• Sonuç bulunamadı

2.3. İlgili Araştırmalar

2.3.1. Kurumsallaşma İle İlgili Yapılan Araştırmalar

Kalaycı (2006), “eğitim fakültelerinin yeniden yapılanması ve kurumsallaşma” isimli bir araştırma yapmıştır. Bu araştırma, eğitim fakültelerinde çalışan öğretim elemanlarının görüşlerine dayanarak, 1998 yılında YÖK tarafından uygulamaya geçirilen yeniden yapılanma çalışmalarını ve bunların kurumsallaşma düzeylerini, yeni kurumsalcılık kuramının getirdiği kurumsal baskı alanlarına ve fakültelerde görülen örgütsel davranışlara göre belirlemek amacıyla yapılmıştır. Eğitim fakültelerinde görev yapan öğretim elemanlarının görüşlerinin istatistiksel analizleri sonucunda, tüm öğretim elemanlarının yeniden yapılanmayla ilgili alanlarda görüş ortalamalarının “katılmıyorum” ve “kararsızım” derecesinde olduğu bulunmuştur. Düzenleyici ve bilişsel kurumsal baskı alanlarında, sistem, politik ve bürokratik örgütsel modellerini algılarında görev yaptıkları fakültelere göre farklılık olduğu görülmüştür. Öğretim elemanlarının yöneticilik görevlerinin olması, değerlendirilen hiçbir alanı algılamalarında fark yaratmamıştır. Düzenleyici kurumsal baskılardan örgütsel yapı alanı, yeniden yapılanma çalışmalarında görev alıp alınmadığına ve yeniden yapılanma çerçevesinde eğitim almak üzere yurtdışına gönderilip gönderilmediğine göre farklı algılanmaktadır. Düzenleyici kurumsal baskılardan program değişikliği alanı, en düşük genel ortalamaya sahipken, MEB-YÖK işbirliği alanı en yüksek genel ortalamaya sahiptir. İki alan da, birçok bireysel ve mesleki özelliklere göre farklı algılanmakta iken, bilişsel ve normatif kurumsal baskılar yalnızca verilen derslere göre farklı algılanmaktadır. Tüm kurumsal baskı çeşitlerinin kendi aralarında orta düzeyde ilişkili oldukları, ancak örgütsel modellerin sadece bir kısmının aralarında korelasyon bulunduğu tespit edilmiştir.

Helvacı (2009), çalışmasında aile şirketlerinin kurumsallaşması kavramı kurumsal kuram açısından ele almış ve kurumsallaşmanın örgüt kültürü üzerinde etkilerini incelemiştir. Araştırma sonucunda, araştırma yapılan A ve B firmalarının kurumsallaşma dereceleri oldukça yakın çıkmasına rağmen kültürel alt boyutlarında

bariz farklar gözlemlenmiş ve sadece “tutarlılık” boyutunda anlamlı bir farklılığa rastlanamamıştır. Regresyon analizleri sonucu A ve B firmalarının farklı kurumsallaşma boyutlarının örgüt kültürlerinin tutarlılık boyutu üzerinde pozitif etkisi olduğu görülmüştür.

Akça (2010) araştırmasında, Aile İşletmelerinin genel özelliklerini belirterek Denizli'de bulunan aile işletmelerinin özelliklerini ve kurumsallaşma durumlarını ortaya koymayı hedeflemiştir. Araştırmasının sonucunda da: Aile işletmelerinin gelecek nesillere devrinin sağlıklı bir şekilde sağlanabilmesi için kurumsallaşmanın olması gerektiği, yetenek ve deneyim bakımından kendilerini kanıtlayan aile üyelerinin işletmede çalışması gerekliliği, performansa dayalı ve dengeli bir ödül sisteminin oluşturulması gerektiği ve aile üyeleri arasında iletişimin geliştirilmesi için gerekirse dışarıdan danışmanlık hizmeti alınması gerektiği ortaya çıkmıştır.

Kıray (2010), aile işletmelerinde yönetim devri sürecinin nasıl gerçekleştiğini ve devir için yapılan hazırlıkların neler olduğunu tespit etmeyi amaçlayan bir çalışma yapmıştır. Çalışmada Eskişehir'de faaliyet gösteren beş aile işletmesinde kurucunun ya da mevcut aile üyesi yöneticisinin, yönetimin devri hakkında düşüncelerini ve bu konudaki hazırlıklarını tespitine yönelik araştırmaya yer vermiştir. Araştırma sonucunda, görüşme yapılan aile işletmelerinde yönetim devriyle ilgili hazırlıkların yapılmakta olduğu ancak devir planının hazırlanmasıyla ilgili çalışmaların yetersiz olduğu, ayrıca aile işletmelerinin profesyonel yöneticilerle çalışma isteğinde olmamaları ve devir sürecini dışarıdan danışman yardımı almadan gerçekleştirme taraftarı oldukları tespit edilmiştir.

