• Sonuç bulunamadı

KURUMLARDA VERGİ HESABINI ETKİLEYEN DEĞİŞİKLİKLER :

2004 KURUMLAR VERGİSİ BEYANI

1. KURUMLARDA VERGİ HESABINI ETKİLEYEN DEĞİŞİKLİKLER :

2003 ve 2004 yılında muhtelif Kanunlarla yapılmış olan değişiklikler, 2004 yılına ilişkin kurum vergi karşılığının hesabını etkilemiştir. Bu değişiklikler aşağıda özet olarak bilgilerinize sunulmaktadır.

2004 yılına ilişkin bu değişiklikler ve 2005 başından itibaren YTL’ye geçilmiş olması sebebiyle kurumlar vergisi beyannameleri de değiştirilmiştir. 2004 yılı beyannameleri YTL üzerinden düzenlenecektir. Yeni beyanname örneği www.gelirler.gov.tr adresinde “beyanname örnekleri” bölümünde bulunmaktadır.

Mükelleflerin beyanlarını vergi dairelerinden temin edecekleri basılı beyanname örneklerini kullanmak suretiyle yapabilecekleri gibi, bu adresten indirecekleri excel formatındaki beyannameyi bilgisayar

ortamında doldurmak suretiyle yazıcıdan aldıkları çıktıları vergi dairesine vermek suretiyle de beyanda bulunmaları mümkündür. Bilgisayardan alınacak boş beyanname çıktısının elle veya daktilo ile

doldurulması suretiyle de beyanname hazırlanabilir. 2004/14 sayılı Uygulama İç Genelgesi uyarınca vergi daireleri bu beyannameleri kabul etmek zorundadır.

1.1. Kurumlar Vergisi Oranı 2004 Yılına Münhasır Olmak Üzere %33 Olarak Belirlenmiştir:

Bilindiği gibi 1.1.2004 tarihinden geçerli olmak üzere fon payı uygulaması kaldırılmış, bu nedenle 2003 yılında kurum kazancı üzerinden sadece %30 oranında kurumlar vergisi hesaplanmıştır. KVK’nun 25 inci maddesine göre kurumlar vergisi oranı %30’dur.

Ancak 5035 Sayılı Kanunla KVK’na eklenen geçici 32 inci madde hükmü uyarınca, münhasıran 2004 yılı için geçerli olmak üzere kurumlar vergisi oranı %33 olarak uygulanacaktır. 2004 yılına ilişkin kurum geçici vergi oranı da aynı madde gereğince % 33’tür. 2005 yılından itibaren ise kurumlar vergisi ve kurum geçici vergisi oranı yine % 30 olarak uygulanamaya başlanacaktır.

1.2. Enflasyon Düzeltmesi Uygulaması Başlamıştır :

Bilindiği gibi 1.1.2004 tarihinden itibaren 5024 sayılı Kanunla enflasyon düzeltmesi uygulaması getirilmiş olup, 2004 yılı içinde ikinci geçici vergi dönemi sonu (30.6.2004) itibariyle düzeltme şartları oluştuğundan (yani 30.6.2004 itibariyle TEFE’de son 12 aya göre %10’dan, son 36 aya göre ise %100’den fazla artış meydana geldiğinden) enflasyon düzeltmesi uygulamaya girmiştir. Ancak 5024 sayılı Kanunun 5228 sayılı Kanunun 59/18 inci maddesiyle değişik geçici 1 inci maddesi ile, ilk uygulama yılı olması nedeniyle bazı hadlerin altında kalan mükelleflere 2004 yılı geçici vergi dönemlerinde enflasyon düzeltmesi yapmama imkanı (ihtiyarilik) getirilmiştir. Buna göre 31.12.2003 tarihi itibariyle aktif toplamı 7,5 trilyon Türk Lirasını veya 2003 hesap dönemine ait ciroları toplamı 15 trilyon Türk Lirasını aşmayan mükelleflerden (yani hadlerin en az birisinin altında kalanlardan) dileyenler, 2004 yılı geçici vergi dönemlerinde enflasyon düzeltmesi yapmaksızın geçici vergi beyanında bulunabilmişlerdir.

