• Sonuç bulunamadı

2.2. MISIR’DA TANRI ALGISI

2.2.1. Kozmogonia ve Theogonia

Mısır'daki inanç sisteminin çeşitliliği dolayısıyla kozmogonia anlatımları da değişkenlik gösterir. Öne çıkan yerleşimlerin farklı yaratılış öyküleri vardır. Nil Nehri’nin sularının çekilişi ve taşması olayından esinlenerek evrenin yaratılışı öyküleştirilmiştir. Bu değişkenlik, yerleşim yerlerinin siyasi yapılanması ve politikası ile doğrudan ilgilidir. Bunların arasında en önemlileri ise, Heliopolis, Hermopolis ve Memphisli rahiplerin kozmogonialarıdır(Üstüner, 1998:78-79).

34

Heliopolis, güneşe tapınmanın baş merkezi durumunda olup, bu şehirdeki güneş tanrısı Atum ve Ra kültü olarak ikiye ayrılır. Ancak, Heliopoliskozmogoniasında kendisine inanılan ilk tanrı Atum14’dur. Atum’un, ilk tufandan beri kendi başına var

olduğu, dolayısıyla sonraki bütün yaratılışın kaynağı olduğu söyleniyordu. Mısırlılar ilk yaratılışın, birinci zaman sularından bir tepenin yükselişiyle gerçekleştiğini düşünmüşlerdir. Kaos suları olan Nun’dan yükselen ilk tepenin adı Benben’dir. Sonrasında Nun, suyun üzerinde benbeni oluşturup Shu ve Tefnut’u yaratmıştır. Shu ve Tefnut’un birleşmesiyle İsis15, Osiris16, Nephtys ve Seth yaratılmış, böylece Heliopolis

rahipleri dokuzlu tanrı grubunu ortaya çıkarmıştır. Buna HeliopolisEnneiad’ı denmiştir17. İlerleyen yıllarda krallıkla yakın bağ kurulan tanrı Horus18, İssis ve

Osiris’in oğlu olarak bu gruba eklenmiş, bu eklemeyle birlikte tanrıların oluşumu ve toplumsal yapılar arasında bir bağ kurulmuştur. Ancak yine de diğer tanrılar, “hepsinin babası” ve “tanrıların hükümdarı” olan güneş tanrısının basit uzantıları olarak görülmüştür. Manetho’nun yazıları, Torino papirüsü ve Eski Krallık Piramit Metinlerinden edinilen bilgilerin bu gelişimi gösterdiği söylenir. Buna göre, güneş tanrısı Ra, ilk tanrı ve evrenin yöneticisidir. Sonra yönetim sırasıyla; Shou-Tefnut, Geb- Nout, Osiris ve Seth19’egeçer(Baines, Malek, 1986: 213; Kurhan, 1994.a: 7;R. Wilkinson, 2016: 17-18; Üstüner, 1998: 79).

Heliopolis’teki Ra kültünün Erken Hanedanlık döneminde yükselişe geçtiği düşünülür. Bunun en önemli gerekçesi; II. Hanedan krallarından Raneb’in isminin “RaEfendidir” anlamına gelmesidir. Heliopolis’inRa kültüne göre, Ra sulu kaosun içinden ilk katı cisimolantepenin üstünde, tükürerek, Şu ve Tefnut’u yaratır. Şu ve Tefnut ise Geb ve Nut’u yaratır. İssis, Neftis, Osiris ve Seth, Geb ile Nut’un çocuklarıdır. Bu grup ise Heliopolis dokuzlusunu oluşturur. Diğer merkezlerin de buna benzer grupları vardır ancak İssis ve Osiris, Mısır’ın en ünlü mitoslarından birinin tanrı ve tanrıçası olarak kabul edilmektedir (Baines ve Malek, 1986: 211- 212; Peker, 2006: 22).

14 Görsel için bkz. EK 4. 15 Görsel için bkz. EK 5. 16 Görsel için bkz. EK 5.

17Enneiad grubunda genel olarak dokuz tanrı bulunsa da, bu bir kural değildir. Enneiad gruplar dokuzdan fazla ya da dokuzdan az olabilir. Ancak baş tanrı dokuz tanrı özelliğine sahiptir (Üstüner, 1998: 81). 18 Görsel için bkz. EK 5.

35

Mite göre, güneş tanrısı her gün barkasıyla bir yolculuk yapar. Bu yolculukta, doğarken Khepri formunda, tam tepedeyken disk şeklinde Ra olarak, batarken ise yaşlı formda Atum olarak adlandırılır. Bu yolculuk oldukça çetin ve tehlikeli bir yolculuktur. Özellikle battıktan sonra yeraltına iner ve kadim düşmanı Apophis ile savaşır20. Her gün

bu savaşı kazanmak zorundadır. Aksi takdirde dünyanın ve insanlığın sonu gelmiş olur (Peker, 2006: 23).

