• Sonuç bulunamadı

2.7. LOJİSTİK KÖY TÜRLERİ

3.1.2. Lojistik Köylerin Yönetimi

Genellik lojistik köylerde kuruluş projelerinin ön gördüğü yönetim şekilleri uygulanır. Bu yönetim şekilleri 2 farklı yapıda olabilmektedir. Nitekim Rodrigue ve diğerleri (2006), lojistik köy yönetiminin 2 ana unsuru olarak mülkiyeti ve işlemlerin yürütülmesini belirtmişlerdir. Bu yaklaşıma göre mülkiyet terminal alanı ve araçların sahipliğidir. Yine bu yaklaşıma göre bir lojistik köyün mülkiyeti kamu ve özel bir organizasyona ait olabilir. Kamusal mülkiyet ekonomik ve stratejik önemi nedeniyle en yaygın olan lojistik köy yönetim şeklidir. Bu uygulama mülkiyeti kamuya ait limanlarda daha çok görülür. Nitekim bu mülkiyet yapısında kamu altyapı yatırımlarını kurar, yürütür ve geleceğe yönelik gelişmelerini planlar ve lojistik köyde verilecek hizmet alanlarını özel sektöre kiralama imkanı sunar (Rodrigue vd., 2006: 229).

Kamu, özel ve kamu-özel yönetim şekli ile yönetilen lojistik köylerde yöneticilerin ve kullanıcıların daha etkin ve verimli hizmet üreten ve sunan bir yapıya sahip olmalarına yönelik yapılan bir çalışmada lojistik köy yönetiminin üç farklı faktöre ihtiyaç duyduğu ortaya cıkartılmışıtr (Europlatforms, 1998: 6):

1. Lojistik köy yöneticileri için iyi uygulama ilkesi,

2. Lojistik köyler için risk değerlendirilmesi için karar destek sistemi, 3. Taşıma ve lojistik şirketleri için eğitim yazılımları araçları.

Özel mülkiyet ise lojistik köyler ve diğer nakliye terminalleri acısından kamu mülkiyetine göre daha az uygulanabilen bir mülkiyet modelidir. Bu uygulama özellikle İngiltere ve Yeni Zelanda da karşımıza çıkar. Diğer unsur olan işlemlerin yürütülmesi lojistik köydeki günlük operasyonlar olarak tanımlanır. Bu işlemler hem kamu hem de özel sektörün faaliyet alanı içerisindedir. Dolayısıyla onlar tarafından yürütülür. İşlemlerin kamu tarafından kontrol edildiği yapıda kamu, ekipman işletme, terminal çalışanlarıyla ilgilenme ve lojistik köy işletme işlerini yürütür. Özel sektörce yürütülmesi halinde ise ekipmanların işletilmesi, terminal çalışanlarıyla ilgilenme ve lojistik köydeki diğer işlemler özel sektör tarafından yerine getirilir. Bunun yanında yine özel sektör aynı işlemleri kamuya ait olan tesislerin kullanım ve işletim hakkını

76

belirli sürelerde kiralama yoluyla da yapabilir. Lojistik Köyler, kuruluş amaçları ve projelerindeki hedefler doğrultusunda farklı yönetim şekillerine sahip olabilir. Günümüzde bu yönetim şekillerinin temelde 3’e ayrıldığını görmekteyiz. Bunlar kamunun yönetimi, özel sektörün yönetimi ve kamu-özel sektör ortaklığıi yönetimi şeklindedir (Rodrigue vd., 2006: 231).

Lojistik köylerin yönetimi ile ilgili verilenler ışığında Şekil 14 düzenlenmiştir. Şekil-14: Lojistik Köy Olası Yönetim Modları

Kaynak: Bentzen, 2009: 44.

3.1.2.1. Kamu Yönetimi

Lojistik köylerde yaygın olarak kullanılan yönetim şekli; mülkiyetin ve yönetimin kamu tarafından yapıldığı şekildir. Bu yönetim şeklinde lojistik köylerin geliştirilmesi kullanılan finansal kaynak devlet hazinesinden veya kamu kuruluşlarının kaynak yaratmasıyla sağlanır. Kamu yönetimi için verilecek en uygun örnek demiryolu terminalleri ve limanlardır. Bu modelde işlemler, gelirler ve taşıma modları (karayolu, havayolu, demiryolu ve denizyolu) üzerinde devletin kontrolü söz konusudur. Lojistik köylerden hizmet alan işletmeler için bu yönetim şekli yani kamu yönetimi özel sektör yönetim şekline göre daha avantajlıdır. Bu avantajlar; yük için yapılan entegre lojistik sürecinde eşitlik ve adil bir kullanım hakkıdır. Kamu yönetimi sisteminde; vurgunculuk, fahiş tarifeler, şirketler arasındaki ayrımcılık gibi uygulamalar minimum düzeyde görüldüğünden genellikle yabancı işletmelerin