Ancak bütün mükellefler 2004 yılı hesap dönemi nihaî hesaplarını enflasyon düzeltmesi hükümlerini dikkate alarak yapmak ve 2004 kurumlar vergisi matrahını bu hükümlere göre belirlemek zorundadırlar.

2003 yılı düzeltmesi doğrudan vergisel sonuç doğurmadığı (yani 2003 beyanlarına düzeltme yapılmamış kazançlar esas alındığı) halde, 2004 beyanları enflasyon düzeltmesine tabi tutulmuş sonuçlar esas alınarak yapılacaktır. Böylece 2004 düzeltmesi doğrudan vergisel sonuç doğuracaktır. Yani enflasyon düzeltmesi sonucunda enflasyon kazancı çıkmışsa bu kazanç kurum kazancı içinde vergilendirilecek, zarar doğmuşsa bu zarar kazancın tespitinde dikkate alınacaktır.

1.3. Enflasyon Düzeltmesi Uygulamaya Girdiği İçin Yeniden Değerleme, LIFO, Maliyet Revizesi ve Finansman Gider Kısıtlaması Uygulaması Kaldırılmıştır:

1.1.2004 tarihinden itibaren enflasyon düzeltmesi yürürlüğe girdiği için bu tarih itibariyle yeniden değerleme, maliyet revizesi, LIFO ve finansman gider kısıtlaması uygulaması kaldırılmıştır. Bu nedenledir ki, 2004 yılı kurumlar vergisi matrahı tespit edilirken sözü edilen uygulamalar yapılmayacaktır. 5024 sayılı Kanunun geçici 1 inci maddesi uyarınca, geçici vergi dönemlerinde enflasyon düzeltmesi uygulamasını tercih etmeyen mükelleflerden yürürlükten kaldırılmış olan bu uygulamaları yapanlar (örneğin yeniden değerleme yapan veya maliyet artış fonu ayıranlar) yıl sonu itibariyle yıl içinde yaptıkları işlemleri iptal etmek ve kurumlar vergisi matrahlarını yeni hükümlere göre belirlemek zorundadırlar.

1.4. Geçmiş Yıl Mali Zararları Enflasyon Düzeltmesi Yapılmaksızın İndirime Esas Alınacaktır:

Bilindiği gibi vergi matrahı belirlenirken, bilançoda gözüken ticari zararlar değil mali zararlar, yani kurumlar vergisi beyannamesi üzerinde ortaya çıkan zararlar, 5 yıllık mahsup süresi dahilinde, indirim konusu yapılır. Enflasyon düzeltmesi uygulaması bu kuralı değiştirmemektedir. 2004 yılında da eskiden olduğu gibi son 5 yılda doğmuş (1999-2003 yıllarına ait ) mali zararlardan henüz mahsup edilememiş kısımlar

mahsuba esas alınacaktır. Mahsuba beyannamede yazılı tutarların esas alınacağı tabiidir.

Örneğin 2003 yılı kurumlar vergisi beyannamesinde 100 milyar TL gelecek yıllara devreden mali zararı bulunan bir kurumun 2003 enflasyon düzeltmesi neticesinde geçmiş yıl zararları bilançoda kara dönüşse, yani bilançoda zarar tutarı gözükmese veya değişse bile bu kurum 2003 beyannamesinde oluşan mali zarar tutarı 100 milyar TL’yi 2004 beyannamesinde mahsuba konu edecektir.

VUK’nun geçici 25 inci maddesi gereğince, 2003 enflasyon düzeltmesi işlemleri nedeniyle ortaya çıkan

geçmiş yıl zararları mahsuba konu edilemez.

