• Sonuç bulunamadı

2.9. KOLLUK OLARAK EMNİYET VE JANDARMA TEŞKİLATININ ORTAK

2.9.2. Zor Kullanma Yetkisi

Devlet yerine getirmek zorunda olduğu kamu düzenini koruyup kollama görevini, gerçekleştirebilmek için zorlayıcı, maddi ve emredici olarak gücünü kullanmak zorundadır. Devletin yetkilendirdiği kolluk kuvveti olmaksızın, kamu düzeni sağlanamaz. Devletin kuruluşları içerisinde kolluk kuvvetleri zor kullanma tekeline sahiptir. Kanunla belirlenmiş olan kolluk kuvvetlerinin dışında herhangi bir kurum ya da kişi, diğer kişilere karşı zor kullanma hakkı ve yetkisi yoktur. Ancak istisnai de olsa ceza kanununda tanınan meşru savunma hakkı kısıtlı bir çeşit zor kullanma yetkisidir.

2.9.2.1.Zor Kullanmayı Gerektiren Haller

İç güvenlik sistemimizde yer alan kanunlarımızdan PVSK Emniyet ve Jandarma Teşkilatı ile ilgili zor kullanma yetkisini, iki kurum içinde tanımlamaktadır. Bu tanımlamalar PVSK madde 16’da belirlenmiştir:

Polis, görevini yaparken direnişle karşılaşması halinde, bu direnişi kırmak amacıyla ve kıracak ölçüde zor kullanmaya yetkilidir (PVSK madde 16).

35

Zor kullanma yetkisi kapsamında, direnmenin mahiyetine ve derecesine göre ve direnenleri etkisiz hale getirecek şekilde kademeli olarak artan nispette bedenî kuvvet, maddî güç ve kanunî şartları gerçekleştiğinde silah kullanılabilir.

İkinci fıkrada yer alan;

a) Bedenî kuvvet; polisin direnen kişilere karşı veya eşya üzerinde doğrudan doğruya kullandığı bedenî gücü,

b) Maddî güç; polisin direnen kişilere karşı veya eşya üzerinde bedenî kuvvetin dışında kullandığı kelepçe, cop, basınçlı su, göz yaşartıcı gazlar veya tozlar, fizikî engeller, polis köpekleri ve atları ile sair hizmet araçlarını, ifade eder.

Zor kullanmadan önce, ilgililere direnmeye devam etmeleri halinde doğrudan doğruya zor kullanılacağı ihtarı yapılır. Ancak, direnmenin mahiyeti ve derecesi göz önünde bulundurularak ihtar yapılmadan da zor kullanılabilir.

Polis, zor kullanma yetkisi kapsamında direnmeyi etkisiz kılmak amacıyla kullanacağı araç ve gereç ile kullanacağı zorun derecesini kendisi takdir ve tayin eder. Ancak, toplu kuvvet olarak müdahale edilen durumlarda, zor kullanmanın derecesi ile kullanılacak araç ve gereçler müdahale eden kuvvetin amiri tarafından tayin ve tespit edilir.

Polis, kendisine veya başkasına yönelik bir saldırı karşısında, zor kullanmaya ilişkin koşullara bağlı kalmaksızın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun meşru savunmaya ilişkin hükümleri çerçevesinde savunmada bulunur.

Polis;

a) Meşru savunma hakkının kullanılması kapsamında,

b) Bedenî kuvvet ve maddî güç kullanarak etkisiz hale getiremediği direniş karşısında, bu direnişi kırmak amacıyla ve kıracak ölçüde,

c) Hakkında tutuklama, gözaltına alma, zorla getirme kararı veya yakalama emri verilmiş olan kişilerin ya da suçüstü halinde şüphelinin yakalanmasını sağlamak amacıyla ve sağlayacak ölçüde, silah kullanmaya yetkilidir.

Polis, yedinci fıkranın (c) bendi kapsamında silah kullanmadan önce kişiye duyabileceği şekilde "dur" çağrısında bulunur. Kişinin bu çağrıya uymayarak kaçmaya devam etmesi halinde, önce uyarı amacıyla silahla ateş edilebilir. Buna rağmen kaçmakta ısrar etmesi dolayısıyla ele geçirilmesinin mümkün olmaması halinde ise kişinin yakalanmasını sağlamak amacıyla ve sağlayacak ölçüde silahla ateş edilebilir.