Mülkiyet Yönetim ve Operasyonl ar Yönetim Kamu Kamu Kamu Yönetimi Özel Özel Özel Yönetim Kamu Özel Kamu Özel Ortaklığı Kamu Özel Ortaklığı Kamu Özel Ortaklığı Kamu Özel Ortaklığı

77

lojistik köye güven duymasını sağlayacaktır (UNCTAD, 1991: 53).

Yönetimin kamuda olduğu lojistik köylerde gelişme de süreklilik arz edecektir. Çünkü devlet gerekli olan uzun dönemli yatırımlar için gerekli kaynağı sağlayacak ve yeni yatırımlara gidecektir. Rodrigue ve diğerlerine (2006) göre özel sektör lojistik köylere yapılacak uzun vadeli ve büyük miktardaki gerekli kaynağı sağlama konusunda ya isteksiz ya da yetersiz kalacaktır (Rodrigue vd., 2006: 229).

Lojistik altyapısı ve sektörü ülkeler için büyük bir öneme sahiptir. Lojistik köylerin sahip olduğu stratejik önemden dolayı mülkiyeti ve işletilmesi bölgesel, ulusal ve uluslararası ekonomik politikalarla kolayca entegre edilebilecektir. Diğer bir ifadeyle kamunun ekonomik politikaları ile lojistik köyün politikaları kolayca entegre edilebilecektir (UNCTAD, 1991: 54).

Bu yönetim modelinin lojistik köyler için olumsuz yönleri de olabilir. Bu daha çok rekabet ortamının olmamasından dolayı hizmetlerin maliyetlerinin yüksek tutulması ve hizmet çeşitliliğine gidilmeyerek sınırlı sayıda ve düzeyde hizmet sunulmasıdır. Yani müşteri taleplerine etkin cevap veremeyerek kaliteli hizmet sunamamasıdır. Kamun yönetimin getirdiği diğer bir eksiklik ise özel sektöre göre yeterince işletme deneyimine sahip olamamasıdır. Bu da Lojistik köyün etkin, verimli ve tam kapasiteyle çalışamamasına neden olur. Yine karşılaşılacak bir diğer olumsuzlukta lojistik köye yapılacak yeni yatırımlar konusunda kamunun zaman zaman isteksiz olması ya da kaynak yaratamamasıdır. Bazen de bunun tam tersi olarak da yüksek maliyetli gereksiz yatırımlara girişerek yüksek maliyetli lojistik hizmet sunmasıdır (Rodrigue vd., 2006: 230).

3.1.2.2. Özel Yönetim

Kamunun yönettiği lojistik köylerin sayısal üstünlüğü yıllardır devam etmektedir. Ancak kamu tarafından yönetilen lojistik köylerin özel yönetime sahip olan lojistik köylere göre daha az başarılı olduğu yapılan araştırmalarda ortaya konmuştur. Bu nedenle son zamanlarda özel sektörün yönettiği lojistik köylerin kurulumu ivme kazanmıştır (Higgins ve Ferguson, 2011: 101).

78

Özel sektörün yönetimindeki Lojistik köylerde, özel sektör tarafından sağlanan kaynaklar lojistik sektörüne yönelik yeni yatırımlara yönlendirilmektedir. Bu durum ülkenin lojistik altyapısına önemli imkânlar ve avantajlar sağlayacaktır (Rodrigue vd., 2006: 43).

Özel sektörün yönetimde etkin olması rekabetçi bir ortamın oluşması sağlayacaktır. Bunun sonucunda da lojistik hizmet maliyetleri işletmeler açısından daha uygun fiyatlara çekilecektir. Yine bu modelde hizmet çeşitliliği de artacak, farklı faaliyetlerde daha nitelikli hizmet sunulması sağlanacaktır. Yani müşteri taleplerine daha etkin cevap verilerek verilen hizmetin kalitesi artacaktır (UNCTAD, 1991: 53).

Bu sistemde yatırımların artmasına, esnekliğin ve müşteriye özel hizmet sunumlarının verilmesiyle avantaj sağlanmaktadır. Bu sisteminde kendi içerisinde birçok dezavantajı da vardır. Bunlar özellikle büyük projelerdeki başarısızlık riskinin yüksekliği ve haksız rekabetin yaşanmasından dolayı fiyatlarda oluşacak dengesizliktir (Rodrigue vd., 2006: 43).

