• Sonuç bulunamadı

C. Kuman-Kıpçakların Türkistan’daki Siyasi Durumları

III. BÖLÜM: KUMAN-KIPÇAK KÜLTÜRÜ

3.1. Kumanlarda Yönetim Anlayışı

Kıpçakların Deşt-i Kıpçak’ta yönetim düşüncesi, doğrudan yaşayış tarzlarıyla bağlantılıydı. Kıpçaklar, bozkırda konargöçer hayat şartlarına uygun olarak kabile konfederasyonu yapısında hüküm sürdüler. Bu yüzden, Karadeniz’in kuzeyinde tam bir siyasi birlik oluşturmayıp tek bir idare altında yaşamadılar358.

Aral’dan Tuna boylarına kadar geniş bir coğrafyada Kumanlar, boy birliği şeklinde örgütlendiler. Oldukça geniş bir coğrafyayı kapsamasına rağmen; bu boy birliği, hiçbir zaman merkezi bir yönetim altında olmamıştır359.

Kıpçaklar, kabileler ittifakı temelli bir yönetimi kabul etmişlerdir. Birçok unsurun karışımından meydana gelmiş olan Kıpçak kabile ittifakı, kavmi esaslara göre birleşik topluluklar şeklindeydi. Kıpçaklarda her kabile, kendi yöneticilerinin idaresinde konfederasyonun bir parçasıydı. Diğer taraftan her ne kadar esaslı bir devlet sisteminden yoksun olmalarına rağmen; Kıpçak kabileleri, Deşt-i Kıpçak’ta beraber yaşamışlar ve düşmanlarına karşı ortak hareket edip saldırıya geçmişlerdir360.

Yönetim tarzlarının özünü, özel durumlarda sözü geçen bir liderin önderliğinde birleşen ve her biri kendi liderlerinin kontrolünde olan kabile konfederasyonu oluşturuyordu361.

Kumanlar, Karadeniz’in kuzeyinde eski Türk devletlerinde görülen ikili yönetim anlayışıyla Ak Kuman ve Kara Kuman şeklinde örgütlendiler362. Tüm

Kıpçak bozkırını içine alan merkezi bir siyasi birlikten yoksun Kuman kabileleri, doğu ve batı yönünde anayurda özgü bir yönetim şekli olan ikili teşkilat sistemiyle Karadeniz’in kuzeyinde egemenliklerini kurdular. Ak Kumanlar, Dinyeper ve Dinyester nehirleri boyunca Deşt-i Kıpçak’ın sol yönünde Batı Kıpçakları olarak; Kara Kumanlar ise Don ve Donets nehirleri vadilerinde Kıpçak bozkırının sağ tarafında anavatana yakın bir konumda Doğu Kıpçakları olarak yaşadılar. Rus kaynaklarında Doğu ve Batı Kıpçakları, Ruslarla siyasi ve ekonomik ilişkilerine göre

358 Mustafa Safran, Yaşadıkları Sahalarda Yazılan Lügatlere Göre Kuman-Kıpçaklarda Siyasi,

İktisadi, Sosyal ve Kültürel Yaşayış, Ankara 1993, s. 11, 12.

359 İstvan Vasary, Erken İç Asya’nın…, s. 238, Nora Berend, a.g.e., s. 70.

360 İbrahim Kafesoğlu, a.g.e., s. 175, 229; Laszlo Rasonyi, “Kuman Özel Adları”, Doğu Avrupada

Türklük, (Haz. Yusuf Gedikli), İstanbul 2006, s. 151; Mualla Uydu Yücel, “Kıpçaklar…”, s. 420;

Akdes Nimet Kurat, a.g.m., s. 182. 361 Bruce Boswell, a.g.m., s. 84, 85. 362 İbrahim Kafesoğlu, a.g.e., s. 261.

yabani ve yabani olmayan Kıpçaklar olarak geçmektedir363. Doğu Kıpçakları, Ruslarla genelde savaş halinde olduklarından yabani Kıpçaklar diye adlandırılmıştır. Batı Kıpçakları ise Ruslara daha ılımlı siyasi ve ekonomik ilişkiler içinde olduklarından yabani olmayan Kıpçaklar diye ifade edilmiştir. Diğer bir deyişle, Ruslarla ilişkilerin temeline göre bu terimler kullanılmıştır.

