ve ön şart olarak, kimi durumda ibadet olarak değerlendirilmiş olması, ona, İslâm kültüründe bir ibadet içeriği kazandırıldığını gösterir. Abdest ve gusül, hükmî temizlik kademesidir. Üçüncü kademede ise kişinin uzuvlarını gıybet, yalan, haram yemek, mala hıyanet etmek gibi günahlardan, kalbini haset, kibir, gösteriş, hırs ve benzeri kötü huy ve hastalıklardan, hatta benlik ve bilincini Allah’ın gayrısından (mâsivâ) temizlemesi gelir. Müslümanın kademe kademe arınması ve temizlenmesi, Allah’ın huzuruna böyle bir safiyet ve arılıkla çıkması öğütlenir.”215

“Maddî temizlik İslâm dininin fevkalâde önem atfettiği bir konudur. Kur’ân-ı Kerîm’de çevrenin ve ibadet yerinin

214 Ali Bardakoğlu, İman ve İbadetler, T.D.V.Yayınları, (Y.Şafak Armağanı) s. 183.

temizliğinden söz edilir, Allah’ın temizlik konusunda titizlik gösterenleri sevdiği bildirilir (el-Bakara 2/125; et- Tevbe 9/108; el-Hac 22/26). Hz. Peygamber de “Temizlik imanın yarısıdır” (Müslim, Tahâret, 1), “Allah temizdir, temizliği sever” (Tirmizî, Edeb, 41), “Namazın anahtarı temizliktir” (Ebû Dâvûd, Salât, 73; Tirmizî, Tahâret, 3) buyurmuş; değişik vesilelerle beden ve çevre temizliğini emretmiş veya tavsiye etmiş, bu konuda davranışlarıyla ashabına ve bütün müslümanlara örnek olmuştur. İslâm’ın bu ısrarlı takibi neticesinde temizlik müslümanların hayatına dinî yönü de bulunan bir kültür ve gelenek olarak yerleşmiş, fıkıh kitaplarının ilk bölümünü temizlik (tahâret) konusu teşkil etmiştir. Bu bölümde ibadetlere hazırlık mahiyetinde ve onların ön şartı olan abdest, gusül, teyemmüm gibi hükmî temizliğin yanı sıra suların temizliği, dinen ve maddeten pis (necis) sayılan şeyler, temizlenme usulleri gibi konuların da ayrıntılarıyla ele alındığı görülür. Görünür kir ve pisliklerin giderilmesi “necâsetten tahâret”, abdestsizlik durumunun kaldırılması ise “hadesten tahâret” olarak adlandırılır. Her iki tür temizlik de ibadete hazırlık olmakla birlikte aralarında mahiyet farkı olduğu açıktır. Bu farkı göstermek üzere Türkçe ilmihal kitaplarında birincisine “maddî temizlik”,

ikincisine “dinî temizlik” veya “mânevî temizlik” denilmiştir.”216

“Hz. Peygamberin bir sözü, abdestin ne kadar önemli olduğunu açıkça ortaya koyar: “Abdest sırasında

organlarınız iyice temizlendiğinde, bu temizlik için kullandığınız her bir damla su, günahınızdan da bir parça götürür” (Müslim , Sahih, II / 4, 32, 41). Bir Müslüman sûfînin belirttiği gibi, yıkanmak sadece dış temizlik değildir, pislik maddî olduğu kadar manevî de olduğundan, bu aynı zamanda geçmiş günahlarından pişmanlık duymak ve gelecek için iyi kararlar almak demektir. Pişman olup tevbe etmek geçmişi temizleyip arındırır; Allah’ın yardımını dileyerek alınan karar ise bundan sonraki hayatında yapacakları hususlarla ilgilidir. Üstelik bunlar günah işleyen belli başlı organlarla alâkalıdır: Abdest bozma organlarımız cinsel günahları işleyebilirler, el yazar, ağız yer ve konuşur, burun koklar, gözler görür, yüz genellikle manevî baskılar yaparak yetkiyi kötüye kullanma aracı olur, kollar saldırır ve yakalar, baş plânlar ve komplo kurar, kulaklar işitir, ayaklar ise günahın ve Rabbimiz tarafından yasaklanmış bütün şeylerin yolunda yürür. Bu

216 Ali Bardakoğlu, a.g.e., s. 184.

sembolik ve ruhî yön, her organı yıkarken yapılan dualarla da kendini gösterir.”217

Abdestin basit bir el-yüz yıkama işlemi olmadığının bilincinde olan mümin, abdest alırken gönülden “arınma”yı amaçlar. Abdest için su bulamayanların toprakla teyemmüm alması (Nisa, 4/53), amacın sadece maddi değil, aynı zamanda manevi temizlik olduğunu kanıtlar. Hz.Peygamber , abdest alırken “Allah’ım, beni tövbe edenlerden ve temizlenenlerden kıl” diye dua ederdi.

Abdest, sadece vücut azalarını kir, pis ve pastan temizlemekle kalmaz, aynı zamanda iç dünyayı da arındırır. Mümin, her azasını yıkarken eliyle, ağzıyla, diliyle, gözüyle, kulağıyla, ayaklarıyla... bilerek ya ela bilmeyerek yaptığı tüm günahlardan pişmanlık duyup vazgeçmeye karar verir.

Allah’ın divanına durmaya hazırlanan her mümin, elbette kendine çekidüzen vermeli; elbisesi de kalbi gibi temiz olmalıdır. Zira o miraca, Rabbiyle sohbete çıkmaktadır. Ey Ademoğulları! Her mescitte ziynetinizi takının (güzel ve temiz giyinin) (A’râf 7/31).

217 Hamidullah, İslama Giriş, s.106-107.

Mümin, namazda temiz ve güzel giyinip örtünmelidir. “Ve elbiseni temiz tut” (Müddessir, 74/4) ayetinin ifade ettiği anlamda, elini eteğini her türlü kötülükten çekmeli, cahili hayatta yaygın olan çirkinliklerden uzak olmalıdır.”218

Netice olarak “taharetin ruhu, Allah ile hemhal olmak, üns ve inşirah halidir,cerbeze halindeki düşüncelerin sönmesi,gönlü sıkıntıya sokan,hatırı meşgul eden,fikir dağınıklığına sebep olan,huzursuzluk ve feveran hali veren şeylerin sönmesidir.”219

II.3. Namaz ve Sağlık

Benzer Belgeler