• Sonuç bulunamadı

Kurucu Veya Kurucu Temsilcisinde (İşverende) Aranan Özellikler

I. Sözleşmenin Tarafları

1. Kurucu Veya Kurucu Temsilcisinde (İşverende) Aranan Özellikler

a) Genel Olarak

625 sayılı Kanun’un uygulanacağı kurumların işverenlerinde özel bir takım şartlar daha doğru bir ifade ile medeni hakları kullanma ehliyetinin bulunmasının yanı sıra birtakım negatif durumların bulunmaması aranmaktadır. Eğitim ve öğretim hizmetinin bir kamu hizmeti olması ve idarenin izni ile bu kurumların işletilebilmesinin sağlanması nedeniyle işverenlerde aranan özellikler ayrıntılı olarak belirlenmiştir. 625 sayılı Kanun’un 7. maddesi uyarınca özel bir öğretim kurumunu açacak veya açılmış bir kurumu devralacak olan gerçek kişilerle özel hukuk tüzel kişilerinin temsilcilerinde medeni hakları kullanma ehliyetine sahip olmak, ağır hapsi gerektiren veya yüz kızartıcı bir suçtan mutlak surette, yahut kasdi bir cürümden dolayı 6 ay veya daha fazla hapis cezası ile mahkum edilmemiş olmak ve ahlaken kötü bir şöhrete sahip bulunmamak şartları aranır.

MEBÖKY’nin 5. maddesi uyarınca; Kurum açma izninin verilebilmesi için kurucu veya temsilcisine ait istenecek belgeler;

a)Bakanlıkça geliştirilmiş form dilekçe. b)Kurucu tüzel kişi ise,

(1)Özel öğretim kurumu açılacağına dair; Ticaret Sicil Gazetesinde yayımlanmış veya noterlikçe onaylanmış, tüzük, vakıf senedi veya ana sözleşme,

(2)Kurucu temsilcilerine dair noter onaylı yönetim kurulu kararı, c)Nüfus cüzdanı örneği,

d)Medeni hakları kullanma ehliyetine sahip olduğuna dair sağlık raporu,

e)Ahlâken kötü bir şöhrete sahip bulunmadığına ve ağır hapsi gerektiren veya yüz kızartıcı yahut kasdî bir suçtan dolayı altı ay veya daha fazla hapis cezası ile mahkum edilmemiş olduğuna ilişkin Cumhuriyet Savcılığı belgesidir.

Bu tarz bir düzenleme ile Kanun koyucu özel öğretim kurumunun işvereni açısından bazı sınırlamalar koymuş olmaktadır. Kanaatimizce bu düzenleme genel olarak yerindedir. Ancak kötü şöhrete sahip olmak ne demektir? Bir kişinin kötü şöhrete sahip olduğu nasıl anlaşılacaktır. Son derece subjektif olan bu unsurun aranan şartlar arasından çıkarılması uygun olacaktır. Nitekim Tasarının 4. maddesinde kurucu veya kurucu temsilcisinde affa uğramış olsalar bile yüz kızartıcı bir suçtan yahut kasdi bir suçtan dolayı altı ay veya daha fazla hapis cezası ile mahkum edilmemiş olma şartı aranmış kötü şöhret ibaresi tasarıya alınmamıştır.

b) Kuruculuk Hakkının Kaybı veya Kurucu veya Kurucu Temsilcisinin

Ölümü

Kanun’da sadece işverende aranacak özellikler belirlenmişken MEBÖKY kuruculuk hakkının kaybını ve kurucu veya kurucu temsilcisinin ölümünü de düzenlemiş bunların sonuçlarını belirtmiştir.

MEBÖKY’nin 24. maddesinde kuruculuk hakkının kaybedilmesi düzenlenmiştir. Buna göre kurucu gerçek kişinin, kuruculuk şartlarını kaybetmesi halinde şartları taşıyan bir kimsenin "kurucu temsilcisi" olarak gösterilmesi, kurucu tüzel kişi olduğu takdirde ve temsilcisinin bu şartları kaybetmesi veya ölümü halinde şartları taşıyan başka bir temsilcinin bir ay içinde usulüne göre seçilip bildirilmesi gerekir. Bu durumda kurucu temsilcileri de kanun ve yönetmeliklerde kurucular tarafından yapılması gereken işlemleri yaparlar. Aksine davranışlarda genel hükümlere göre işlem yapılır.

MEBÖKY’nin 25. maddesinde geçici kurucu temsilcisi düzenlenmiştir. Bu maddeye göre kurucunun ölümü halinde, kanuni mirasçıların aralarından oybirliği ile seçecekleri şartları taşıyan bir kimseyi bir ay içinde geçici olarak temsilci göstermeleri gerekir. Bunun imkansızlığı halinde genel hükümlere göre işlem yapılır.