Bilindiği gibi, 31.12.2003 tarihli bilançonun VUK’nun geçici 25 inci maddesi uyarınca düzeltilmesi

esnasında, 2003 yılı kâr veya zararı ile birlikte geçmiş yıl ticari zararları ve geçmiş yıllara ait dağıtılmamış kârlar da kapatılmakta ve geçmiş yıllara ait düzeltilmiş kar veya zarar bilanço denkliği yoluyla yeniden hesaplanmaktadır. Dolayısıyla düzeltilmiş 2003 bilançosunda, yıl ayırımı yapılmasızın tek bir geçmiş yıl kâr veya zararı hesabı bulunmaktadır. Bu yöntemle bulunan geçmiş yıl zararları indirim konusu yapılamaz.

1.5. Serbest Bölge Kazançları Beyannamede “Zarar Olsa Dahi İndirilecek İstisnalar” Arasında İndirime Konu Edilecektir :

Bilindiği gibi 5084 sayılı Kanunla Serbest Bölgeler Kanunu değiştirilerek serbest bölgelerde vergi

kanunlarının uygulanması sağlanmış, yani serbest bölgelerde elde edilen kazançlar esas itibariyle verginin konusu içine alınmıştır. Ancak bir geçici maddeyle eski ruhsat sahiplerine, ruhsat sürelerinin sonuna kadar serbest bölgelerde elde ettikleri kazançlar için kurumlar vergisi istisnası getirilmiştir. Böylece kazanılmış hakların korunması sağlanmıştır.

Önceki yıllarda, kurum ticari kazancı içinde yer alan serbest bölge kazançları “diğer indirim” olarak vergi matrahından indirilmekte, hatta konsolide mali tabloları çıkarmayanlar bu kazançları beyannameye dahi intikal ettirmemekteydi. Yapılan değişiklikten sonra, serbest bölge kazançlarının bir istisna kalemi olarak indirilmesi gerekecektir. Bu nedenle, 2004 yılı ve müteakip yıllarda, serbest bölge şube mali tablolarının merkez mali tabloları ile konsolide edilmesi gerekecektir.

Serbest bölgelerde elde edilen kazançlar 2004 yılı kurumlar vergisi beyannamesinde 39 no.lu satıra yazılmak suretiyle vergi matrahından indirilecektir.

Münhasıran serbest bölgede faaliyet gösteren, yani merkezleri serbest bölgede bulunan kurumlar, 93 seri no.lu KDV Genel Tebliği gereğince KDV mükellefiyeti tesis ettirmeyecek( bu nedenle KDV beyannamesi vermeyecek) olmakla beraber, kurumlar vergisi mükellefiyeti tesis ettirmek ve dolayısıyla kurumlar beyannamesi ve kurum geçici vergi beyannamesi vermek zorundadırlar. Bu kurumlar verecekleri

beyannamede serbest bölge faaliyetinden doğan kazançlarını istisna olarak indirim konusu yapacaklardır.

1.6. 2003 Yılında Kesinti Yoluyla Ödenmiş Olan Fon Paylarının 2003 Yılına İlişkin Kurumlar Vergisinin

%10’unu Aşan Kısmı 2004 Yılında Gider Yazılabilecektir:

Bilindiği gibi 5228 sayılı Kanunla, 2003 yılında kesinti yoluyla ödenmiş olup mahsup ve iadesine izin verilmemiş olan fon paylarının 2003 yılına ilişkin kurumlar vergisinin %10’unu aşan kısmının, 2004 yılı kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınmasına imkan tanınmıştır.

Buna göre 2003 yılında kesinti yoluyla 5 milyar TL fon payı ödemiş olan bir kurumun 2003 yılına ilişkin hesaplanan kurumlar vergisi 30 milyar lira ise bu mükellef fon payının, kurumlar vergisinin %10 olan (30 milyar x %10=) 3 milyar lirayı aşan (5 – 3 =) 2 milyar liralık kısmını gider olarak 2004 matrahından indirebilecektir. İstisna veya zarar mahsubu nedeniyle beyanname üzerinde kurumlar vergisi çıkmayan mükellefler 2003 yılında stopaj yoluyla ödedikleri fon paylarının tamamını gider olarak dikkate

alabileceklerdir. Söz konusu fonlar yaygın olarak 2003 yılında gider yazılıp beyanname üzerinde KKEG olarak dikkate alındığından, bu defa 2004 yılına ilişkin beyanname üzerinde “diğer indirim” olarak dikkate alınmak suretiyle matrahtan indirim konusu yapılacaktır.