Hermopolis kozmogoniasında, Ogdoad21 üyelerinin isimleri, cinsel birleşme ve doğumla yaratılışı simgeler şekilde eril ve dişildir. Dişil olanlar yılan, erkekler ise kurbağa formundadır. İnanışa göre, bu ilk öğeler eylemsiz ancak yaratma gücüne sahiplerdir. Bu çiftlerden tanrı olarak kabul edilen Nu ve tanrıça olarak kabul edilen Naunet kadim suları temsil etmekteydi. Kadim sular fikri Mısır’ın bütün kozmogoni anlatılarında göze çarpar. Heh ve Hauhet'in suların kabarma gücünü temsil ettiğine inanılır. Kek ve Kauket'in de karanlığı temsil ettiği varsayılırdı. Bu altı tanrı, dini dinamizm kavramlarını karşılayan tanrı Amon ve tanrıça Amaunet’in yani güneş tanrısının babaları ve anneleridir. Çünkü Hermopolis görüşünde de yaratılışın odak noktası güneş tanrısıdır. Hermopolis ile Heliopolis görüşünü ayıran nokta, Hermopolis görüşü varoluş öncesi evreye büyük yer verirken, Heliopolis görüşü daha çok yaratılış sonucunda oluşan düzen üzerinde durmuştur (Hart, 2017, 31-32; R. Wilkinson, 2016: 16- 17).

Memphis görüşü, Hermopolis ve Heliopolis görüşünün aksine baş tanrı olarak Ptah’ı kabul eder. Memphis kozmogoniası, VI. Hanedanın sonlarında ortaya çıkmıştır. Ptah üzerine kurulmuş yaratılış öyküsüne göre; Ptah dünyayı düşünüp kelam ile yaratmıştır. Ogdoad’ı yaratan Ptah, dünyada yaşamaları için Kaou 22 ve

Ka23’yıyaratmıştır. XXV. Hanedanlığa tarihlenen ŞabakaTaşı24’ndakikitâbe, Memphis teolojisi hakkında önemli bilgiler verir. Bu metin Heliopolis baş tanrısı olarak Atum’u kabul ederken, Ptah’ın tüm tanrılardan önce var olup “kalbiyle ve diliyle” diğer tanrıları ve insanları yarattığı görüşünü de devam ettirir. Bu düşünce şekli, yaradılışın bilinçli ve planlı oluşturulduğunu ima etmesi bakımından önem arz eder. Aynı zamanda dünyanın

20 Görsel için bkz. Ek 7.

21Ogdoad: sekizli tanrı grubu (R. Wilkinson, 2016: 17). 22Kaou: İnsanların ataları (Üstüner, 1998: 81).

23Ka: ruh (Üstüner, 1998: 83). 24 Görsel için bkz. Ek 10.

36

Ptah tarafından yaratıcı konuşmayla oluşturulması düşüncesi, bilinen en eski “logos” öğretisidir. Bu logos, “Allah dedi, ışık olsun ve ışık oldu”diyenTevrat’ta(Tekvin 1: 3)ve“Kelam başlangıçta var idi...”diyen İncil’de(Yuhanna 1: 1, 3) rastlanan felsefi kavramlarla uyumlu olduğu düşünülür. Bununla birlikte Atum gibi Ptahda, erkek ve dişi öğeleri kendi içinde birleştiren tanrı olarak kabul edilir. İlk metinlerde ve Mısır tarihinin en son döneminde görülen kadim dişi-erkek ikililiği, yerin (Ta), üstündeki göğü (Pet) tutması anlayışında ve Ptah-Naunet tarzında erkek yer öğesini, dişi gök öğesi ile birbirine bağlayıp birleştirmesi anlayışında kendini gösterir. Bundan dolayı, tanrının adının akrofonik olarak “pet-ta-heh” ya da “p(et)+t(a)+h(ah)” şeklinde yazıldığı görülür (R. Wilkinson, 2016: 18-19; Üstüner, 1998: 81).

Bir Ptah rahibinin sarfettiği sözler, onun yaratılışta oynadığı rolü açıkça belirtir: “Yüce Ptah, tanrıların dili ve kalbidir,

Dil ve aklın gücü kendisinden gelen Ptah, Her ağızdan, her kalpten meydana gelen Yaşayan, düşünen, emreden

Bütün tanrılar, bütün insanlar, bütün sürüngenler Her şey onun karar verdiğidir (iradesiyle olur). Başarılı olan her şeyi meydana getiren kalptir. Kalbin düşüncesini tekrar eden dildir.

Bir zamanlar her tanrısal kelâmın, Kalbin düşüncesiyle ve dilin emriyle Var olduğunda” (Kurhan, 1994a: 270).