• Sonuç bulunamadı

LEBLEBÜCÜ (LÜBLÜCE), LEFKE VE ÇADIRLI’NIN ALINMASI:

O sm an G azi Oğlu O rh a n ’ı Saltuk Alp ve bir m iktar askejrle Karaca Hi­

sar’ı m u h afaza etm ek için gönderdi. M ihal Bey, diğer kom utan gaziler ve asker­

ler LeblebUcü H isa rı’n a fetih için vardıklarında, buranın tekfuru eman istiyerek kaleyi teslim etti. O sm an G azi tekfuru yerinde bıraktı. Tekfurun oğlunu kendi yanına reh in o larak alıp (Aşıkpaşaoglu Tarihinde tekfurun bir tek oğlu olduğu­

na ve ikisini yanına aldığını yazar.), Lefke ve Çadırlı ’ya doğru hareket etti. Bu iki kalenin tek fu ru d a O sm an G azi’yi karşılayıp, eman istiyerek kalelerini teslim ettiler. S am sa Ç avuş bu iki kalenin kendisine Has olarak verilmesini rica etti.

Fakat O sm an G azi: “B u doğru bir şe y olm az, zira bize itimat edenlerin mülkü­

nü ellerinden alırsak, sonra b ize kim se itaat etmez. Ve daima savaşmaya mecbur oluruz, r diyerek ricasını kabul etm eyip, tekfurları yeklerinde bıraktı. Kendi has­

larından Y enişehir yakınlarındaki bir kalçyd, (Aşıkpaşaoğlu’na göre: Lefke’nin yanında. Y enişehir Suyu’n u n kenarında bir hisarcık vardı. Onu Samsa Çavuş’a verdi. Şim di o ranın adı Ç avuşlar K öyü’dür. H.704 M. 1304-1305)175

O sm an G azi, oğlu O rhan G azi’yi Kara Çebüş ve Kara Tegin hisarları üzerine yanm a bazı gazileri vererek göndermişti. Orhan Gazi Kara Çebüş ve Ab Suyu hisarlarım ele geçirdi. K ara Ç ebuş'e K onur A lp’i, Ab Suyu Hisarına Akça Koca’yı askerlerle bıraktı. Bu U ç’u Sağlamlaştırdı. Kendisi Kara Tegin Hisar’ı üzerine yürüdü. H isa r’ın T ekfuruna: “ Bu hisarı bana ver, seni yine hisarda bı­

rakayım . A d benim olsun, benim isteğim İznik'tir’* diye haber gönderdi. Tekfur kabul etm edi. O rh an Gazi K ara Tegin h isan ’nı feth ve tekfurunu katletti. Kale­

nin m uhafızlığına Sam sam a Ç avuştu tayin edip, ganimetlerle Yenişehir'e baba­

sının yanına d öndü. H.705 (M . 1305-1306)176_____________________

p p A jıJcpajaoğlu 4:1*. 18, N eji 5:49 174 MünecciB&bâjı s:66

175 A.ykpajûoJS, 28, N ejri 63, MOncccimbajı 7J.76, Tacüt T . 43.44.

176 A jık p a ja o g . 32. N ejri 63, Müneccimba?) 77

F.7

Safa ö c a l

Sonra Kara Ç eb iş’deki Konur A lp’a, K ara Tegin’deki Samsa Ç avuş’a tznik’e havale olsunlar diye adam gönderdiler. O nlar zam an zam an giderler tz- nik’in bahçelerini harap ederlerdi. 177 Kara Tegin H isarında görev alan ve b u ra­

ya yerleşen Samsa Çavuş, mevkiinin lznik’e yakın olm asından faydalanarak buraya zamanlı , zamansız baskınlar ve akınlar yapm akta ve bu akm lannda ka­

lenin çevresini yağmalamaktaydı. İznik halkı bu bastondan kurtarılması için Bi­

zans'tan yardım istedi. Yalova’ya çıkan Bizans askeri A bdurrahm an Gazi tarafından baskına uğratılmış, baskından kurtulabilenler İstanbul’a kaçm ıştı.178 Samsa Çavuş’un O rhan Gazi’nin Bizans ile yaptığı Palekonen savaşına kumandanlar arasında katıldığını savaşın sevk ve idaresinde fikir beyan ettiğini de Bizanslı müverrihlerin tarihlerinde görüyoruz.179 Bu savaşın tarihi 1329’dur.

