• Sonuç bulunamadı

2.4. Parasal Aktarım Kanalları

2.4.3. Kredi Kanalı

Faiz oranındaki değişmeler ekonomiyi kredi piyasaları yoluyla etkilemektedir. Yüksek faiz oranları finansal varlıkların gelecekteki kazanç değerlerini azaltmaktadır. Yüksek faiz oranları aynı zamanda gayrimenkul gibi taşınmaz mallara olan talebin de düşmesine neden olacaktır. Dolayısıyla finansal varlıkların ve gayrimenkullerin fiyatı da düşecektir. Bu varlıklar krediler için teminat olarak kullanıldığından, bankalar ve diğer finansal kuruluşlar, varlık fiyatları düştüğü zaman borç verme konusunda daha kısıtlayıcı hale gelecektir (Hopkins vd., 2009: 34).

Bankaların kredilerinin azalmasına neden olan farklı nedenler de vardır. Varlık fiyatları düştüğünde bankalar için kredi vermek yerine; hisse senedi ve tahvil satın almak daha karlı hale gelecektir. Mal ve hizmetlere olan talep zayıfladığında hanehalklarının gelecekteki ücretleri ve firmaların gelecekteki karları düşecektir. Bu da bankaların borç verme konusunda daha sıkı olmasına neden olacaktır. Özetle faiz oranları yükseldiğinde hanehalkı ve firmalara borç verme oranı düşmekte ve aynı zamanda tüketim ve yatırım miktarı azalmaktadır (Hopkins vd., 2009: 35).

77

Aktarım mekanizmasında kredi kanalı iki yolla kredi piyasalarındaki bilgi problemini çözer. Bunlardan ilki; banka kredileri diğeri ise bilançodur. Banka kredileri kanalı, bankaları finansal piyasalardaki özel rolü üzerine kurulmuştur. Çünkü bankalar genellikle finansal piyasalardaki asimetrik bilgi sorununu çözebilmek için özel araçlara sahiptir. Bankaların finansal piyasalardaki bu özel konumu nedeniyle bazı borçlanmak isteyenler bankalardan borçlanamadıkları sürece kredi piyasalarına ulaşamazlar. Banka kredileri ile diğer fon kaynakları arasında tam ikamenin olmadığı durumda banka kredi kanalları şu şekilde çalışır; genişlemeci bir para politikası sonucunda banka kredilerinin miktarı artar. Faaliyetleri için bankalara ihtiyaç duyan iktisadi birimler de bu kredi artışından dolayı yatırım harcamalarını arttıracaktır (Mishkin, 1996:9).

Kredi kanalı bankaların arz ettikleri kredileri etkilemektedir. Para politikası faiz oranı kanalı ile banka bilançolarının pasif tarafı üzerinden etkisini gösterirken;. kredi kanalı ise ekonomiyi bilançonun aktif kanalı üzerinden etkilemektedir. Daraltıcı bir para politikasının söz konusu olduğu durumda, bankacılık sektörünün kredi hacmi küçülecek ve bu durum kredi arzını sınırlandıracaktır (Kashyap, vd., 1998:78).

Kredi ve tahviller bankalar için eksik ikamedir. Firmalar açısından bakıldığında da krediler ile diğer fon kaynakları sınırlı ikameye sahiptir. Parasal daralmanın olduğu zamanlarda bankalar, aktiflerinde yer alan ve faiz taşıyan varlıkları azaltma yolunu seçecektir. Yani hem menkul kıymetlerini hem de kredilerini sınırlandırarak duruma adapte olacaklardır (Miron, vd., 1994:263).

Bankalara gitmeksizin hisse senedi ve tahvil piyasalarından oluşan kredi piyasalarına ulaşabilen büyük firmalarla kıyaslandığında para politikaları banka kredilerine bağımlı olan küçük firmalar üzerinde daha büyük etkiye sahiptir (Mishkin, 1996:9).

