• Sonuç bulunamadı

Mesleki cinsiyetçi yaklaĢımın sebebi kültürden kültüre, ülkeden ülkeye farklı Ģekillerde olsa da bu sorunun yaĢandığı tek yer Türkiye değildir. Bu konuyla ilgili yurtdıĢı literatüründe çeĢitli çalıĢmalar yapılmıĢtır. Türkiye‟de sosyal hizmete dair henüz böyle bir çalıĢma olmamasının sebebi, sosyal hizmet mesleğinin Türkiye‟de geç geliĢmekte olan bir meslek olmasıdır. Fakat özellikle Avrupa daha erken tarihlerde meslek haline gelen sosyal hizmet mesleğinin kadın mesleği haline gelmesi durumu ile ilgili çalıĢmalar yapılmıĢ olması gayet doğal bir sonuçtur. Öğrencileri sosyal hizmet eğitimini almak için motive eden faktörleri araĢtıran bir çalıĢmada 2002‟den 2007‟ye kadarki üniversiteye kayıtlıların %83‟nün kadın olduğu sonucuna varılmıĢtır. Erkeklerle karĢılaĢtırıldığına sosyal hizmet mesleğinde kadınların daha baskın olduğu ortaya çıkmıĢtır. Hatta sosyal hizmetin kültürel olarak ilgilendiği konular da kadın konularıdır Ayrıca aynı araĢtırmanın bulguları Ġngiltere‟de öğrencilerin cinsiyet ayrımcılığı sergilediği ve ataerkil değerlerin üretimine katkı sağladığı sonucuna götürmektedir. Kadının rollerinin uzantısı

43

mesleklere yakıĢtırılması yönünde bir eğilim sergilendiği görülmüĢtür (Khunou ve ark 2012).

Amerika örneğinde ise kadınlar, yüksekokullarının dekanları, üniversite öğrencilerinin sosyal hizmet programlarının baĢındaki kiĢiler, ajansların yöneticileri ve ulusal, resmi ve yerel sosyal hizmet kurumlarının yöneticileri olarak sosyal hizmette hem geçmiĢtehem de bugün birtakım lider pozisyonlara gelmiĢlerdir. Sosyal hizmet metinlerinin ve uzman dergi makalelerinin çok sayıda yazarının da kadın olduğu görülmüĢütür. ABD‟deki sosyal hizmet uzmanlarının üçte ikisinden fazlasının kadın olması nedeniyle, Sosyal Hizmetin kadınların hakim olduğu bir uzmanlık alanı olduğuna dair bir algı oluĢmuĢtur (Furness 2011 ).

Afrika‟da Sosyal Hizmet ile ilgili yapılan bir araĢtırmanın verileri ise aĢağıdaki bilgileri vermektedir.

Çizelge 1.3‟deAfrika‟da 2011 yılında sosyal hizmet uzmanlarının, sosyal hizmet öğrencilerinin ve uzman yardımcılarının cinsiyet dağılımını göstermektedir.

Erkek % Kadın % TOPLAM

Sosyal Hizmet Uzmanı 2374 15 13747 85 16121

Sosyal Hizmet Öğrencileri 1759 30 3997 70 5756

Yardımcı Sosyal ÇalıĢmacı 1594 29 3883 71 5476

(Khunou ve ark 2012).

Çizelgeye Afrika‟da sosyal hizmet mesleğnin gerekSHU‟ları, gerek SH öğrencileri, gerekse yardımcı sosyal çalıĢmasıları açısından kadın yoğunluklu bir meslek olduğu görülmektedir.

Karabıyık‟ın (2012) Türkiye‟de kadın istihdamı üzerine yaptığı bir araĢtırmasına göre Türkiye‟de kadın iĢgücünün yapısı genel ve mesleki eğitim düzeyi düĢüktür, bunun önemli nedenlerinden biri ise kadının niteliksel geliĢimini ve iĢgücü piyasasına giriĢini sağlayacak gerekli mekanizmaların yeterli düzeyde oluĢamamasıdır.Sonuç olarak kadınları düĢük statülü ve nitelik gerektirmeyen iĢlerde yoğunlaĢmıĢtır.Tarım üretiminde insan iĢgücüne olan ihtiyacın azalmasıyla birlikte, köyden kente göçler de artmıĢtır.Bu artıĢ sonucu tarımda ücretsiz aile iĢçisi olarak çalıĢan kadın kentte sadece ev kadını olmak zorunda kalmıĢtır.Toplum tarafından

44

kadınların sorumluluğu olarak görülen çocuk bakımı ve yetiĢtirilmesi, yaĢlıların bakımı toplumun geleceği açısından son derece önemli olmakla birlikte bu alanda yeterli kamusal hizmet verilmemektedir, ayrıca kadının ücretli olarak çalıĢması durumunda ailenin elde edeceği gelir ev iĢleri diye bilinen iĢlerin maliyetini karĢılayamamaktadır. Bu gibi durumlar kadının çalıĢma hayatına giriĢini zorlaĢtırmaktadır.