Kandemir (2010), Ar-Ge firmalarındaki etiğin kurumsallaşma düzeyinin çalışanların iş tatminine ve örgütsel adalete olan etkisini araştırmıştır. Bu araştırması sonucunda; etiğin örtük kurumsallaşma boyutunun iş tatminini ve örgütsel adaletin tüm boyutlarını pozitif yönde etkilediği ortaya konulmuş, ayrıca algılanan örgütsel adalet ile iş tatmini arasında da ilişki bulunmuştur.

Kaptanoğlu (2011), lojistik sektöründe, kurumsallaşma algısının çalışanların örgüte bağlılık ve iş tatmini nasıl etkilediğini ortaya koymak amacıyla yaptığı alan

araştırmasında, kurumsallaşmanın örgüte bağlılık ve iş tatmini davranışını pozitif yönde etkilediği bulunmuştur.

Sözbilen (2012), konaklama işletmelerinin kurumsallaşma anlayışlarının, kurumsal girişimcilik düzeylerine olan etkisini ortaya koymak amacıyla yaptığı araştırması sonucunda; proaktifliği formalleşme, profesyonelleşme ve tutarlılık, yenilikçiliği formalleşme ve tutarlılık, risk almayı ise formalleşme ve şeffaflık pozitif olarak etkilemekte olduğunu tespit etmiştir. Ayrıca profesyonelleşmenin yenilikçilik ve risk alma üzerinde, şeffaflığın proaktiflik ve yenilikçilik üzerinde, tutarlılığın ise risk alma üzerinde bir etkisi olduğunu tesbit edememiştir.

Gül (2012), konaklama işletmelerinin kurumsallaşma düzeylerini tespit etmek ve konaklama işletmelerinin kurumsallaşma düzeylerinin öznel ve nesnel işletme performansı üzerindeki etkisini ortaya çıkarmak amacıyla yaptığı araştırmasında, alan araştırması kısmında bağımsız değişken olarak kurumsallaşmanın bağımlı değişken olarak belirlenen işletme performansı üzerindeki etkisini ölçmüştür. Yapılan araştırma sonuçlarına göre, konaklama işletmeleri yöneticileri kendi işletmelerinde kurumsallaşma ve performans düzeylerini yüksek olduğunu düşünmekte olduğu, ayrıca yapılan regresyon analizleri neticesinde kurumsallaşma boyutlarından otonomi, profesyonelleşme ve saydamlığın konaklama işletmelerinin öznel işletme performansını olumlu yönde etkilediği tesbit edilmiştir. Yine kurumsallaşma boyutlarından saydamlık nesnel işletme performansı boyutlarından doluluk oranını olumlu etkilerken, formalleşme boyutunun doluluk oranını olumsuz etkilemekte olduğu bulunmuştur.

Özdemir (2012), eğitim kurumlarının kurumsallaşma düzeylerinin sayısal veriler ile tespit edilmesini amaçladığı araştırmasında İstanbul ilinde on okul seçmiş ve beşi resmi beşi özel olan bu okulların kurumsallaşma düzeylerini belirlemiştir. Amaç genel anlamda kurumların kurumsallaşma düzeylerini sayısal verilerle tespit edecek uygulanabilir bir yöntem oluşturmaktır. Ayrıca, bu araştırmanın diğer bir amacı da resmi ve özel okulların kurumsallaşma düzeylerini karşılaştırmaktır. Bu amaçlara ulaşmak için, yazar tarafından geliştirilen; görüşme, anket ve gözlem formlarından oluşan bir ölçeklendirme sistemi kullanılmıştır. Kurumsallaşma puanlarının ortalamalarına göre özel okulların kurumsallaşma düzeylerinin, resmi

okulların kurumsallaşma düzeylerinden daha yüksek olduğu tespit edilmiştir. Okullar tek tek değerlendirildiğinde bazı resmi okulların kurumsallaşma düzeylerinin bazı özel okulların kurumsallaşma düzeylerinden daha yüksek olduğu görülmüştür.

Sundu (2013), çevrede var olan uluslararasılaşmaya dönük kurumsal baskıların İstanbul İlinde faaliyet gösteren KOBİ yöneticileri tarafından algılanması ve firmanın mevcut kurumsal yapısının firmanın uluslararasılaşma düzeyi ile ilişkisinin olup olmadığını incelemek amacıyla bir araştırma yapmıştır. Araştırma sonucunda KOBİ niteliğindeki firmaların kurumsallaşma düzeyleri ve yöneticilerin uluslararasılaşmaya dönük kurumsal baskıları algılama düzeyi, firmaların uluslararasılaşma derecesini zayıf ama anlamlı bir şekilde olumlu yönde etkilemektedir. Benzer bir şekilde Yapısal Eşitlik Modellemesi (YEM) analizleri sonucunda firmaların kurumsallaşma düzeyleri ve yöneticilerin uluslararasılaşmaya dönük kurumsal baskıları algılama düzeylerinin, model bütünlüğü içinde firmaların uluslararasılaşma derecesini açıklama güçlerinin anlamlı olduğu görülmüştür.