• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 2: TARİHSEL PERSPEKTİFTE ARNAVUTLUK: TARİHİ GELİŞİM

2.1.5. Arnavutluk’ta Demokratik Dönem

2.1.5.2. Arnavutluk’ta Anayasal Düzen

Arnavutluk’taki Anayasal düzene kısaca bir göz atmakta fayda vardır. Arnavutluk bağımsız bir devlet olduğu günden demokratikleşmeye başladığı doksanlı yıllara kadar siyasal manada istikrarı tam olarak sağlayabilmiş bir ülke değildir. Bu durum anayasacılık alanındaki eksikliklerle de alakalıdır. Arnavutluk’ta yapılan ilk Anayasa 1913 yılında Avrupa Devletleri’nin taslağını oluşturduğu anayasadır. Bu Anayasada tüm yetkiler krala verilmiştir. Ama kralın aldığı tüm kararların başbakan tarafından onayı gerekiyordu. (Dervishi, 2006: 47. 1913 tarihli Arnavutluk’un ilk Anayasası, bir takım hak ve özgürlükleri düzenlemekle birlikte demokratik bir Anayasa olmaktan çok uzaktır.

Arnavutluk’un ilk Cumhuriyet Anayasası ise, 1925 yılında Zogu döneminde yapılmıştır. Ancak, Zogu döneminde yapılan Anayasa, Cumhurbaşkanı’na tanıdığı sınırsız veto yetkisi ile demokratik bir anayasa olmaktan öte, Cumhurbaşkanı’na diktatörlük yetkileri tanıyan bir anayasa olmuştur (Şimşir, 2001: 22).

Enver Hoxa döneminde 1946 yılında yeni bir anayasa daha yapılmıştır. Enver Hoxa’nın sosyalizm yanlısı politikaları benimsemesiyle, 1950 yılında mevcut Anayasada ülkede sosyalizmin kurulabilmesi için değişiklikler yapılmıştır. 1976 yılına gelindiğinde, ülkede tekrar yeni bir Anayasa hazırlanır. 1976 Anayasası, Arnavutluk’un sosyalist bir devlet olduğunun tescillendiği Anayasa olarak ifade edilebilir. Bu Anayasa ile ülkenin resmi adı, “Arnavutluk Halk Sosyalist Cumhuriyeti” olarak değiştirilir. Yeni Anayasa aynı zamanda ülkede tek partili siyasal rejimin güçlenmesine ve proleter diktatörlüğün

61

gelişmesine olanak tanımıştır. Yeni Anayasa ile özel mülkiyet yasaklanmış, tüm üretim araçları sosyalist rejimin mülkiyetine geçirilmiştir. Anayasada tüm Arnavutluk vatandaşları için eğitim ve sağlık hizmetlerinin ücretsiz olarak verileceği yer almaktaydı (Alesker, 2007: 229). Yine 1976 Anayasası, ülkenin resmi dininin olmadığını belirten hükümler taşımaktaydı. 1976 Anayasasında din ile ilgili hükümler şu şekilde yer almaktadır (Bello, 2012: 34-39):

• 37. Madde: “Devlet hiçbir dini tanımaz; vatandaşın zihnine bilimsel maddeci anlayışını sokmak için ateizmin propagandasını yapar”. Maddeden de anlaşılacağı üzere, 1976 Anayasasına devletin resmi bir dini olmadığı ve hiçbir dini tanımadığı hükmü konulmuştur. Dolayısı ile Enver Hoxa Arnavutluk’u din eksenli bir ülke konumundan çıkararak laik temelde sosyalist dikta rejimine yönlendirmiştir. Bu ifadeden sosyalist rejimlerin dine karşı oldukları anlamı çıkarılmamalıdır. Enver Hoxa’nın “insanların düşüncelerini uyuşturduğuna inandığı dinlerin, toplumların ilerlemesine engel olduğu” düşüncesini Anayasal bir hükümle uygulamaya koymasıdır denilebilir (Bello, 2012)

• 55. Madde: “Faşist, anti-demokratik, dini ve anti-sosyalist karakterli organizasyonlar oluşturmak yasaktır. Faşist, anti-demokratik, dini, anti-sosyalist her türlü faaliyet ve propaganda ve milli duygulara yönelik her türlü provokasyon yasaktır”.

Arnavutluk’ta kısa sürelerde sık sık yenilenen Anayasa, demokratikleşme yönünde ilerleme sağlayamamıştır. Her yeni Anayasa topluma demokratik haklar tanımak yerine, tek adam veya güce sınırsız yetkiler sunmaktan öte gitmemiştir 90’lı yıllara gelindiğinde Arnavutluk’un demokratikleşme sürecindeki atılan en önemli adımlardan biri de Anayasanın yeniden değiştirilmesidir. Arnavutluk’ta 1991 yılında daha demokratik haklar sunan yeni bir Anayasa yapılmıştır. Yeni Anayasa’da getirilen en büyük kazanım tek partili sistemden çok partili sisteme geçişin sağlanmasıdır. Ayrıca 1991 Arnavutluk Anayasası ile bireylerin temel hak ve özgürlükleri de düzenlenmiştir. 1991 Arnavutluk Anayasasında getirilen bazı hak ve düzenlemeleri şu şekilde sıralayabiliriz (Alesker, 2007: 298, ):

62

• Tüm Arnavutluk halkına din, ifade özgürlüğü ve örgütlenme hakkı tanınmıştır.