Aslan 2007‟de Ankara‟da lise son öğrencileriyle yaptığı bir çalıĢmada kadın öğrencilerin toplumda kadının konumu ve geleceğe yönelik düĢünce ve bakıĢaçılarıüzerinde durmuĢtur. Bu çalıĢmaya göre Türkiye‟de kadın öğrencilerin daha çok öğretmenlik, hemĢirelik gibi mezun olduklarında iĢ bulma olanaklarının daha kolay olduğu ve daha kolay yapabileceklerini düĢündükleri meslekleri tercih ettikleri ortaya çıkmıĢtır. Öğretmenlik ve hemĢirelik gibi meslekleritercih edenlerin oranının kız meslek lisesinde %93,3‟dür, genel liseye oranla %81,7 daha yüksek olduğu belirlenmiĢtir. Bu tercihlerin sonuçlarında da görüldüğü gibi kız meslek lisesi öğrencileri toplum tarafından kadına yüklenen geleneksel rolleri daha çok benimsemiĢlerdir.Zaten Kız meslek lisesinde okumak toplumun kadına yüklediği rolleri eğitimle pekiĢtirmek ve yaymaktır.

Aliyev 2008 yılında cinsiyetin, kiĢiliğin ve cinsiyet rollerinin üniversite eğitimi için fakülte seçme üzerinde etkili olup olmadığını araĢtırmak amaçlı bir çalıĢma yapmıĢtır, Bu çalıĢmanın sonucunda elde edilen bilgilere göre cinsiyet rolleri açısından bakıldığında kadınsı öğrenciler daha çok Edebiyat Fakültesini tercih ederken, erkek öğrenciler daha çok ĠĢletme ve Ġktisat Bilimler Fakültelerini, androjen öğrencilerin daha çok ĠletiĢim Fakültesi, belirsiz cinsiyet rollündeki öğrencilerin ise daha çok Fen Fakültesini seçtikleri görülmüĢtür. Bu çalıĢmada öğrencilerin okudukları fakülte seçmede cinsiyet rollerinin etkili olduğu ve bundan kaynaklı meslek seçimi sürecinde cinsiyet rollerini göz önünde bulundurmanın önemli olduğu sonucuna varılmıĢtır. Ayrıca cinsiyet, cinsiyet rolleri ve meslek seçimi arasında anlamlı bir iliĢki olduğu da görülmektedir. Edebiyat fakültesinde kadınlar ve kadınsı cinsiyet rolüne sahip olan öğrenciler çoğunluktadır ve buradan söyle bir sonuç çıkarılabilir: gelecekte daha çok yapacakları meslek öğretmenlik olan Edebiyat Fakültesi mezunları toplum tarafından cinsiyetlerine en uygun görülen mesleklerden birini seçmiĢlerdir. Diğer bir taraftan erkeklerin ve erkeksi cinsiyet rollerinin daha yüksek oranda çıktığı Tıp, ĠĢletme ve Ġktisat Fakültelerinden mezun olacak kiĢilerin

45

gelecekte yönetici pozisyonlarının ve doktorluk mesleğini yapacak olmaları cinsiyet rollerinin olası bir sonucudur (Aliyev 2008).

Çıtak tarafından 2008 yılında cinsiyetin ve cinsiyet rolünün kadınlarının çalıĢmasına yönelik tutumu üzerindeki etkisi üzerine bir çalıĢma yapılmıĢtır. ÇalıĢmanın bulgularına göre erkeksi, androjen ve belirsiz cinsiyet rolüne sahip kadınlar; erkeksi, androjen ve belirsiz cinsiyet rolüne sahip olan erkek katılımcılara oranla kadının çalıĢması durumuna daha olumlu bakmıĢlardır.

Kuzuca tarafından 2007‟de tıpta uzmanlık ve akademisyenlik aĢamalarında karĢılaĢılan cinsiyetçi tutumlarla ilgili yapılan bir araĢtırmaya göretıp fakültelerini seçen öğrencilerin cinsiyet dağılımına bakıldığında erkek öğrencilerin sayıca fazla olduğu sonucu elde edilmiĢtir. Sağlık bakanlıklarında ve üniversitelere bağlı hastaneler göz önünde bulundurulduğunda düĢük bir oranda olsa da kadın hekimler erkek hekimlerden daha çok uzmanlıklarını almaktadırlar. Görüldüğü gibi kadınların uzmanlık sınav girmesinde ve geçmesinde cinsiyetçi bir ayrıma gidilmemesine rağmen kadınların dağıldığı uzmanlık alanlarına bakıldığında aynı Ģey söylenememektedir. Bu çalıĢmada ele alınan 28 uzmanlık alanından 12 tanesinde kadın hekim oranı %33‟ün altındadır ve bu alanlara Ġç hastalıklar ve kardiyoloji cerrahi uzmanlık alanları dahil değildir. Ayrıca bazı uzmanlık alanların neredeyse sadece erkek hekimler çalıĢmaktadır. Tıp gibi yüksek puan isteyen bir iste kadınların istihdam oranı artmıĢ olsa bile, uzmanlık seçme konusunda hala cinsiyete dayalı eĢitsiz bir tutum varlığını korumaktadır (Kuzuca 2007).

Benzer Belgeler