• Sonuç bulunamadı

Liderlik, yönetim süreçleri üzerinde araştırma yapanlar için daima değinilen bir konu olmuştur. Bu konuda çok çeşitli çalışmalar yapılmış, liderlik alanında birçok alt kavramlar da ortaya çıkmıştır. Liderlik kavramının ortaya çıkışında, insanın doğası gereği en önemli özelliklerinden birisi olan başka bireyleri yönlendirme ve başka bir birey tarafından yönlendirilme gereksiniminin olduğu düşünülebilir. Liderlik kavramına ilişkin tanımlamalardan bazıları aşağıda görülmektedir.

Lider, grup üyeleri tarafından hissedilen, ancak açıklığa kavuşmamış olan ortak düşünce ve arzuları, benimsenir bir amaç şeklinde ortaya koyan ve grup üyelerinin etkililiğini bu amaç etrafında harekete geçiren kimsedir (Celep, 2004, s.3).

Lider, etkili yönetim için hem yönetimin biçimsel hem de yönetimin doğal erkini, etkilenecek durumun ya da sorunun niteliğine, zamanına ve yerine göre dengeli kullanandır (Başaran, 2000, s.31). Çelik’e göre (2003, s.3) liderlik, iki ya da daha fazla kişiyi güç ve etki kullanma yoluyla yönlendirmedir. Aydın (2000, s.239) liderleri, grupta bulunan diğer kişilerden daha çok, grubun tutum ve düşüncelerini etkileme eğiliminde olan kişiler olarak tanımlamıştır. Eren (2003, s.525) liderliğin, bir grup insanı belli amaçlar etrafında toplayabilen ve bu amaçları gerçekleştirmek için onları

harekete geçirebilen bilgi ve yeteneklerinin toplamı olduğunu belirmiştir. Koçel’e göre (2005, s.583) ise liderlik, belirli koşullar altında, belirli kişisel ya da grup amaçlarını gerçekleştirmek üzere, bir kişinin başkalarının çalışmalarını etkilemesi ve

yönlendirmesi sürecidir.

Block (1993) liderliği bireyleri kendi çıkarlarını grup amaçlarına teslim etmeleri konusunda ikna etmek şeklinde tanımlamıştır. Fiedler (1967) ise, amaca yönelik grup etkinliklerini eşgüdümleme ve yöneltme konusunda görev üstlenmiş bir grup üyesi şeklinde tanımlamıştır (Akt. Şimşek, 2007, s.154).

Yapılan tanımlara göre liderler, gruplar üzerinde etkili olan ve onları

yönlendiren kişilerdir. Ancak liderlik üzerine yapılmış birçok farklı tanımın olması, liderlikle ilgili çok farklı görüşlerin olduğunu göstermektedir. Tarih boyunca liderliği araştıran birçok bilim insanı liderliği farklı yönleriyle incelemiştir ve bu böylece ortaya farklı liderlik yaklaşımları çıkmıştır. Bu yaklaşımlardan bazıları liderliği örgütün yapısına göre, bazıları ise liderin kişisel özelliklerine göre, bazıları da çok farklı yönleriyle araştıran çalışmalar içermektedir. Yapılan araştırmalardaki genel amaç ise lider ve lider olmayan kişilerin arasındaki farkları incelemek ve ortaya koymaktır. Sözü edilen liderlik yaklaşımlarını (kuramlarını) Celep (2004, s.8) dört ana başlık altında toplamıştır:

– Özellikler yaklaşımı – Davranışsal yaklaşımı – Durumsallık Yaklaşımı – Yeni yaklaşımlar.

Özellik Yaklaşımı: Liderlikle ilgili ilk geliştirilen yaklaşımdır. Bu yaklaşıma göre

unsurdur. Bir başka deyişle bir kişinin bir gruba liderlik etmesini sağlayan temel neden, o kişinin sahip olduğu kişisel özellikleridir. Bu konuda yapılan ilk çalışmalar, tarihte büyük başarıya imza atmış liderler üzerine odaklanmıştır. Bu nedenle, bu yaklaşım “Büyük Adam” (Great Man) teorisi olarak ta adlandırılmıştır. Yaklaşım, geçmişteki bu insanları öne çıkaran liderlik özelliklerini tespit etme, bu özelliklere sahip olan kişileri gelecekteki liderler olarak seçme ve bu özelliklerinin geliştirilmesi gibi basit bir temele dayanmaktadır (Daft, 1988, s.370; Akt. Aksel, 2008, s.35).

Davranışsal Yaklaşım: Özellikler yaklaşımının liderliği etkili bir biçimde

açıklamaktan uzak kalması ile ortaya çıkmış, özellik yaklaşımının aksine liderin kişisel özellikleri yerine liderin davranışlarını ele almıştır. Davranışçı yaklaşımlar, lider davranışının temel yönelimini belirlemeye çalışmıştır. Davranışçı yaklaşımlar, görev yönelimli ve ilişki yönelimli iki temel liderlik davranışı boyutu üzerinde durmuştur. Davranışsal yaklaşımı yönlendiren iki önemli çalışma vardır: Bunlar, Ohio Devlet Üniversitesi ve Michigan Üniversitesi çalışmalarıdır (Çelik, 2004, s.190).