Polis, direnişi kırmak ya da yakalamak amacıyla zor veya silah kullanma yetkisini kullanırken, kendisine karşı silahla saldırıya teşebbüs edilmesi halinde, silahla saldırıya teşebbüs eden kişiye karşı saldırı tehlikesini etkisiz kılacak ölçüde duraksamadan silahla ateş edebilir (PVSK madde 16).

Ayrıca Madde 17’de: Polisin:

A) Kanun ve usul dairesinde verdiği emre itaatsizlik ve ittihaz eylediği tedbirlere riayetsizlik edenler;

B) Vazife yaparken polise mukavemette bulunan veya vazifesinden alıkoymak maksadıyla polise zorla karşı koyan ve yakalanmadıkları takdirde hareketlerinde devam etmeleri melhuz bulunan şahıslar, Karakola götürülüp haklarında tanzim olunacak evrakla beraber adliyeye verilirler (PVSK madde 17).

36

2.9.2.2.Zor Kullanmanın Gerekli Görülmesi

Anayasa Mahkemesinin, zor kullanma halinin gerçekleşmesi ile ilgili verdiği bir kararından da açıkça anlaşılabileceği üzere; zor kullanmada tüm somut durumları kapsayan bir düzenleme yapmak olanaksızdır (Anayasa Mahkemesi Kararı,1999:36). Dolayısıyla her olay için net tanımlamalar yerine, genel ilkeler getirmek daha yerinde olacaktır. Zor kullanma, konusu olayın gerçekleşmesi durumuna göre, değişiklik gösterecektir. Bundan dolayı tam ve net şekil belirtilmesi olanaksızdır.

Kolluk kuvvetleri PVSK da tanımlandığı boyutta; yasal, zorunlu ve ölçülü hareket etmek mecburiyetindedir. Zor kullanma fiili, insan onurunu önemseyen beden bütünlüğünü işgal etmeyen yaşam hakkına müdahaleyi kabul etmeyen bir nitelikte olmalı ve açık olarak kanunlarla belirlenmelidir.

Kamu düzeninin sağlanması ve bozulmasının önlenmesi amacıyla alınan kolluk tedbirlerinde, zor kullanmak zorunda kalabilirler bununlar ilgili olarak genel ilkeler: zor kullanmanın zorunlu, mutlak ve kesin olarak gerekli olmasıdır.

Kamu düzeninin bozulması hali kolluk güçlerinin zor kullanmasında açık bir zorunluluk halidir. Örnek olarak sokak olaylarında kullanılan araç gereçlerin kişiler üzerinde can acısına sebep olması, yasal olmayan sokak olaylarının önlenmesi amacıyla zorunluluk halinde kişilerde oluşturduğu bir sonuçtur.

Zor kullanma konusunda başka bir dikkat çeken husus ise zor kullanmanın orantılı bir biçimde olmasıdır. Örnek olarak zor kullanılacak durumda, zor kullanımının gerçekleştirileceği kişinin zor kullanımına gösterdiği dirençle orantılı bir araç kullanılmalıdır.

Kolluk kuvvetleri tarafından kullanılan zor kullanmanın derecesi karşılaşılan sorunun şiddetiyle orantılı olmalıdır. Zor kullanılabilecek olayın durumu ve boyutları dikkate alınarak yöntem belirlenmelidir. Zor kullanan kolluk kuvveti personeli her zaman şunu hatırında bulundurarak hareket etmelidir ki uyması gerekli olan şartlara uymaması durumunda yasal yaptırımla karşılaşacaktır.

37

2.9.2.3.Zor Kullanmanın Şekli ve Ölçüsü

Kolluk kuvvetleri, yetkilerini kullanırken keyfi araçlar kullanamazlar. Kullanacakları araçlar, kanun tarafından belirlenen araç ve gereçle sınırlı olmalıdır. Zor kullanma belirli şekil ve kurallara göre yapılmalıdır.