• Sonuç bulunamadı

3. TÜRKİYE’DE POPÜLER MÜZİĞİN GELİŞİMİ VE

3.2. Müziğin Kitle İletişim Araçlarıyla İlişkisi

Önceki başlıklardan yararlanarak müziğin kitle iletişim araçları ile sıkı bir ilişki kurmuş bir bilim ve sanat disiplini olduğu söylenebilir. Aslına bakılırsa müzik de insanların duygu ve düşüncelerini aktarmaya yarayan bir iletişim aracı olarak hayatımızın bir parçasıdır.

İnsan duygularını harekete geçirme ve etkileme özelliğine sahip olan müzik, onun ustaca kullanımıyla etkili bir medya aracına dönüşebilir (İmik 52). Buna göre müzik, kitle iletişim araçlarında yardımcı öğe olarak, bu araçların iletmek istediği mesajın gücünü ve niteliğini, insanların duygularını etkileyerek ve giden mesaja ifade

80

zenginliği katarak artırmak için kullanılabilir. Aynı zamanda, günümüzde müzik sektörü de popüler müzik üretimlerini kitlelere duyurmak için kitle iletişim araçlarını kullanır.

Müziğin kitlelere ulaştırılarak bir endüstri haline gelmesi radyonun icat edilmesi ile başlamıştır. Radyo, geniş kitlelere ulaşan bir kitle iletişim aracı olarak tarihi boyunca müzik yayınları yapmıştır ve artık salonlarda ya da diğer umuma açık yerlerde yapılan müzik, tüm dünya insanlarına ulaşabilme niteliği kazanmıştır. Bu durum, radyoda çalan müziğin popülerleşmesini de beraberinde getirmiştir. İnsanlığın yaşantısında en etkin araçlardan biri olan müzik bu süreçten sonra daha etkili bir toplumsal faktöre dönüşmüştür.

Günümüzde müzik, radyo, televizyon, sinema ve sosyal medya gibi birçok ses unsurunu iletebilen medyada yardımcı öğe olarak ya da ana unsur olarak kullanılmaktadır.

3.2.1. Müziğin İletişimsel Özellikleri

Müzik, duygu ve düşünceleri mesaj olarak ileten bir araç olarak insanları sosyokültürel, ekonomik ve psikolojik durumlarına göre etkileyen bir ifade yöntemidir (İmik 52).

Bu çalışmada müzikten insanlığın ilk dönemlerinden itibaren kullandığı bir araç olarak kullanıldığı bahsedilmiştir. Buna göre, müzik de insanlığı iletişim kurma şekillerinden biri olarak var olduğu için eski çağlardan günümüze evrimleşerek gelmiş bulunmaktadır. Müzik insanlık için sosyal bir ihtiyaç olarak gözükmektedir. Birçok kültürel sürecin ve davranışın içinde müziğin bulunması bu sebeple oldukça doğal görünmektedir.

Müziğin iletişim algoritmasında kaynak bestecidir. Mesaj, müzik yapıtının kendisi olarak tanımlanır. Mesajı iletmeye yarayan kanal ise müziği dinleyiciye ulaştırma yöntemidir. Bu mesajı alan dinleyici, alıcı olarak tanımlanabilir. Eğer etkin iletişimden söz etmek gerekirse bu besteye verilen dinleyici tepkisi de geri bildirim

81

olarak adlandırılabilir. Bu müziği mesaj olarak ilettiğimiz ortam da bu sürecin son öğesidir (İmik 58).

Müziğin üretiminden sonra icrası ve icranın yapıldığı araçlar, konum ve bu müziği dinleyen diğer insanlar müziğin iletişimsel algortimasında yerlerini almaktadırlar. Böylece insanlar arasında bir etkileşim oluşmaya başlamaktadır. Bu etkileşim, müziğin o kültüre ve o ana uygunluk ya da uygunsuzluk derecesine göre olumlu ya da olumsuz etki yapabileceği söylenebilir.

3.2.2. Müziğin Kitle İletişim Araçları İçin Kullanımı

Bu çalışmada daha önceden bahsedilen 19. yüzyılın sonundaki teknolojik gelişmeler ile birlikte radyoda çalan müziğin, görsel kitle iletişim araçları için kullanımı, dönemine göre oldukça parlak bir fikirdir. Bu, müziğin hayatımızın önemli bir parçası olduğu için kolaylıkla kabul görebilecek bir etkileşim şeklidir.

İlk film gösterimini 1895 yılında Lumiere Kardeşler tarafından gerçeklemiştir ve bu dönemden itibaren müziğin filmlerde kullanılmak istenmesi ve zamanla kullanılması ile devam eden süreçle sinemada büyük aşama kaydeden müzik, ilerleyen zamanlarda televizyon yayınlarının vazgeçilmezi haline gelmiştir (İmik 62). Günümüzde film sektörünün müzik kullanmaya devam etmesi, görsel bir iletiye ikinci bir boyut katarak daha nitelikli bir anlatım yapmasını sağlamaktadır ve böylece mesajın iletişimsel gücünü artmaktadır.

