• Sonuç bulunamadı

Mülkiyet hakkı, mal ve mülk dokunulmazlığına saygı gösterilmesini isteme hakkıdır. Hukuki bir kavram olarak mülkiyet, sahiplik, iyelik, maliklik, kişinin mal varlığı üzerindeki egemenliğidir66. Malikin mal üzerindeki egemenliği ise elde bulundurma, kullanma, yaralanma, tahrip etme, niteliğini değiştirme, hukuki işlemlere konu yapabilme, başkasına engel olma, elden çıkarabilme gibi yetkileri içerir.

Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının ikinci kısmının “kişi hakları ve ödevleri”

başlıklı ikinci bölümünde yer alan 35. maddede düzenlenmiştir. Maddeye göre “herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir. Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabilir. Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz.” Bu haliyle madde, mülkiyet hakkı ile ilgili olarak kuralı koyduktan sonra; bu hakkın sınırlanmasına

62 Tuğçe Akdemir, “Vergi Hukuku Açısından Türk Anayasa Mahkemesi’ne Bireysel Başvuru Yolu”, Türkiye Barolar Birliği Dergisi, S. 111, 2014, s. 272.

63 Serkan Ağar, “Adil Yargılanma Hakkı Perspektifinden 4811 Sayılı Vergi Barışı Yasası”, Türkiye Barolar Birliği Dergisi, S. 59, 2005, s. 351.

64 Doğan Şenyüz, Vergi Ceza Hukuku, Ekin Kitabevi, Bursa, 2005, s. 23.

65 Nihat Edizdoğan, Metin Taş ve Ali Çelikkaya, Vergi Ceza ve Yargılama Hukuku, Ekin Kitabevi, Ankara, 2007, s. 77.

66 Yılmaz, a.g.e., s. 584.

ilişkin ölçütü ve sınırı belirlemiştir. Ayrıca, kişilere de, mülkiyet hakkının kullanılması ile ilgili olarak, toplum yararına aykırı kullanmama ödevi getirmektedir.

İHAS’ ın 1. protokole ek 1. maddede mülkiyetin korunması hakkında açıklamalar yer verilmiştir. Söz konusu madde aşağıdaki gibidir:

“Her gerçek veya tüzel kişinin, mal ve mülk dokunulmazlığına saygı gösterilmesini isteme hakkı vardır. Bir kimse, ancak kamu yararı sebebiyle ve yasada öngörülen koşullara ve uluslararası hukukun genel ilkelerine uygun olarak mal ve mülkünden yoksun bırakılabilir.

Yukarıdaki hükümler, devletlerin, mülkiyetin kamu yararına uygun olarak kullanılmasını düzenlemek veya vergilerin ya da başka katkıların veya para cezalarının ödenmesini sağlamak için gerekli gördükleri yasaları uygulama konusunda sahip oldukları hakka helal getirmez.”

İHAS 1.protokole ek 1. madde ve Anayasasının 35. maddeleri birbirinden tekrarı gibidir. Ancak aradaki tek fark 35. maddede vergi ve diğer katkı payları ile para cezalarının ödenmesini sağlamak amacıyla mülkiyet hakkına getirilebilecek sınırlama mevcut değildir.

1 nolu ek protokolün 1’inci maddesinin ikinci fıkrasında, mülkiyet hakkının istisnası olarak gösterilen, Devletin vergi toplama faaliyeti, bu uluslararası düzenlemeden farklı olarak, Anayasanın İkinci Kısmının siyasi hak ve ödevlerle ilgili dördüncü bölümünde, ayrı bir maddede; 73. maddede düzenlenmiştir.

73. maddenin ilk iki fıkrasında herkesin, kamu giderlerini karşılamak için, mali gücüne göre vergi ödemekle yükümlü olduğu ve vergi yükünün adaletli ve dengeli dağılımının maliye politikasının sosyal amacı olduğu belirtilmiştir.

Buna göre; Devlet vergi koyma yetkisini, ancak kamu giderlerini karşılamak için kullanabilme imkanına sahiptir. Ancak, bu meşru amacın varlığı, konulan verginin Anayasaya uygun olabilmesi için yeterli değildir. Ayrıca; Devlet, vergi koyarken, mükelleflerin mali gücü ile kamu giderlerini karşılama amacı arasında adil bir dengenin bulunmasına da özen göstermek; bunu da, maliye politikasının sosyal amacı edinmek zorundadır.

