• Sonuç bulunamadı

Ülkemizde kubaşık öğrenme ile ilgili ilk araştırma Açıkgöz (1990) tarafından 80 ilkokul öğrencisinden oluşan dört grup üzerinde gerçekleştirilmiştir. Bu araştırmada yapılandırılmış işbirliğinin yabancı dil başarısı ve anımsama/usta tutma düzeyi üzerinde; grupla yarışma ve geleneksel öğretimle karşılaştırıldığında daha olumlu etkilerinin olduğu ortaya çıkarılmıştır (Açıkgöz, 1993,188).

Pala (1995) “Kubaşık Öğrenmenin Yabancı Dil Öğretimindeki Etkinliği” adlı çalışmasını Adnan Menderes Üniversitesi Ziraat Fakültesi 1. Sınıf öğrencileri ile gerçekleştirmiş ve geleneksel yöntem ile kubaşık öğrenme yönteminin yabancı dil öğretimindeki etkinliliğini araştırmıştır. Araştırmacı, kubaşık öğrenme yöntemi uygulanan deney grubunun geleneksel yöntemle eğitim verilen kontrol grubundan daha başarılı olduğu sonucuna varmıştır.

İzmir Dokuz Eylül Ortaokulu 1. sınıf öğrenciler ile gerçekleştirdiği araştırmada Kocabaş (1995), kubaşık öğrenme yöntemi ile öğrencilerden blok flüt çalışmalarına daha olumlu bir tutum geliştirdikleri sonuncuna varmıştır.

Yeşilyaprak (1997), Gazi Üniversitesi Mesleki Eğitim Fakültesi Çocuk Gelişimi ve Eğitim Anabilim Dalına devam eden 180 öğrenciyle gerçekleştirdiği araştırmasında; deney ve kontrol gruplarının son testleri arasında anlamlı bir fark olmadığı ancak hatırlama düzeyinin kubaşık öğrenme uygulanan grupta, geleneksel yöntem uygulanan yöntemden daha üstün olduğu sonucuna varmıştır.

Atıcı ve Gürol (2002), Fırat Üniversitesi Teknik Eğitim Fakültesi’nde “Bilgisayar Destekli Asenkron Kubaşık Öğrenme” yönteminin sınıf yönetimi dersinde öğrenci başarısına etkisini araştırmışlardır. Bu araştırmada 32 deney grubu ve 42 kontrol grubu öğrencisi üzerinde çalışılmış ve sonuçları deney grubu lehine olmuştur.

Bilgin ve Akbayır’ın (2003) çalışmasında denekler Yüzüncü Yıl Üniversitesi Eğitim Fakültesi İlköğretim Bölümü Fen Bilgisi Öğretmenliği Ana Bilim Dalı 2. sınıf öğrencileridir. Gruplar, deneysel durumu kontrol etmek amacıyla, deney ve kontrol grubu olmak üzere ikiye ayrılmıştır. Deney grubu 30, kontrol grubu 32 öğrenciden oluşturulmuştur. Araştırmada ölçme aracı olarak 7 çoktan seçmeli, 12 doğru yanlış ve 1 tane de klasik soru olmak üzere 20 sorudan meydana gelen Dizi ve Seri Başarı Testi kullanılmıştır. Bu test, deneklere ön test ve son test olarak uygulanmış ve aynı test, uygulamanın bitiminden iki ay sonra hatırda tutma testi olarak tekrar uygulanmıştır. Oluşturulan problemlere yanıt aramak için veriler T-testi ile yoklanmıştır. Yapılan değerlendirme sonucunda geleneksel öğretim yönteminin uygulandığı kontrol grubundaki denekler Dizi ve Seri başarı testlerinde kubaşık öğrenme yönteminin uygulandığı deney grubundaki deneklerden daha başarılı olmuştur. Fakat hatırlama testinde daha önce kontrol grubunun lehine olan anlamlı ayrım ortadan kalkmıştır.

Onur (2003)’un yaptığı araştırma “Kubaşık Öğrenme Yöntemi ile Geleneksel Yöntemin İlköğretim Okulları 7. Sınıf İngilizce Dersinde Öğrenci Başarısı Üzerindeki Etkilerinin Karşılaştırılması’’ adını taşımaktadır. Araştırmacı, Vali Tevfik Gür İlköğretim Okulu 64 tane 7. sınıf öğrencisinden ibarettir. Uygulanan testler sonucunda; üniversitelerde öğretmen yetiştiren bölümlerde kubaşık öğrenme teknikleri de programa dâhil edilmesi gerektiği, Milli Eğitim Bakanlığı’nın bu tekniklerin uygulanma şekillerini hizmet içi seminerlerle ya da kurslarla öğretmenlere tanıtması gerektiği,

ilköğretim okullarında kubaşık öğrenme sınıflarının olmasının gerekliliği vurgulanmıştır.