1.7. Özel Okullara Kurumlar Vergisi İstisnası Getirilmiştir:

5228 sayılı Kanunla KVK’na eklenen 8/8 inci madde uyarınca ve 1.1.2004’den geçerli olmak üzere okul öncesi eğitim, ilköğretim, özel eğitim ve orta öğretim özel okulları ile Bakanlar Kurulunca vergi muafiyeti tanınan vakıflara veya kamu yararına çalışan derneklere bağlı rehabilitasyon merkezlerinin işletilmesinden elde edilen kazançlar, faaliyete geçilen vergilendirme döneminden başlayarak 5 yıl süre ile kurumlar vergisinden müstesnadır. Bu istisna 2004 yılı kurumlar vergisi beyannamesi üzerinde 36 no.lu satırda indirim konusu yapılacaktır.

1.8. AR-GE İndirimi:

5228 sayılı Kanunun 28 ve 31 inci maddeleri ile Gelir Vergisi Kanununun 89/9 ve Kurumlar Vergisi Kanununun 14/6 ncı maddelerinde yapılan değişikliklerle, gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerine, işletmeleri bünyelerinde gerçekleştirdikleri münhasıran yeni teknoloji ve bilgi arayışına yönelik AR-GE harcamaları tutarının % 40’ı oranında “AR-GE indirimi” yapma imkanı getirilmiştir. Bu indirim beyanname üzerinde yapılması gereken ayrı bir indirimdir. Yani kapsama giren harcamalar, öncelikle gider veya

amortisman yoluyla vergi matrahını etkileyecek, buna ilaveten beyanname üzerinde harcamanın %40’ı oranında, yatırım indirimi gibi ayrıca matrahtan “AR-GE indirimi” yapılacaktır.

Yapılan AR-GE harcaması yatırım indirimi kapsamında ise AR-GE indiriminin yanı sıra yatırım indiriminden de yararlanmak mümkün olacaktır. Beyannamede indirim önceliği AR-GE indirimine aittir. Çünkü yatırım indirimi her türlü indirim yapıldıktan sonra uygulanması gereken bir indirimdir.

2004 yılı beyannamesinde AR-GE indirimi için, “zarar olsa dahi indirilecek istisnalar” grubu içinde 42 no.lu satır tahsis edilmiştir.

31.7.2004 tarihinde yürürlüğe giren, dolayısıyla bu tarihten sonra yapılan harcamalar için uygulanabilecek olan AR-GE indiriminden yararlanacak harcamaların kapsamı ve uygulama için gerekli belgeler ile usulleri Maliye Bakanlığı belirlemeye yetkilidir. Bakanlığın bu konuya ilişkin 86 seri no.lu Kurumlar Vergisi Tebliğ Taslağı www.gelirler.gov.tr adresinde yer almaktadır.

31.7.2004 tarihinden önce yapılan AR-GE harcamaları için eski hükümlere göre kurumlar vergisi erteleme imkanından yararlanılabilir.

1.9. Bağış ve Yardımların İndirim Şekli Değiştirilmiştir:

5228 sayılı Kanunla KVK’nun 14/6 ncı maddesi değiştirilmek ve KVK’na mükerrer 14 üncü madde eklenmek suretiyle, zarar mahsubu ve bağışlar gider kalemi olmaktan çıkarılmış, bunlar birer indirim kalemi olarak yeniden düzenlenmiştir.

