• Sonuç bulunamadı

Kur’an-ı Kerim çok kısa bir zaman içerisinde yeni bir hayat nizamı getiren mucizevi bir kitaptır. Onun mucizevi oluşunun nedenlerinden biri şüphesiz ki üslubudur. Kısa bir süre

195

126

içerisinde putperestliği ve her türlü cahiliye adetini kökünden yıkarak tüm dünyaya ve tüm zamanlara örnek bir toplum düzeni meydana getiren bu kutsal kitabın üslubu, tüm dönemlerin en iyi şairlerini aciz bırakacak niteliktedir. Dil ve üslup yönünden, telifi yönünden, içerdiği ilimler yönünden, insanların ihtiyaçlarını karşılaması yönünden, tabiat ilimleri ve gayb haberleri yönünden i’caz yani insanları aciz bırakan bir kitap olması onun kendine has özelliklerindendir.196

Bunların dışında Kur’an’daki muhkem ve müteşabih, nasih ve mensuh ilişkileri, huruf-u mukatta, mücmel ve mübeyyen gibi konuların her biri ayrı birer ilim dalı olmakla beraber Kur’an’ı anlayabilmek için gereklidir.

Yukarıda saydığımız ilimlerin konusu dâhilindeki ayetler, konu hakkında bilgi sahibi olmayan insanlara tebliğ edilirken bu konuların hassasiyetlerine değinilmelidir. Aksi takdirde pek çok yanlış anlaşılmaya meydan verilmiş olur. Ayrıca ayetin tefsir edileceği grubun yaş ve bilgi düzeyi gibi hususlar da dikkate alınmalıdır. İncelediğimiz ders kitaplarında verilen bazı ayet çevirilerinde bu hususun dikkate alınmayarak gerekli açıklamalar yapılmadan çocuklara sunulduğu gözlenmiştir. Aşağıda, çevirilerinde bu problemi içeren ayetler verilmiştir:

12.1. Zümer Suresi 18. Ayet (“(Ey Muhammed!) Dinleyip de sözün en güzeline uyan kullarımı müjdele. İşte Allah’ın doğru yola ilettiği kimseler onlardır. Gerçek akıl sahipleri de onlardır.”)

4. sınıf birinci ünite içerisinde yer alan ‘Güzel Söz Söyleyelim’ ve ‘Güzel Davranışlarda Bulunalım’ konularına bir ders saati ayrılmış olup, konulara ait kazanım; güzel söz söyleme ve güzel davranış sergilemeye istekli olmaktır.

“Güzel Söz Söyleyelim” konusunda, günlük hayattan örnekler verilmiş ardından Zümer Suresi 18. ayet örnek gösterilmiştir. Ayet mealen şöyledir: “(Ey Muhammed!) Dinleyip de sözün en güzeline uyan kullarımı müjdele. İşte Allah’ın doğru yola ilettiği kimseler onlardır. Gerçek akıl sahipleri de onlardır.”

Ayette geçen, sözün en güzeline uymak Mevdudi’ye göre, iki şekilde olabilir. Birincisi duyulan her söze inanmayıp üzerinde düşünerek doğruysa kabul etmek diğer ise bir söz duyduğunda ona kötü manalar vermek yerine iyi niyetle yaklaşmaktır.197

Aklıselim sahibi bir insan duyduğu her söze inanıp peşine düşmek yerine, araştırarak düşünerek hüküm veya karar vermelidir. Yahut bir sözü kötü yorumlayarak kendisine ya da başkasına zarar verecek söz ve davranışlardan kaçınmalıdır.

196

İsmail Cerrahoğlu, a.g.e, s. 159–168.

197

127

Ayet, ders kitabında yukarıda verdiğimiz tercüme ile aynı şekilde yer almıştır.198 Çocukların bilmedikleri kelime olmamasına rağmen ayeti doğru anlamlandırmakta güçlük çektikleri gözlenmiştir. Ayetteki müjdelemenin bir ödülle sonuçlanacağı yargısına ulaşsalar da ayette bahsi geçen sözün en güzeli ifadesinin ne anlama geldiğini düşünmemişlerdir. Bununla birlikte ayetin anlaşılmasında karşılaşılan güçlüklerden biri de ayetin muhatabının sadece peygamber efendimiz olduğu yönünde yorumlanmasıdır. Yorumlar üzerinden değerlendirme yapacak olursak, bazı çocukların düşünceleri şöyledir: “Ey Muhammed diyor. Kötülük yapma, herkese iyi, adaletli davran diyor.”