Maddenin, üçüncü fıkrasında, vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin ancak kanunla konulup, değiştirilip ve kaldırılacağı belirtilmiş ve vergi koyma yoluyla mülkiyet hakkını sınırlama ölçütü olarak, kanun kabul edilmiştir.

Son olarak maddenin son fıkrasında, vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin muaflık, istisnalar ve indirimleriyle oranlarına ilişkin hükümlerinde kanunun belirttiği yukarı ve aşağı sınırlar içinde değişiklik yapma yetkisi Bakanlar Kurulu’na verilmiştir.

2. Vergilendirme Açısından Mülkiyet Hakkı

Her gerçek ve tüzel kişinin mal ve mülk dokunulmazlığına saygı gösterilmesini isteme hakkı vardır. Herhangi bir kimse, ancak kamu yararı sebebiyle ve yasada öngörülen koşullara ve uluslararası hukukun genel ilkelerine uygun olarak mal ve mülkünden yoksun bırakılabilir.

Verginin mülkiyet hakkına müdahale niteliğinde olduğu ve bireye kısıtlama getirdiği kuşkusuzdur. Ancak bu müdahale Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamında Avrupa standartlarına uygun olduğu sürece yasaldır. Söz konusu standartlar, İHAS Protokol 1, md 1 açısından verdiği kararlara göre şekillenir67. Söz konusu protokolün 1.maddesine göre, mülkiyet hakkı esastır ve temel insan hak ve özgürlüklerindendir.

Ancak, kişilerin bu temel hak ve özgürlüğü olan mülkiyet hakkı, kamu yararı sebebiyle ve yasada öngörülen koşullara ve uluslararası hukukun genel ilkelerine uygun olarak sınırlandırılabilir.

Vergi, demokratik ülkelerde, bir yandan devlete mükellefin özel mülkiyetine müdahale hakkı verirken, diğer taraftan da bu ödevi yerine getiren mükellefe de hükümetten bunun hesabını sorma hakkı verir. Vergi, mülkiyet hakkına müdahale olarak, tüm temel insan hak ve hürriyetlerini kullanmayı veya bunlardan yararlanmayı olumsuz etkilemektedir. Bu bağlamda da, vergi ve vergi cezaları, devletin, temel insan hak ve özgürlüklerinden olan mülkiyet hakkına müdahalesinin bir istisnasıdır, tüm temel insan hak ve hürriyetlerini kullanmayı veya bunlardan yararlanmayı olumsuz olarak etkiler ve

67 Billur Yaltı, “İnsan Hakları Avrupa Mahkemesinin Yakın Tarihli İçtihadında Mülkiyet Hakkı İhlalleri:

N.K.M ve Yehova Şahitleri Kararları: Ağır Vergilendirme ve Ayrımcı Vergilendirme”, Vergi Sorunları, S. 300, Eylül 2013, s. 64.

vergi ve vergi ceza yasaları da temel insan hak ve özgürlüklerine ilişkin hukuki düzenlemelerdir68.

Bu nedenle de, tarh edilen vergiler ve kesilen vergi cezaları ile insan hakları ihlal edildiği iddiasında bulunan mükelleflerin olağan iç hukuk yolları tükendikten sonra Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulunabilmesi mümkündür.

Nitekim, Mülkiyet hakkının ihlal edildiğini iddia eden 10 adet başvuru mevcuttur.

Bu başvurulardan 6 tanesi gerekli maddi ve şekli şartları taşımadığı için reddedilmiştir.

Diğeri ise incelenmek üzere kabul edilmiştir.

Söz konusu 2014\6192 sayılı başvurunun konusunu haksız yere tarh edilen gelir vergisi ve damga vergisi ile kesilen vergi ziyaı cezalarına karşı açılan davanın reddedilmesi oluşturmaktadır. Başvurucu davanın reddedilmesi ile mülkiyet hakkı ve adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

Görülen dava sonucu başvurucunun mülkiyet hakkının ihlal edildiğine karar verilmiş ve ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için, yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmadığı anlaşıldığından başvurucuya tazminat ödenmesine ayrıca başvurucu tarafından yapılan harç ve vekalet ücreti giderlerinin geri ödenmesine oy birliğiyle karar verilmiştir69.

C. ETKİLİ BAŞVURU HAKKI