• Sonuç bulunamadı

KAMUSAL MEKÂN OLARAK TAġRA KENTLERĠNDE KĠ MĠLLET BAHÇELERĠ

4.1. TaĢra Kentlerinde ki Millet Bahçeler

4.1.3. Kudüs Millet Bahçes

Filistin bölgesinde bulunan Kudüs kenti geçmişten bu yana çok sayıda tarihi olaya ev sahipliği yapmış üç büyük kutsal dine mensup olanların çok yakından ilgilendiği bir bölge olmuştur. Bu üç dine mensup medeniyetler kentte çok sayıda dini, kültürel yapılar inşa etmişlerdir. Kudüs‟ün ekonomik açıdan kaynağını İzmir veya Ankara‟nın aksine dini ve eğitim amaçlı vakıflar oluşturmuş, ticaret ve sanayiye dayalı ekonomi ise ikinci planda kalmıştır.244

Bu yüzden kente çok sayıda okul, hastane ve her dine ait ibadethaneler yapılmasının arkasındaki bir diğer etken, kentin iktisadi yaşam biçimidir.

XIX. yüzyılın ilk dönemlerinde Avrupalıların etkisi Kudüs‟te hissedilmeye başlamış ve şehri modern bir görünüme kavuşturmak için ilk adımlar atılmaya başlanmıştır. 1830-40 seneleri arasında Filistin bölgesinin Mısır valisinin himayesine girmesiyle Kudüs uluslararası kamuoyunda gündeme gelmiş, Batı‟nın tekrar dikkatini Kudüs‟e çevirmiştir. Tanzimat‟ın ilanından önce Kudüs sancağında Meclis-i Şûra adı

243

Yaşar Aksoy, Smyrna İzmir Efsaneden Gerçeğe, İzmir 2002, s.101.

altında ilk kent meclisi oluşturulmuştur. Meclis‟te Yahudi, Müslüman ve Hıristiyan temsilciler yer almış, kentin belediye, idari ve ekonomik hizmetleriyle ilgilenmiştir.

1840‟lardan sonraki süreç içerisinde Avrupalıların bölgedeki varlığının iyice artmasıyla endişeye kapılan Osmanlı yönetimi Kudüs‟ü doğrudan İstanbul‟a bağlı bir sancak haline getirmiştir. 1840‟lı yılların sonlarından itibaren başta İngiltere olmak üzere birçok Avrupa devleti, hatta Amerika ile Rusya‟nın da dâhil olduğu devletler Kudüs‟te elçilikler açmıştır.245

Elçiliklerin açılmasından sonraki süreçte Kudüs‟te Avrupalı nüfus hızla artmaya başlamıştır. Nitekim Kudüs‟e olan bu ilgi XIX. yüzyılın sonlarında ve XX. yüzyılın başlarında daha fazla hissedilmiş, tüm dünya milletlerinin gözünde Kudüs kenti, bir güç veya çıkar sağlama alanına dönüşmüştür.

Osmanlı hukukuna göre Kudüs‟te gayrimüslimlere ve yabancılara toprak ya da arazi satışı yasaktı. Fakat Kırım Savaşından sonra yabancılara verilen bir takım kapitülasyonlar ile bu yasak esnekleşti ve 1867‟de yürürlükten kalktı.246

Böyle bir ortamda Kudüs‟te yaşayan her cemaat imar alanında bir yarışa girmiştir. Kentte hangi cemaat ne kadar çok mimari yapı yaptırırsa bölgede nüfuzu ve söz hakkı bir o kadar artar zihniyeti hâkimdi. Öyle ki dini yapıları haricinde Avrupalı her ulusun kentte en az bir hastanesi ve okulu buluyordu.247 Kısaca kentin kamusal alanına hâkim olmak, kente yeni kamusal mekânlar yapmak konusunda bir rekabet ortamının olduğu aşikârdır. Arşiv belgelerinden de yola çıkarak bu kamusal mekânlar içinde millet bahçesinin yapımı ve yapım sürecinde yaşananlar Kudüs‟teki imar faaliyetleri alanında rekabet ortamının ne boyutta olduğu ile ilgili bir fikir edinilmesi bakımından önemlidir.