ÇAVUŞ BAŞILIK SAMSAMA SOYUNDA:

Osmanlı Devletinin kuruluşunda büyük hizmetleri geçen Samsa Çavuş’­

un oğlu’da Osmanlı Devletinde Çavuş başılığı sürdürm üştür. “ I. Murad oğlu Yıl­

dırım Bayezıd’a komşusu Germiyan Beyi’nin kızını almak istedi. Bunun için Bursa Kadısı Koca Efendi’yi, Sancaktarı Aksungur’u, Samsama Çavuş’un oğlu Çavuş- başı Timur H an’ı, kadı efendi ile sancaktarın haremlerini, Bayezid’in Sütninesi- ni Germiyanoğlu’na gönderdi. Germiyanoğlu padişahın elçilerini büyük bir hUrmetle kabul ederek, kızım onlara verdi ve mir-i âhurunu kızı Sultan hanım la birlikte giderek üzengisini tutm ağa memur etti. Bu şahıs I. M urad’ın sarayında istihdam edilerek, çavuşbaşılık Samsama soyunda kaldığı gibi, emir-i ahurluk

(i m r a h o r l u k ) mansıbı da onun ailesinde veraset yoluyla devam etm iştir. 180 (Aşı- kpaşaoğlu T. s.63, Neşri I-s. 102’de Çavuş Başı Demirhan, Çavuş başı Süle Ç a­

vuş oğlu olarak bildirilmektedir.)

SAMSA ÇAVUŞ VE İM ARCILIĞI:

Samsa Çavuş’un yalnız savaş ve askerlik alanında değil, kendisine bağ­

lı olan oba ve aşiretinin konar-göçerlikten yerleşik hayata geçmesini am açlayan imar çalışmaları olduğunu da görüyoruz.

Osmanlı Devletinde ilk çavuşbaşı ünvanını taşıyan Gazi Samsama öm ­ rünü Sakarya boyunu tutmakla geçirmiş, Nehrin kuzeyine atladığı zam an da is­

mini ondan alan Çavuş Deresi üzerinde bir cami ve bi. hamam bırakm ıştır.

Bu cami ancak mahallinde bilinmektedir. Yazılı bir vakıfnameye veya höccete dayanmayıp, da, mahallinde halkın gelenek haline gelmiş ilgisiyle idam e edilen bir çok camiler vardır. Bilhassa köylerde ve toplu m uhtarlık m akam ında

İ77 Neşri 65 ' *" ~ 178 T acüt Tevarih 47-48.

179 H am m er 1. s. 105

180 H am m er 166, Tacüt Tevarih 151.

9 8

-D E V L E T K U R A N RAİIRA MAN LA R

olan (divan) bu şekle sık sık rastlanır. Bu vasıfta olan camiler eski vakıf kayıtla­

rında geçmez. T ap u ve tah rir defterlerinde bulunmak ihtimali vardır. Ama şim­

diye kadar taram ala rd a raslanm adı. Yalmz Bolu Sancağı Salnamesinin ikinci basımında Sam sa Çavuş Cam ii anılm aktadır. (Müstakil Bolu Sancağı Salnâmei Resmisi H .334 senesi 320 s. ve H . 337 yılı 288.S.) Salnâmelerin yazarı Zekâi Kon- rapa Bey bu bilgileri m ahallinden almıştır.

G e n b e m i i r K ily ü 'n c fe S a m s a Ç avu* C a m l'I jim â l c e b h tsi

Esasen bu camiin Samsa Çavuş tarafından yapılması akla pek yakın gelmektedir. Hiç mabedi olm ayan bu yerlerde toplu iskân yapılırken, tez elden kurulmuş basit bir bina olan cami, bir kaç köye birden hizmet eden bir Cuma mescididir. Tam olarak hiç bir köyde olmayıp, Genbçgüz, Davutlar, Hacı Ha- sanlar, G örgözler köylerinin ortasında ve dik yamaçların dibindedir. En yakın olan Genbegüz Köyüne bir kilometre uzaklıktadır. İşte altı buçuk asır şerefli na­

mı hafızalarda ■ aşayarak son senelere kadar sapasağlam ayakta kalmış, ancak son yılların tahribatı müzeyyen m ihraba uzanmış, çeşmesi de yıkılmıştır. Hamam ise çok önce harabolm uştur.*...Camii haziresinde bir çok kabir taşı varsa da hepsi yazısızdır. Samsa Ç avuş’un kabri bu camiye 1 km. uzakta ve Hacı Musa- lar köyündedir. O kulun arkasında ve yazısı yoktur. Ahşap bir türbenin içinde­

dir. Bütün halkın hürm et ettiği, Fatiha okuduğu bir türbedir.

