• Sonuç bulunamadı

Komisyon’un Yaklaşımı ve Devlet Yardımı Politikası

FİNANSAL KRİZ DÖNEMLERİNDE BANKACILIK SEKTÖRÜNDE REKABET POLİTİKAS

ABD UYGULAMASI 4.1.

4.2.1. Komisyon’un Yaklaşımı ve Devlet Yardımı Politikası

Finansal kriz 2007 yılında AB piyasalarını etkileyerek bankaların likidite sıkıntısı yaşamasına neden olmuştur. Eylül 2008’de ise krizin sistemik boyut kazanması üye ülkelerin krize müdahalesini zorunlu kılmış, krizin atlatılması ve istikrarın sağlanması amacıyla geniş çaplı önlemler alınmıştır. Bu önlemler arasında banka yükümlülüklerine getirilen garantiler, sermaye ve yeniden yapılandırma yardımları, iflas eden bankaların güçlü bankalarla birleşmesi, devlet tarafından banka hisselerinin devralınması sıralanabilir. Bireysel desteklerin yanında, tüm sektöre yönelik önlemler de bulunmaktadır (EC 2008, 51; EC 2009, 6-9; Vives 2010, 38).

4.2.1. Komisyon’un Yaklaşımı ve Devlet Yardımı Politikası

Kriz döneminde birçok üye ülke, alınan önlemlerin rekabet kurallarından muaf olacağını düşünmüş (Lowe 2009, 3-4), Komisyon’dan istikrarın sağlanması amacıyla devlet yardımları ve yoğunlaşmalara ilişkin rekabet kurallarını gevşetmesini talep etmiştir. Ancak Komisyon bu yaklaşımı reddetmiş, aksine rekabet politikasının krizin çözümünün bir parçası olduğunu savunmuştur (Foecking vd. 2009, 7). Komisyon ayrıca önlemlerin rekabet kurallarına uygun olması gerektiğini vurgulamış, bu çerçevede bankalara kaynak aktarımının ABİDA’nın 107(1). maddesi (RA’nın 87(1). maddesi)98 kapsamında devlet yardımı 97 Bunun yanında, birleşmelere ilişkin rekabet kuralları kapsamında devralmaya konu teşebbüsün

iflas riskinin bulunması durumunda batan firma savunmasıyla işleme izin verilmesi mümkündür. Eğer bankanın pazardan çıkmasıyla rekabet azalacaksa, devralmayla banka kurtarılabilecektir. Diğer taraftan batan firma savunması nadir uygulanan ve ayrıntılı inceleme gerektiren bir husus olmasına rağmen, kriz dönemlerinde daha gevşek uygulanmaktadır (Foer 2008, 7). Ayrıca banka iflaslarının zararları nedeniyle batan firma savunmasının bankacılık sektöründe diğerlerine kıyasla daha esnek uygulanabileceği kabul edilmektedir (Zora 2009, 1192).

niteliğinde olduğunu, ayrıca Topluluk boyutundaki birleşmelerin Birleşme Tüzüğü çerçevesinde değerlendirileceğini belirtmiştir (Gebski 2009, 90-95). Komisyon bu dönemde uyguladığı devlet yardımı ve yoğunlaşma politikalarıyla bankacılık sektöründe rekabeti bozmadan istikrarın yeniden sağlanmasını amaçlamıştır. Ulusal müdahalelerin kural ve sınırlarını belirleyerek hem üye ülke bankacılık sistemleri, hem de aynı ülke bankaları arasındaki rekabetin korunmasını hedeflemiştir (Maes ve Kiljanski 2009, 14-16).

Krizin başlarında, bankalara verilen bireysel destekler ABİDA’nın (107)(3)(c) maddesi (RA’nın 87(3)(c) maddesi)99 ve bu kapsamdaki devlet

yardımlarının esaslarını belirleyen “Zor Durumda Olan Firmaların Kurtarılması ve Yeniden Yapılandırılmasına Yönelik Devlet Yardımlarına İlişkin Kılavuz100

(R&R Kılavuzu)” kapsamında değerlendirilmiştir. Kılavuzun amacı, zor durumda olan firmaların tasfiye veya yeniden yapılandırılması sürecinde gerekli kaynağın sağlanmasıdır. Öte yandan krizin sistemik boyut kazanması, bireysel desteklerin yanında tüm sektöre yönelik müdahaleleri gerektirmiştir. Ancak, bireysel yardımları düzenleyen ABİDA’nın 107(3)(c) maddesi ve R&R Kılavuzu tüm sektöre yönelik desteklere yasal çerçeve sağlamada yetersiz kalmıştır. Ayrıca Kılavuz krizde verilen yardımların hızlı ve esnek bir şekilde değerlendirilmesine imkân vermemiştir.

