• Sonuç bulunamadı

13. YÖNTEM

15.2 Korelasyon Analizlerine Yönelik Sonuç ve Tartışma

Elde edilen sonuçlara göre, üstün zekâlı ve yetenekli öğrencilerin İngilizce dil düzeyleri ile İngilizce dersine yönelik duyuşsal özellikleri arasındaki ilişkiler hesaplanarak incelenmiştir. Araştırmaya katılan üstün zekâlı ve yetenekli öğrencilerin İngilizce dilbilgisi ve kelime düzeyleri ile İngilizce dersine yönelik dışsal hedef yönelimleri ve sınav kaygıları arasında negatif yönde ve zayıf düzeyde anlamlı bir ilişkinin bulunduğu anlaşılmıştır. Elde edilen sonuçlara göre, üstün zekâlı ve yetenekli öğrencilerin İngilizce dilbilgisi ve kelime düzeyleri ile İngilizce dersine yönelik öz yeterlik algıları arasında pozitif yönde ve oldukça zayıf düzeyde anlamlı bir bir ilişkinin bulunduğu anlaşılmıştır. Üstün zekâlı ve yetenekli öğrencilerin İngilizce dilbilgisi ve kelime düzeyleri İngilizceye yönelik dışsal hedef yönelimlerinden, sınav kaygılarından ve öz yeterlik algılarından az da olsa etkilenmiştir. Üstün zekâlı ve yetenekli öğrencilerin İngilizce dilbilgisi ve kelime düzeyleri ile İngilizce dersine yönelik görev değeri, içsel hedef yönelimi ve öğrenme kontrolü inançları arasında anlamlı bir ilişkinin bulunmadığı anlaşılmıştır.

Elde edilen sonuçlara göre, araştırmaya katılan üstün zekâlı ve yetenekli öğrencilerin İngilizce okuma düzeyleri ile İngilizce dersine yönelik dışsal hedef yönelimleri ve sınav kaygıları arasında negatif yönde ve zayıf düzeyde anlamlı bir ilişkinin bulunduğu anlaşılmıştır. Üstün zekâlı ve yetenekli öğrencilerin İngilizce

okuma düzeyleri İngilizceye yönelik dışsal hedef yönelimlerinden ve sınav kaygılarından az da olsa etkilenmiştir. Üstün zekâlı ve yetenekli öğrencilerin İngilizce okuma düzeyleri ile İngilizce dersine yönelik görev değeri, içsel hedef yönelimi, öğrenme kontrolü inancı ve öz yeterlik algıları arasında anlamlı bir ilişkinin bulunamadığı anlaşılmıştır.

Elde edilen sonuçlara göre, araştırmaya katılan üstün zekâlı ve yetenekli öğrencilerin İngilizce yazma düzeyleri ile İngilizceye yönelik dışsal hedef yönelimleri arasında negatif yönde ve zayıf düzeyde anlamlı bir ilişkinin bulunduğu anlaşılmıştır. Üstün zekâlı ve yetenekli öğrencilerin yazma düzeyleri ile İngilizce dersine yönelik öz yeterlik algıları arasında pozitif yönde ve zayıf düzeyde anlamlı bir ilişkinin bulunduğu anlaşılmıştır. Üstün zekâlı ve yetenekli öğrencilerin İngilizce yazma düzeyleri ile İngilizce dersine yönelik sınav kaygıları arasında negatif yönde ve oldukça zayıf düzeyde anlamlı bir ilişkinin bulunduğu anlaşılmıştır. Üstün zekâlı ve yetenekli öğrencilerin İngilizce yazma düzeyleri ile İngilizce dersine yönelik içsel hedef yönelimleri arasında pozitif yönde ve oldukça zayıf düzeyde anlamlı bir ilişkinin bulunduğu anlaşılmıştır. Üstün zekâlı ve yetenekli öğrencilerin İngilizce yazma düzeyleri İngilizce dersine yönelik dışsal hedef yönelimlerinden, öz yeterlik algılarından, içsel hedef yönelimlerinden ve sınav kaygılarından az da olsa etkilenmiştir. Üstün zekâlı ve yetenekli öğrencilerin İngilizce yazma düzeyleri ile İngilizce dersine yönelik görev değeri ve öğrenme kontrolü inancı arasında anlamlı bir ilişkinin bulunamadığı anlaşılmıştır.

