• Sonuç bulunamadı

2. SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

4.2 Kullanıcı Gereksinmeleri

Çevre, birbirleriyle etkileşim halinde olan canlı ve cansız bileşenlerin oluşturduğu topluluğun fiziksel ve biyolojik ihtiyaçlarına yanıt veren dinamik bir sistemdir (Bölüm 2.3.1). Çevrenin cansız bileşenlerinden biri olan bina sistemi benzer dinamik bir altyapıyla insanların kendileri için en uygun bina iç ortamını yaratmaları için gerekli olan biyolojik, psikolojik ve sosyal kullanıcı gereksinmelerine uygun olarak tasarlanmaktadır.

Biyolojik gereksinmeler, kullanıcının biyolojik yapısından kaynaklanan ihtiyaçlardır. Kullanıcının biyolojik yapısı, devinim (iskelet ve kaslar), solunum, dolaşım, duyu organları (görme, işitme, dokunma, koku alma), sinir, sindirimm, üriner, üreme, hormon, koruyucu dış tabaka (deri, tırnak, saç), bağışıklık sistemlerinden oluşur (Sarp, 2007). Kullanıcının biyolojik yapısını oluşturan sistemler ve bu sistemlerin yapı tarafından karşılanması beklenen gereksinmeleri çizelge 4.2’de görülmektedir.

Çizelge 4.2 : Kullanıcının biyolojik yapısını oluşturan sistemlerin yapı tarafından karşılanması gereken gereksinmeleri (Sarp, 2007).

Biyolojik Yapı Gereksinmeler

Devinim sistemi Ergonomik koşullara uygun devinim yapabilme; Devinim güvenliğinin sağlanması (düşme, çarpma vb.); Sistemin olumsuz koşullardan etkilenmemesi (titreme, kas ağrısı vb.)

Solunum sistemi Solunum sisteminin işlevini yerine getirebilmesi; Yeterli oranda oksijen ve bağıl nem içeren hava; Vücuda zararlı maddeleri solumama Dolaşım sistemi Dolaşım sisteminin işlevlerini yerine getirebileceği sağlıklı durum,

yeterli solunum, yeterli beslenme ve sağlıklı sinir sistemi; Dolaşım sistemini etkileyen gerginliklerin olmaması (gürültü, vb.)

Duyu organları Duyu organlarının görevlerini yerine getirebilmesi, duyumlayabilme; Uygun koşullarda yeterli görme ve işitme; Rahatsız edici görünüş, gürültü, kirlilik ve kokudan korunma; Koruyucu dış tabakanın olumsuz koşullardan (yüzey, hava vb.) etkilenmemesi

Sinir sistemi Sinir sisteminin görevini yerine getirebilmesi, duyumlama sonucu algılama ve tepkinin (davranış) ortaya çıkması uyarıların doğru algılanabilmesi;

Gerginlik yaratacak koşulların oluşmaması; Gerekli uykunun ve dinlenmenin sağlanması Sindirim sistemi Sindirim sisteminin işlevlerini yerine getirebilmesi;

Besinlerden uygun koşullarda yararlanabilme (yıkama, hazırlama, pişirme);

Sindirim eylemlerinin (yeme, boşaltım) sağlıklı koşullarda gerçekleştirilmesi

Üriner sistem Boşaltım eylemini uygun koşullarda yerine getirebilme (hijyen) Üreme sistemi Hormonları etkileyebilecek koşullardan korunma;

Üreme eylemini uygun koşullarda yerine getirebilme (gizlilik) Hormonal sistem Hormon üretimini engelleyecek koşullardan korunma

Koruyucu dış

tabaka Koruyuculuğu yerine getirebilme; Dış etkileri (sıcak, soğuk, cisimlerin dokusu) algılayabilme;

Fiziksel etkilerden korunma (delme, kesme, yanma vb. oluşmaması); Kimyasal maddelerden korunma (zehirlenme, kaşınma, tahriş ve yara oluşmaması);

Zarar verici bitki (zehirli vb.) ve hayvanlardan (böcek, sinek, akrep, fare, yılan vb.) korunma;

