• Sonuç bulunamadı

Kurmacanın Kıyısında: Başlangıç Formelleri

2. MASALIN MUHTEVASI VE YAPISAL UNSURLARI

2.3.2. Kurmacanın Kıyısında: Başlangıç Formelleri

Okuru, masal dünyasının gerçekliğine götüren yapıların başında başlangıç formelleri gelmektedir. Önceki başlıkta söz ettiğimiz tekerleme ifadelerini de içeren başlangıç formelleri, bir masalın neredeyse olmazsa olmazı konumundadır. Burada, yalnızca bir türün yapısal unsurunu meydana getiren bir formelden değil, aynı zamanda kurmacaya kapı aralayan bir kalıptan da söz etmekteyiz.

Başlangıç formelleri, masal âlemine girişi ilan etmektedirler. Masal okuru ve dinleyicisinin hakikat âleminden ayrılarak muhayyel bir âleme girmesini sağlayan bu ifadelerdir.198 Örneğin, bir masal anlatıcısı, masalın asıl olaylarına geçmeden önce, dinleyicisini masala hazırlamak amacıyla başlangıç formellerini kullanmaktadır.199 Diğer kalıp ifadeler gibi hem sözlü anlatımda hem de yazılı edebiyatta yer alan bu başlangıç formeli, her ne kadar ekseriyetle tekerlemeleri içeriyor olsa da ayrı amaçlara hizmet etmektedirler. Burada, Alangu’nun deyişiyle masal tekerlemelerinin formel şekiller gibi masal metnine dâhil bir yapı olmadıklarını, dolayısıyla başlangıç formellerinin tekerlemelerden ayrı bir formel şekil olduğunu hatırlatmakta fayda vardır.

Çok yaygın olan “bir varmış” formeli, tüm masal araştırmacılarının ve okurlarının malumudur. Tahir Alangu, Türk ve dünya masallarını ayırt etmeksizin yaptığı değerlendirmede tüm masalların “bir varmış” formeli ile başladığını söyler.200 Masaldaki belirsizlik atmosferinin başlangıç formelleri ile sağlanması, aynı zamanda

198 Tahir Alangu, Türkiye Folkloru El Kitabı, s. 247 199 Saim Sakaoğlu, Masal Araştırmaları 1, s. 84 200 Alangu, a.g.e., s. 247

55

bu formelleri masal tekerlemeleri ve girişe hazırlık formellerinden ayıran bir durumdur. Alangu, yalnızca “bir” kelimesi ile başkahramanın adından, mesleğinden ya da masalın nerede cereyan ettiğinden gayrimuayyen şekilde bahsedildiğini ve bu söz konusu atmosferin başlangıç formelleri ile aktarıldığını ifade etmektedir. Yani okur/dinleyici, “bir” ifadesiyle gayrimuayyen bir zamana ve mekâna götürülmektedir.201 Başlangıç formelleri, öncelikle iki grupta incelenir:

1. Sade Başlangıç (Giriş) Formelleri, 2. Tekerlemeli Başlangıç (Giriş) Formelleri202

“Bir varmış, bir yokmuş...” veya “Evvel zaman içinde...” olarak sıralanan girişler, en yaygın başlangıç formelleri arasındadır. İki ifadenin birlikte kullanıldığı masallar da bulunmaktadır. Sakaoğlu, ilk gruptaki formel yapıyı, Bir Varmış’lı Başlangıç Formelleri, Evvel/Eski Zaman’lı Başlangıç Formelleri, Bir Varmış ve Evvel Zaman’lı Başlangıç Formelleri olarak üç grupta incelemektedir. Bu başlıklar için de sırasıyla şu örnekleri vermektedir: “Bir varmış bir yokmuş, Allah’tan başka kimse yokmuş, bir ... varmış.”, “Evvel zaman içinde bir ... varmış.”, “Bir varmış, bir yokmuş; eski zamanlarda bir ... varmış.”203