Elde edilen sonuçlara göre, araştırmaya katılan üstün zekâlı ve yetenekli öğrencilerin toplam İngilizce düzeyleri ile İngilizce dersine yönelik dışsal hedef yönelimleri ve sınav kaygıları arasında negatif yönde ve zayıf düzeyde anlamlı bir ilişkinin bulunduğu anlaşılmıştır. Üstün zekâlı ve yetenekli öğrencilerin toplam İngilizce düzeyleri ile İngilizce dersine yönelik öz yeterlik algıları arasında pozitif yönde ve oldukça zayıf düzeyde anlamlı bir ilişkinin bulunduğu anlaşılmıştır. Üstün zekâlı ve yetenekli öğrencilerin İngilizce düzeyleri İngilizce dersine yönelik dışsal hedef yönelimlerinden, sınav kaygılarından ve öz yeterlik algılarından az da olsa etkilenmiştir. Üstün zekâlı ve yetenekli öğrencilerin toplam İngilizce düzeyleri ile İngilizce dersine yönelik görev değeri, içsel hedef yönelimi, öğrenme kontrolü inançları arasında anlamlı bir ilişkinin bulunamadığı anlaşılmıştır.

Pintrich and De Groot’a (1990) göre, MSLQ’daki sınav kaygısı dışındaki bütün değişkenler birbirleri ile pozitif ilişkili bulunmuştur. Akademik performans ile MSLQ’daki sınav kaygısı dışındaki değişkenler arasında oldukça düşük/ kısmen ilişki olduğu ortaya çıkmıştır. Khezri Azar, Lavasani, Malahmadi ve Amani çalışmalarında (2010) öğrencilerin öz yeterlik algısı ile görev değeri algısı arasında pozitif bir ilişki saptanmıştır. Ayrıca öğrencilerin matematik başarısı üzerinde öz yeterlik algısının direkt etkisi varken görev değeri algısı matematik başarısı üzerinde indirekt etkiye sahiptir. Bozkurt ve Bircan’a göre (2015) Matematik dersi akademik başarısı ile motivasyon alt boyutlarından olan içsel hedef yönelimi, dışsal hedef yönelimi, öğrenme inancı, konu değeri, öz yeterlilik arasında pozitif anlamlı bir ilişki bulunmuştur. Hafızoğlu’nun (2018) çalışmasında öğrencilerin fen bilimleri dersine yönelik motivasyonları fen başarılarını anlamlı ve pozitif bir şekilde yordamaktadır. Yıldırım’ın (2018) çalışmasında da, motivasyon ile başarı arasında pozitif yönde anlamlı yüksek düzeyde ilişki bulunduğu sonucuna ulaşılmıştır.

Yurt ve Şahin’e (2015) göre içsel hedef yönelimi, görev değeri, öğrenme kontrol inancı ve öz yeterlik algısı yüksek; sınav kaygısı düşük olan öğrencilerin matematik konusunda kendilerine daha fazla güven duydukları, derslerde, sınavlarda ve günlük yaşamlarında matematik ile ilgili daha az kaygı yaşadıkları anlaşılmıştır. İçsel hedef yönelimi, dışsal hedef yönelimi, görev değeri yüksek, sınav kaygısı düşük olan öğrencilerin matematik derslerine ilişkin daha az kaygı yaşadıkları sonucuna ulaşılmıştır. Yurt (2016) bir başka çalışmasında içsel değer algısı ve yeterlik beklentisi yüksek, çaba gereksinimi algısı düşük olan öğrencilerin matematikte daha başarılı oldukları belirtmiştir.

16. SONUÇLAR VE ÖNERİLER