• Sonuç bulunamadı

Liflerle Güçlendirilmiş Uçucu Küllü Betonlar

2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR

2.3. Liflerle Güçlendirilmiş Uçucu Küllü Betonlar

Ünal (1994) bildirdiğine göre, Swamy (1971), çelik lifli betonların özelliklerini araştırmak amacıyla yaptığı çalışmada lifli beton kompozitlerinin durabilitesini ve çimento matriksi arasındaki ilişkinin önemini belirtmektedir.

Yapılan çalışmada hacim artışından dolayı dışarıda kalan lifler dikkate alınmazsa, liflerin karışım içerisinde gelişi güzel dağıldığını belirtmektedir. Yapı elemanlarının üretimde; lifli betonun kullanılması halinde işlenebilmeyi kolaylaştırmak amacıyla karışıma uçucu kül katılması lifli betonun aderans dayanımını arttırdığı belirtilmektedir.

Alhozaimy ve ark. (1996), çalışmalarında 19 mm uzunluğunda polipropilen lif kullanarak, birbirinden farklı olmak üzere iki farklı durum için deneyler yapmışlardır. Birincisi normal betona polipropilen lifi %0, %0.05, %0.10, %0.20,

%0.30 arasında katarak polipropilen ilavesinin etkilerini incelemişlerdir. İkinci deney ise %0.1 polipropilen içeren ve içermeyen puzolan katkılı betonları incelenmişlerdir.

İkinci deneydeki puzolan karışımları: %75 çimento + %25 uçucu kül, %75 çimento +

%25 cüruf ve %90 çimento + %10 silis dumanlı karışımlardır. Çalışmalarında, basınç dayanımı 152×305 mm’lik silindir numunelerde, eğilme dayanımı 102×102×356 mm’lik prizmalarda ve darbe direnci ise 152×64 mm’lik silinir numuneler üzerinde deneyleri yapmışlardır. Deneyler sonucunda:

• Polipropilen liflerin basınç dayanımı üzerine önemli bir etkisinin olmadığını sadece silis dumanı içeren betonların normal betonun basınç dayanımını %17 ve lifli betonun ise %23 arttırdığı görmüşler.

• Polipropilen liflerin eğilme üzerinde hiçbir etkisinin olmadığını görmüşler.

• %0.1, %0.2 ve %0.3 polipropilen lif içeren betonların sırasıyla eğilme tokluklarını %44, %271, % 387 arttırdığı, silis dumanı ise eğilme tokluğunu şahitte %48 ve liflide ise %79 arttırdığını,

• Polipropilen lif oranı arttıkça darbe dirençleri ve ilk çatlağında arttığını, polipropilen liflerin %0.05, %0.1, %0.2 ve %0.3 hacimlerinde sırasıyla darbe dirençlerini %48, %62, %171 ve %90 oranlarında arttırdığını,

• Genellikle puzolanların darbe direncini azalttığını, ancak lifler ile birlikte olumlu etki yaparak beraber darbe direncini uçucu kül, silis dumanı ve cüruf sırasıyla liflerle birlikte %82, %42, %90 arttırdığını,

• Lif takviyeli puzolan katkılı betonların olumlu etkiler sağladığını, uçucu kül + polipropilen lifli karışımın, basınç dayanımını düşürdüğünü ancak diğer özelliklerini arttırdığını belirtmişlerdir.

Huang (1997), çalışmasında uçucu küllü haçlara ferdi olarak bentonit, silis dumanı ve polipropilen lif katkısı ilave etmiştir. Taze beton üzerinde akışkanlığına, kanamasına ve priz zamanlarına, sertleşmiş beton üzerinde ise basınç dayanımı, boşluk yapıları ve su geçirimliliği deneylerine bakmıştır. Ayrıca durabilite özellikleri içinde sülfat atağı ve ıslanma kuruma çevrimleri sonucundaki basınç dayanımlarına bakmıştır. Maliyetteki azalma, kanamadaki azalma, birim hacmin artışı, geçirimsizlikteki gelişme ve uzun ömürlülükteki artıştan kaynaklanan avantajlarından dolayı F tipi uçucu kül %30 oranında tüm karışımlarda kullanmıştır.

10 mm uzunluğunda polipropilen lifi hacimce %1 oranında kullanmıştır.

Su/bağlayıcı oranları 0.5, 0.7, 0.9 ve 1.1 seçmiştir. Deneyler sonucunda şu sonuçlara yer vermiştir.

