• Sonuç bulunamadı

II. KURAMSAL ÇERÇEVE

2.4. Dil Bilimsel Bakış Açısı

2.5.3. Metin Türleri

2.5.4.2. Kullanıcı Merkezli Ölçütler

Amaçlılık, metni üretenin yani yazarın ya da sözü söyleyenin dilsel birimleri bağdaşık ve tutarlı bir şekilde üretme amacını önceleyen, metin oluşturucunun niyetini konu alan ölçüttür. (Kılıç, 2002, s. 115). Metinler birtakım amaçlar doğrultusunda şekillendirilmektedir. Her verici yani bildiriyi üreten her özne, belirli bir niyetle bildiriler oluşturur ve ürettiği bildirisi ile metnin alıcısı üzerinde belirli bir etki yaratmayı hedefler (Günay, 2013a,s. 126). Metinlerin etki yaratma gücüne sahip olması metinleşme süreçleri açısından önemli bir yere sahiptir. Çünkü amaçlılık ölçütü, metin oluşturmanın adımlarındandır ve bir dil ürünün metin sayılabilmesi için bir amaçla oluşturulması gerekmektedir.

Bir metnin niyeti, metin üreticisinin amacı ve tutumuyla ilişkili olarak metinle ne yapılmak istendiğini, neyin amaçlandığını sormaktadır (İnceoğlu ve Çomak, 2016, s. 21). Başka bir deyişle ''Metin oluşturucusunun metnin alıcısına vermek istediği mesaj ne?'' sorusu amaçlılık ölçütüyle ilgilidir. Özellikle amaç gizliliği olmayan bilimsel metinlerde ya da sanatlı bir dil kullanarak bilgi iletmekten ziyade okuyucu veya dinleyicide bir duygu, bir etki uyandırmayı amaçlayan edebiyat metinlerinde bu ölçüt sayesinde metin oluşturucunun amacı belirlenerek metnin ana fikri ortaya çıkarılabilir (Karaağaç, 2013, s. 804). Bu demektir ki her metin türünün, her yazarın hedef kitle üzerinde gerçekleştirmek istediği birtakım amaçları vardır ve bu amaçlar doğrultusunda metinler oluşturulur. Gelişigüzel, savruk cümlelerden oluşan bir yapı metin değeri taşıyamaz. Çünkü hangi amaçla oluşturulduğu saptanamayan savruk cümlelerin bir niyeti yoktur. Başkan (2003, s. 230), bu durumu bir insanın rüyasında farkına varmaksızın sayıklamasının bildiri işlevi görmemesiyle somutlaştırarak açıklamıştır. Bir insanın rüyada bilinçsizce sayıklaması iletişim gerçekleştirmez. Ancak alıcıda birtakım etkiler oluşturmak isteyen dil ürünlerinin iletişim işlevi vardır. Gazete yazıları, hikâyeler, romanlar, şiirler vs. dil ürünlerinin bilgilendirmek, hislendirmek, estetik bakış

50

açılarını geliştirmek, yaşam gerçeklerini anlatmak gibi amaçları vardır. Bu yüzden amacı olan metinlerin metin değeri taşıdığını söylemek mümkündür.

2.5.4.2.2. Bilgilendiricilik

Beugrande ve Dressler (2002, s. 133), bir sunumun alıcı için yeni ve beklenmedik olma derecesini açıklamak için bilgilendiricilik terimini kullanmışlardır Bu bakımdan bilgilendiricilik herhangi bir metnin metin çözücü için yeni bir bilgi değeri taşıması olarak tanımlanır.