Bu nedenle Komisyon, krizin sistemik niteliğini ve ekonomideki olası etkilerini dikkate alarak, bankalara ve tüm sisteme yönelik devlet yardımlarının yasal dayanağının “üye ülke ekonomisinde meydana gelen ciddi bozulmaların giderilmesi”ne yönelik yardımları düzenleyen ve uygulama alanı oldukça kısıtlı

olan ABİDA’nın 107(3)(b) maddesi (RA’nın 87(3)(b) maddesi) olmasına karar vermiştir. Komisyon, krizin kapsamı ve şiddeti ile sektörün niteliklerinin bu uygulamayı meşru kıldığını kabul etmiş, bu şekilde bankacılığın diğer sektörlerden farklı ve özel olduğunu kabul ederek sektöre özgü bir uygulamaya gitmiştir. Söz konusu madde hükmünün genel nitelikli olması ve içtihadın gelişmemiş olması ise maddenin esnek yorumlanmasını mümkün kılmış, birçok prosedürel gereklilik göz ardı edilebilmiştir (EC 2008, 53; Gebski 2009, 98-103; Doleys 2010, 11-12).

Diğer taraftan, istikrarın sağlanması ve üye ülkeler arası rekabetin bozulmaması için müdahalelerin standart bir temele dayanması ve üye devletlerce koordineli bir şekilde önlem alınması gerekmiştir. Komisyon, bu amaçla kriz döneminde bankalara verilen devlet yardımlarının koşul ve esaslarını belirleyen ve ABİDA’nın 107(3)(b) maddesine dayanan dört adet bildiri yayımlamıştır. Bu 99 Söz konusu madde, belirli ekonomi alanlarının gelişmesi için yapılan yardımları düzenlemektedir. 100 Guidelines on State Aid for Rescuing and Restructuring Firms in Difficulty (R&R Guidelines)

kapsamda ilk olarak yayımlanan Bankacılık Bildirisi101, R&R Kılavuzu prensipleri

temelinde finansal sektör ve krizin nitelikleri dikkate alınarak hazırlanmıştır. Bildirinin amacı alınan önlemlerin koşul ve esaslarını belirleyerek rekabeti bozmadan istikrarın sağlanmasıdır. Bildiri, bankalara verilen garantiler, sermaye yardımları ile bankaların tasfiyesine yönelik yardımları kapsamakta olup bu desteklerin rekabeti kısıtlamaması için gerekli kriterler belirlenmiştir102. Ayrıca,

rekabetin kısıtlanmasının ve ahlaki çöküntü probleminin önlenmesi için bankalara birtakım yapısal ve davranışsal kısıtlar getirilmesi öngörülmüştür103. Buna ek

olarak, yardımların akabinde bankaların yeniden yapılandırılması veya tasfiyesini içeren önlemler zorunlu tutulmuştur104. Komisyon daha sonra, bankaların sermaye

yapılarının güçlendirilmesine ve bilançolarında yer alan değer kaybetmiş varlıkların temizlenmesine yönelik yardımların koşul ve esaslarını belirleyen

Sermaye Yardımlarına İlişkin Bildiri105 ile Değersiz Varlıkların Tasfiyesine İlişkin

Bildiri106’yi yayımlamıştır (Gebski 2009, 103-106; Foecking 2009, 6-9).

Söz konusu bildiriler kısa vadede finansal istikrar ile uzun dönemde rekabetin korunması arasındaki dengenin sağlanması için yardım alan bankaların yeniden yapılandırılmasını zorunlu kılmıştır (Bomhoff vd. 2009, 3-4). Diğer taraftan üye devletlerin, yeniden yapılandırma planları için de bankalara destek vermesi üzerine Komisyon, bu yardımların koşul ve esaslarını belirleyen Yeniden Yapılandırma Yardımlarına İlişkin Bildiri107’yi yayımlamıştır (Lowe 2009, 6;

EC 2010, 4-9). Buna göre, yardımların rekabeti kısıtlamaması için bankaların uzun dönemde destek almadan faaliyet gösterebilmesinin sağlanması, yardımın gerekli minimum düzeyde olması, ahlaki çöküntü probleminin azaltılması için hissedarların da maliyetlere katılımının sağlanması gerekmektedir. Bu kapsamda ayrıca yapısal kısıtlar öngörülmüş olup özellikle büyük ve sistemik açıdan önemli bankaların iştirak ve şubelerinin elden çıkarılması, portföy ve faaliyetlerinin tasfiyesi ve büyümelerine sınır getirilmesi düzenlenmiştir. Bunun yanında, yardımların diğer bankalar aleyhine kullanılması, rakiplerin devralınması, ürün ve coğrafi pazarın genişlemesinin önlenmesi gibi davranışsal kısıtlar getirilmiştir (Bomhoff vd. 2009, 4; Monstad ve Van de Casteele 2009, 61).

101 OJ C 270/8, 25.10.2008.

102 Yardımlara erişim kriterinin objektif olması ve ayrımcılık içermemesi, yardımların geçici nitelikte

olması ve süre kısıtının bulunması, kapsam ve miktarının açıkça belirlenmesi ve gerekli minimum düzeyde olması, bankaların da yardıma katkısının bulunması gerekir.

103 Bankaların rakipleri aleyhine aşırı büyümesinin önlenmesi, faaliyetlerinin sınırlandırılması,

fiyatlama davranışlarına kısıt getirilmesi bu kapsamda sayılmıştır.

104 OJ C 270/8, para.17-43. 105 OJ C 10/2, 15.1.2009.