Film müziğinin bir pazar olacağını anlayan şirketler hem film için özel müzik yazmanın hem de müziğin film ile promosyonunun yapılmasını sağlayarak “Sinema Şarkısı”nı ortaya çıkarmışlardır. Bugün bu şarkılara soundtrack de denebilmektedir. Günümüzde de sinema ve müzik ilişkisi hala giderek güçlenmektedir ve çoğu sinema filminde müzik kullanılmaktadır. Bu süreçler, bir film için özel olarak hazırlanan müziklerin soundtrack olarak kendi başına filmi temsil eden bir müzik sektörünün oluşmasına dahi sebep olmuştur. Günümüzde televizyon yayınlarında çok sık kullanılan müzik, kitle iletişim araçlarının olmazsa olmaz bir ihtiyacı haline gelmiştir. Reklam filmleri, dizi filmler, çizgi filmler, siyasal propagandalar ve benzeri televizyon

82

içeriğindeki tüm yayınlarda müzik kullanılmaya başlanmıştır. Diğer yandan bilgisayar oyunları için hazırlanan müzikler de ciddi bir sektör haline gelmiştir (İmik 63-104).

Böylece müziğin kitle iletişim araçları içerisinde kendine ne denli derinlemesine yer bulduğunu görmek mümkündür. Bugün herhangi bir sinema filminin, radyo programının, reklam filminin, bilgisayar oyununun ya da bir televizyon programının müziksiz olması çok nadir karşılaşılan bir durumdur. Bu da tüm bu sayılan diğer sektörlerin müzik sektörünü önemli hale getirdiğini göstermektedir. Bu açıdan bakıldığında müzik, yalnızca dinleyiciye direkt müzik sunulan bir alanda değil aynı zamanda kitle iletişim araçlarının içeriklerini tamamlamada kullanılmasıyla oluşan bir diğer alanda da sektörleşmeyi sürdürmektedir.

3.2.3. Müziğin Kitle İletişim Araçları İle Popülerleşmesi

Görsel ve işitsel kitle iletişim araçları, müziğin çeşitli kitlelere ulaşmasını sağlayarak popüler müzik kavramının ortaya çıkmasına sebep olmuştur ve müzik ciddi bir ekonomik getiri sağlayan bir sektör haline gelmeye başlamıştır.

1981 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nde yayına başlayan Music Television (MTV) John Fiske’nin deyimiyle yarım yüzyıllık geçmişten sonra televizyon kendine özgün bir sanat formu yaratmıştı (Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü – Sahne ve Görüntü Sanatları Anabilim Dalı – Doktora Tezi – Peyami Çelikcan, 1995, İzmir). Bu tarz televizyon kanallarında dönen şarkılar için özel olarak üretilen videolar, müzik sektöründe yeni bir çığır açmıştır ve bu videolar televizyonculuk ile müziğin ortak bir sektörü haline gelmiştir.

Günümüzde hala radyo, televizyon, sinema ve internetin sağladığı sosyal medya gibi kitle iletişim araçlarının doğru stratejilerle kullanımında müziğin kitlelere ulaşabildiğine şahit olmaktayız. Bu sebeptendir ki müzik endüstrisi ile medya endüstrisi iç içe yaşayan sektörlerdir.

Günümüzde ise internetin getirdiği sosyal medya aracılığıyla, müzik sektörü ciddi değişimler geçirmiştir. Teknolojinin gelişmesiyle artık müzik albümü yapmak için iyi bir stüdyo yerine evde kurulmuş bir homestudio yeterli olabilmektedir ve bu durum

83

albüm yapım maliyetlerini oldukça düşürebilmektedir. Böylece, müzik şirketleriyle anlaşma yapmadan kendi albümünün yapım aşamasını gerçekleştiren ve dijital olarak dağıtımını sağlayabilen amatör ve profesyonel birçok yeni sanatçının ve müzik grubunun internet vasıtasıyla kitlelere ulaşmasını sağlamıştır. Böylece müzik piyasasında eskisine göre çok daha fazla alternatif sanatçı, müzik grubu ve müzik tarzı oluşmuştur. Bir bakıma, müzik yapan müzisyenlerin şirketlerle sözleşme imzalamamış olanları oldukça özgürleşebilmişlerdir. Bu durum büyük müzik şirketlerinin ekonomik paylarının azalmasına vesile olarak bağımsız müziğin doğmasını sağlamıştır. Ayrıca internet sayesinde çok daha fazla sanatçının ve müzik grubunun ortaya çıkmasıyla müzik sektörü büyümüştür ve bu sektörün müzisyenlik dışındaki menajer, organizatör,

tonmaister, sahne amiri, ışıkçı, güvenlik, şoför ve benzeri personel ihtiyacı da

büyümüştür. Bu da müzik sektörünün toplum nezdinde ekonomik olarak daha da yer etmesine sebep olmuştur denilebilir.

Benzer Belgeler