• Basın üzerindeki baskı ve yasaklamalar azaltılmıştır. • Çalışanlara grev hakkı tanınmıştır.

• Eğitim sistemi komünist dönemdeki standartlara uygun hale getirilerek, her Arnavut gencinin eğitim hakkı devlet güvencesi altına alınmıştır.

1991 Arnavutluk Anayasasında yasama görevi, 4 yılda bir halkın oyları ile seçilen ‘Halk Meclisi’ne verilmiştir. Cumhurbaşkanını 5 yıl süreyle Parlamento seçecektir. 1991 Anayasasında da Cumhurbaşkanına; Başbakanı atamak, hükümet kararnamelerinin Anayasaya uygunluğuna karar vermek, meclisi feshetmek, olağanüstü hal ilan etmek ve seçimleri yenilemek gibi önemli yetkiler verilmiştir. Her ne kadar Cumhurbaşkanına olağanüstü yetkiler tanısa da 1991 Arnavutluk Anayasası, ülkenin demokratikleşme yönünde attığı önemli bir adım olarak nitelendirilebilir.

Arnavutluk’ta demokratikleşme yönünde gerçekleştirilen en son anayasa 28 Kasım 1998 tarihinde yapılmıştır. Dönemin Başbakanı Pandeli Majko, devrik başbakan Nano’nun hazırladığı yeni Anaysa taslağını 22 Kasım 1998 tarihinde referanduma götürmüştür. Referandum sonucunda halkın da onay verdiği yeni anayasa 28 Kasım 1998 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Arnavutluk Cumhuriyeti’nde halen bu anayasa yürürlüktedir (Bello, 2012: 70-75). 28 Kasım 1998 tarihinde kabul edilen yeni Anaysa ile birlikte var olan yarı başkanlık sistemi terk edilerek parlamenter demokrasiye geçilmiştir. Bu süreçte, Cumhurbaşkanının yetkileri azaltılarak siyasi sorumluluğu bulunan Hükümet ve Başbakanın yetkileri artırılmıştır. Yasama, yargı ve yürütme kuvvetleri anayasal olarak birbirinden ayrılmıştır. (http:

//www.oecd.org/site/sigma/publicationsdocuments/35039571.pdf).

2.1.5.2.2. 1998 Anayasasına Göre Devletin Yapısı ve Organları

Arnavutluk Anayasası, kuvvetler ayrılığı esasına dayanan bir yönetim biçimini esas almaktadır. Anayasada ülkenin rejimi Cumhuriyet olarak tanımlanmakta ve ülkenin yönetim şeklini yasama, yürütme ve yargı kuvvetlerinin ayrılığına dayanan parlamenter cumhuriyet rejimi olarak tanımlamaktadır. Arnavutluk Anayasası, Arnavutluk

63

Cumhuriyeti’nin en yüksek kanunu olarak tanımlanmaktadır. Arnavutluk Anayasasına göre, Arnavutluk Cumhuriyeti’nin yönetsel yapısı ve organları şu şekilde oluşmaktadır.

(http: //www.setimes.com):

• Arnavutluk Anayasası’na göre; devletin başı ve halkın genel iradesinin temsili Cumhurbaşkanıdır. Yine Anayasada Cumhurbaşkanı; Arnavutluk ordusunun başkomutanı, Milli Güvenlik Konseyi ve Yüksek Yargı Konseyi’nin başkanı olarak görevlendirilmiştir. Anayasada, Cumhurbaşkanı’nın 5 yıl süreyle gizli oylama ile meclis üye tam sayısının 3/5 çoğunluğu sağlanarak ve en fazla üst üste iki kez seçileceği belirtilmektedir. Ayrıca, Cumhurbaşkanı’nın görevleri arasında af yetkisi, üst düzey askeri atamaları yapmak, rektör atamalarını yapmak, uluslararası örgütlere temsilci atamalarını yapmak yer almaktadır. • Arnavutluk Anayasası’nda yasama yetkisi “Arnavutluk Meclisine” verilmiştir.

Arnavutluk Meclisi dört yıllık dönem için halk tarafından seçilen 100 üye ve seçimlerde partilerin aldıkları oy oranına göre partiler tarafından belirlenen 40 üye olmak üzere toplam 140 üyeden oluşmaktadır. Yasama organı, Arnavutluk Cumhuriyeti’nin tüm yasama faaliyetlerinden sorumludur.