• Özellikle düşük su/katı oranındaki polipropilen lifli harçlarda akışkanlıkta azalma gördüğünü ve su/katı oranı arttıkça ise akışkanlık özelliği ihmal edilebilir bir düzeye geldiğini,

• Polipropilen katkısının priz başlangıç ve bitiş sürelerine etkisinin ihmal edilebilir düzeyde olduğunu,

• Polipropilen katkısının kanamayı arttırdığını, bununda polipropilen lifin süspansiyon içerisinde çözünmemesinden ve böylece katı maddenin birim hacimdeki harçta azalmasından kaynaklandığını,

• Basınç dayanımları 50 mm küpler üzerinde yapmış ve polipropilen lifler basınç dayanımlarını 7, 14, 28, 56 ve 118 günler sonunda dahi azaltmakta olduğunu, bunu da lifler ile harç matriksinin arasındaki ara yüzeylerdeki zayıf düzleşmiş şekillerden kaynaklandığını,

• 28 günlük harçlar hem boşluk yapısı hacmi hem de su geçirgenliğine bakmış.

Polipropilen lif katkıların, boşluk hacmini arttırdığı, s/b oranı düştükçe

boşlukların çoğunun jel boşluklar olduğu, ancak s/b oranı arttıkça ise jel boşluklarının azalıp, büyük boşlukların arttığı görmüştür. Polipropilen liflerin düşük lif oranlarında su geçirmeme özelliğini geliştireceğinin beklendiğini,

• 28 gün nemli kürden sonra harç numuneleri sülfat atağı ve ıslanma-kuruma çevrimine maruz bırakmıştır. Sülfat atağında 28 ve 90 güne, ıslanma kurumada ise 5, 10 ve 15 çevrim incelemiş. Çevrim 24 saat suda ıslanmaya, 24 saat 40 derece kurumaya bırakılarak yapmıştır. Polipropilen lifin ilavesinin, ıslanma kuruma çevrimi sonucundaki basınç dayanımlarında etkisini geliştirdiği belirtmiştir.

Sonuç olarak polipropilen ilavesinin sülfat direnci ve ıslanma kuruma direncine karşı harç numunelerinin önemli gelişme sağladığı ancak su geçirgenliğini arttırdığı bunu da ilave edilen polipropilenin %1 yerine daha düşük oranlarda uygun bir şekilde azaltılması gerektiği belirtmiştir.

Kayali ve ark. (1999), çalışmalarında uçucu kül içeren hafif agregalı liflerle güçlendirilmiş betonların kuruma rötrelerini incelemişlerdir. Basınç dayanımı 61 ile 67 MPa olan uçucu kül içeren hafif agregalı betonlar üretmişlerdir. Betonları ya polipropilen ya da çelik liflerle güçlendirmişlerdir. Liflerin basınç dayanımını etkilemediklerini fakat çekme dayanımlarını arttırdıklarını belirtmişlerdir. Elastisite modülleri kıyaslandığında hafif agregalı betonların elastisite modüllerinin yaklaşık 21 GPa olduğunu normal betonlarınkinin ise 35 GPa olduğunu belirtmişlerdir.

Betonların liflerle güçlendirilmesinin elastisite modülü değerini etkilemediğini söylemişlerdir. Bu tip hafif agregalı betonların toplam bağlayıcı oranının %23 kadar uçucu kül içerdiğini ve benzer dayanımdaki betonların uzun dönem rötresinde normal betondan yaklaşık iki katı kadar genişlediğini belirtmişlerdir. Çelik lifin kuruma rötresini azaltmasına karşın polipropilen lifin rötreyi azaltmadığını belirtmişlerdir.

Uçucu kül-beton karışımında genellikle %10-30 arasında belirli bir yüzdeye sahip uçucu külün çimentonun bir kısmı yerine kullanımı, karayollarında, su yapılarında ve kanalizasyon tesislerinde en sik rastlanan problemlerden biri olarak sülfat etkisine karşı, sadece çimento kullanılarak üretilen betonlardan daha fazla direnç gösterir. Karışımda lif malzemenin kullanımıyla mekanik davranışta

gelişmeler kaydedilir. Burada bahsedilen teknolojilerin birleşimi süper sonuçlar doğurur (Ural, 1999: Yiğiter, 2002).

