• Sonuç bulunamadı

KZMSS‟ da Zarar Gören Kimsenin Doğrudan Dava Hakkı:

I. ZARAR SĠGORTASI SÖZLEġMELERĠNĠN TARAFLARI DIġINDAKĠ

5. KARAYOLLARI ZORUNLU MALĠ MESULĠYET SĠGORTALARINDA

5.3. KZMSS‟ da Zarar Gören Kimsenin Doğrudan Dava Hakkı:

Her ne kadar zarar gören kimse sigorta sözleĢmesinin tarafı olmasa da, KTK madde 97 uyarınca zarar gören üçüncü kiĢilere doğrudan dava hakkı tanınmıĢtır. Ġlgili maddeye göre, zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamında belirtilmiĢ olan sınırlar içinde zarar gören kimseye doğrudan sigortacıdan talepte bulunabilme ve sigortacıya karĢı dava açabilme imkânı tanınmıĢtır313

. Sigortacıya aleyhine açılacak dava, sorumluluk sigortası ile temin edilen sınırlar dahilinde olacaktır314

. Sigorta sözleĢmesine konulacak bir hüküm ile zarar görenin doğrudan doğruya dava hakkı ortadan kaldırılamayacağı gibi sınırlandırılması da mümkün değildir315

.

Sigortacıdan doğrudan talepte bulunma ve doğrudan doğruya dava hakkının dayandığı hukuksal temel konusunda TTK‟ nın yürürlüğe girmesinden önceki dönemde üçüncü kiĢi yararına sözleĢme olduğu konusunda tartıĢmalar mevcuttu316

. Ancak TTK‟nın yürürlüğe girmesiyle birlikte hem KTK m.97‟de düzenlenmiĢ olan hüküm hem de Karayolu TaĢıma Kanunu m. 21‟de düzenlenen doğrudan doğruya talep hakkına iliĢkin açık hüküm ile artık talep ve dava hakkının kaynağının kanun olduğu açık bir Ģekilde ortaya çıkmıĢtır317

.

Doğrudan dava hakkı TTK m.1478 hükmü ile düzenlenmiĢtir. Hükmün amacı, TTK 1473‟de belirtilen zarar görene sigorta tazminatı üzerinde talep hakkı

312 Özsunay, (Alacak Hakkı) 920. 313

Kender 220; Adal, (Sorumluluk Sigortası) 884.

314 Adal, (Sorumluluk Sigortası) 884. 315 ġenocak, (Alacak Hakkı) 279. 316 Akyol 43.

317

64

veren bir irade içermekteyken, bu hükmü destekleyici nitelikte zarar verenin yokluğu söz konusu olduğu zaman vasıtasız bir Ģekilde sigortacıdan oluĢan zararı talep etme imkânı sağlayan bir irade ortaya koymaktadır318

. Doğrudan doğruya dava hakkının doğması için zarar gören kimsenin tazminat talebi sigortacıya karĢı yöneltmesi gerekir319.

Zarar gören üçüncü kiĢiler bu taleplerini mali mesuliyet sigortasının mecburi haddi içinde ileri sürebileceklerdir320

. Zira kanun hükmünde bu Ģekilde düzenlenmiĢtir. Bu anlamda kanun hükmü zarar gören kimseye bir hak getirme niteliğinde olup, sigortacıya karĢı limitler dahilinde oluĢan zararla ilgili olarak dava hakkı getirmektedir321

.

Trafik kazası neticesinde sigortacıya karĢı doğrudan doğruya dava hakkının ileri sürülebilmesi için iki Ģartın bulunması gerekir.

5.3.1. KTK’ na göre YapılmıĢ Bir Zorunlu Sorumluluk Sigortasının Varlığı:

KTK m.91‟e göre bu kanunun kapsamında doğan zararların karĢılanması amacıyla mali sorumluluk sigortası yapma zorunluluğu getirilmiĢtir. Bu noktada sigortacının borcu yapılmıĢ olan zorunlu sorumluluk sigortasının hadleri içinde üçüncü Ģahsın yani zarar görenin uğradığı zararı karĢılamaktır322

.