9 9

-Safa ö c a l

Caminin yanındaki derenin karşı kısmında çalılar içinde bir hamam harabesi görülmektedir. Ancak bazı duvar parçaları vardır. 10 x 10 m . kadar b o y u tta olduğu anlaşılmaktadır. " 1

1973 yılında basılan Bolu Vilâyeti yıllığında Samsa Çavuş ile ilgili şu malumatı görmekteyiz:

TÜRBELER, SAMSA ÇAVUŞ:

1292 yılında Mudurnu ve Göynük taraflarına ilk akın yapan Osmanlı kom utanıdır. Bu akınlar sırasında şehit edilerek M udurnu Çavuş Deresi köyüne

gömülmüştür. Altı arkadaşı ile birlikte gömüldüğü yerde bulunan ardıç ağacının yanına, yöre tamamen Osmanhlar eline geçtikten sonra bir camii yapılmıştır. H a­

rap durum da olan camiin minberindeki bütün çiniler tam am en yok olm uştur.

(1973 Bolu Yıllığı s. 115). Burada verilen bilgi tamamen yanlıştır. Y ukarıda da gördük Samsa Çavuş 1305’de Leblebücü seferine, 1329’da İznik ve Palekonan kuşatm a ve savaşlarına katılmıştır. Ertuğrul Gazi zam anından beri Beyliğe hiz­

metlerde bulunan Samsa Çavuş’un 1330 larda veya daha sonra artık yaşlandı­

ğından, M udurnu’nun da Orhan Gazi’nin oğlu Süleyman Paşa tarafından k a t’i olarak Türk hakimiyetine antlaşma ile alınması üzerine182, burada ihtiyarlık gün­

lerini geçirdiği v*burada yukarıda anlatılan eserlerini yaptırdığı anlaşılıyor.

Bu durum da, Samsa Çavuş’un Söğüt’teki kabrinin makam olduğu asıl kabrin ise Hacı Musalar köyünde bulunduğu anlaşılm aktadır.

AKTİMUR (Ak Demür, Ak Tem ür, Salt Demir):

Osman Gazi’nin silâh arkadaşı-kum andanlan arasında yer alan Akti- m ur ayni zamanda Osman Gazi’nin yeğeni ve Gündüz A lp’in oğludur. 183 Aske­

ri ve idari hizmetlerde bulunmuştur. Osman Gazi 1289’da Karaca H isar’ı fethetti.

Tekfurunu yakalayarak, malını gazilere dağıttı, beşte birini ayırarak bir çok he­

diyelerle birlikte kardeşinin oğlu aktim ur’la Selçuk Sultam II. A laaddin’e gön­

derdi. Sultan bundan çok memnun oldu. A ktim ur’a ihsan ve iltifatta bulundu.

A ktum urla birlikte Osman Gazi’ye sancak, çadır iyi atlar ve silâhlar gönderdi.

A ktim ur sancağı getirdiğinde vakit ikindi zamanıydı. Növbet vuruldu (mehter çalındı). Növbet vurulurken Osman Gazi ayakta durdu. 184 Neşri Tarihinde, Ak- tim ur’un Sultan Alaeddin’e gönderildiğini, ancak sultandan sancak ve davul gel­

mesinin, Osman Gazi’nin Bilecik’i aldıktan sonra, İstanbul’dan İznik’e yardıma

181 Ekrem H akkı Ayverdi. A .g.e. s: 10, 11, 12.

182 Aşıkpaşaog. 47., Neşri 81.

183 Mehmet Süreyya, Osmanlı Devletinde Kim K im di., s:137, T ü rk A ns. I ., s:383, İbni Kemal 1 .1: 106

184 Aşıkpaşaog. İS, Neşri 48.

1 0 0

-DF VI.RT K U R A N KA HR AMANLAR

giden BizanslIlara Dil İskelesinde yaptığı baskın sırasında olduğunu açıklar. Bu­

nunla birlikte bazıları d a ‘‘Sultan Alaeddin den davul ve bayrak gelmesi Bilecik’- in fethedilm esinden nice yıllar öncedir, Karaca Hisar alındığında Akdemir’le gönderdi diye ilâve eder. 183 tbni Kemal tarihinde buna ek olarak Eskişehir San*

cağı’nm O sm an G azi’ye verildiğini yazar.18®

Müneccim Başı ise, Aktim ur’un Selçuklu sultanına yanında babası Gün­

düz A lp ve A ykut A lp ile birlikte düşmanların hazırlıklarını bildirmek ve yardım istemek için gönderildiği yazılıdır. 187