Bilanço kanalının varlığı da banka kredileri kanalında olduğu gibi eksik bilgilendirmeden kaynaklanmaktadır. Net değeri düşük bir firmanın, kredi alma sürecinde ters seçim ve kötü niyet sorunuyla karşılaşma olasılığı yüksektir. Düşük bir net değer, ters seçim olasılığını yükselteceğinden yatırım harcamalarının finansmanı için açılacak olan kredilerin hacmini daraltacaktır (Mishkin, 1996:11).

78

Düşük bir net değer kötü niyet sorunu ihtimalinin de artmasına neden olacaktır. Düşük net değer firma içindeki payı azalan işletme sahibinin riski yüksek yatırım projelerine girme ihtimalinin yükseldiği anlamına gelir. Bu da alınan kredilerde geri ödeme sorunu yaşanacağına işaret eder. Bunun sonucunda kredi hacmi ve dolayısıyla yatırım harcamaları azalacaktır. Firmaların hisse senedi fiyatlarını yükselten genişlemeci bir para politikası, firma net değerinin yükselmesine bu da yatırım harcamalarının artmasına yol açacaktır. Yatırım harcamalarındaki artış sonucunda ekonomideki toplam talep miktarı da yükselecektir (Mishkin, 1996:11).

Fiorentini ve Tamborini (2003)’e göre kredi kanalının işleyişi aşağıdaki gibidir. Modelde, ekonomi üç farklı aktörden oluşur. Bunlar; hanehalkı, firma ve bankalardır. Mal ve emek piyasasında fiyatlar sabittir. Fiyatlar genel düzeyinin 1’e eşit olduğu kabul edilerek nominal ve reel değerlerin eşitlendiği varsayılmıştır. Q, reel tüketim C ve yatırımlardan oluşan toplam talep Y tarafından belirlenir. Yatırımlar açık piyasa tahvillerinin Bs ihracıyla finanse edilebilir ya da buna kredileri Ld ile belirlenebilir. Ve bunların miktarı sermayenin marjinal etkinliği ve 𝜌 fonların reel maliyetine bağlıdır. Reel maliyetleri farklı olan iki tür fon vardır; rB, rL. Denklemlerdeki terimlerin altında yer alan işaretler fonksiyonların kısmi türevlerinin işaretini gösterir. 𝐵𝑠terimi tahvil arzını ve 𝐿𝑑 kredi talebini göstermek üzere;

𝐼 = 𝐵𝑠+ 𝐿𝑑 (2.7) 𝐵𝒔 = 𝛽𝑓(𝜌, r B, rL) (2.8) + - + 𝐿𝑑= 𝜆𝑓(𝜌, r B, rL) (2.9) + + -

Bankalar hanehalklarından topladıkları mevduatların D 𝛼 kadarlık kısmını merkez bankalarının belirlediği zorunlu karşılıklar H olarak tutar. Geri kalan kısmı ile tahvil satın alır ya da kredi arz eder. Bankaların bilanço denkliği aktif ve pasiflerinin eşit olmasıdır. Buna göre bilanço denkliği;

𝐵𝑑+ 𝐿𝑠+ 𝐻 = 𝐷 (2.10)

79 𝐵𝑑= 𝛽𝑏(𝑟 𝐵, 𝑟𝐿)𝐷(1 − 𝛼) (2.12) + - 𝐿𝑆= 𝜆𝑏(𝑟 𝐵, 𝑟𝐿)𝐷(1 − 𝛼) (2.13) - +

Geleneksel IS-LM modeline göre üç ayrı piyasa; para, kredi ve mal piyasası ve üç içsel değişken vardır; tahvil faiz oranı 𝑟𝐵, kredi faiz oranı 𝑟𝐿 ve çıktı Q. Para piyasasında para arzı ve para talebi birbirine eşit olmak zorundadır. Modelde sadelik için para talebinin yalnızca mevduatlardan oluştuğu varsayılmış ve geleneksel forma göre para talebinin tahvil faizi ve gelirin bir fonksiyonu olduğu kabul edilmiştir 𝐷(𝑟𝐵, 𝑌). Nakit yokluğu göz önüne alındığında ve rezerv katsayısı 𝛼 olmak üzere para arzı ile parasal taban arasındaki ilişki M = H/a olarak ifade edilir. Bu durumda para arz ve talebinin eşit olduğu para piyasası dengesi aşağıdaki gibidir.