Bilgilendiricilik ölçütü bir metnin metin çözücü tarafından ne düzeyde bilindiğini ya da bilinmediğini araştıran, yine metnin metin çözücü açısından ne kadar bilgilendirici olduğunu inceleyen ölçüt olarak bilinir (Kılıç, 2002, s. 115). Bu ölçüt sayesinde metnin, metin çözücünün bilgi düzeyine uygunluğu tespit edilmiş olunur. Her metin önceki metinlerden, farklı metinlerde yer alan bilgilerden izler taşır. Ancak bu durum metin olabilmek için yeterli değildir. Metin çözücünün ister bilişsel ister duyuşsal ister de devinişsel açılardan olsun gelişim alanlarını desteklemeyen, ufkunu genişletmeyen, zihninde yeni şemalar oluşturmayan, düşünce becerilerini zenginleştirmeyen metinlerin bilgilendiricilik açısından yetersizlikler taşıdığını söylemek mümkündür. Karşılaşılan kimi metinler metni daha iyi anlayabilmek için metin çözücüyü yazarın yaşadığı döneme, içinde yaşanılan toplumun kültürü, siyasi ve ekonomik durumuna vs. ilişkin birtakım değişik bilgileri edinmeye zorlayabilir (Günay, 2013a, s. 127). Bu zorunlulukların ve gereksinimlerin olması da bir nevi metnin bilgilendirici nitelik taşıdığının göstergesidir. Başka bir deyişle metin çözücü metni kendi bilgileriyle anlayabiliyor mu, başka kaynaklara başvuruyor mu, metin dipnot ya da eklerle desteklenmiş mi soruları yardımıyla da metnin bilgilendirici niteliği tespit edilebilir. Bu işlevleri yerine getirmeyen, metin çözücüye yeni bir şeyler öğretmeyen metinler hem ilgi çekmede yetersiz kalacak hem de yeni bir metin olabilmenin şartlarını taşımayacaktır.

Dokuz kara gözlü, sırma saçlı, elleri bileğinden kınalı, parmakları süslü, boyunları birer karış kâfir kızları al şarabı altın kadeh ile kudretli Oğuz Beylerine gezdiriyorlardı. Her birinden ulaş oğlu Salur Kazan içmişti. Elbise, kaftan, çadır, otağ bağışlıyordu, katar katar develer bağışlıyordu. (Ergin, 2012, s. 91).

Yukarıdaki metinde koyu renkli sözcükler bilgi toplamayı, bilgilenmeyi gerektiren sözcüklerdir. Çünkü her okuyucu bu sözcüklerin karşılıklarını bilmeyebilir

51

ve anlamı oluşturamayabilir. Bu bakımdan alıntılanan örnek paragraf her ne kadar bilgilendirici bir metnin içerisinden alınmasa da bilgi toplamayı gerektirdiği için bilgilendiriciliğe hizmet ettiğini söylemek mümkündür.

2.5.4.2.3. Kabul Edilebilirlik

Kabul edilebilirlik daha çok anlatılmak istenenlerin hedef kitle dikkate alınarak açık, anlaşılır delillerle ortaya koyulmasıyla ve metnin metin çözücü tarafından çözümlenebilmesiyle ilgilenir (Uğur, 2012, s. 5). Her metnin hitap ettiği bir hedef kitle ve her metnin sahip olduğu bir amaç vardır. Ayrıca her metin hedef kitle tarafından algılanıp, anlamlandırılmak için oluşturulur. Bu bakımdan kabul edilebilirlik niyetin aynası olarak bilinir ve metin oluşturucu ile metin çözümleyicinin metne yönelik beklentileriyle ilgilidir (İnceoğlu ve Çomak, 2016, s. 21). Metnin oluşturucusunun ve metnin çözücüsünün metinden beklediklerinin örtüşmesi metinsellik ölçütlerinden kabul edilebilirliğin göstergesidir.

Bir bildiri üzerinde anlaşmak için işbirliği kurmaya çalışan metin oluşturucu ve metin çözücüden herhangi biri karşı tarafı anlamıyor, dinlemiyor, anlamak için çaba göstermiyorsa ya da karşı tarafı görmezden geliyorsa o iletişim ortamında işbirliğinden ve anlatılan iletilerin anlaşılmasından söz edilemez (İşeri, 2011, s. 104). Başka bir deyişle her iki tarafın ortak ileti üzerinde iletişim kurmak için çabalaması kabul edilebilirliğin en önemli adımıdır. İki taraftan birinin iletişimi sekteye uğratması metnin kabul edilebilirliğini zedeleyecektir. Başkan, bu durumu mektup örneğiyle somutlaştırmış, eğer bir alıcı kendisine gönderilen bir mektubu hiç açmadan geri yollarsa ya da yırtıp atarsa bildirim işleminin gerçekleşmeyeceğini söylemiştir (2003, s. 230). Bu demektir ki bir metnin kabul edilebilir olması için öncelikle üretici ve çözümleyici tarafından bir iletişim ortamında benimsenmesi gerekmektedir.