A ktim ur’u n Bursa kuşatmasına kadar olan faaliyeti hakkında henüz bir bilgimiz yoktur. A ncak bu tarihe kadar on beş yıl Osman Gazi’nin bizzan yanın­

da ve maiyetinde hizmet verdiği söylenebilir. Çünkü, Osman Gazi’nin bizzat yap­

tığı seferlerde yanında bulunan kum andanlardan tarihlerimizde az söz edilmekte, buna m ukabil, yalnız başına görevlendirilen serdar ve gazilerin faaliyetleri anla­

tılm aktadır.

A k tim u r’un bir ara A kça Koca ile birlikte Akovaakınlarmda görmek­

teyiz. A kça Koca İzm it civarı ile meşgul olurken, bir taraftan da Akdemir le bir­

likte A kova’ya d a akınlar yapıyorlardı. 188

Osm an Gazi Kite tli’ni de topraklarına kattıktan sonra H.717 (M.1317) yılında Bursa Kalesi’ni kuşatm aya başladı. Ancak kalenin sarp ve tahkim edil­

miş olm asından burasının savaşla alınamayacağım anlayınca, şehrin kaplıca yö­

nünde yeni bir kale yaptırıp, kardeşi oğlu Aktimur’u bir kısım kahramanların başında buraya koym uş ve B ursa’dan çıkmak ya da içeriye yardım sokmak iste­

yenlere engel olm ası için görevlendirilmişti. Aynca şehrin dağ yakasma da bir kale yaptırıp, kendi kölesi B alabancık’ı bu kalenin korunmasıyle ve ayni amaçla görevli kılıp, Bursa kalesine bağlı köyleri de timar sahiplerine dağıttı. Onlara da halkı hoşça tutm alarım tembih etmişti.(1317)189 Bu iki kalenin muhafız olan ser­

darları on yıl süre ile tazyik ederek Bursa’nin fethini temin etmişlerdi.

A k tu m u r’un tesbit edilebilen icraatlarını şöyle özetleyebiliriz:

1- K araca H isar’m alınm asından sonra bu haberi ve alınan ganaimin beşte birini götürm esi, Elçilik görevi.

2- Akça Koca İle A kova ve Akyazı’da akınlara katılması.

3- Bursa kalesini on yıl süreyle sıkıştırarak Bursa’mn fethini kolaylaş­

tırm ası.

4- K andıra’da tım ar sahibi Bey

185 N eşri 56, 57.

186 lb n i Kem al 106.

187 M Cneccim başı I. 63 188 N eşri 66

189 A$ıkpa$aog. 26, T ac. Tev. 41, MUnec. Baş. 73.

1 0 1

-Sn fa Ornl

Aktimur Karaca Hisar savaşına ve bizzat m uhasara altında tuttuğu Bur- sa ’nın fethine iştirak etmiştir. Bu durum u kendisinin iyibir kum andan olduğunu gösterir. "K i o, gayet bahadır, yarar erdi.190 A k D em ir k i dem iri tutsa m um ederdi, kuvvetle taşı ovsa un ederdi. D önm ez idi yü zü y ü z kişiden, korkudan tit­

rerdi adını işiten”191 denilerek kahramanlığı tarihlerimizde tescil edilmiştir. Adı, Akdemir (Aşıkpaşa., Neşrî), Aktemur (Oruç B.), A ktim ur (Tac. T ., Münec. B., Ham m er.) olarak geçer. A ktim ur’a A kbaş’da denildiği; 1. H . Uzunçarşılı, Os­

m a n l I Tarihi c: l ’e ekli Osman Oğulları’nm soy cetvelinde ve T. Yılmaz ö z tu n a , Türkiye Tarihi c:III,s: 19’da isminin A ktim ur (Akbaş) olarak geçmesinden anla­

şılıyor.