Görüldüğü gibi yasa koyucu MEBÖKY ile işverenin yerinin doldurulması için bir aylık süre öngörmüştür. Bu süreyi koyarak eğitim hizmetinin işvereni olmadan bir aydan daha fazla süre geçirmeleri engellenmiştir. Yasa koyucunun amacı özel öğretim

kurumunun işvereni olmamasından kaynaklanacak yönetim sorunlarıyla karşılaşmasının en aza indirgenmesidir.

c) Kurucu veya Kurucu Temsilcisinin Müdür Olması

625 sayılı Kanunu’nda yer alan kurucu veya kurucu temsilcisi bazı şartları taşımak kaydıyla kurumun genel müdür, genel müdür yardımcısı veya müdürlüğü görevini de üstlenebilecektir.

MEBÖKY’nin 26. maddesi kurucunun müdür olması ile ilgili düzenlemeyi yapmıştır. Bir kimse birden fazla kurumun veya şubesinin kurucusu olabilir. Ancak; sadece bir kurumun müdürü olabilir. Şartları taşıyan kurucu bu kurumlarda genel müdür veya genel müdür yardımcısı veya müdür olabilir. Bu durumda kurucu veya kurucu temsilcisi için genel müdür, genel müdür yardımcısı veya müdürler için geçerli olan hükümler uygulama alanı bulacaktır.

Kurucu açısından yönetici olmasının çok önemli bir sonucu vardır. Üzerinde yöneticilik görevi bulunmayan kurucu veya temsilcisi, kurumun eğitim ve öğretimine ve bunlarla ilgili yönetim işlerine karışamaz. Özel öğretim kurumunun müdürünü seçecek olan kurucu veya kurucu temsilcisi kendisi genel müdür veya genel müdür yardımcısı ya da müdür olmadığı sürece diğer yönetici ve öğretmenleri seçemeyeceği gibi yönetim işlerine de karışamayacaktır. Ancak bu durum kurucu temsilcisi veya kurucunun somut işveren olması açısından bir fark yaratmayacaktır. Çünkü kurucu veya kurucu temsilcisi müdürü seçmek ve müdürü işten çıkarmak konusunda yetkilidir. Ayrıca yine diğer yönetici ve öğretmenler dışında kalan hizmetliler üzerinde emir ve talimat verme yetkisi bulunmaktadır.

Mali açıdan tüm yükümlülükleri yerine getirip özel öğretim kurumunu açan kurucunun eğitim ve öğretim ve bunlarla ilgili yönetim işlerine karışamaması iş ilişkilerinin mantığına ters düşecektir. Kanun koyucu bu tarz bir düzenleme ile Milli Eğitim Bakanlığına karşı sorumlu olduğunu belirttiği müdür haricinde eğitim öğretim ve bununla ilgili yönetimde başkalarının yetkiye sahip olmasını önlemiştir. Böylece Milli

Eğitim Bakanlığı bu konularla ilgili sorunlarda sorumlu müdürü muhatap kabul edecektir. Oysa Milli Eğitim Bakanlığının elinde kurumu kapatma yetkisi bulunmaktadır. Müdürün yanlış idaresi sonucu söz konusu olabilecek kapatma kararı doğrudan kurucu veya kurucu temsilcisini etkileyecektir. Tüm yatırımı yapan kurucu veya kurucu temsilcisine eğitim öğretim ve bunun yönetimi ile ilgili hiçbir yetki vermemek iş hayatının gereklerine aykırı olacaktır. Her ne kadar kurucu veya kurucu temsilcisinin müdürü değiştirebileceği görüşü öne sürülebilse de unutulmamalıdır ki müdürlerle yapılan iş sözleşmeleri belirli süreli sözleşmelerdir ve süresinden önce feshedilmesinin de kurucu veya kurucu temsilcisi için ağır maddi sonuçları olabilecektir. Bu nedenle kanaatimizce özellikle diğer yönetici ve öğretmenlerin seçiminin son kararının verilmesi kurucu veya kurucu temsilcisine bırakılmalıdır. İşverenin en önemli haklarından biri sözleşmenin karşı tarafı olan işçiyi seçme hakkıdır. 625 sayılı Kanunla birçok açıdan sınırlanmış olan bu hakkın işverenin elinden alınması doğru değildir. Ne yazık ki tasarı da aynı düzenlemeyi içermektedir.

d) Kurucu veya Kurucu Temsilcisinin Derslere Girmesi

Kurucu veya kurucu temsilcisinin genel müdür, genel müdür yardımcısı veya müdür olabileceği düzenlendikten sonra bir başka düzenlemeyle derslere girebilmesi imkanı da tanınmıştır. MEBÖKY’nin 27. maddesi kurucunun derse girmesini düzenlemiştir. Öğretmen nitelik ve şartlarına sahip kurucu veya temsilcisi branşıyla ilgili derslere girebilir. Bu durumda öğretmenler için getirilmiş düzenlemelere de tabi olacaktır25.