• Sonuç bulunamadı

Đşverenin, gözetme borcunu ihlali sonucu meydana gelen iş kazası ve meslek hastalığından doğan sorumluluğu, öğretide bazı yazarlar tarafından kusursuz sorumluluk (objektif sorumluluk) esasına dayandırılmaktadır78. Kusursuz sorumluluğun gerçekleşmesi için, sorumluluğu doğuran olayla zarar arasında sebep- sonuç ilişkisinin varlığı yeterli görülmektedir. Kusur, bu tür sorumlulukta kurucu bir unsur olmaktan çıkarılmıştır. Sorumluluk, kusur yerine kanunun öngördüğü belirli bir olguya bağlanmaktadır. Sorumluluğun bağlandığı olgulara, bir taşınmaz maliki olmak, bir motorlu taşıdın kullanılması veya bir yardımcının fiili örnek olarak gösterilebilir79.

Kusursuz sorumluluk, sanayi devrimiyle birlikte ortaya çıkan teknik buluşların, makineleşmenin ve karmaşık sosyal ilişkilerin biçimlendirdiği modern toplum ve uygarlığın zorunlu kıldığı bir sorumluluk türüdür. Kusursuz sorumluluğun kabulü, kusur sorumluluğunu öngören liberal hukuk devletinden, adalet ve

77

‘Đş Kanununun 73. maddesine göre, işveren, işyerinde işçilerin sağlığını ve iş güvenliğini sağlamak için gerekli olanı yapmak ve bu husustaki şartları sağlamak ve araçları noksansız bulundurmakla yükümlüdür. Buna göre işveren mevzuatta belirtilmese dahi şayet bu yolda bir tedbirin alınması gerekiyorsa, bu tedbiri almak zorundadır. Bu konuda olanların yetersizliği, süregelen kötü alışkanlıklar ve iş gelenekleri, tedbir alma yükümünü ortadan kaldırmaz’. Y. 10. HD, T. 09.11.1998, E. 1998/7518, K. 1998/7851, www.kazanci.com.tr, erişim tarihi: 25.12.2008.

78

Kusursuz sorumluluk, Eren tarafından ‘Sebep Sorumluluğu’ olarak adlandırılmakta olup öğretide ‘Umulmayan Hal Sorumluluğu’ olarak da tanımlandığı belirtilmektedir. Bkz. Eren, Borçlar Hukuku, s. 452.

79

27

hakkaniyet fikrine dayanan sosyal hukuk devletine geçişin ve sosyal gelişmenin bir sonucu olarak görülmektedir80.

Makine ve enerji kaynaklarının kullanılması ile her türlü teknik ilerlemeler sonucunda zarar kaynağı olabilecek tehlikeli faaliyetler giderek artmıştır. Çevre için tehlike arz eden bu faaliyetler karşısında zarara uğramak adeta kaçınılmaz bir hal almıştır. Ancak tehlikeli diye toplumun bu araç ve gereçlerden vazgeçmesi de düşünülemeyeceğinden, bu tür tehlikeli faaliyette bulunan kimselere, bunlardan yarar sağladıkları için sebep oldukları zararı da giderme zorunluluğu getirilmiştir. Böylece faaliyetleri ile tehlike yaratanların kusurları bulunmasa ve tehlikenin önlenmesi amacıyla her türlü özeni göstermiş olsalar bile ortaya çıkan zararlardan sorumlu tutulmaları gerektiği düşüncesi, kusursuz sorumluluk ilkesinin temelini oluşturmuştur81.

Tehlike ilkesi, kusursuz sorumluluğu gerektiren tek ilke olmayıp bunun yanında hakkaniyet ve hâkimiyet ilkeleri de mevcuttur82. Hakkaniyet ilkesine göre, zarar verenle zarar görenin ekonomik durumları karşılaştırılarak hakkaniyet ve adalet duygularıyla zarar görene oranla ekonomik yönden daha güçlü durumda bulunduğu tespit edilen zarar verenin kusursuz olmasına rağmen sorumluluğu yoluna gidilebilmelidir. Hâkimiyet ilkesi ise bir kimsenin hâkimiyet alanı içinde bulunan bir şeyin veya kişinin başkasına zarar vermesi halinde bu zarardan doğan sorumluluğun hâkimiyet sahibine ait olduğu görüşü çerçevesinde şekillenmiştir83. Hukukumuzda bu ilkelere dayanılarak kabul edilmiş kusursuz sorumluluk hallerinin yansımalarını görmekteyiz. Karayolları Trafik Kanunu gereği araç işletenin sorumluluğu (m. 85), adam çalıştıranın sorumluluğu (BK. m. 55), ev başkanın sorumluluğu (MK. m. 369), ayırt etme gücüne sahip olmayanların sorumluluğu (BK. m. 54), yapı ve eser malikinin sorumluluğu (BK. m. 58) örnek olarak verilebilir84. Ancak mevzuatımızda iş kazası ve meslek hastalığından doğan zararların işverence kusursuz sorumluluk

80

Eren, Borçlar Hukuku, s. 449, 450. 81

Tandoğan, Haluk; Kusura Dayanmayan Sözleşme Dışı Sorumluluk Hukuku, Ankara 1981, s. 2. 82

Süzek, Đş Güvenliği, s. 215. 83

Eren, Borçlar Hukuku, s. 451. 84

28

esasına göre tazmin edilmesi gerektiğini düzenleyen herhangi bir genel hüküm yer almamaktadır85.

