• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 2: TARİHSEL PERSPEKTİFTE ARNAVUTLUK: TARİHİ GELİŞİM

2.1.3. Kraliyet Döneminde Arnavutluk (1925-1939)

1913-1925 yıllarında bağımsızlığını kazanan Arnavutluk uzun yıllar sürekli siyasal, ekonomik ve toplumsal sorunlar yaşamıştır. Bu periyotta dış politikada güçlü devletlere karşı mücadele veren Arnavutluk’ta iç siyasi çatışmalar da eksik olmamıştır. Arnavutluk’un 1912’de bağımsızlığını kazandıktan sonra sürekli geçici hükümetlerle yöneldiği söylenebilir.

Büyük sıkıntılar yaşayan geçici hükümetler çıkmaza girmiş; yönetimde sürekli istifalar baş göstermiştir. Ahmet Zogu 31 Ocak 1925’te Zogu, Arnavutluk Meclisi tarafından Cumhurbaşkanı seçilerek demokratik yollarla devletin başına geçmiştir. Zogu’nun en çok önem verdiği konulardan biri kurumsal reformların gerçekleştirmesiydi (Dervishi, 2006: 229-234). Kurumsal reformlar siyasal, ekonomik ve yönetsel alanda sürdürülmüştür.

1925 yılında iktidara gelen Zogu, Cumhuriyet dönemi Arnavutluk’un ilk anayasasını oluşturmuştur. Anayasa 4 bölümden oluşmaktaydı. Anayasanın birinci bölümünde devletin temel ilkelerinden bahsedilmektedir. Buna göre, Arnavutluk bir Cumhuriyettir ve parlamenter bir sisteme sahiptir. Arnavutluk laik ve üniter bir devlettir. Toprak bütünlüğü bölünemez. Her bir ferdin dini inancı (inanç özgürlüğü) anayasa tarafından garanti altına alınmıştır. Anayasaya göre, Arnavutluk’un yönetim yapısı yasama, yürütme ve yargı olmak üzere üç organdan ibarettir. Bu organların yapıları şu şekildedir (Dervishi, 2006: 234-236):

a) Yasama: bu anayasada yasama organı “Senato” olarak adlandırılmıştır.

Milletvekillerine 4 yılda bir seçilme hakkı tanınmıştır. 18 üyeden oluşan Senato üyeleri, 6 yılda bir seçilmekteydi. Bir senatörün aday olabilmesi için 40 yaş üzerinde olması, üniversite mezunu olması, daha önceden bakanlık veya milletvekilliği yapmış olması gerekmekteydi.

b) Yürütme: Kanunları uygulama yetkisi anayasaya göre Cumhurbaşkanına

verilmiştir. Cumhurbaşkanı senato ve milletvekilleri tarafından seçilmekteydi. ( Kraliyet döneminde çift meclisti, günümüzde tek meclis vardır o da millet meclisidir.) Cumhurbaşkanı 7 yılda bir seçilirdi. Arnavut silahlı kuvvetleri başkomutanlığını Arnavut Meclisi adına Cumhurbaşkanı yürütürdü.

55

Genelkurmay Başkanı ve silahlı kuvvetler subaylarının atamaları Cumhurbaşkanı tarafından yapılmaktaydı. Cumhurbaşkanının savaş veya barış kararı alma konularında yasama organından onay alması gerekmekteydi.

c) Yargı: Yargı gücü, bağımsız mahkemelerden oluşmaktaydı. Yargının bağımsız

olması, dışarıdan hiçbir gücün yargının aldığı kararlara müdahil olmaması demektir. Ayrıca hâkimler, adalet bakanlığının özel bir komisyon önerisiyle Cumhurbaşkanı tarafından atanmaktaydı.

Ahmet Zogu döneminde hazırlanan Anayasa, Arnavut devlet yapısının temelini oluşturmuştur. 1912’de Osmanlı’dan ayrılan Arnavutluk, 13 yıl süren siyasi ve ekonomik istikrarsızlık sürecinden Ahmet Zogu’nun iktidara gelmesiyle bir nebze de olsa kurtulmuştur. Bu dönemde, Arnavutluk daha dinamik bir devlet yapısına sahip olmuştur. Hukuk ve ekonomi alanında da birçok reformlar gerçekleştirilmiştir.

Zogu, 1928’de anayasayı değiştirerek monarşiyi kabul etti. Artık Anayasa’da, Arnavut Cumhuriyeti yerine “Demokratik Parlamenter Kraliyet Sistemi” ibaresi yer almıştır. Bağımsız bir kral, tarafsız bir siyaset yürütecekti. Aynı zamanda Kral, kendi resmi inancını belirtmemeliydi (Dervishi, 2006: 279). Arnavutluk’ta kraliyet ilan eden Ahmet Zogu, kısa bir süre içerisinde monarşiden kaynaklanan yetkilerini de kullanarak önemli reformlar gerçekleştirmiştir. Bu döneminde yürürlüğe konulan reformlar içinde ceza kanunu ile medeni kanunun yeniden yazılması ve ticari reformlar öne çıkmıştır (Dervishi, 2006: 285-286).