İflazoğlu (2003), doktora çalışması olarak yaptığı araştırmasıyla kubaşık öğrenme yöntemi çerçevesinde sekiz zekâ alanına yönelik geliştirilen çoklu zekâ öğrenme yönteminin ilköğretim beşinci sınıf öğrencilerinin Fen Bilgisi dersindeki akademik başarılarına, öğrenme düzeylerine ve Fen Bilgisi dersine ilişkin tutumlarına etkisi olup olmadığını araştırmıştır. Araştırma 2002-2003 öğretim yılında Adana ili Seyhan ilçesindeki iki resmî ilköğretim okulunda, iki deney ve üç kontrol grubunda bulunan toplam 187 öğrenci örnekleme alınarak gerçekleştirilmiştir. Araştırmada öncelikle öğrencilerin çoklu zekâ alanlarını belirlemeye yönelik “Çoklu Zekâ Alanları Tercih Belirleme Ölçeği’’ ayrıca başarı testi ve tutum ölçeği uygulanmıştır.

Şahan (2005), üniversite birinci sınıf öğrencilerinin zorunlu olarak aldıkları Temel İngilizce dersinde “kubaşık öğrenme yöntemi” ile “tüm-sınıf yöntemi”nin yabancı dil öğrenimi başarısına etkisini ve bazı duyuşsal özelliklerin etkilerini incelemiştir. Çalışmasında kubaşık öğrenmenin yabancı dil öğretimine nasıl uygulanabileceğini göstermeye çalışmıştır. Ayrıca, yabancı dil öğretiminde kubaşık öğrenme ile ilgili bazı araştırmalara dayanarak daha etkili dil öğrenimi için kubaşık öğrenmenin gerekliliğini ortaya koymaya çalışmıştır.

Yavuzer ve Dikici (2006), Niğde Üniversitesi Eğitim Fakültesi Resim İş Öğretmenliği öğrencileri üzerinde yaptıkları çalışmada kubaşık öğrenmenin, öğrencilerin iletişim tutumlarına etkisini araştırmışlardır. Üç hafta devam eden araştırmanın neticesinde grupların ön-test puanları arasında kubaşık öğrenme uygulanan deney grubu lehine anlamlı bir fark bulunduğu ortaya konulmuştur. Dikici ve Yavuzer (2006), aynı öğrencilerin ders planlama performanslarını artırmak amacıyla kubaşık öğrenme yöntemini uygulamaya koyulmuşlardır. 32 deney, 32 kontrol grubu öğrencilerinin ders planlarını geliştirdikleri performans değerlendirme ölçeğine (rubric) göre puanlamışlardır. Sonuçlar kubaşık öğrenmenin uyguladığı deney grubu öğrencilerinin lehine sonuçlanmıştır.

Görüldüğü gibi ülkemizde kubaşık öğrenme ile ilgili yapılan araştırmalar sadece yabancı dille sınırlı kalmamış, çeşitli bilimsel disiplinlere yayılmıştır.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

YÖNTEM

Bu araştırma Şanlıurfa ili Bozova ilçesi İmam Hatip Lisesi 10. sınıfında öğrenim gören öğrenciler üzerinde uygulanmıştır. Söz konusu okulda okutulan Arapça dersinde bir gruba klasik yöntem, diğer gruba ise yabancı dil öğretiminde kubaşık öğrenme yöntemi uygulanmış ve bu yöntemler araştırmanın problem cümlesi çerçevesinde karşılaştırılmıştır.

Bu amaçla oluşturulan deney grubuna kubaşık öğrenme yöntemi uygulanırken, kontrol grubunda dersler geleneksel yöntem ile işlenmiştir. Araştırmada deneysel yöntem kullanılmıştır. Karasar’ın (2002: 87) belirttiği gibi, deneysel yöntem, “neden- sonuç ilişkilerini tespit etmeye çalışmak amacıyla araştırmacının kontrolü altında, gözlenmek istenen verilerin üretildiği araştırma modelidir”.

Bu bölümde araştırmanın modeli, deney ve kontrol gruplarının oluşturulması, dersin işleniş biçimi, veri toplama araçları ve verilerin analizi üzerinde durulmuştur.

Benzer Belgeler