Ohio Devlet Üniversitesinin çalışmaları, liderlerin sergiledikleri davranışları çözümlenerek “İlişkili Yönelimli” (Anlayış Gösterme) ve “Görev Yönelimli” (Yapıyı Kurma) olarak iki genel liderlik tarzı ortaya koymuşlardır. İlişki yönelimli liderler, arkadaşça açık iletişim sağlar, takım çalışması geliştirir ve işgörenlerin rahatlıkları ile ilgilenirler. Görev yönelimli liderler ise, yönlendirmeler yaparlar, planlama için zaman harcarlar, iş bitirme tarihi üzerinde dururlar ve iş etkinliklerinin açık bir programını sağlarlar. Bu çalışmanın devamında şu bulgulara ulaşılmıştır:

– Liderin kişiyi dikkate alan davranışları arttıkça, işgören çalışma hızı ve devamsızlığı artmaktadır.

– Liderin işe ağırlık veren davranışları arttıkça işgörenlerin iş verimi artmaktadır (Daft, 1991; Akt. Celep, 2004, s.12-13).

Michigan Üniversitesinin çalışmaları, Ohio Devlet Üniversitesinin çalışmaları ile aynı zamanda gerçekleşmiştir. Michigan Üniversitesi çalışmaları da lider davranışını Ohio üniversitesi gibi iki temel boyutta incelemiştir: İşgörene yönelik liderler; insanlar arası ilişkilere önem veren, astlarının gereksinimlerine kişisel ilgi gösteren ve üyeler arasındaki kişisel farklılıkları kabul eden liderler olarak tanımlamıştır. Üretime yönelik liderler ise, tam tersi olarak işin teknik ya da güven yönüne ağırlık vermektedirler. Üretim yönelimli liderlere göre, grup üyeleri, örgütsel amaçların gerçekleştirilmesini sağlayan bir araç olarak görmektedirler (Robbins, 1994; Akt. Çelik, 2004, s.191).

Durumsallık Yaklaşımı: Önceki yaklaşımlarda benimsenen, başarılı bir lider için

tanımlanan liderlik davranışlarının bütün durumlarda geçerli olamayacağının

anlaşılması üzerine ortaya çıkmıştır. Durumsallık yaklaşımı özetle, liderlik davranışları ve liderin grup içinde karşılaştığı belli durumlar arasındaki ilişkiyi açıklamaya çalışan bir liderlik modelidir. Bu yaklaşımda, Fiedler’in Duruma Bağlılık yaklaşımı, Hersey ve Blanchar’ın Durumsal Liderlik yaklaşımı, Vroom ve Yetton’un Normatif Durumsallık yaklaşımı, Reddin 3-D Liderlik yaklaşımı ve House’un Yol Amaç yaklaşımları etkili olmuştur (Celep, 2004, s.16 ve Çelik, 2004, s.192).

Bu yaklaşımlar genel olarak liderliği, liderin grupla ilişiklerinde kullandıkları davranış biçimleri ile açıklamaya çalışmışlardır. Böylece başarılı bir liderlik için oldukça farklı değişkenlerin etkili olduğu ortaya çıkmıştır. Durumsallık yaklaşımına göre, her durumda geçerli olabilecek liderlik davranışlarını önceden belirlemek olanaksızdır. Bir liderlik davranışının seçilebilmesi için en uygun unsur “etkililik”tir. Daha açık bir ifade ile hangi liderlik davranışı, içinde bulunduğu örgütün amacını daha

iyi gerçekleştirmekte ise, o en uygun liderlik modelidir (Aydın, 2000, s.251-253). Bu yönüyle durumsallık yaklaşımı, çağdaş liderlik yaklaşımlarından biri olarak kabul edilmektedir.

Yeni Yaklaşımlar: Yaşamın her alanında sürekli gelişen ve değişen dünya

koşulları ve örgütlerin sürekli yapısal değişikliklere uğraması ile 1980’li yıllardan sonra liderlik tanımları başka bir boyut kazanmaya başlamıştır. Liderlik davranışlarına açıklık getiren geleneksel yaklaşımlar, yeni durumlara uyum sağlayamamış ve yerlerini yeni liderlik anlayışlarına bırakmaya başlamıştır. Ortaya çıkan yeni yaklaşımların temelinde dönüşüm, vizyon, etik, örgüt kültürü, moral, teknoloji vb kavramlar bulunmaktadır. Günümüzde yaşamın birçok alanında geçerliliğini koruyan özellikle de eğitim-öğretim alanındaki liderlik yaklaşımlarından bazıları şunlardır: Vizyoner liderlik, eğitimsel- öğretimsel liderlik, etik liderlik, dönüşümcü ve sürdürümcü liderlik, moral liderlik, süper liderlik, kültürel liderlik, teknoloji liderliği.