Zarar mahsubu kanun hükmüne rağmen zaten beyanname üzerinde indirim olarak

uygulanmaktaydı.Yapılan değişiklik bağışlar açısından önem arz etmektedir. Buna göre yapılan bağışlar öncelikle kayıtlara kanunen kabul edilmeyen gider olarak intikal ettirilecek, daha sonra bunlar analiz edilerek kazançtan indirilmesi mümkün olan kısmı hesaplanacak ve bulunan tutar beyannamede ayrılan özel yerlere (bağışın türüne göre 53-56 no.lu satırlara) yazılmak suretiyle indirim konusu yapılacaktır.

Beyanname formatına göre, zarar mahsubundan sonra bağış indirimine geçilecektir. Bağış indiriminden sonra kalan tutarla sınırlı olarak da yatırım indirimi ve finansman fonu indirimi yapılacaktır. Buna göre örneğin yaptığı bağışın 10 milyar liralık kısmını indirebilecek bir kurumun beyannamesinde geçmiş yıl zarar mahsubundan sonraki kazancı 5 milyar lira ise bu kurum 5 milyar liralık bağış indirimi yapabilecek, bağış indirimi ile zarara sebebiyet veremeyecektir. Bağışın bu yıl indiremediği kısmını gelecek yıla da

devredemeyecektir. Kurumun beyannamesinde mali zarar oluşması durumunda ise hiç bağış indirimi yapamayacağı anlaşılmaktadır.

Bağış indirimi geçmiş yıl zarar mahsubundan sonraki tutarı aşmamak üzere indirilebilecek olmakla birlikte, kazancın % 5’i ile sınırlı olarak indirilebilecek bağışlarda, %5’in bazının ne olacağı tereddüt konusu olabilir.

Bizim bu konudaki görüşümüz, halen yürürlükte olan 67 seri no.lu KV Genel Tebliğine göre hareket edilmesi gerektiği yönündedir. Buna göre %5’in bazını teşkil eden kurum kazancı, ticari kazanca kanunen kabul edilmeyen giderlerin ilavesi diğer indirimlerin, iştirak kazançları istisnasının ve geçmiş yıl mali zararlarının düşülmesi ile bulunan diğer istisnalar uygulanmadan önceki rakamdır.

Her ne kadar 67 no.lu KV Tebliğinde % 5 in bazının hesaplanmasında geçmiş yıl mali zararlarının indirileceği belirtilmiş ise de, geçmiş yıl zararlarının gider kaydını öngören KVK nun 14/6 ncı maddesinin değişmesi ve geçmiş yıl zararlarının bir indirim kalemi haline gelmesi karşısında bu bazın geçmiş yıl mali zararları düşülmemiş rakam olması gerektiği görüşündeyiz. Zaten kanundaki “…. o yıla ait kurum

kazancının % 5 ine kadar olan kısmı” tabiri geçmiş yıl sonuçlarından bağımsız olarak o yılın kendi içindeki mali zararı ifade ettiği açıktır.

1.10. Tarih, Kültür ve Sanat Amaçlı Bağışların Vergi Matrahından İndirimine İmkan Tanınmıştır:

5228 sayılı Kanunla KVK’na eklenen mükerrer 14/1-d maddesi ile, kültür ve turizm amaçlı harcamaların vergi matrahından indirilmesine olanak tanınmıştır. Bu olanak 31.7.2004 tarihinden sonra yapılan bağışlar için geçerli olup, indirim beyanname üzerinde 55 no.lu satırda yapılacaktır.

1.11. Sportif Sponsorluk Harcamalarının Vergi Matrahından İndirilmesine İmkan Sağlanmıştır:

5105 sayılı Kanun’un 4 ve 5’inci maddeleri ile G.V.K.’nun 89’uncu maddesinin birinci fıkrasına eklenen (5) numaralı bent ve K.V.K.’nun 14’üncü maddesinin birinci fıkrasının (6) numaralı bendinin sonuna eklenen bent ile, 3289 ve 3813 sayılı Kanunlar kapsamında yapılan sponsorluk harcamalarının amatör spor dalları için tamamının ve profesyonel spor dalları için %50’sinin vergi matrahından indirilebileceği hükme

bağlanmıştır. Daha sonra bu imkan 5228 sayılı Kanunla Kurumlar Vergisi Kanununa eklenen mükerrer 14 üncü maddeye taşınmıştır. Bu indirim imkanı 31.3.2004 tarihinden sonra yapılan harcamalar için geçerli olup, indirim beyannamede 56 no.lu satırda yapılacaktır.