Asalaklardan (bit, pire, kene vb.) korunma;

Mikroorganizmalardan korunma (enfeksiyon, iltihaplanma oluşmaması);

Alerjenlerden (metal, kimyasal madde, kauçuk, arı vb.) korunma Bağışıklık sistemi Bağışıklık sisteminin işlevini yerine getirebilmesi (organizmanın

savunmasız kalması sonucunda hastalık oluşmaması);

Sistemin sıklıkla devreye girmesine neden olabilecek mikroorganizma (bakteri, virüs), asalak (bit, pire, kene vb.), bitki (zehirli bitki, çiçek tozları vb.) vb. antijenlerden (organizmaya yabancı maddeler) korunma;

Alerjenlerle (toz, metal, kimyasal madde, küf, polen, ev tozu akarı, arı vb.) karşılaşmama;

Alerjinin tetiklenmemesi

İnsanların psikolojik yapıları duyguları, düşünceleri ve bunları harekete geçiren bedensel eylemlerinden oluşmaktadır. Psikolojik yapıya bağlı olarak psikomotor

(devinim), duyuşsal ve bilişsel insan davranışları biçimlenmektedir. Psikomotor davranışlar, oyun oynama, dans etme, yemek yeme, yazı yazma, ameliyat etme vb. bedensel eylemlerden oluşan davranışlardır. Duyuşsal davranışlar, mutluluk, huzur, güven, sevgi, hoşlanım,, beğeni, sevinç, korku, kaygı, nefret, iğrenme, sinirlilik, kızgınlık, sıkıntı, hayal kırıklığı, hoşnutsuzluk, huzursuzluk, dengesizlik vb. duygulardan kaynaklanmaktadır. Bilişsel davranışlar da düşünme, duyumlama, algılama, duyusal uyum yapma vb. kaynaklı etkinliklerdir (Sarp, 2007). Yapı tarafından karşılanması beklenen ve kullanıcıların davranışlarını oluşturan psikolojik gereksinmeler çizelge 4.3’te görülmektedir.

Çizelge 4.3 : Kullanıcının psikolojik yapısını oluşturan davranışların yapı tarafından karşılanması gereken gereksinmeleri (Sarp, 2007).

Psikolojik Yapı Gereksinmeler Psikomotor

davranış (devinim) Davranış özelliklerine uygun yaşayabilme; Yapılması istenen ya da gereken devinimleri sorunsuz uygulayabilme

Duyuşsal davranış Olumlu duygulara sahip olma Bilişsel davranış Zihinsel eylemleri sürdürebilme

Gruplar, normlar ve sosyalleşme süreci insanın toplumsal oluşumunu, işleyişini ve gelişimini inceleyen sosyolojik yapısını oluşturur. Gruplar, etkileşim durumunda olan, bir arada bulunan, birden çok sayıda insandan kuruludur. Din, ahlak, örf, adet, moda, hukuk gibi normlar, grup oluşturan kişilerin ortak olarak benimsedikleri değer ve kurallardır. Sosyalleşme süreci ile birlikte normları öğrenip denetleyen kullanıcılar, sosyal toplumun işleyişine dahil olurlar (Sarp, 2007). Yapı tarafından karşılanması beklenen sosyolojik gereksinmeler çizelge 4.4’te görülmektedir.

Çizelge 4.4 : Kullanıcının sosyolojik yapısını oluşturan sistemlerin yapı tarafından karşılanması gereken gereksinmeleri (Sarp, 2007).