245

Catherine Nicault, Kudüs 1850-1948 Osmanlılardan İngilizlere: Ruhani Birliktelikle Siyasi Yırtılma

Arasında, çev: Estreya Seval Vali, İstanbul 2001, s.46.

246 Yabancıların toprak satın almalarının yasak olduğu dönemlerde ise yabancı kuruluşlar mülk sahibi olabilmek için isimleri ödünç verme usulünü kullanmışlardır. Ayrıntılı bilgi için bkz: Catherine Nicault,

a.g.e., s.53. 247

Walid Al-Raid, XVIII. ve XIX. Yüzyıllarda Filistin‟de Dini, Kültürel ve Sosyal Müesseseler, (Basılmamış Yüksek Lisans Tezi), İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul 1889, s.155.

Resim- 19: Kudüs‟ün Genel Manzarası248

Kudüs Millet Bahçesinin tamamlanıp tamamlanmadığı ya da ne zaman hizmete açıldığıyla ilgili kesin bir şey söylemek mümkün değildir. Ancak bahçenin tesisi için İngiliz tebaasından olan Lord Bepot bahçe dışında kalan bölgede de inşaat yapılmasına itiraz etmiştir.249

Öyle ki Lord Bepot‟un belediyeye bir miktar para vermiş, paranın bahçe tesisi dışında başka inşaat işlerinde kullanılmasından hoşnut olmamıştır. Daha sonra verilen paranın Lord Bepot‟un varislerine iade edilmesi için İngiliz elçiliğinden izin istenilmiştir.250

Elde edilen arşiv belgelerinden de anlaşılmaktadır ki Kudüs Millet Bahçesinin yapımında Lord Bepot‟un dışında yabancı başka kişilerde yardımda bulunmuştur. Bahçenin imar planı için alınacak olan bu paraların, plana aykırı bir şey yapılmamak şartıyla ödeneceği bildirilmiştir. Bu iş için bölgede emlak sahibi olan Alman vatandaşı Şim Bergem‟den 400 Fransız lirası alınmıştır. Fakat bahsi geçen plan değiştirilerek bir takım dükkânlar inşa edilmiş ve bu duruma Mösyö Bergem‟in avukatı Madam Margarit itiraz ederek 400 lira iade edilmiş, inşaatı tamamlanmayan üç dükkânın yıkılmasına karar verilmiştir.251

Daha sonra bu hususta yapılan tahkikatın devamında sözleşmeye aykırı hareket edildiği için belediye bahçesine yapılan dükkânların tamamının yıkılması istenmiştir.252

Kudüs‟teki millet bahçesinin yapımı Alman ve İngilizler arasında bir rekabet ortamına yol açmıştır. Yukarıda da bahsedildiği gibi kentin ister imar faaliyetlerinde olsun, kentin statüsünü ve nasıl bir fiziki görünüme

248

Servet-i Fünûn, c. XII, s.310-311, 20 Kânûn-i sani 1312 / 1 Şubat 1897. 249 B.O.A., Şûra-yı Devlet Evrakı, 2299 / 11, 17 Şevvâl 1322 / 25 Aralık 1904. 250

B.O.A., Bâb-ı âli Evrak Odası, 2510 / 188241, 17 Zi‟l-hîcce 1322 / 22 Şubat 1905. 251

B.O.A., Meclis-i Vükelâ Mazbataları, 111 / 6, 6 Muharrem 1323 / 13 Mart 1905.

kavuşacağı konusunda elçiliklerin ve vatandaşlarının dikkate değer bir söz hakkına sahip olduğu anlaşılmaktadır.