5.3.2. Araç Sahibi (ĠĢleten)’in KTK’ a Göre OluĢan Zarardan Sorumlu Olması:

KTK m. 85 iĢleten ve araç iĢleticisinin bu kanun kapsamında verdiği zararlardan dolayı aracın iĢleteni, bağlı olduğu teĢebbüsün sahibinin müĢtereken ve müteselsilsen sorumlu oldukları düzenlenmiĢtir. Mesuliyet sigortası kapsamında

318 YeĢilova Aras 34.

319 “ Sigortacı ise sigortalı zarar verene karĢı sigorta hukukundan doğan, üçüncü Ģahsın maruz kalacağı

zararı tazmin etme vecibesi altında bulunmaktadır.” Adal, (Sorumluluk Sigortası) 885.

320

Kender 221; Antalya 677.

321 “ … poliçe limiti kapsamında kalan tedavi giderleri nedeniyle sorumlulukları sona erecektir.

Sigorta sözleĢmesinin sağladığı teminattan yararlanmayanlar bu haktan yararlanamazlar. Ancak, zorunlu sigorta teminat tutarlarını aĢan tedavi giderlerinin, zarara sebep olan veya hukuken sorumlu olanlar tarafından karĢılanacağı, bu kiĢiler yönünden poliçe limitini aĢan kısım yönünden sorumluğun devam edeceği de kabul edilmelidir.” Yargıtay 10. HD. E. 2013/7056, K. 2013/8383, T. 18.4.2013.

322 Adal‟ a göre “Sigortacının borcu üçüncü Ģahsın zararını telafi etmekle mükellef bulunan sigortalı

zarar verenin (taĢıt sahibi veya iĢleticinin) mamelekini himaye etmektir.” Adal, (Sorumluluk Sigortası) 886.

65

sorumluluktan bahsedebilmek için zararın meydana gelmiĢ olması gerekir eğer ortada oluĢan bir zarar yoksa tazmin yükümlülüğü de olmayacaktır323. Ayrıca, oluĢan zarardan sorumlu olan kimse kendisini sorumluluktan kurtaran hususları sigorta ettiren karĢı ileri sürebilecektir324

. Sigortacı, zarar verenin üçüncü Ģahısa verdiği zararı karĢılama mükellefiyeti içinde olduğu için zarar verenin ileri sürebileceği her türlü defiyi ileri sürebilir.

5.3.3. Sigortacıya Doğrudan Dava Açma Hakkına Sahip Olan Kimseler:

Dava açma hakkına sahip olan kimse sigortalının yani zarar veren kimsenin eylemi ile zarar gören kimsedir. Zarar gören kiĢi bir kimse olabileceği gibi birden fazla kimse de olabilir. Zarar gören kimseler, motorlu araç iĢletenine de limitler dahilinde kalmak üzere KZMSS‟ını yapan sigortacı aleyhine birlikte dava açabiliriler.

KTK m. 99 hükümde tazminat ve giderlerin ödenmesini düzenleyen hükme göre sekiz iĢ günü içinde hak sahiplerine uğramıĢ oldukları zararlar ödenmesi gerektiği düzenlenmiĢtir. Kanun hükmündeki “hak sahipleri” ifadesi ile anlatılmak istenenin zarar gören kimse/kimseler olarak anlamak gerekir. KTK m.92‟de ise, mali sorumluluk sigortası kapsamının dıĢında kalan haller düzenlenmiĢtir. Burada ise, iĢletenin eĢinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme iliĢkisi ile bağlı olanların, kendisinin birlikte yaĢadığı kardeĢlerinin mallarına gelen karĢı ileri sürülebilecekleri talepler zorunlu mali sorumluluk sigortasının kapsamı dıĢında bırakılmıĢtır325

. Doğrudan dava hakkına sahip olan zarar gören hayatını kaybetmiĢ ise, varisleri yani mirasçıları kendisinin yerine hareket ederek oluĢan zararın giderimi için dava açabilirler326

.

Karayolları TaĢıma Kanun‟unda ise m.21‟de “doğrudan doğruya talep

hakkı” düzenlenmiĢtir. Hükümde sorumluluk sigortacısına karĢı hak sahiplerinin

öngörülmüĢ olan sınırlar içinde doğrudan baĢvurabileceği düzenlenmiĢtir. Ġlgili hükümde doğrudan hak sahiplerinin baĢvurulabileceğine iliĢkin yapılan

323 Karahan 375.

324 Adal, (Sorumluluk Sigortası) 889. 325 Eren 719; Karahasan 933. 326

66

düzenlemenin zarar veren sigortalı kimsenin sigorta tazminatının ödenmesi konusunda kapsam dıĢında bırakıldığı sonucuna varabiliriz.