1.12. Gıda Bankacılığı Kapsamında Faaliyette Bulunan Dernek ve Vakıflara Bağışlanan Gıda Maddelerinin Gider Yazılması İmkanı Getirilmiştir:

5035 sayılı Kanunla GVK’nun 40 ncı maddesinde yapılan değişiklikle, gıda bankacılığı kapsamında faaliyet gösteren dernek ve vakıflara yapılan gıda bağışlarının gider olarak yazılmasına imkan tanınmıştır. Bu imkan 2.1.2004 tarihinde yürürlüğe girmiştir. İndirim beyanname üzerinde değil, gider yazılmak suretiyle yapılacaktır. Dolayısıyla kurum kazancı oluşmasa bile gider kaydı mümkündür. Başka bir deyişle zarar olsa bile bu kapsamda gider kaydı yapılabilir.

5281 sayılı Kanunla bu kapsamda bağışlanabilecek malzemelerin arasına temizlik, giyecek ve yakacak maddeleri de dahil edilmiş ise de bu değişiklik 31.12.2004 tarihinde yürürlüğe girdiği içindir ki, etkisi izleyen yıllarda söz konusu olacaktır.

1.13. Yurt Dışında Yerleşik Yabancı Kurumlardan Elde Edilen İştirak Kazançları İle Yurt Dışında İşyeri Veya Daimi Temsilci Vasıtasıyla Elde Edilen Kurum Kazançları, 20.6.2005 Tarihine Kadar Türkiye’ye Transfer Edilmek Koşuluyla Kurumlar Vergisinden İstisna Edilmiştir:

Kurumlar Vergisi Kanununa 5228 sayılı Kanunla eklenen geçici 33 üncü madde uyarınca, kurumların 31.7.2004-31.12.2004 tarihleri arasında, kanuni ve iş merkezi Türkiye’de bulunmayan kurumlardan elde ettikleri iştirak kazançları ile yurt dışında bulunan iş merkezi veya daimi temsilcileri aracılığıyla elde ettikleri kurum kazanları, 30.6.2005 tarihine kadar Türkiye’ye transfer edilmek koşuluyla kurumlar vergisinden istisna edilmiştir.

5228 sayılı Kanunla Kurumlar Vergisi Kanununun istisnaları düzenleyen 8 inci maddesine eklenen 9, 10 ve 11 inci bentlerle kurumların yurt dışında elde ettikleri iştirak kazançları ile kurum kazançlarına belli koşullarla kurumlar vergisi istisnası getirilmiş olmakla birlikte, bu istisnalar 1.1.2005 tarihinde yürürlüğe girdiği için 2004 yılı beyannamelerinde uygulanamayacaktır. Bu istisnalar ile ilgili olarak Maliye

Bakanlığının düzenleme yapmaya yetkisi vardır, ancak halen bir düzenleme yapılmamıştır.

1.14. Mevduat ve Krediler İçin Dönem Sonlarında Faiz Tahakkuku Yapılması Mecburiyeti Getirilmiştir:

5228 sayılı Kanunla 1.1.2004 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, mevduat ve kredi sözleşmelerine dayanan alacak ve borçların, değerleme gününe kadar işlemiş faizleriyle birlikte dikkate alınacağı (değerleneceği) hükme bağlanmıştır. Bunun anlamı, dönem sonlarında (geçici vergiler dahil) dönem sonuna kadar işlemiş olan faizin mevduatta gelir, kredi işlemlerinde ise gider olarak dikkate alınacağıdır.