Tekerlemeli başlangıç formelleri ise, okuru ya da dinleyiciyi masal atmosferine alıştırmak amacıyla kullanılır. Bu formel, sade başlangıç formellerinin detaylandırılmış bir örneği olarak düşünülmektedir. Sakaoğlu, bunları Tekerlemenin Sona Getirildiği Başlangıç Formelleri ve Tekerlemenin Başa Getirildiği Başlangıç Formelleri olarak iki grupta incelemiş ve sırasıyla şöyle örneklendirmiştir: “Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde; develer tellâl iken, pireler berber iken; ben anamın beşiğini tıngır mıngır sallar iken bir ... varmış.”, “Var varanın sür sürenin, destursuz bağa girenin hâli budur padişahım! Yollar saçak pürçek, kimi yalan kimi gerçek; hikâyedir bunun adı, söylemeyle çıkar tadı. Eski zamanenin devrinde bir ... varmış.”204 Buraya kadar söz edilen formel şekiller, genel olarak tüm dünya masalları için geçerli olacağı gibi Saim Sakaoğlu ve Tahir Alangu’nun Türkiye’nin çeşitli

201 Tahir Alangu, Türkiye Folkloru El Kitabı, s. 248 202 Saim Sakaoğlu, Masal Araştırmaları 1, s. 84 203 Sakaoğlu, a.g.e., s. 84

56

bölgelerinde topladığı halk masallarının incelenmesiyle tespit ettiği Türk masallarına has formel şekilleri de içermektedir.

Bir metnin masal türüne yakınlığı ya da masal türü olarak değerlendirilmesi, bir yerde söz konusu bu formel şekillerin metne hâkimiyetini gerektirir. Tıpkı Alangu’nun söylediği gibi masal anlatıcısının kullandığı en yaygın formel şekillerden olan “Bir varmış, bir yokmuş...” ifadesiyle oturan masalın işleyişi, aynı zamanda başka bir işleve de sahiptir. İtalyan masalları üzerine çalışan Italo Calvino’ya göre bu işlev, bellekle ilişkilidir. Calvino, burada unutulan bir metnin olduğunu varsayar ve masala (belki de masal anlatıcısına) unutulduğunu varsaydığını hatırlatma ve böylelikle masalın kendi varlığını oluşturması gibi bir görev yükler:

“Masal anlatıcısı kolektif belleğe, ama aynı zamanda masalların her türlü bireysel belirleniminden arınmış olarak çıktıkları bir unutma kuyusuna seslenir. ‘Bir varmış, bir yokmuş...’ Anlatıcı, unutulan (unutulduğuna inanılan) hikâyeleri anımsatmak (anımsattığına inanmak) için anlatır. Masalın filizlendiği çoğulluk dünyası, belleğin gecesidir, ama aynı zamanda unutmanın gecesidir. Zamanlar, yerler, kişiler bu karanlıktan çıktıklarında, belirsiz kalmak zorundadırlar, masalı dinleyen masalla doğrudan özdeşleşebilsin, masalı kendi deneyiminde imgelerle tamamlayabilsin diye.”205

Calvino’nun söylediği, öte yandan aynı zamanda sözlü anlatımın bir parçası olan masalları ve bu masalların anlatıldığı geceleri/meclisleri hatırlatmaktadır. Yine bu ifadeler, masalın formel yapısındaki yer, zaman gibi diğer unsurların da tıpkı başlangıç formelleri gibi masalın kendi varlığını oluşturmasına katkı sağladıklarını göstermektedir.

Masal başında söylenen bu formeller okuru/dinleyiciyi masal dünyasına götürmenin yanında gerçeklikten uzaklaştırmaktadır. Bu durum, söz konusu formel şekilleri, gerçeklik ve kurmaca bağlamında ele almamızı sağlamaktadır. Kekeç’in aktarmasıyla masal anlatıcısı, muhatabını çeşitli oyunlarla masal âlemine davet ettikten sonra her ne kadar masal aralarında ve bitiş anında gerçekliğe sürükleyecek olsa da masalın asıl dünyası kurmaca dünyadır.206 Bu durumda, baştan beri sözü edilen tekerleme ve girişte yer alan formel şekillerin muhatabını olağanüstü bir dünyaya davet etmesiyle ilgili işlevi, bir taraftan kurmaca dünyaya da bir davettir.