Öğretide işverenin işçiyi gözetme borcundan doğan sorumluluğunun kusursuz sorumluluk esasına dayandıran yazarların ileri sürdüğü gerekçeler arasında tam bir görüş birliği yoktur86. Aynı sonuca ulaşan ancak farklı gerekçelere dayanan bu görüşlerden biri, bu konuda mevzuatımızda bir yasa boşluğu bulunduğunu savunan görüştür. Buna göre, işverenin gözetim borcunu ihlal etmesi sonucunda doğan zararın tazmini konusunda iş kanununda bir düzenleme yer almadığından tazminatın esaslarının belirlenmesinde Borçlar Kanununun 332. ve 96. maddelerine başvurmak gerekecektir. Ancak bu görüşü savunan yazarlara göre kusur sorumluluğu esasına dayanan 332. ve 96. maddelerin dayandığı sistem iş hukukunun işçiyi koruyucu sosyal amacına uygun nitelikte değildir. Bu nedenle söz konusu hükümler işverenin sorumluluğuna uygulanamayacağından ortaya çıkan yasa boşluğu Medeni Kanununun 1. maddesi uyarınca hâkim tarafından tehlike esasına dayanan kusursuz sorumluk ilkesinin ikame edilmesiyle doldurulacaktır87.

Kusursuz sorumluluk esasına işaret eden diğer bir görüş ise bu konuda yasa boşluğu olduğu görüşünü paylaşmayarak mevcut kuralların yorumu ile bu sonuca ulaşmıştır. Bu görüşü savunanlardan Tunçomağ’a göre, Borçlar Kanununun 332. maddesinin tek başına değerlendirilmesi işverenin sorumluluğunun kusur esasına dayandığı görüşüne götürecektir. Ancak işverenin işçiyi gözetme borcu sadece borçlar hukuku içinde değil de iş mevzuatıyla, özellikle Đş Kanunu m. 73 ile birlikte ele alındığında durum değişebilecektir. Yazara göre, işverene işçiyi gözetme borcunu yükleyen 73. maddenin kamu hukuku görevleri yanında sözleşmeye dayanan işçiyi gözetme borcunun konusunu daha ayrıntılı biçimde saptama görevi de vardır. Đşveren, işçiyi koruyucu hükümler nedeniyle iş güvenliği önlemlerini almakla yükümlüyken işçi de bunları istemek hakkına sahiptir. Đş Kanununda genel bir ifade kullanılmış ancak kusurdan bahsedilmemiştir. Bu durumda Borçlar Kanunu m. 332 yanında Đş Kanununun 73. maddesi de göz önünde tutulduğunda iş hukukuna tabi

85 Süzek, Đş Güvenliği, s. 215, 216. 86 Süzek, Đş Güvenliği, s. 220. 87

29

hizmet sözleşmelerinde, işverenin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olarak kabulü düşünülebilecektir88.

Öğretide kusursuz sorumluluk görüşüne katılan yazarlardan Hatemi ise başka bir gerekçeye dayanmaktadır. Yazara göre, Borçlar Kanununun 332. maddesinde açıkça ‘hakkaniyet’ten söz edilmemiş olması durumunda, aynı kanununda hakkaniyet sorumluluğunu getiren 54. maddenin genişletilerek uygulanması ve işverenin sorumluluğunun hakkaniyet esasına dayanan kusursuz sorumluluk olarak kabulünün tereddüt yaratabileceği belirtilmektedir. Fakat bir taraftan hayatın gerekleri ve anayasal ilkeler, diğer taraftan manevi tazminat talebinde hususi haller gözetilerek, kusur unsurundan sarfınazar edilebilmesine karşılık, maddi tazminat talebinde kusuru aramanın mantıksız bir görünüm yaratabileceği, Borçlar Kanununun 332. maddesinin hakkaniyet ölçüsünü, alınacak tedbirler bakımından değil, işverenin sorumluluğu açısından getirdiği ve maddenin bu şekilde yorumlanarak hakkaniyet sorumluluğunun getirildiğinin kabul edilmesi gerektiği belirtilmektedir89.

Görüldüğü üzere, öğretide, ileri sürülen gerekçeler bakımından bir görüş birliği olmasa da işverenin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk esasına dayandığı bazı yazarlar tarafından savunulmaktadır. Bu yazarların bir bölümü90, işverenin sorumluluğu konusunda yasa boşluğu bulunduğu görüşünden hareketle bu boşluğun Medeni Kanunun 1. maddesi uyarınca hâkim tarafından kusursuz sorumluluk esasına göre doldurulması gerektiğini ileri sürmektedirler. Buna karşılık Tunçomağ ve Hatemi yasa boşluğu görüşünü paylaşmamışlar, mevcut kuralların yorumu ile aynı sonuca ulaşmışlardır. Tunçomağ, Borçlar Kanunu m. 332 ile Đş Kanunu m. 73’ün birlikte ele alınması halinde, Đş Kanunu m. 73’ün işverenin objektif yönden gerekli bulunan her türlü önlemi alması zorunluluğunu getirdiğini de göz önünde tutarak işverenin kusursuz sorumluluğu görüşünün savunulabileceğini belirtmektedir91. Hatemi ise Đş Kanunu m. 73’ü hiç göz önünde tutmaksızın, Borçlar Kanunu m. 332’de geçen ‘hakkaniyet’ sözcüğünü yorumlamakta ve bu sözcüğe dayanarak anılan

88 Tunçomağ, Đş Hukuku, s. 268. 89 Hatemi, Đş K. 73 (No. 2). 90

Eren, Đşverenin Sorumluluğu, s. 92; Ulusan, s. 125. 91

30

maddede hakkaniyet esasına dayanan bir kusursuz sorumluluk getirildiği sonucuna varmaktadır92.

Benzer Belgeler