Qian ve Stroeven (2000) çalışmalarında, düşük lif tipleri, lif içerikleri ve uçucu kül içeren karma polipropilen ve çelik lifli betonların genel mekanik özelliklerini araştırmışlardır. Deneylerde Tip I çimentosu, F tipi uçucu kül, max %3 akışkanlaştırıcı, 12 mm uzunluğunda monofilament polipropilen lif, 0.3 mm çapında 40 mm uzunluğunda SF1, 0.3 mm çapında 30 mm uzunluğunda SF2 ve 0.1 mm çapında 6 mm uzunluğundaki SF3 tipi çelik lifleri kullanmışlar. Uçucu kül miktarları 50 ve 100 kg/m3 olan, 400 kg/m3 dozajlı, polipropilen lif oranları %0, %0.15 ve

%0.30 ve SF1, SF2, SF3 tipi çelik lifler ise %0, %0.2 ve %0.4 oranlarında toplam 17 karışım hazırlamışlardır. Araştırmanın sonuçları göre, melez liflerin sinerjik bir etki yaptıklarını, çok ince polipropilen lifler içeren karma liflerin homojen dağılması için uçucu kül gibi ince partiküllerinin gerekli olduğu, değişik boyutlarda çelik lif kullanımı değişik mekanik özelliklere katkıda bulunduğunu, küçük lif tipleri basınç dayanımına önemli derecede ancak yarmada çekme dayanımlarını ise çok az etkilediklerini ayrıca büyük liflerin ise bunun tersi mekanik özellikler gösterdiği belirtilmektedir. Ayrıca polipropilen lif için optimum dozaj %0.15, çimento 400 kg/m3 ve kül 100 kg/m3 ve karma karışım için ise %0.15 polipropilen, %0.4 SF1 ve

%0.2 SF3 çelik lifli olanın optimum olduğunu belirtmişlerdir.

Sevil (2001), araştırmasında uçucu küllü, lifli beton kompozitinde lif tipinin beton özelliklerine etkisini incelemiştir. Uçucu kül tüm çalışmalarda %10, %15 ve

%20 oranlarında ve değişik malzemelerden elde edilmiş üç çeşit lif kullanmıştır. 1.

seri betonlarda lif kullanılmamış, 2. seri betonlarda ipliksi görünümlü polipropilen lif 1.8 kg/m3 (PPI), 3. seri betonlarda kumaşsı görünümlü polipropilen lif 1.2 kg/m3 (PPII), 4. seri betonlarda çelik lif 15 kg/m3 miktarlarında kullanmıştır. Sonuçlar aşağıda özetlenmiştir.

• PPI lifleri çökme değerini ortalama %4.3, PPII lifleri %7.2, çelik lif ise %3.3 oranında işlenebilirliği düşürdüğünü, uçucu kül ilavesiyle işlenebilirlik sabit kaldığını,

• Yaptığı çalışmada uçucu kül miktarının %15 değeri uygun olduğunu,

• Kuru birim ağırlıklar uçucu külün artması ile azalmış, lif güçlendirmesi ile arttığını,

• Basınç dayanımlarında uçucu külün çimento yerine kullanılması ile %10’lar seviyesinde azaldığını, lif güçlendirmesi ile PPI liflerde %90’lara varan, PPII liflerde %18’lere varan çelik liflerde ise %95’lere varan oranda arttığını,

• Eğime dayanımlarında uçucu kül katkısının %2’ler seviyelerinde azaldığını, lif güçlendirmesi ile PPI liflerde %114’lere varan, PPII liflerde %1’ler değerlerinde çelik liflerde ise %130’lara varan artışlar görüldüğünü,

• Yarma dayanımlarını uçucu külün azalttığını lif ilavesi ile artışlar görüldüğünü özellikle çelik liflerde %54 oranında arttığını,

• Çelik lifli betonda basınç deneylerinde numune kırıldığı halde yükün %40’ını tekrar karşıladığını ve yüksek bir parçalanma direncine sahip olduğunu belirtmiştir.