205 Italo Calvino, Amerika Dersleri: Gelecek Binyıl İçin Altı Öneri, çev.: Kemal Atakay, Yapı

Kredi Yayınları, 1. b., s. 140

206 İsmail Kekeç, “Geleneksel Türk Tahkiyesinin Modern Türk Tahkiyesine Yansımaları”, Doktora

57

Burada sözlü anlatımın ve yazılı metnin anlatıcısı, gerçek dünyayı masal dünyasına kabul eden bir “derleyici, düzenleyici” olarak okur nazarında ön plana çıkmakta ve böylece kurmaca dünyanın bir yerde rehberi olmaktadır.207

William R. Bascom ise, kurmaca dünyaya girişi sağlayan geleneksel başlangıç formellerini bir uyarı niteliğinde değerlendirir. Masal yazarı ve anlatıcısı, başlangıç formellerini kullanarak aslında muhatabını kurmaca dünyaya karşı uyarmaktadır. Okurun/dinleyicinin kurmaca metne inanması yahut inanmaması, “kurmacanın gerçekliğini” sarsmamakta, doğrusu yazar da böyle bir istekte bulunmamaktadır. Bascom’un burada metin adına söylediği, aynı zamanda masalı bir tür olarak mit ve efsaneden, günlük ve resmî konuşmalardan ayıran bir özelliktir.208

Masal metninin tekerleme ve başlangıç formelleri sayesinde kurmaca bir dünya olarak kabul edilmesi, aynı zamanda Umberto Eco’nun “okur sözleşmesi/kurmaca anlaşması” kavramı ile örtüşmektedir. Bu kavram, kurmaca metin okurunu görünmez ve yazılı bir anlaşmaya bağlı olduğunu ifade etmektedir. Okur, bu anlaşmaya bağlı kalarak metni okur. Aslında kurmaca metnin gerçek olmadığının farkındadır, ancak bir nevi önce anlaşmayı sonra da okuduklarını gerçekmiş gibi kabul etmek adına söz vermiştir. Masal okuru ya da anlatıcısı, bir masal metni ile karşı karşıya olduğunun bilincinde olsa da heyecanla metinden keyif almaya bakmaktadır. Eco’nun kurmaca metinden kastettiği aslında doğrudan masallar değil, tüm anlatılardır; ancak konuyu ele aldığı “Olası Ormanlar” başlıklı denemesine, tekerleme ve başlangıç formelini içeren “Bir zamanlar… Bir kral varmış!” ifadesiyle giriş yapmasından özellikle masal türüne işaret ettiği anlaşılmaktadır.209 Başlangıç formelleri, bir taraftan okuru masal dünyasının bir parçası yapmak üzere kullanılmakta, diğer taraftan “kurmaca” metin değerlendirmesine dahil olmaktadır. Yani bu ifadeler, masalın bir tür olarak modern edebiyatla bağını güçlendiren bir unsur olarak karşımızdadır.

Masal anlatıcısının dilinde, âdeta bir zaman makinesi gibi okurunu alıp gizemli masal gerçekliğine ya da bir hayal âlemine götüren başlangıç formelleri,

207 Kekeç, a.g.e., s. 103

208 William R. Bascom, “Folklorun Biçimleri: Nesir Anlatılar”, Millî Folklor Dergisi, a.g.e., s. 80 209 Umberto Eco, Anlatı Ormanlarında Altı Gezinti, Can Yayınları, 5. b., s. 101.

58

modern edebiyatta da işlevini koruyarak okurunu gerçek dışı atmosfere hazırlamaya devam etmektedir. Formeller, geçmişten bugüne değişik biçimlerde kullanılsa bile işlevlerini yitirmemişlerdir.

Burada değişik biçimler derken kastettiğimiz, Zarifoğlu’nun anlatılarında göreceğimiz gibi, yazarın muhatabını masal dünyasına alıştırmak üzere kullandığı, formel ifadelerin karşılığı olduğunu tespit ettiğimiz bazı ifadelerdir.

Benzer Belgeler