Kıpçak siyasi organizasyonunun kabile ittifakı temelli karakteri, Karadeniz’in kuzeyindeki çoğu konargöçer yönetimlerin tipik yapısıydı. Başka bir ifadeyle, bazı Türk boyları ve diğer halklarda Karadeniz’in kuzeyinde bu tarz bir yönetim anlayışını benimsemişlerdi. Bu nedenle, Kıpçak siyasi oluşumu Karadeniz’in kuzeyindeki bozkırlarda bu şekilde bir yönetim anlayışının başka örneği olarak kabul edilmektedir364. Kuman konfederasyonunda merkezi siyasi

otoriteyi destekleyen vergi sistemi, bürokratik düzen gibi bir devletin asli unsurları yoktu365. Bu yüzden Kıpçak kabileleri, devlet sistemine sahip değillerdi. Kuman kabilelerinin yönetim anlayışının devlet sistemi içinde değerlendirilmemesinin temelinde, bu kabilelerin merkezi bir otoriteye sahip olmamaları ile bu otoriteyi destekleyen bürokratik ve vergi sistemlerinden yoksun olmaları yer almaktadır.

Kuman kabilelerinin devlet kurmamalarının en önemli nedenlerinden birisi; kendilerine karşı ciddi bir dış tehdidin olmaması yer almaktadır. Ayrıca yerleşik toplumlu komşu devletlerin çoğu, Kumanlara ciddi bir şekilde saldıracak siyasi birliğe ve askeri güce sahip değildi. Bundan dolayı, Deşt-i Kıpçak’ın çevresinde Kumanları, devlet kurmaya sevk edecek güçlü yerleşik toplumlu bir devlet yoktu. Komşu devletler özellikle askeri açıdan çok zayıf olduklarından bozkıra karşı ciddi bir tehdit değillerdi. Kuzeydeki Rus knezlikleri, birden fazla bozkıra saldırdı. Fakat bu saldırılar sadece sınırlı stratejik amaçlı yapılmıştı. Ayrıca o zamanda Ruslar kendi aralarında bölünmüş durumdaydılar 366 . Güneyden Karadeniz’den Anadolu

363 Peter B. Golden, “The Polovci…”, s. 297-298.

364 Peter B. Golden, “The Qipcaqs of Medieval Eurasia. An Example of Stateless Adaptation in the Steppes”, Rulers from the Steppe: Formation on the Eurasian Periphery, (Ed. G. Seaman, D. Marks), Los Angeles 1991, s. 135, 136; Bolat Kumekov, “Kıpçak Hakanlığı”, (Terc. Aydos Şalbayev), TA, Cilt 2, Ankara 2002, s. 776.

365 Sercan M. Ahincanov, a.g.e., s. 278; Peter B. Golden, “The Qipcaqs of Medieval Eurasia…”, s. 135.

366 Peter B. Golden, Türk Halkları…, s. 330; Peter B. Golden, “The Qipcaqs of Medieval Eurasia…”, s. 149; Peter B. Golden, “Cumanica IV…”, s. 106, 107.

Selçuklularının 13. yüzyılın başlarındaki Suğdak seferi hariç Deşt-i Kıpçak’a bir saldırı olmamıştı. Batıdan Balkanlardan ise Bizans İmparatorluğu, Deşt-i Kıpçak’a sefer düzenleyebilecek güçte değildi. Doğudan yeni gelen bozkır halkları da (Moğollar hariç) Kıpçak konfederasyonun bir parçası haline geliyordu. Bu sebepten dolayı, Karadeniz’in kuzeyindeki bozkırlar, komşu yerleşik toplumlu devletlerin ilgi alanı dışında kalıyordu. Kıpçak bozkırını ele geçirme ve Kuman kabilelerini buradan tümüyle çıkarma gibi bir hedefi olan devlet yoktu. Kumanlara karşı dışardan gelebilecek askeri bir tehdidin olmaması, Kumanların Karadeniz’in kuzeyindeki bozkırları devlet kurmadan yurt edinmelerinin önünü açan en önemli faktörlerden birisi oldu. Kıpçak kabilelerinin güçlü ve merkezi bir yönetimden uzak bir şekilde Deşt-i Kıpçak’da yaşamalarının bir diğer nedeni de bu kabilelerin göçebe hayat tarzlarını sıkı sıkıya korumalarıdır367. Kumanlar, yaşadıkları coğrafyada bozkıra

hâkim olup sürekli hareket halinde oldular. Doğal olarak, geniş bir coğrafyaya yayılan konargöçer Kuman kabilelerinde bir devlet için olmazsa olmaz kurumlar ve sistematik bir düzen kurulmadı.