“Ey Muhammed adaletli ol. İyi yapanlara en güzelini ver, kötü yapanlara da uyar ama en güzelini ver diyor Allah.”

“Ey Muhammed diyor Muhammedimize. Herkesi dinle diyor. Adaletli davranmayana cezasını ver, adaletli davranana cezasını verme. Hepsinin hediyesini de cezasını da ver. Hem de Muhammed aleyhisselam ne diyor? Herkese kötülük yapmayın, ben de kötülük yapmayacağım diyor.”

Çocukların ayeti peygamber efendimize yönelikmiş gibi yorumlamaları üzerine, onlara ayetin kime hitap ettiğini sorduk ve: “Peygamberimize hitap ediyor.” “Ey Muhammed diyor öğretmenim peygamberimize diyor.” Vb. cevaplar aldık. Ayetin hükmünün bizleri bağlamadığını düşünen çocuklar, yorumlarını da bu yönde yaparak peygamberimizin herkese iyilik yapması, adaletli davranarak iyilik yapanlara ödül, kötülük yapanlara ceza vermesi gerektiği yönünde sonuçlar çıkarmışlardır. Oysaki Kur’an’daki hitaplar bazı durumlarda sadece Hz. Peygambere yönelik olabileceği gibi O’nun dışındakilere yapılan yahut her ikisine de yapılan hitaplar olarak sınıflandırılabilir. Kur’an-ı Kerim’de pek çok hitap yer alır. Bu hitapların yöneldiği gruplar tefsir âlimlerince mütalaa edilmiştir.199

Çalışmamızın sınırlılığı nedeniyle burada yer vermeyeceğiz. Söz konusu ayette hitap hem peygamberimize hem de tüm insanlığa yöneliktir. Ancak bu yaştaki ve bilişsel olarak bu düzeydeki çocuklardan, Kur’an’daki hitaplar ve bunların niteliği hakkında bilgi sahibi olmaları beklenemez. Bu yüzden burada, ayetin sonuna, ayetin hükmünün sadece peygamber efendimize yönelik olmadığı diğer insanlara da söylendiği yönünde bir açıklama getirilerek sorun büyük ölçüde çözülebilirdi. Bunun dışında son yorumda görüldüğü üzere çocuk, ‘dinleyip de sözün en güzeline uyan kullarıma…’ ifadesinden peygamberin herkesi dinleyip gerekenlere ceza ya da ödül vermesi gerektiği sonucuna ulaşmıştır. Ayetin kastettiği hedef kitlenin bilinmemesi bu

198

Mehmet Akgül vd., a.g.e, s. 30.

199

128

açıdan da karmaşıklığa yol açmıştır. Sonuç olarak çocukların vardığı sonuç ile ayetin vermek istediği mesaj birbirinden oldukça farklıdır. Bu ayette de kısa bir açıklamaya ihtiyaç vardır.

12.2. Mülk Suresi 1–4. Ayetler (“Mutlak hükümranlık elinde olan Allah yüceler yücesidir ve O’nun her şeye gücü yeter. O ki, hanginizin güzel davranacağını sınamak için ölümü ve hayatı yaratmıştır. O, mutlak galiptir, çok bağışlayıcıdır. O ki birbiri ile uyumlu yedi göğü yaratmıştır. Rahman olan Allah’ın yaratışında hiçbir uygunsuzluk göremezsin. Gözünü çevir de bir bak, bir bozukluk görebiliyor musun? Sonra gözünü; tekrar tekrar çevir bak; göz (aradığı bozukluğu bulmaktan) aciz ve bitkin bir halde sana dönecektir.”)