1) Ceza Kanunu Reformu: Ceza kanununda yapılacak değişiklik ve reformlar için

bir komisyon oluşturulmuş, araştırmalardan sonra İtalyan modelinin benimsenmesine karar verilmiştir. Yeni Ceza Kanunu, 1928 yılının Ocak ayında yürürlüğe girmiştir.

2) Medeni Kanun Reformu: 1 Nisan 1929 tarihinde hazırlanan yeni Medeni

Kanun yürürlüğe girmiştir. Yeni Medeni Kanun 1876’dan beri Osmanlı’da uygulanan Mecelle’nin yerini almıştır. Yeni Medeni Kanun’un benimsenmesi Arnavutluk’ta laikliği güçlendirmiştir. Bu kanunda, dönemin Fransız ve İsviçre modelinden faydalanılmıştır.

56

3) Ticari Reformlar: Yeni Ticaret Kanunu 1 Nisan 1932 tarihinde yürürlüğe

girmiştir. Kanunun hazırlanmasında Fransız modelinden esinlenilmiştir. Bu kanun, ticarette diğer kapitalist ülkelerle ilişkilerin ilerlemesi açısından etkili olmuştur.

Kraliyet döneminde merkezi yönetim reformlarının yanında yerel yönetimlerde de yeni düzenlemeler yapılmıştır. Bu dönemde yerel yönetimler, İçişleri Bakanlığı tarafından düzenlenmekteydi. Ülkenin idari taksimatı 10 ilden oluşmaktaydı. İllerin başında bulunan valiler, İçişleri Bakanlığı tarafından atanmaktaydı. Zogu döneminde ülkenin idari yapılanması merkeze bağlı iller ve bu illere bağlı yerel yönetimler olarak oluşmaktaydı. Yerel yönetimler ise, büyükşehir belediyesi, belediye ve köylerden oluşmaktaydı. Valinin ildeki görevleri şunlardı:

1) Devletin kanun ve yönetmenliklerini uygulamak; böylece vatandaşların huzur ve refahını sağlamak.

2) Belediyeleri ve kaymakamları denetlemek.

3) Hâkimlerin mahkeme kararlarını uygulanmasında yardımcı olmak.

4) Emniyet ve güvenlik hizmetlerini yürütmek, gerekli durumlarda ordu birliklerini çağırmak.

İllerin büyükşehir olabilmesi için 2500’ün üzerinde bir nüfusa sahip olması gerekiyordu. Her büyükşehir belediyesine bağlı mahalle belediyeleri bulunmaktaydı. Mahalle belediyeleri, doğrudan büyükşehir belediyesi başkanına bağlı bir memur tarafından yönetilmekteydi. Köy meclisleri ise, köylerde oturanların en az yarısının katılımıyla gerçekleşen seçim sonucunda oluşmakta, köyün başkanı da köy meclisi tarafından atanmaktaydı. Belediyeler; Meclis, Konsey ve Başkan olmak üzere üç organdan teşkil olmaktaydı. Bu organların yapısı ve temel görevleri şunlardı (Gurrayi vd., 2002: 108-115):

1) Meclis: Belediye Meclisi, doğrudan seçmenler tarafından seçilmekteydi.

Meclisteki üyeler, çıkar çatışması içerisinde olmamalıydı. Aynı zamanda belediyede veya devlet idaresi konseyinde ek bir görevde bulunmamalıydı.

57

2) Konsey: Belediye başkanı, dışında iki üyeden oluşmaktaydı. Sadece Tiran

Büyükşehir Belediyesi Konseyi 4 üyeden oluşmaktaydı. Konsey üyeleri meclis tarafından seçilmekteydi. Meclis tarafından seçilen üyeler İçişleri Bakanlığına önerilirdi. Konseyin temel görevi Meclis kararları uygulamaktı.

3) Başkan: Belediye Başkanı, vali ya da kaymakam önünde yemin törenine

katılırdı.

Belediyeler, merkezi yönetimden gelen vergiler ve yerel kaynakları kullanmaktaydı. Belediyeler mevkilere göre ayrılmaktaydı. Birinci mevki Durresi, Korça, Shkodra; ikinci mevki Berati, Elbasani, Gjirokastra; üçüncü mevki Blishti, Burreli, Delvina, Fieri, Kavaja, Kruja, Kukesi, Lezha, Lushnja, Permeti, Peshkopia, Pogradeci, Saranda, Shijaku; dördüncü mevki Ballshi, Erseka, Leskoviku, Libohova, Peqini, Tepelena ve Zerqanıi’den oluşmaktaydı (Dervishi, 2006: 287-290).