Kumanlar; kabile liderleri için eski Türklerde yaygın olan başbuğ, reis, han, bey veya tarkan gibi unvanları kullanırlardı. Kendi liderlerinin önderliğinde klan ve kabileler şeklinde örgütlenen Kumanlar, önemli kararları eski Türklerde olduğu gibi kurultayda karara bağlarlardı368. Kıpçaklarda sosyo-politik bağlamda en büyük kabile

yönetim hakkına sahipti. Kıpçakların ayrı ayrı liderleri vardı ama tüm Kıpçakların aynı anda tek bir lideri hiçbir zaman olmadı369. Diğer bir ifadeyle, tüm Kumanları

yöneten tek bir lider yoktu, birden fazla liderler ve yönetimde öne çıkan kabileler vardı370. Kumanlarda hanlık ya da başbuğluk babadan oğula değil de kardeşe ya da

yeğene geçen şekilde irsi yapıdaydı. O nedenle, han öldüğünde kabilenin başına ailenin en yaşlısı geçerdi371.

367 Akdes Nimet Kurat, IV – XVIII. Yüzyıllarda Karadeniz Kuzeyindeki…, s. 91.

368 Abdülkadir Donuk, Eski Türk Devletlerinde İdari-Askeri Ünvan ve Terimler, İstanbul 1988, s. 24, 27, 41; Mustafa Safran, a.g.e., s. 57; Nora Berend, a.g.e., s. 260.

369 V. V. Barthold, a.g.e., s. 95; Sercan M. Ahincanov, a.g.e., s. 277.

370 12. yüzyıl Yahudi seyyahlarından Ratisbon’lu Rabbi Petachia, seyahatnamesinde Kuman topraklarından Kedar toprakları, Kumanlardan da Kedaroğulları diye bahsetmektedir. Ona göre Kumanlarda kral yoktu, prensler ve soylu aileler vardı. Ratisbon’lu Rabbi Petachia, Travels of Rabbia

Petachia of Ratisbon, (Terc. A. Benisch), Londra 1856, s. 5.

Kumanlar; Bonyak, Tugorkan ve Saruhan gibi en güçlü başbuğlarının zamanında bile tek bir başbuğun önderliğinde devlet sistemi içinde yer almak yerine, kendi kabile liderlerinin öncülüğünde federatif bir yönetim anlayışıyla Deşt-i Kıpçak’ta yaşamayı tercih ettiler. Kıpçaklarda devlet kurmaya en çok başbuğ Konçak yaklaştı. Konçak Han, 12. yüzyılın son çeyreğinde öne çıkan en önemli Kuman liderlerinden birisiydi. Doğu Kıpçaklarından olan Konçak Han, yabani ve yabani olmayan Kıpçakları birleştirdi. Doğu ve Batı Kumanlarını Ruslara karşı örgütledi. Kumanların Ruslar karşısında tekrar güçlenmelerini sağladı. Özellikle Pereyaslavl knezliğine önemli akınlar düzenledi. Fakat daha sonra Konçak Han, 1184’te Rusların aniden topyekûn saldırısı karşısında ağır kayıplar verdi. Bir yıl sonraki Novgorod– Seversk knezi İgor Svyatoslav’ın seferinde ise bu kez hazırlıklı davranıp knez İgor’u yendi ve esir aldı. Konçak Han, tüm Kumanların tek bir yönetim altında birleştiği siyasi bir birlik kurmaya uygun koşulları oluşturdu. Ayrıca Konçak Han, yaşlı ve kıdemli kişinin başa geçme prensibini bozdu. Öldükten sonra yerine oğlu geçti. Kuman toplumu, merkezi bir otoritenin oluşumu için hazır gözüküyordu. Ancak Konçak Han ve ardılları, merkezi otorite kurma yolunda kabile ve klan liderlerinin güçlerini, kabile yapısını tümüyle ortadan kaldıramadılar. Üstelik 1184’te Rusların geniş kapsamlı beklenmedik saldırısında Kuman toplumu büyük çaplı insan ve mal kaybı yaşamıştı. Bütün bu faktörler, devlet kurmak için uygun koşulları tamamıyla ortadan kaldırdı. Kumanlar, Deşt-i Kıpçak’ta bir daha bu kadar uygun koşulları bulamadılar. Birkaç yıl sonraki Moğol akınlarıyla da bozkırdaki federatif tarzdaki egemenliklerini tümüyle kaybetmek zorunda kaldılar372.