5. sınıf birinci ünite içerisinde yer alan ‘Allah Vardır ve Birdir’ konusu gerekli açıklama ve örneklerle tamamlandıktan sonra ‘Düşünelim- Yorumlayalım’ başlıklı etkinlik içerisinde Dünya’nın manyetosferi hakkında bilgi verildikten sonra Mülk Suresi 1–4. ayetleri verilmiştir. Ayetler mealen şöyledir: “Mutlak hükümranlık elinde olan Allah yüceler yücesidir ve O’nun her şeye gücü yeter. O ki, hanginizin güzel davranacağını sınamak için ölümü ve hayatı yaratmıştır. O, mutlak galiptir, çok bağışlayıcıdır. O ki birbiri ile ahenktar yedi göğü yaratmıştır. Rahman olan Allah’ın yaratışında hiçbir uygunsuzluk göremezsin. Gözünü çevir de bir bak, bir bozukluk görebiliyor musun? Sonra gözünü; tekrar tekrar çevir bak; göz (aradığı bozukluğu bulmaktan) aciz ve bitkin bir halde sana dönecektir.”

Surenin ilk ayetinde Allah’ın yüceliği, kudreti belirtilmiş daha sonraki ayetlerde buna örnekler verilmiştir. İkinci ayette, dünya hayatının bir imtihan vesilesi olduğu söylenerek insana sorumlulukları hatırlatılmıştır. Üçüncü ve dördüncü ayetlerde, evrendeki kusursuz işleyişe örnek verilmiştir. Bu muhteşem düzenin tesadüfen oluşmasının mümkün olmadığı ancak, çok güçlü çok üstün bir ilim ve irade sahibi bir varlık tarafından yaratıldığı, bu sebeple insan ne kadar kusur ararsa arasın bulamayacağı belirtilmektedir. ‘Sonra gözünü tekrar tekrar çevir bak’ ifadesiyle defalarca bakıp üzerinde düşünmek kastedilmektedir. İnsan, bahsedilen konuda tefekkür ettiğinde, Allah’ın yüceliğini, güç ve kudretini idrak edecektir.

Etkinlik içerisinde ayet, yukarıdaki gibi yer alırken yalnızca üçüncü ayette geçen ‘ahenktar’ kelimesi yerine ‘uyumlu’ ifadesi kullanılmıştır. Bu sadeleştirmenin yapılması uygun olmuştur. Çünkü çocukların birçoğunun kelime haznesi ahenktar kelimesini anlayacak kadar geniş değildir. Ayet içerisinde çocukların bilmedikleri bir kelime yer almamaktadır. Dört ayet birlikte verilmesine rağmen çocukların yorumları birkaç kelimeyi geçmemiştir. Örneğin: “Allah’ın her şeye gücü yeter.”

129

“Allah mutlak galiptir diyor ya Allah’ımızı kimse yenemez. Allah’ın güçlü olduğunu söylüyor.”

“Allah bizi yaratmıştır. Ölümü ve hayatı, yedi göğü… “Allah’ın herkesten güçlü olduğunu söylüyor.” “Her şeyin sahibidir diyor.”

Yukarıda, çocukların ayetlerin belirli kısımlarına yoğunlaşarak o yönde yorum yaptıkları görülmektedir. Bununla birlikte ikinci yorum dikkat çekicidir. Burada çocuk, galip kelimesini birini yenmek olarak algılamıştır. Çünkü kelimenin temel anlamı budur. Bu yüzden Allah’ı kimsenin yenemeyeceği şeklinde bir yorum yapmıştır.

Ayetlerin genelindeki yorumların kısa ve öz olduğunu fark ettiğimizde çocuklardan ayetleri teker teker incelemelerini istedik. Çocuklar birinci ayetten; Allah’ın güçlü olduğunu, ikinci ayetten; dünya hayatında sınandığımız için Allah’ın varlığı sayesinde birbirimize iyi davrandığımızı, daha önce açıklaması yapılan üçüncü ayetten her şeyin uyum içerisinde yaratıldığını ve dördüncü ayetten insanın Allah kadar güçlü olmadığını anladıklarını söyleyerek özel olarak incelendiğinde ayetleri anlamakta daha başarılı olduklarını ortaya koymuşlardır.