𝐻/𝛼 = 𝐷(𝑟𝐵, 𝑌) (2.14) Denklem 𝑟𝐵için çözülürse;

𝑟𝐵 = 𝑟𝐵(𝑌, 𝛼, 𝐷) (2.15)

+ + -

Buradan kredi piyasaları denge koşulu olan kredi arz ve talebinin eşitliğinden yola çıkılarak aşağıdaki denklem elde edilir.

𝜆𝑏(𝑟𝐵, 𝑟𝐿)𝐷(1 − 𝛼) = 𝜆𝑓(𝜌, rB, rL) (2.16) Denklem para piyasası denge koşuluna göre yazılacak olursa 𝐷(1 − 𝛼) ifadesi yerine

H/α (1- α) ifadesi yazılabilir. 𝑟𝐿 kredi piyasalarında belirlenir ve şu şekilde ifade edilir;

𝑟𝐿= 𝑟𝐿(ρ, 𝑟𝑏, α, 𝐻) (2.17) + + + -

80

𝑟𝐵ve𝑟𝐿 arasındaki ilişki modelin anahtar özelliğidir. Mal piyasası denge koşulunun toplam arz ve toplam talebin birbirine eşit olmasıdır. Toplam talep fonksiyonu aşağıdaki gibi yazılabilir:

𝑌 = 𝑌(ρ, 𝑟𝐵, rL) (2.18) 2.18 nolu denklemde elde edilen rL ifadesi nolu denklemde yerine yazılırsa,

𝑌 = 𝑌(ρ, 𝑟𝐵, δ(ρ, 𝑟𝐵, α, 𝐻)) (2.19) ifadesi elde edilir.

Denklem 2.18 ve 2.19 IS eğrisinde olduğu gibi, aşağıya doğru eğimli (Y, 𝑟𝐵) denge çiftlerini verir. Bu denge noktaları rL değerlerini de içermektedir. Buradan yola çıkarak CC eğrisi olarak adlandırılan eğri elde edilmektedir. Mal piyasasının dengede olduğu kabul edildiğinde toplam arzın indirgenmiş formu aşağıdaki gibi iade edilir.

𝑄 = 𝑄(𝜌, 𝛼, 𝐻𝑏) (2.20) Elde edilen sonuç klasik IS-LM modeline benzemektedir. Ancak aralarında dikkat çeken birkaç farklılık vardır. Modelde klasik IS eğrisinin aksine parasal taban da analize dahil edilmiştir. Bu farklılığın anlaşılması için α ve ρ parametrelerin sabit kabul ederek modelde yer alan dışsal değişkenlere göre kısmi türevlerini alalım.

𝑑𝑟𝐵 = (𝐷𝑌/𝐷𝑟𝐵)𝑑𝑄 − (1/𝛼𝐷𝑟𝐵)𝑑𝐻 (2.21) 𝑑𝑟𝐿= 𝜆𝑟𝐵𝑏 +𝜆𝑟𝐵𝑓 𝜆𝑟𝐿𝑏+𝜆𝑟𝐵𝑓 𝑑𝑟𝐵− 1 𝜆𝑟𝐿𝑏+𝜆𝑟𝐵𝑓 ( 1−𝛼 𝛼 ) 𝑑𝐻 (2.22) 𝑑𝑄 = −𝑄𝑟𝐵𝑑𝑟𝐵− 𝑄𝑟𝐿𝑑𝑟𝐿 (2.23) 2.23 nolu denklemde de görüldüğü üzere kredi hacmi dolayısıyla kredi fiyatındaki azalma çıktı miktarını artırır. Çıktının içinde yeni konutlarda olduğu dikkate alınırsa merkez bankları kredi kanalı ile konut fiyat ve miktarını etkileme gücüne sahiptir.

Benzer Belgeler