Bursa’nın alınmasından sonra, A ktım ur’u K andıra da tım ar sahibi bir bey olarak görürüz. İzmit’in alınmasından sonra O rhan Gazi, fethi tam am lanan memleketleri silâh arkadaşları Alplere tım ar’ı verirken A kbaş’a da K andıra’yı verdi (Neşri: 76, Aşıkpaşaoğ. 42, Oruç Beğ 33). T arihte Bundan sonra, Akti- m ur’un adına henüz bir kayıtta rastlanmadı.

Bu tarihten sonra vefat eden Aktimur’un kabrinin Bursa’da Osman Gazi Türbesinde bulunan yazısız mezarlar arasında olması m uhtem eldir. Söğüt’teki kabir ise Makamdır.

AYDOĞDU BEY:

Osman Gazi’nin kardeşi Gündüz Alp’in oğlu olan Aydoğdu Bey, 192 E r­

tuğrul G azi’nin torunudur. Amcası Sultan O sm an’ın üm erasından olup, büyük savaşlarda şecaat göstermiştir. Aydoğdu Alp da derler. 193

Bursa Tekfuru, Adranos Tekfuru, Bidnos, Kestel ve Kite tekfurları ara­

larında anlaşarak “ T .ırk’ün üzerine yürüyelim, onu ortadan kaldıralm, adım sa­

nını bırakmayalım ki şerrinden emin olalım diyerek kalabalık asker topladılar, Türklerin üzerine yürüdüler.

Osman Gazi onları yanındaki gazilerle Koyun H isarı’nda karşıladı. Sa­

vaşa savaşa Dinboz’a kadar geldiler. Düşmanlar dağa arka verip durdular. Bü­

yük kırgın oldu. Osman Gazi’nin kardeşi Gündüz A lp’in oğlu Aydoğdu Bey şehit oldu. Koyun Hisarı'na giden yolun üzerinde yatm aktadır. Mezarına taş çevir­

mişlerdir. O ilde at sancılansa, onun mezarına iletirler, dolaştırırlar, Allahü Tâ- ala şifa verir,” Bu savaşın tarihi H. 702 (M. 1302-1303)’tü r.194 Şimdi ona T ürk

190 A şıkpajaog., 26.; Oruç B ej, 30.

191 Ibni Kemal, 157

192 M. T. Gökbilgin A .g.e., s:438 193 Mehmeı Süreyya A .g.e., 144 194 A )ikpa$aoğ., 25

1 0 2

-D E V L E T Kl IRAN K A H R A M A N L A R

Han mezarı derler, o ülkede m eşhurdur.195 H ala mübarek türbesi ziyaretgâh ve kabrinin toprağı hum m alı ve sıtm alılara ilaçtır” . 196

Olayı b ir de yabancı bir tarihçi olan Hammer’den izleyelim:

“ O sm an Bey BizanslIların bir kaç mevkilerini zabtetmek girişiminde bu­

lundu. Birinci d e fa d a Bizans im paratorunun hassa kumandanı sayılan ve muza- lo nam ını taşıyan A teyarik’i. Nekomedi (İzmit) havalisinde Koyun Hisar (Pabim eres’de B afum ) yakınında mağlup etti. Bu yenilgi (701/1301), özellikle Sultan O sm an’ın taarru zların a tam hasad zamanında (27 Temmuz), serbest bir meydan bıraktığından BizanslIlar için pek felâketli olmuştur. Osman Gazi, Gün­

düz A lp’in oğlu olan yeğeni A ydoğdu’nun Koyunhisar muharebesinde kaybe­

dilmesiyle göz yaşlarını tutam adı. Aydoğdu, Hisarın yakınında defnedildi. Mezarı hala yolun kenarında görülm ektedir.197”

Bu d u ru m a göre Ertuğrul Türbesi haziresinde bulunan Aydoğdu’ya ait kabrin onun m a k a m ’ı olduğu anlaşılm aktadır.

.Bütün tarihlerim iz A ydoğdu’nun şehit olduğunda Dinboz’da Koyun Hi- sa n ’na giden yol üzerinde defnedildiğini yazmaktadır.