Ayetler birbiri ardınca verildiğinde çocukların yorumları birkaç kelimeyi geçmezken, ayetler tek tek incelendiğinde çocukların gerçek anlama daha yakın yorumlar yaptığı gözlenmiştir. Temel problem zamirlerle kurulan anlam ilgisinin çocukların düzeyine indirgenememesidir. Bu problemi çözmek ve birbiri ardına verilen ayetlerin daha doğru bir şekilde yorumlanmasını sağlamak amacıyla ayetler arasındaki anlam ilgisinin parantez içi açıklamayla kurulması gerekmektedir.

12.3. Sa’d Suresi 43. Ayet (“Bizden bir rahmet ve akıl sahipleri için de bir ders olsun diye, ona hem ailesini hem de onlarla beraber bir benzerini (kaybettiklerini fazlasıyla) verdik.”)

5. sınıf dördüncü ünite içerisinde, (‘Sabır Örneği: Hz. Eyüp’ konusunda) Hz. Eyyub kıssasının sonucu aktarıldıktan sonra buna delil olarak Sa’d Suresi 43. ayet gösterilmiştir: “Bizden bir rahmet ve olgun akıl sahipleri için de bir ibret olmak üzere ona hem ailesini hem de onlarla beraber bir mislini bağışladık.”

Bu kıssada akıl sahibi herkes için ibretler vardır. Hangi durumda olursa olsun insanın isyan etmemesi ve ümidini kesmemesi gerektiğine güzel bir örnek olan Hz. Eyyub, sabrı sayesinde tekrar eski sağlığına kavuşmuştur. Aile fertlerini bağışlaması ile ilgili farklı rivayetler mevcuttur. Allah Hz. Eyyub’un aile fertlerini yeniden diriltmemiş, onların bir

130

mislini yeniden vermiştir. Başka bir rivayete göre; Allah Hz. Eyyub’un helak olan aile fertlerini yeniden diriltmiş ve bir mislini yeni doğumlarla ona vermiştir. Aile fertlerine yeniden hayat verdiği yönündeki bir diğer görüşe göre de yeniden hayat verilen evlatlarından olan çocuklarla bir misli daha verilmiştir.200

Ders kitabında ayet şu şekildeki çeviriyle yer almaktadır: “Bizden bir rahmet ve akıl sahipleri için de bir ders olsun diye, ona hem ailesini hem de onlarla beraber bir benzerini (kaybettiklerini fazlasıyla) verdik.”201

Ayeti kerime nakledilmeden önce, ders kitabında Eyyub (a.s)’ın eski sağlığına ve zenginliğine kavuştuğu belirtilmiş ancak evlatlarının verilmesi konusunda yukarıdakilerden herhangi bir görüş aktarılmamıştır. Bu yüzden çocuklar ayetin bu kısmını yorumlamakta zorluk çekmiştir. Örneğin: “Bir kişiyi kaybetti mi onu ailesine benzeyen birilerini verebilir.”

“Annenize babanıza her zaman iyi davranın demek istiyor. O zaman siz tek başınıza kalınca size kimse bakmaz, ailemizi alırsa.”

“Bir kişiyi kaybettiğinde ders olsun diye…”

Diğer çocuklarda bunlara benzer ifadelerle fikirlerini açıklamışlardır. Ancak hiçbirinin bu ayeti izah edemedikleri gözlenmiştir. Bu durum ifadenin yoruma açıklığından kaynaklanmaktadır. ‘Hem ailesini hem de onlarla beraber bir benzerini’ ifadesi çocuklar tarafından ailenin benzeri olarak düşünülmüş ancak bu duruma bir anlam verilememiştir. Kur’an dilinin bu örtük anlatımı çocuklara uygun hale getirilememiştir. Bu sorun, Allah’ın Hz. Eyyub’a ailesini geri verdiği yahut ona daha fazla evlat verildiği ya da torunları vasıtasıyla neslinin çoğaldığı şeklinde bir açıklama getirilerek bu anlaşmazlık giderilebilir.