Bu düzenleme mevduat işlemleri açısından yeni bir düzenleme olarak kabul edilmekle birlikte, kredi işlemlerinde, geçmiş uygulamaya açıklık getirildiği kabul edilmektedir.

1.15. Reel Olmayan Finansman Giderlerinin Henüz İtfa Edilmemiş Kısmı 2004 Yılından İtibaren 5 Yılda ve 5 Eşit Taksitte İtfa Edilecektir:

Bilindiği gibi, enflasyon düzeltmesi yapılırken aktif kıymetlerin maliyet bedelleri içerisinde yer alan finansman giderlerinin reel olmayan kısımlarının ayrıştırılması gerekmektedir. VUK’nun geçici 25 inci maddesinin (c) bendine 5228 sayılı Kanunun 11 inci maddesiyle eklenen (3) numaralı alt bent ile, 31.12.2003 tarihli bilançoya ait düzeltme işlemleriyle sınırlı olmak üzere, amortisman süresi bitmemiş kıymetlere ilişkin maliyet veya alış bedelinden düşülen reel olmayan finansman maliyetinden amortisman ayrılmamış tutarın, 2004 ve sonraki yıllarda 5 yılda ve 5 eşit taksitte dönem kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınacağı hükme bağlanmıştır.

Bu itfa işleminin kayıtlarda yapılması mümkün olduğu gibi, kurumlar vergisi beyannamesi üzerinde haricen yapılması da mümkün bulunmaktadır. İtfa edilecek tutar, maliyet bedeli içinde yer alan reel olmayan finansman giderinin 31.12.2003 tarihi itibariyle henüz itfa edilmemiş kısmından ibarettir. Bu kısım kalan sürede değil, 2004’ten başlayarak 5 yılda ve 5 eşit taksitte itfa edilecektir. Bu indirim zarara sebebiyet verebileceği gibi, zararı derinleştirmesi de mümkündür.

1.16. Amortisman Oranlarında Değişiklik:

Bilindiği gibi, 5024 sayılı Kanunla VUK’nun 315 inci maddesi 1.1.2004 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere değiştirilerek, amortisman uygulamasında faydalı ömür esasına geçilmiştir. Buna göre 1.1.2004

tarihinden itibaren aktife giren amortismana tabi iktisadi kıymetler Maliye Bakanlığı’nca faydalı ömür esasına göre belirlenmiş yeni amortisman oranları kullanılarak amortismana tabi tutulacaktır. 1.1.2004 tarihinden önce aktifleştirilmiş varlıkların amortisman uygulamasına eski oranlarla devam edilecektir. Yeni amortisman oranları Maliye Bakanlığı’nca 333 ve 339 sıra no.lu VUK Genel Tebliğleri ile belirlenmiş olup, 2004/166 sayılı Sirkülerimizin ekinde yer almaktadır.

Azalan bakiyeler usulünü seçenler, % 50 oranını geçmemek üzere listelerde yer alan normal amortisman oranlarının iki katını uygulayacaklardır.

Diğer taraftan 5024 sayılı Kanun’un Geçici 1’nci maddesinden aldığı hakkı kullanarak 2004 yılı geçici vergilerinde enflasyon düzeltmesi yapmayıp, eski hükümleri uygulayanlar ve bu arada VUK’nun 315’nci maddesinin 5024 sayılı Kanun’dan evvelki amortisman hükümlerine göre amortisman ayıranlar 2004 yılı sonu itibariyle, yukarıda belirtilen amortisman uygulamasına riayet etmek zorundadırlar. Yazar kasalar için

%100’e kadar amortisman uygulanabilir.

1.17. Yatırım İndiriminde Endeksleme:

Bilindiği gibi yatırım indirimi sisteminde 2003 yılında önemli değişiklikler yapılmış olup,yeni sitem 24 Nisan 2003 tarihinden itibaren uygulanmaya başlanmıştır. Bu tarihten itibaren yapılan yatırım harcamalarına prensip olarak yeni hükümler, 24 Nisan 2003 tarihinden önce yapılan başvurulara istinaden teşvik belgesine bağlanan yatırımlara ise prensip olarak eski hükümler uygulanmaktadır.