Huang (2001), işlenebilir, kırılma dirençli, geçirgensiz, dayanıklı harç için çimento, uçucu kül, polipropilen ve akışkanlaştırıcı karışımı çalışmıştır. Düşük derecedeki atıkların izolasyon için polipropilen lif ve akışkanlaştırıcı içeren çimento-uçucu küllü sulu harçların fiziksel özelliklerinden viskozite, kanama, priz süreleri ile basınç ve eğilme dayanımları, boşlukluluk, su geçirgenliği ve dayanıklılığına bakmıştır. Polipropilen lif içeren sulu harçlar kırılma (çatlak) direnci yüksek, değişen çevre koşullarına karşı daha az korunmasız ancak, yüksek viskozite ve yüksek geçirgen bir yapı oluşturur, akışkanla birlikte ise viskozite, eğilme dayanımı, su geçirgenliği, durabilite, ıslanma kuruma ve sülfat atağını karşı etkileri düzeltir denilmiştir. Deneysel çalışmasında %70 Tip I Çimento, %30 F sınıfı uçucu kül, %1 lif oranında F10 tipi polipropilen ve %1 oranında F tipi akışkanlaştırıcı ile su/bağlayıcı oranları 0.4, 0.5, 0.6, 0.7 ve 0.8 olan harçlar üretmiştir. Numuneler durabilite deneyleri için 28 gün kür etmiştir. Deneylerin sonunda;

• Polipropilen lifli harcın, dışarı sızma süresini (viskozite) arttırdığını, akışkanlaştırıcı ise sızma süresini azalttığını,

• Polipropilen liflerin özellikle ilk ve son priz sürelerini kısalttığını, akışkanlaştırıcı ise priz sürelerini 2-4 saat geciktirdiğini,

• Polipropilen liflerin, su/bağlayıcı oranı 0.5 ve üzerinde olan harçların kanamasını arttırdığını ve yine akışkanlaştırıcı ile kanamayı daha da arttırdığını,

• Basınç dayanım deneylerini 50 mm’lik küpler üzerinde, eğilme dayanım deneylerini ise 50×50×160 mm’lik prizmalar üzerinde yapmıştır. Sadece polipropilen lif içeren numunelerde her iki deneydeki dayanımlarda çok az bir azalma görüldüğünü ve bunu da polipropilen lifin oluşturduğu boşluklara bağlanmaktadır. Akışkan katkılı polipropilen lifli numunelerde ise basınç ve eğilme dayanımlarında artış olduğunu,

• Polipropilen lif ilavesi ile boşlukluluk artarken, akışkanlaştırıcı katkısı ile boşluklar büyük ölçüde azalmakta olduğunu,

• Polipropilen liflerin betonun geçirgenliğini arttırmakta olduğunu,

• Polipropilen lifli harçların ıslanma kuruma çevrimi sonunda, eğilme dayanımlarında bir değişim olmadığını,

• 28 gün suda kür edilen numunelerin 120 gün boyunca %4.2 magnezyum sülfat çözeltisinde bekletilen polipropilen lifli harçlarda sülfat atağının bir etkisinin görülmediğini, belirtmiştir.

Sonuç olarak yalnızca polipropilen lif ilavesinin taze ve sertleşmiş sulu harçlarda olumsuz etkilerinin olabileceğini fakat sülfat atağı, ıslanma kuruma ve çatlak dirençlerini önemli derecede geliştirdiğini belirtmektedir. Geçirgenliğin azaltılması, akışkanlık, viskozite ve dayanım artışı için akışkanlaştırıcının polipropilen liflerle birlikte kullanımının özellikle polipropilen liflerin oluşturduğu ters etkileri elimine ettiğini için gerekli olduğu belirtmiştir.

Lee (2002), uçucu küllü betonu değişik çelik lif miktarları ile test etmiştir.

Karışımlarda %20 oranında uçucu kül ağırlıkça yer değiştirmiştir. 30 mm uzunluğunda 0.5 mm çapında narinlik oranı 60 olan çelik lifi hacimce %0, %0.5, %1 ve %2 oranlarında katmıştır. Çelik lif oranı arttıkça basınç dayanımları artmış ve %2 çelik lif katkısının uçucu kül katkılı betonların basınç dayanımını normal betona göre

%16 kadar daha fazla arttırmıştır. Gerilmenin pik yaptığı andaki deformasyonlarda artan lif miktarı ile artmıştır. %0, %0.5, %1 ve %2 çelik lif katkısındaki pik değere karşılık gelen birim şekil değiştirmeler sırasıyla 0.001676, 0.001924, 0.002108 ve

0.002612 olarak bulmuştur. Karışıma ilave edilen çelik lifler tokluk oranlarını yeteri kadar çok arttırmış ve %2 çelik lifli karışım %0.5 çelik lifli betona göre %120’lik bir artış göstermiş olduğunu görmüştür. Çelik lifler ilavesi gerilme-şekil değiştirme eğrilerinin artan kısımlarını değiştirmemiş fakat eğrinin azalan kısımları önemli bir şekilde değişmiştir denilmiştir. Bu çelik lif ilavesinin sünekliliği iyi bir şekilde gelişimini sağlamıştır denilmektedir. Deneysel elastisite modülleri %0, %0.5, %1 ve

%2 çelik lifli uçucu küllü betonlarda sırasıyla 4648, 4290, 4648 ve 4397 ksi olarak ölçmüştür.