PA ZA RLU BEĞ

P azarlu Beğ, O sm an G azi’nin oğludur. Hammer Kantakuzenos Tari­

hinde gördüğü P a zarlu Beğ adını P aşa Ali Bey’e çevirerek bunun Osman Gazi’­

nin öteki oğlu A laeddin Ali Bey ile ayni kişi olabileceğini düşünmüştür. 729/Mayıs 1329’da Bizans’la yapılan Palekonan = Maltepe savaşında ve iznik’in kuşatılma­

sında Osmanlı çerisine Pazarlu Beğ’in Komuta ettiğini Kantakuzenos yazmakta­

dır. Adı bilinm iyen bir de kızı vardır. 198

P azarlu Beğ’in ismine Osmanlı kaynaklarında rastlanmamaktadır. Os- manlı m üverrihleri O sm an G azi’nin, O rhan Bey ve Alaiddin Bey adında iki oğ­

lundan bahseder.

A ncak O rh an Bey’in 724 (1324) tarihli vakfiyesinden 199 öğrendiğimi­

ze göre, O sm an B ey’in O rhan ve Alâeddin Bey’den başka, Pazarlu Bey, Çoban Bey, Melik Bey ve H am id Bey adında diğer dört oğlu ile, Fatıma adında bir kızı

195 O ru ç Beğ, 30

196 M ilnec. B. I ., s:71, T a c . T ev ., 40.

197 H a m m e r I . s:80. (H a m m e r b u rada Koyunhisar Kalesini İzmit yolunda olan Ko­

y un H is a r'la k a rıştırm a k ta d ır, miltercim).

198 M eh m et Süreyya A .g .e ., H am m er, 104, Uzunçarjılı Osmanlı Tarihi. 1. s: 120.

Is. A n s ., c:9, s:443

199 I. H a k k ı U z u n ç a rjılı, Belleten 1941, N r.,19, s:277-288 (Orhan Gazi’nin Mekece V akfıyenam esi)

1 0 3

-Safa ü c a l

var idi. Bunların hangi zevcesinden doğdukları bilinmemektedir.200 SAVCI BEY (Osman Gazi’nin Oğlu)

Osman Gazi’nin oğludur. Ümeradan olup bir savaşta şehit olm uştur.201 Osmanlı müverrilheri Osman Gazi’nin Alaeddin Bey ve Orhan Gazi adında oğul­

larından bahsederler. Ancak son zamanlarda bulunan 1324 tarihli O rhan G azi’­

nin Mekece vakfiyesinden Osman Gazi’nin Hamid Bey, Çoban Bey, Savcı Bey, Pazarlu Bey, Melik Bey adlarında oğullan oludğunu ve bir de Fatm a isminde kızı bulunduğnu; öğreniyoruz. Burada Oğlu Alaeddin Bey’den bahsedilme- mektedir.202

Osman Gazi’nin oğlu Savcı Bey’in doğum ve ölüm yılları henüz tesbit edilememiştir. Ancak Savcı Bey’in emrine verilen askere komutanlık edecek yaş ve mevkiine geldiğini görmekteyiz: “Köprü Hisar’m fethi esnasında (1302) tl- hanlı Hükümdarı Gazan Mahmud Han Mısır’daki M em lûk devletine karşı hare­

ket ile, H aleb’e gelmiş, sonra da seferin tamamlanmasını kumandanlarından Çoban B ey’e havale ederek Tebriz’e dönmüş, fakat Anadolu B e y ’lerinide onun maiyetine m em ur ederek, bu yolda emirler göndermişti, tlhanlı hüküm darından gelen bu türlü emirlere itaat, kendi ülkelerinde yan müstakil ve civardaki Bizans­

lIlar ile harp ve sulh etmek haklan cümlesinden bulunan A nadolu beyleri içih bir vecibe addolunuyordu. Osman Bey’de Köprü-hisar fethinden dönüşünde bu emri almış idi. Bunun üzerine oğlu Sava B ey’i bir m iktar asker ile gönderdi ise de kışın şiddeti, yolların kapalı olmasından dolayı bu askeri birlik geri döndü ve llhanlı hüküm dan’mn emri de yerine getirilmiş sayıldı. ”203

Savcı Bey babasımn sağlığında bir savaşta şehit düşm üştür.204 ' ‘.‘Ali, Künhalahbar” (v.26) da Osman Beyin oğlu savcı Bey’den bah­

setmekte ve onun kahraman bir asker olduğunu belirtmekte ise de diğer kaynak­

larımızda Osman Bey’in bu isimde bir oğluna rastlanmadığı için M .T. Gökbilgin bunun mevcudiyetini şüpheli görmekte, bunun şehadetinin, Savcı Bey’in oğlu Bay Koca ile karıştırılmış olabileceğini belirtmektedir.203

TURGUT (DURKUT) ALP

Turgut Alp, Osman Gazi’nin kumandanlarından olup,206 ayni zam an­

200 M. T.Gökbilgin A .g.e., s:443

201 M. Süreyya A .g.c., s:263 (S. Osmanî, s: 37 ye atfen 202 Uzunçarşılı A .g.e., (1324 O rhan Gazi Vakfiyesi) 203 T . Gökbilgin A .g.e., s:437 (Neşri C ihannüm a s:94’e atfen) 204 Müneccim B. 79.