5.3.4. Zarar Görenin Doğrudan Dava Hakkının Kullanımında ZamanaĢımı:

TTK m.1420‟de sigorta sözleĢmelerinde zamanaĢımı süresi alacağın muacceliyeti itibariyle 2 yıl olarak düzenlenmiĢtir. Ancak TTK m.1482 hükmü olan sorumluluk sigortalarına iliĢkin hüküm saklı tutulmuĢtur. TTK m.1482‟de ise sigortacıya yönelik tazminat istemine iliĢkin sürenin sigorta konusu olaydan itibaren 10 yıl içinde zamanaĢımına uğrayacağı düzenlenmiĢtir. 10 yıllık süre kaza tarihinden itibaren baĢlar.

Zarar görenlerin birden çok olması halinde zamanaĢımı süresi ise, zarar görenlerinin hepsinin öğrenme anı değil, her bir zarar gören için öğrenme anından itibaren baĢlamıĢ sayılacaktır327

.

Doğrudan dava hakkını düzenleyen TTK m.1478 hükmünde zarar gören kimsenin uğramıĢ olduğu zararın tazmininin sigorta sözleĢmesi için geçerli olan zamanaĢımı süresi içinde kalmak koĢuluyla ödeneceğini belirtmiĢtir.

Bu noktada sigorta sözleĢmesi için geçerli olan zamanaĢımı süresinin doğrudan dava hakkının kullanımına iliĢkin olarak bir üst sınır olduğunu söylenebilecektir328

.

5.4. Zarar Görene KarĢı Sigortacı ve Sigortalının (Zarar Veren) Sorumluluğunun Niteliği:

Sorumluluğun niteliği belirlenirken dikkat edilmesi gereken konu KTK m.97 aracı iĢleten sigortalı ile sigortacı arasında müteselsil sorumluluk olup olmadığıdır. Ġlgili madde hükmünden her ne kadar müteselsil sorumluluğa iliĢkin bir ifade içermiyor olsa da Yargıtay‟ın vermiĢ olduğu bir kararında hem KTK m.97 hem de 818 sayılı Borçlar Kanunu m.51 düzenlemesini birlikte yorumlayarak zarar verenin ve sigortacının müteselsil sorumlu olduğunu belirten karar almıĢtır329

. 327 Eren 722. 328 YeĢilova Aras 68. 329 Yargıtay 11. HD, E.2002/5836, K.2002/10542, 18.11.2002.

67

TTK‟da belirtilen hükmünde müteselsil sorumlu olduklarına iliĢkin nitelik taĢıdığını söylemek için ise, TBK kapsamında müteselsil sorumluluğun hangi durumlarda ortaya çıktığını irdeleyerek sonunca varabiliriz. Buna göre, TBK m.162 „de alacaklı borçtan sorumlu olacağını kabul ederse veya bu Ģeklide bir bildirim yoksa ancak kanunda öngörülen hallerde müteselsil sorumluluğun varlığından bahsedebileceğimiz düzenlenmiĢtir.

TTK m.1478 hükmü açısından müteselsil sorumluluğun varlığından söz edebilmek için, gerek zarar veren (sigortalı) gerekse sigortacının oluĢan zararın tümünden sorumlu olması, borçluların herhangi birinden oluĢan zararın tümünün istenebilmesi, borçlulardan birinin ifada bulunması ile ödeme yapıldığı oranda borçtan kurtulması durumunda, zarar gören kimsenin dilerse zarar verene dilerse de zarar verenin sigortacısından talepte bulunabilmesi mümkün ise bir müteselsil sorumluluktan bahsederiz330. Nitekim bir görüĢe göre, sigortacının sorumluluğu sigorta bedeline kadar müteselsildir331

.

BaĢka bir görüĢe göre ise, müteselsil sorumluluğun varlığı için bir edimin birden fazla borçlusunun her birinin söz konusu edimi tek baĢına ifa etme yükümlüğü altında olması gerekir332

. Yapılan zorunlu sorumluluk sigortası ile zarar görenin değil sigorta ettirenin zararını gidermek amaçlı olarak yapılmıĢtır. KTK kapsamında da doğrudan dava açma hakkının tanınmıĢ olması sigortacıyı TBK m. 61 kapsamında sorumlu kiĢiler arasına sokmayacaktır333. Bu noktada, doğrudan dava hakkının amacı sadece sebep olunan zararın tazminine yönelik olarak bir araçtır334.

5.5. Ġsteğe Bağlı (Ġhtiyari) Trafik Mali Sorumluluk Sigortasının (KĠMSS)