Yiğiter (2002), bilindiği üzere mineral katkıların (silis dumanı, uçucu kül v.b) çimentonun hidratasyon derecesini arttırırken ayni zamanda filler malzeme görevini üstlenerek betonun daha kompakt bir yapıya kavuşmasını sağladıklarını belirtmiştir.

Özel durumlar dışında lifli betonların da sıkı bir yapısı olması istendiğini ve bu anlamda mineral katkıların lifli betonlarda da kullanımının uygun olacağını belirtmiştir.

Kayali ve ark. (2003), çalışmalarında yüksek dayanımlı liflerle güçlendirilmiş hafif agregalı betonların bazı karakteristiklerini araştırmışlardır. Öğütülmüş uçucu kül agregası ince malzeme ile kısmen değiştirilerek hafif betonda kullanmışlardır.

Basınç dayanımı, dolaylı çekme dayanımı, kırılma modülü, elastisite modülü, gerilme-birim deformasyon ilişkisi ve basınç altındaki tokluk üzerindeki etkilerini rapor etmişlerdir. Öğütülmüş uçucu küllü düz betonlar ile beton hacmince %0.56 polipropilen lif içeren betonları kıyaslandığında polipropilen lifin dolaylı çekme dayanımını %90 ve kırılma modülünü ise %20 arttırdığını belirtmişlerdir.

Polipropilen lif katkısının araştırılan diğer mekanik özelliklerini önemli bir etkisinin olmadığını bildirmişlerdir. Çelik lif ise %1.7 oranında kullanılmış ve dolaylı çekme dayanımını yaklaşık %118 ve kırılma modülünü %80 oranında arttırdığını bulmuşlardır. Çelik liflerle güçlendirmede elastisite modülünde biraz düşüş olduğunu ve gerilme birim deformasyon ilişkisini değiştirdiğini ve daha çok eğik lineer hale geldiğini görmüşlerdir. Çelik lif kullanımını ile basınç altındaki toklukta artış kaydetmişler ve bununda süneklilikte önemli bir artış sağladığını belirtmişlerdir.

Dinçer (2004) karışımda uçucu külü ağırlıkça %20 oranında, çelik lif narinliği 65 ve lif oranı %0.5 kullanılmıştır. Normal betona çelik lif ve uçucu külün

birlikte katıldığı durumda çelik lifin, betonun tüm mekanik özelliklerinde artış eğilimi yaratırken, uçucu kül azalmaya neden olduğunu belirtmiştir. Uçucu külün, çelik lif ile birlikte katıldığı harcın dayanımda yarattığı olumsuz etkinin, çelik lifin harç içerisinde oluşturduğu bağ kuvvetinin azalmasına neden olmakta ve betonun çekme dayanımını olumsuz yönde etkilemekte olduğunu bildirmiştir. Çelik lif katkılı betona uçucu kül katkısının, basınç dayanımında %11 azalmaya neden olurken, çekme dayanımında %22 azalma meydana getirdiğini gözlemiştir. Ancak, uçucu külün zamana bağlı puzolanik etkisi, betonun harç dayanımında sağlayacağı artışın, çelik lifin harç içerisinde kurduğu köprünün bağ kuvvetlerinin de artışına neden olacağı ve betonun çekme dayanımını artıracağını düşünmektedir. Betona uçucu kül katkısının, eksenel basınç etkisindeki betonun sünekliğini arttırmakta, eğilmede çekme kuvvetlerine karşı ise betonun sünekliğini azaltmak olduğunu belirtmiştir.

Kayali (2004), çalışmasında yüksek hacimli uçucu küllerin liflerle güçlendirilmiş betonların mekanik özelliklere etkilerini araştırmıştır. Uçucu külü ince agreganın yaklaşık üçte biri oranında kısmi olarak ince agrega ile yer değiştirmiştir.

Polipropilen lifi ya da çelik lifi ise beton hacminin en fazla %1’i oranında katmıştır.