3.1.2.3. Kamu-Özel Ortaklığı

Kamu yönetim modelindeki lojistik köyler müşteriler taleplerine cevap vermede yavaş kalabilmektedirler. Ayrıca kamuya ait lojistik köylerde ekonomik olmayan yatırımların yapılmakta ve bunun sonucunda da müşterilere daha maliyetli lojistik hizmetler sunulmaktadır. Bu durumların ortaya çıkmaması için mülkiyeti kamuya ait lojistik köylerin işletilmesinde özel sektörle işbirliğine gidilmektedir. Bu işbirliğine gidilme nedeni özel sektörün kamu sektörüne göre daha etkili lojistik hizmetler sunmasıdır. Kamu-Özel ortaklığı, tamamen özel yönetime kıyasla, bir Lojistik köyün geliştirilmesinde daha büyük esneklik sağlar. Ancak bu, ortaklığın kurulması için yapılan ön anlaşmanın doğru şekilde yapılmasıyla gerçekleştirilebilir. Yapılan anlaşmada kuralların lojistik köyün gelişimine ve yapısını zaman içersinde değiştirmesine yönelik olması beklenir. Böylece kamu-özel sektör ortaklığıinın uygulandığı lojistik köylerin süreç içerisinde düzenlemeler yapma, yeni projeler uygulama ve alt yapısını geliştirme imkânı sağlayacaktır. Bu lojistik köylerde kamu daha çok yatırımları üstlenirken özel sektör ise yapılan bu yatırımlardan makul düzeyde kazanç elde edilmesi için çaba içerisinde olur (Rodrigue vd., 2006: 247).

79

Kamu-özel sektör ortaklığıinın söz konusu olduğu lojistik köylerde elde edilen bu avantaj FREIGHTWISE (2007) raporuna göre, ortakların arasında riskin dağılımı olarak açıklanmıştır. Bu rapor; kamu-özel sektör ortaklığıinın finansı iki kombinasyona dayandırmaktadır. Bunlardan ilkinde kamu sektörü tren garı ve ana konteyner elleçleme ekipmanı gibi temel tesislere yatırım yaparken, özel sektör ise depolama gibi diğer teçhizatları sağlar ve tesislere yatırım yapar. İkinci kombinasyonda ise kamu ve özel sektör gerekli temel tesisleri ve teçhizatları müşterek olarak kurarlar ve finansmanı sağlarlar. İlk kombinasyonda kamu sektörü sahip olduğu sermaye gücüyle lojistik köyleri kurarak işbirliği yapacağa özel sektöre önemli avantaj sağlamış olur. Diğer kombinasyonda ise yatırımların kamu-özel sektör ortaklığıinda yapılması lojistik köyün entegre bir organizasyon olarak faaliyet göstermesini sağlar ve tutarlı bir şekilde gelişmesini garanti eder. Ancak yinede yönetim özel sektörde olduğu lojistik köy yönetim modelinin operasyonlardan sağlayacağı esnekliğe ulaşamaz (UNCTAD, 1991: 54).

Kamu-özel sektör ortaklığında yönetilen lojistik köylerde aşağıdaki fayda ve avantajlar söz konusu olabilir (Freightwise, 2007: 69):

 Kamu kesiminde gereksiz bütçe kullanımın önlenmesi,

Daha çok finansal ve teknolojik kaynaklara sahip olma,

Etkin bir yönetime sahip olma,

Özel sektörün getireceği katma değerin farkında olma,

Özel sektörün teknik bilgi birikimine sahip olma,

Şeffaf, etkili ve doğru bilgi paylaşımıyla daha büyük projeler için fırsat yaratma, Yürütülen projelerdeki hizmetlerin değişimi ve yatırım kapasiteleri aracılığıyla nitel gelişime ulaşma,

Ortaklar arasında yasal yollarla teknik ve finans kaynakların karşılıklı değişimi ve kullanılması,

 Avrupa Fon Kuruluşlarından krediler gibi dış kaynaklara daha kolay ulaşma,

 Projelerin daha kısa sürede sonuçlandırılması.

Lojistik köylerin kamu, özel sektör ve kamu-özel ortaklığı olarak yukarıdan beri belirttiğimiz yönetim modellerinin sağladığı temel avantajlar ve dezavantajlar Tablo 3’de daha anlaşılır biçimde yer almıştır.

80

Tablo 3 : Farklı Yönetim Modellerinin Temel Avantajları Ve Dezavantajları

Kaynak: Bentzen, 2011: 47.

Benzer Belgeler