Eski ile yeni sitem arasında stopaj, oran vs. konularında bazı farklılıklar vardır. Farklardan biri de, kazanç yetersizliği nedeniyle harcama yılında indirilemeyen yatırım indirimi tutarının sonraki yıllarda nasıl kullanılacağı (başka bir ifadeyle nasıl endeksleneceği) konusundadır. Eski hükümlere göre endekslemede yeniden değerleme oranı kullanılmaktaydı, yeni sistemde ölçü değiştirilerek endekslemeye TEFE endeksi esas alınmıştır. Yeni sisteme ilişkin bir kural da, enflasyon düzeltmesinin yapılmasının zorunlu olduğu yıllarda (2004 yılında düzeltme yapmak zorunludur) yapılan harcamaların düzeltilmiş değeri ile yatırım indirimine konu edilmesidir. Böylece düzeltme yapılan yıllarda harcamanın yapıldığı yıl için de endeksleme yapılmış olmaktadır. Düzeltme yapılmayan yıllarda ise sadece izleyen yılarda endeksleme yapılabilecek, harcama yılında düzeltme (endeksleme) yapılmayacaktır. Şimdi farklı alternatifler üzerinden konuyu açıklamaya devam edelim.

1.17.1 Eski Sisteme Göre Endekslenecek Harcamalar :

24 Nisan 2003 tarihinden önce alınmış yatırım teşvik belgesi kapsamında bu tarihten önce yapılmış olup kazanç yetersizliği nedeniyle 2004 yılına kadar uygulanamamış harcamalar eski hükümlere tâbidir. Bu yatırım indirimi hakları 2004 yılında, bu yıla ilişkin yeniden değerleme oranı (yüzde 11,2) kullanılarak endekslenecektir. Yani bu oranda artırılarak dikkate alınacaktır.

24 Nisan 2003 tarihinden önceki başvurulara istinaden alınmış teşvik belgeleri kapsamında bu tarihten sonra yapılan ve yeni sistemden yararlanılması için 10 Şubat 2004 tarihine kadar vergi dairesine başvurulmamış , başka bir deyişle yeni sistemin tercih edilmemiş olduğu yatırımlarda da eski hükümler uygulanacak, endeksleme yeniden değerleme oranı ile yapılacaktır.

1.17.2 Yeni Sistemde Endeksleme:

Teşvik belgesiz olarak 24 Nisan 2003 tarihinden sonra yapılan harcamalar yeni hükümlere tâbidir. Eski teşvik belgeleri kapsamında 24 Nisan 2003 tarihinden sonra yapılan ve yeni sistemden yararlanması tercih edilen harcamalar için de yeni hükümler geçerlidir. Eski teşvik belgeleri ile ilgili olmakla birlikte, belge ekindeki yurt içi ve yurt dışı harcama listesinde yer almayan, yani esasen eski belge kapsamında bulunmayan harcamalar da yeni sisteme tâbidir. Listelere 24 Nisan 2003 tarihinden sonra ilave edilmiş olanlar harcamalara da aynı şekilde yeni hükümler uygulanacaktır.

Yeni sisteme tabi olan bu harcamalardan 2003 yılında (24 Nisan -31 Aralık 2003 tarihleri arasında) yapılmış olanlar 2004 yılında, 2003 yılı sonu itibariyle yeniden değerleme oranı kullanılarak endekslenmiş tutarları 2004 yılı TEFE artış oranı kullanılarak endekslenecektir. Başka bir deyişle bunların 2003 sonu değerleri

2004 taşıma katsayısı (1,1384) ile çarpılmak suretiyle 2004 yılında indirilecek tutarları belirlenecektir.

2004 taşıma katsayısı (1,1384) ile çarpılmak suretiyle 2004 yılında indirilecek tutarları belirlenecektir.

Benzer Belgeler