Deney sonucunda yüksek hacimli uçucu kül içeren lifli betonların basınç ve çekme dayanımlarını uçucu külsüz betona göre iki katından fazla geliştirdiğini ve diğer mekanik özelliklerinin de uçucu külden dolayı önemli derecede arttığını belirtmiştir.

Büyük oranda uçucu kül kullanımının lifli betonların çalışmasını gelişimi için gerekli olduğunu önerildiğini bildirmiştir. Polipropilen liflerin sonuçta %50’lere kadar, çelik liflerin ise %100’lerin üzerinde artışlar sağladığını belirtmiştir. Bu gelişimi de matriks ile lifler arasındaki mikro yapıdaki modifikasyon ve yoğunlaşmadan olduğuna inanıldığını bildirmiştir.

Han ve ark. (2005), polipropilen lifli yüksek performanslı betonların yangın testi sonucundaki kabarıp dökülme dirençlerini araştırmışlardır. Polipropilen lifler

%0, %0.05 ve %0.10 oranlarında kullanılmışlar. Su/bağlayıcı oranı 0.3 ve 0.4 olan ve

%20 oranında uçucu kül içeren betonlar üzerinde çalışmışlardır. Yangın testinin ardından kabarıp dökülme, polipropilen lifsiz düz betonlarda meydana gelirken, özellikle %0.05 (0.45 kg/m3) üzerindeki polipropilen lif içeren betonlarda dökülme tüm numunelerde önlendiğini belirmişlerdir. Polipropilen liflerin 165 °C de

erimesiyle oluşan boşlukların yüksek sıcaklıkta buhar basıncını tahliye edilmesinde rol oynamasından dolayı dökülme direncini arttırdığını belirtmişlerdir. Basınç dayanımlarını polipropilen liflerin %1-3 arasında arttırdığını bildirmişlerdir. Ayrıca slump değerinde lif oranı arttıkça azalma eğiliminde olduğunu göstermişlerdir.

Gutierrez ve ark. (2005), liflerle güçlendirilmiş harçların performansları üzerine silis dumanı, uçucu kül, metakaolin ve yüksek fırın cürufu gibi puzolanların etkilerini araştırmışlardır. Cüruf hariç tüm puzolanlar %15, cüruf ise %70 oranında ilave edilmiştir. Doğal lif olarak fique, sisal ve coir, yapay lif olarak ise cam, polipropilen ve çelik lif olmak üzere toplam 6 farklı lif kullanmışlardır. Maksimum dane çapı 6 mm, su/bağlayıcı oranları 0.52-0.64, süperakışkanlaştırıcının çimentoya oranı ise 0.015-0.030 olarak kullanmışlardır. Deneysel olarak basınç dayanımı, su emme ve kapiler su emme katsayısı, klor geçirimliliği incelemişlerdir. Deneyler sonucunda, genel olarak çelik lif katkısında daha az olmasına rağmen, kontrol harçlarında lif ilavesinin basınç dayanımında azalmalara yol açtığını belirtmişlerdir.

Bununla birlikte yüksek aktiviteli puzolan ilavesi ve cüruf, bu performans kaybını telafi etmesine yardımcı olabilir demişlerdir. Cam ve çelik lifle güçlendirilmiş harçlarda silis dumanının katkısının performansı arttırdığını söylemişlerdir. Cam, sisal ve çelik liflerle güçlendirilmiş çimento tabanlı malzemelere silis dumanının dahil edilmesiyle kılcallıkta büyük azalmalar meydana getirdiği belirtmişlerdir.

Harçlarda lif ilavesinin kılcal porozitelerinin arttırmasından dolayı klor geçirimliliğini arttırdığını ancak sırasıyla silis dumanı, metakaolin, cüruf ve uçucu kül ilavesinin klor geçirimliliğini azaltmada etkili olduklarını gözlemlemişlerdir.

Genel olarak %15 oranında özellikle silis dumanı ve metakaolinin harçlara ilavesinin sırasıyla %20 ile %68 arasında lifsiz harçlara göre performanslarını geliştirdiğini belirtmişlerdir. Yine silis dumanı ve metakaolinin özellikle çelik, cam ve sisalle lifle güçlendirilmiş malzemelerin mekanik ve dayanıklılık performanslarını geliştirdiğini özetlemişlerdir. Düşük derecede puzolanik aktivite niteliğinde olmasından uçucu kül ilavesi değişik bir performansa sahip olmuştur denilmektedir.