Kabul edilebilirlik için metnin bir iletişim ortamında üretici ve çözümleyici tarafından benimsenmesi tek başına yeterli değildir. Metnin benimsenmesinin yanında metinde yer alan bilgilerin de çözümleyici tarafından kabul edilebilir düzeyde olması gerekmektedir (Karaağaç, 2013, s. 804). Her metnin üreticisinin ve alıcısının içinde yaşadığı, parçası olduğu bir toplum vardır. Nasıl ki metin oluşturucusu yaşadığı toplumun izlerini eserlere yansıtabiliyorsa metin çözümleyicisi de içinde yaşadığı toplum, kültür, yer, zaman gibi dış unsurların yardımıyla yani kendi yaşantı dünyasıyla

52

metni algılayabilir ve yorumlayabilir (Günay, 2013a, s. 133). Toplum diliyle, diniyle, sosyal yaşantısıyla kısaca kültürel birikimiyle bireylerin düşünce sistemlerini etkilemekte ve şekillendirmektedir. Bu bakımdan metnin oluşturucusunun ve çözümleyicisinin dış dünya gerçeklerinin aynı olması metnin alıcı tarafından kabul edilebilir olmasında önemli bir işleve sahiptir.

2.5.4.2.4. Duruma Uygunluk

Bir metnin konusuna, türüne, oluşturulma amacına ve hitap ettiği hedef kitleye uygun bir biçimde anlatılması duruma uygunluk olarak kabul edilir (Lüle Mert, 2011, s. 11). Tanımda da belirtildiği üzere bir konu etrafında şekillenen her metnin bir amacı, bir türü ve ulaşmak istediği bir hedef kitlesi vardır. Metinleşme gerçekleştirilirken metnin amacı nedir, nerede ve ne zaman kullanılabilecektir, metin çözücünün yaş ve ilgisi ne düzeydedir gibi soruların sorulması ve bu soruların cevapları dikkate alınarak anlatımların oluşturulması metin olabilmenin gereklerindendir ve bu da duruma

uygunluk olarak kabul edilir.

Duruma uygunlukla kast edilen metnin özellikle içinde oluştuğu fiziksel nitelikteki ortam yani bağlamdır (İşeri, 2011, s. 106). Her metnin içinde oluşturulduğu yer, zaman ve kişileri kapsayan bir bağlamı vardır. Metnin soyutlanamayacağı bağlam, metnin anlamlandırılması sürecinde önemli bir unsurdur. Bir bağlamda farklı bir anlamı karşılayan metin, başka bir bağlamda yepyeni bir anlamı doğurabilir. Bu yüzden bir metni anlamlandırabilmek için oluşturulduğu bağlamı bilmek gereklidir. Günay (2013a, s. 134), bağlamın durumsallık düzleminde iki şekilde görülebileceğini söylemiştir: ilk olarak metin hangi ortamda, nerede, kim tarafından yazıldı gibi oluşturulma sürecine yönelik düzlem; ikinci olarak da olay nerede geçiyor, zaman belli mi gibi sorularla şekillenen metnin kurmaca dünyasına yönelik düzlemdir ve metin çözücü için ikinci düzlem özellikle önemlidir Metin çözücü açısından metinde işlenen konunun nerede, ne zaman geçtiği bilinmesi gereken unsurlardır. Eğer metinde bağlamla ilgili ipuçları yoksa metnin oluşturulduğu bağlam bilinmiyorsa metnin duruma uygun olup olmadığı metin çözücü tarafından tespit edilemez.

Duruma uygunluk koşuluna göre ayrıca metin oluşturucu ile metin çözücü arasında bir yaşantı ortaklığı bulunmalıdır çünkü yaşantı ortaklığının bulunmadığı iletişim ortamlarında gönderilen bildiri alınsa da tam olarak anlaşılamaz (Akbayır,