Sosyolojik Yapı Gereksinmeler Gruplar Grup içinde yaşama;

Grup oluşturma;

Gruplar arası ilişki kurma

Normlar Norm oluşturma ve normlara uyma

Sosyalleşme süreci Sosyalleşme sürecini geliştirmek için inanç ve tutum oluşturma;

Kişiliği geliştirme;

Eğitim, statü, meslek, gelir, entelektüel düzey ile belirli bir sosyal sınıfın üyesi olma;

Türkeri’ye (2009b) göre binalar, farklı kullanıcı gereksinmeleri karşısında ihtiyaç duyulan yapma çevre koşullarını yerine getirebilmek için farklı işlevlere sahip bina alt sistem tasarımlarından faydalanırlar. İnsanların biyolojik yapılarına ilişkin gereksinmelerinin dikkate alındığı performans yöntemine göre, bina alt sistemlerinden biri olan yapı elemanları sistemlerinden biri olan dış duvar sistemlerinin amacı kullanıcılarına;

•Güvenli, •Kuru, •Hijyenik,

•İdeal sıcaklık, bağıl nem ve hava hızına sahip, •Dış ortamla gerektiğinde iletişim kurabilen ve

•Gürültünün kontrol altına alınabildiği iç ortamlar yaratmaktadır (Fleming, 2005).

Bu tez kapsamında dış duvar sistemlerinden iç ortam ile ilgili istenen kullanıcı gereksinmeleri aşağıdaki gibidir.

Bina kullanıcıları, ilk olarak yük oluşturan dış çevresel etmenlere karşı güvenli bir ortamda yaşamak isterler. Bu nedenle dış duvar sistemlerinin oluşturduğu bina kabuğu kullanıcıları için ilk önce güvenli bir ortam oluşturmalıdır.

Dış duvar sistemleri güvenli bir iç ortam yaratmalarının ardından kullanıcıları için iç ortam konfor şartlarını yerine getirebilecek diğer performansları göstermelidir. Buna bağlı olarak, kullanıcılar dış duvar sistemlerinden, onları yağmura karşı korumasını beklemektedirler. Bunun için, dış duvar sisteminin, bünyesine alınan yağmur suyu dış duvar sistemini oluşturan bileşenlerin performanslarına zarar vermeyecek şekilde dış ortama doğru kurumalı ya da dış duvar sistemi bünyesine yağmur suyu alınmamalıdır. Aksi takdirde, yağmur suyu etkisi altında dış duvar sistemi hasar görür, iç ortam ıslanır ve kullanıcının biyolojik yapısına zarar verebilecek sağlıksız ortamlar oluşur. Ayrıca, ıslanması sonucu oda sıcaklığından daha soğuk olan dış duvar iç yüzeyi kullanıcılarının teması halinde onlar için ısıl konfor şartlarını karşılayamaz.

Dış duvar sistemi dış ve iç ortamı ayırdığı için dış ve iç ortam arasında oluşabilecek sıcaklık farklarını da kontrol altına alabilmelidir. Kullanıcı gereksinmelerine uygun

ısıl konfor şartlarını sağlamak için iç ortam hava sıcaklığı, bağıl nem ve hava hızı değerlendirilmelidir. İç ortam hava sıcaklığı kullanıcıların üşümemesi ya da sıcaktan bunalmaması için konfor şartlarına uygun olmalıdır. Sabit sıcaklık altında havadaki su buharı yüzdesini belirten bağıl nem, kullanıcıların solunum sisteminin ve koruyucu dış tabakalarının rahat nefes alıp vermesi için kontrol altına alınmalıdır. Bağıl nemin yüksek olduğu bir ortamda hava derimizin nefes alıp vermesi sırasında açığa çıkan su buharını taşıyamadığı için derimiz terleme yapar. Diğer taraftan, bağıl nemin düşük olduğu bir ortamda aşırı su kaybeden derimiz kurur. Yüksek bağıl nem oranına bağlı olarak dış duvar sisteminin iç yüzeyi derimize benzer bir durum göstererek terleme yapabilir. Bunun sonucunda kullanıcılar için sağlıklı olmayan iç ortam koşulları oluşmaktadır. Rahat nefes alıp verebilmek ve hijyenik dış duvar iç yüzeyleri oluşturmak için ideal neme sahip bir iç ortam yaratılmalıdır. Bu tez kapsamında kullanıcı gereksinmelerine bağlı olarak dış duvar sisteminden iç ve dış ortam arasında iletişim kurması ve iç ve dış ortamda oluşabilecek gürültüyü kontrol altına alması beklenmemektedir.