Kumanlar, diğer Türk boyları gibi bozkır ikliminin dışına çıkmamışlar ve bu coğrafyanın muhafazası için ellerinden geleni yapmışlardır. Çünkü bu coğrafya onların yaşam tarzlarına en uygun olan yerdi. Bozkır dışından gelen tehlikeye karşı rakip devlet ve boylar daima baskı altına alınıyordu. Ayrıca güçlü bir boy olduklarını göstermek için Kumanlar, çevre ülkelere saldırılar düzenliyorlardı373. Kumanların

Karadeniz’in kuzeyindeki en büyük rakipleri Ruslardı. Kuman kabilelerinin Ruslara karşı büyük zararlara yol açan akınlar yapmalarına rağmen, Rusların yerleşik arazisini ele geçirmek ya da elde tutmak gibi bir amaçları hiçbir zaman olmadı.

372 Sercan M. Ahincanov, a.g.e., s. 277, 278; Andras Paloczi Horvath, a.g.e., s. 45. 373 İbrahim Kafesoğlu, a.g.e., s. 182; Mustafa Safran, a.g.m., s. 787.

Zaman zaman topyekûn savaşlara götüren karşılıklı çatışmalar, iki farklı ekonomik düzene sahip halkın mücadelesinden kaynaklanmaktaydı. Ruslar, daha çok toprağı tarıma açmak ve bozkırdan da faydalanmak istiyorlardı. Kumanlar ise bozkıra hâkim olup klasik Türkistan ekonomik sistemini oturtmak için çabalıyorlardı374.

Kırsal yaşam tarzı temelli göçebe hayvancılıkla uğraşan Kumanlarda vatan anlayışı, kışlak ve yaylak olan iki farklı otlak bölgelerinden oluşmaktaydı. Kumanlar, bu toprakları siyasi baskılara maruz kaldıklarında değiştirirlerdi. Yazı yaylak, kışı ise kışlak yerlerde geçirirlerdi. İmkânlar dâhilinde yaz aylarında kuzeye, kış aylarında ise güneye doğru süratle göç ederlerdi375. Diğer taraftan, Kumanları birbirine

kenetleyen kuvvetli bağlarla bağlı bir devlet teşkilatının olmaması, Kumanların kitleler halinde farklı bölgelere göç etmelerini hızlandırdı, kolaylaştırdı376. Ama bu

durum bir bölgede kalıcı bir şekilde yaşamalarını engelledi.

Kuman-Kıpçak kabileleri, Karadeniz’in kuzeyindeki bozkırlarda klasik anlamda devlet düzeninden yoksun bir şekilde ortak çıkarlarda birleşen kabileler ittifakı temelli egemenliklerini kurdular. Bu tarz egemenlik anlayışı, Kuman- Kıpçakların konargöçer yaşayış koşullarıyla doğrudan bağlantılıydı. Kuman- Kıpçakların bozkır dışındaki ülkeleri ele geçirme gibi bir hedefleri yoktu. Aynı zamanda komşu devletlerin de (özellikle Ruslar) böyle bir gayesi yoktu. Bu durum Kuman-Kıpçakların devlet kurmadan konargöçer yaşam tarzında bölgede yaşamalarını sağladı. Kuman-Kıpçaklar, kendilerine özgü bir yönetim anlayışıyla bölgede egemenliklerini tesis ettiler. Ortak paydada ittifak kuran, düşmana karşı topyekûn saldıran Kuman-Kıpçak kabileleri, hiçbir zaman yaşadıkları bölgelerde devlet kurmadılar. Diğer taraftan, Moğol seferleri sonucunda kitleler halinde Balkanlara göç eden Kuman-Kıpçaklar, II. Bulgar devleti ve Eflak Prensliği’nin yönetici hanedanları oldular. Bulgar ve Rumenlerin devlet kurmalarında aktif rol oynadılar.

374 Peter B. Golden, “Güney Rusya…”, s. 377.

375 George Vernadsky - Michael Karpovich, a.g.e., s. 224; Mualla Uydu Yücel, “Rus Kaynaklarına Göre: Kuman-Kıpçakların Güney Rus Bozkırlarına Yaşadıkları Sahalar”, Türk Dünyası Araştırmaları

Vakfı Dergisi, Sayı:132, İstanbul 2001, s. 60, 64; Bolat Kumekov, a.g.m., s. 777.