53

2013, s. 200). İletişimin gerçekleşmesi beklenemez. Söz gelimi ilkokul öğrencilerine trigonometri konusunu anlatmak anlamsızdır ve bu, iletişimin gerçekleşmesi üzerinde büyük bir engeldir. Çünkü alıcı ile verici aynı zihinsel şemalara yani aynı yaşantılara sahip değildir. Her düşünce, her durum uzun uzun anlatılabilseydi herkes her bilgiyi anlayabilirdi ve insanlar arasında iletişim sorunu kalmazdı bu yüzden de bazen bu yaşantı ortaklığı sorununun genel kültür eksikliğinden kaynaklandığı görülebilir (Başkan, 2003, s. 230). Bazen birtakım eksiltmelerle, boşluklarla kimi bilgiler karşı tarafa verilmek istenir. Bu da yine ortak bir kültüre, ortak yaşantılara sahip olmanın sonucudur. Kısaca duruma uygunluğun sağlanabilmesi için metin çözücü ile metin oluşturucunun aynı bağlamda, aynı yaşantılara sahip olması oldukça önemlidir.

2.5.4.2.5. Metinlerarasılık

Metinselliğin yedi temel ölçütünden sonuncusu ise metinlerarasılıktır.

Beaugrande ve Dressler (2002, s. 171), belirli bir metnin üretilmesi ve alınmasının, katılımcıların diğer metinler hakkındaki bilgilerine bağlı olmasını metinlerarasılık terimiyle karşılamaktadırlar. Metinlerarasılık herhangi bir metnin daha önceki metinlerle oluşturduğu ilişki, bir metnin eski metinlerle ilişkilendirilme biçimi ya da başka metinlerle kurulan açık ya da gizli ilişki şeklidir (Akbayır, 2013, s. 200; Karaağaç, 2013, s. 590; Uğur, 2012, s. 5). Bu tanıma göre metinlerarasılık ister konu ister biçem ister tür olarak olsun farklı metinlerin birbiri arasındaki etkileşimdir.

Hiçbir metin tek başına değildir. Yani hiçbir metnin oluşumu tek bir unsurla sınırlandırılamaz. Metin, yazarın bakış açısından toplumun içinde bulunduğu sosyo- kültürel yapıya, okurun deneyimler dünyasından metnin konusuna, türüne değin çeşitli unsurların birleşimiyle oluşan bir yapıdır. Her metin daha önce oluşturulmuş metinlerle doğrudan ya da dolaylı etkileşim içindedir ve bu geniş bağlam dikkate alınarak oluşturulur (Günay, 2013a, s. 215). Herhangi bir metin oluşturucusu metin oluştururken dinlediklerinden, okuduklarından, gördüklerinden birtakım etkilenmeler yaşayabilir. Yani oluşturduğu metin daha önce deneyimlediği dilsel ürünlerden izler taşıyabilir.

Bir metnin kalitesi, niteliği daha önceki metinlerle kurduğu ilişkiye bağlı olduğundan her metin kendinden sonraki metinler için geliştirici, iyileştirici olmalıdır (İşeri, 2011, s. 107). Metinlerin başarılı sayılabilmesinin bir göstergesi de kalıcı olması, insanlar ve eserler üzerinde etkiler bırakmasıdır. Diğer metinlerle gelişen ve kendinden

54

sonraki metinleri geliştirebilen metinler yazın dünyasında yer edinebilmektedir. Bu örnekleri somutlaştırmak gerekirse dillerin yavaş değişkenleri olan, cümleleri birbirine bağlamayı sağlayan gönderimlere sahip, eskilere ait bilgileri barındıran kalıp sözler metinlerin yönünü belirleyen araçlardır (Karaağaç, 2013, s. 590). Böyle kalıp sözler metinlerarasında metinleri geliştirici bir işlevi karşılar. Yine çeşitli yazın türleri olan masallar, ninniler, hikâyeler, kıssalar, menkıbeler, türküler; anıştırma, gönderimde bulunma gibi yöntemlerle farklı metinlerin içinde eritilebilir ve metinler zenginleştirilebilir. Bunun yanında önceki metinlerin konusu (aşk, entrika, savaş) ana fikrine, biçemine yönelik de etkilenmelerin olduğu metinlerarasılıktan söz edilebilir. Unutulmamalıdır ki yazınsal bir metnin değerini belirleyen esas ölçüt, az ya da çok okurun daha önce karşılaştığı ve hakkında bir çıkarımda bulabildiği başka metinlerdir (Akbayır, 2013, s. 200). Önemli olan bahsi geçen şekillerde görülebilecek olan metinlerin metin oluşturucu ve çözümleyici için ortak anlam dünyasından çıkmış olmasıdır.

Benzer Belgeler