• Arnavutluk Anayasası’na yürütme organının başı, Başbakan ve Başbakanın başkanlık ettiği Bakanlar Kuruludur. Başbakanı; seçim sonuçlarına göre meclis çoğunluğunu elinde bulunduran siyasi parti veya partiler koalisyonunun önerisi doğrultusunda Cumhurbaşkanı atamaktadır. Bakanlar kurulu, Arnavutluk Cumhuriyeti’nin en yüksek yürütme organı olarak kanun, kararname, yönetmelik ve düzenlemelerin hazırlanmasından, bunların meclise gönderilmesinden ve onaylanan yasa ve yönetmeliklerin uygulanmasından sorumludur. Bu bilgiler doğrultusunda Arnavutluk’ta yürütmede asıl organın Bakanlar Kurulu olduğu söylenebilir.

• Arnavutluk Cumhuriyeti’nin en yüksek yargı organı ‘Yüksek Yargı Konseyi’dir. Yüksek Yargı Konseyi’nin ardından ülkenin diğer yargı organları sırasıyla, Anayasa Mahkemesi, Yüksek Mahkeme, Savcılık Ofisi ve diğer mahkemelerdir. Yüksek Yargı Konseyi’nin başkanlığını Cumhurbaşkanı yapmakta ve aynı zamanda tüm mahkemelere yargıç atamaları yine Cumhurbaşkanı tarafından

64

gerçekleştirilmektedir. Anayasa Mahkemesi, yasaların anayasaya uygunluğunun ve uyulmasının güvence altına alınması ile sorumludur. Diğer bir ifade ile Anaysa Mahkemesinin sadece anayasaya karşı sorumluluğu bulunmaktadır. Arnavutluk Cumhuriyeti’nde Cumhurbaşkanı’nın yargı üzerinde oldukça büyük bir etkisi ve gücü bulunmaktadır.

2.1.5.2.3. Arnavutluk’ta Siyasal Yapı ve Siyasi Partiler

Arnavutluk’un siyasal yapısı içerisinde sosyalist eğilimlerin yeri ve etkisi halen devam etmektedir. Özellikle tek partili dönemde etkin olan sosyalist rejim ve politikalar, demokratikleşme sürecinde etkisini yitirse de ülkenin siyasi kültürünün üzerinde etkileri görülmektedir. 1991’de Anayasa ile tek partili siyasal dönemden çok partili siyasal hayata geçiş ile birlikte, ülkede farklı düşünce ve görüşü temsil eden çeşitli siyasi partiler kurulmuştur. Ancak ülkenin en etkin partisi 1991’de kurulan ve liberal anlayışa sahip Demokrat Partidir. Arnavutluk’ta siyasal etkinliği olan diğer partiler ise; Sosyal Demokrat Parti, Sosyalist Parti ve Cumhuriyetçi Parti’dir. Bu partilerin dışında Yeni Demokrasi Partisi, İnsan Hakları Partisi, Tarım Partisi, Ulusal Birlik Partisi, Demokratik Hıristiyan Partisi gibi siyasi partiler bulunmaktadır (http:

//www.setimes.com).

Arnavutluk’un siyasi tarihi, belirsizlikler ve kaoslarla doludur. Özellikle bağımsızlığını kazandığı günden 1990’lı yıllara kadar, ülkenin siyasetinde farklı siyasi akımların etkisi görülmüştür. 2. Dünya Savaşı’na kadar Osmanlı’nın siyasi yapılanması ve siyasi kültürünün etkili olduğu ülkede, 2. Dünya Savaşı sonrasında Enver Hoxa ile birlikte komünist ve sosyalist politikaların ağırlığı ve etkisi görülmektedir. Görüldüğü gibi Arnavutluk’un siyasal sistemi geçmişteki siyasal kültürlerin etkisinden kurtulamayarak, kendine özgü bir yapıya kavuşamamıştır. 1990 sonrasında ise, ülke demokratikleşme ve liberalleşme yolunda adımlar atmış ve siyasi yapılanma ile birlikte ülkedeki siyasal politikalar da değişmeye başlamıştır. Ancak gerek 1991 Anayasası ve gerekse 1998 Anayasasında, komünist dönemin izleri bulunmaktadır.

Enver Hoxa döneminde dünyaya kapılarını kapatan Arnavutluk, 1990 sonrasında komşuları ile iyi ilişkilerin kurulmasının sağlandığı bir sürece girmiştir. Özellikle ABD ve AB ile başlayan yakınlaşmalar ülkenin demokratikleşme ve gelişme sürecine olumlu katkılar sağlarken, ekonomik destek ve yardımlar ile ekonominin düzeltilmesi yolunda

65

da önemli adımlar atılmıştır. 2006 yılında AB aday adayı ülkesi olması, Arnavutluk’un siyasal anlamda gelişmesinin de hızlanmasına etkisi olmuş, günümüzde demokratik yönetim anlayışının Arnavutluk’ta yerleşmesinde önemli rol oynamıştır (Alesker, 2007). Arnavutluk nüfusunun %70’nin Müslüman olması ve uzun yıllar Osmanlı yönetim sisteminin ülkede uygulanmasının etkileri ile 1944-1985 yılları arasında Enver Hoxa dönemindeki sosyalist rejimin izleri, günümüz siyasal kültürü ve yaşamı üzerinde etkilerini halen sürdürmektedir.