205 M . T. Gökbilgin I. A n. c: 10 Savcı bey 2. M ad. s: 250, 251 206 H am m er, 338, Not. 4

1 0 4

-DE V L E T KU KAN KAI IKAMANl.AK

da önemli kararlar verirken istişare ettiği bir silâh arkadaşıdır. Osman Gazi, Ka- racahisar’a kadı tayini hususunda Kayınpederi Edebali, dört silâh arkadaşı Kardeşi Gündüz Alp, T u rg u t Alp, H aşan Alp, Aykut Alp ile istişare etmiştir.207

Turgut A lp iyi bir kum andandır. Kendisine llnegöl fatihi dememiz ye­

rinde olur kanaatindeyim .

“Osman G azi Bilecik Tekfurunun kendisine kurduğu düğün tuzağında Bilecik tekfurunu y o ke ttikte n ve Bileciği ele geçirdiğinin ertesi günü Yarhisar’a indi, tekfurunu tuttular, gelini de tuttular. Düğüne gelen halkın ekserisini esir ettiler.208 Bilecik ve Yarhisar’ın fethinin doğurduğu şaşkınlık ve düşmanın ma­

nevi kuvvetinin sarsılmasından istifade için Osman Gazi, derhal Turgut Alp'i bir miktar süvari k u vveti ile İnegöl üzerine yolladı. Turgut A lp bu kaleyi savaşla zapta m u va ffa k oldu. Kalenin tekfurunu ve ganimetleri de Osman G azi’ye getir­

di. Osman B ey bu olaylarda (Bilecik, Yarbisar fethi de dahil) ele geeçirilen gani­

met ve esirlerden gelin ile eşyasını alıkoydu. Geri kalanım tamamen gazilere dağıttı. Gelini de, bu savaşlarda p ek çok yararlığı görülen oğlu Orhan'a nikahladı”209 A şıkpaşazade ve Neşri tarihlerinde, Turgut Alp’in İnegöl’ü ku­

şattıktan sonra O sm an G azi’nin gelerek İnegöl’ü aldığını yazar. nOsman Gazi de bütün aldıklarını Bilecik hisarına gelirdi. Hisar işlerini yoluna koyarak İne­

göl’e geldi. Derhal yağm a edilmesini buyurdu. Gaziler göz açıp kapayıncaya ka­

dar geçen zam an içinde hisara görerek T ekfuru’nu parça parça ettiler, erkeğini kırıp, dişisini esir aldılar, zira bunların yüzünden çok müslümanlar şehid olmuştu”2093 İnegöl hisarı fethedildikten sonra " Turgut Alp bizzat elegeçirdiği İnegöl kumandanlığına nâil o ld u ”210.

Osm an G azi; aldığı ülkeleri idare bölümlerine ayırırken, İnegöl’ü Tur­

gut A lp’e verdi. Şimdi dahi o azizin adı ile anılır ve O ile Turgut ili derler211 Turgut A lp ’in O sm an G azi’nin elçilik görevini de yaptığını görmekte- yiz.“1299’da Osman B e y ’eK ara Balaban çavuş vasıtasıyle gönderdiği fermanda Söğüt ve E skişehir’in ilhakı ile teşkil olunan sancağa Osman Şah Bey’in tayin edildiği bildiriliyordu. Osman B ey bu fermanı da hususi bir merasim ile okuttu.

gut A lp’e verdi. Şimdi dahi o azizin adı ile anılır ve O ile Turgut ili derler211 Turgut A lp ’in O sm an G azi’nin elçilik görevini de yaptığını görmekte- yiz.“1299’da Osman B e y ’eK ara Balaban çavuş vasıtasıyle gönderdiği fermanda Söğüt ve E skişehir’in ilhakı ile teşkil olunan sancağa Osman Şah Bey’in tayin edildiği bildiriliyordu. Osman B ey bu fermanı da hususi bir merasim ile okuttu.

Benzer Belgeler