• Sonuç bulunamadı

kolaylaştırmadı mı? Sosyalizmde ulaşım ve trafik sorunu nasıl çözülecek?

Belgede SORUDA TKP. tkp.org.tr. (sayfa 86-89)

Pek çok alanda olduğu gibi ulaşım alanında da ülkemizde bütünlüklü bir plan bulunmamaktadır. AKP’nin ulaşım politikası, yatırımların sanayi ve tarımsal üretim ile ilintisiz biçimde yapılmasına, büyük ulaşım yatırım-larının özelleştirme ve imtiyaz verilerek hayata geçmesine, düşük mali-yetlilerinin ise en ucuz şekilde kayırmacı ilişkilerle özensiz yürütülmesine dayanmaktadır.

Özel taşıt sahipliğinin teşvik edilmesi trafik sıkışıklığını son yıllarda özel-likle tüm büyükşehirlerde ciddi bir probleme dönüştürmüştür. Büyükşehir belediyeleri yerel yönetimler içindeki ayrıcalıklı konumlarına rağmen bu problemle başa çıkabilecek parasal imkandan yoksundur. Bu nedenle kestirme ve kolaycı çözümler nasıl yapıldığına ve çalıştığına bakılmaksı-zın kentli emekçilerin yaşama ve çalışma mekanları arasındaki hareketini geçici olarak kolaylaştırıyor görünürken aslında zorlaştırmaktadır. Bu çö-zümlerin her biri kentin ulaşım sorununun asıl çözümünü ertelemeye ya-rayan adımlar olduğu kadar işçi sınıfı için karşılanması güç maliyetlerdir.

Sosyalizmde üretim merkezleri ile birlikte bir ulaşım planlaması ülke ölçeğinden yerel ölçeğe doğru yapılacak ve özellikle yük taşımacılığında kamunun merkezî yatırımının ağırlığını arttıran deniz ve demiryolu taşı-macılığına ağırlık verilecektir. Ulaşım sistemlerinde özel firmalara imtiyaz verilmeyecek, büyükşehirlerde özel taşıt sahipliğinin baskısı kamu yatı-rımlarına ağırlık verilerek azaltılacak, kent içi ulaşım kamu güvencesinde parasız ve eşit olarak sağlanacak, halk sağlığı ve konforunu gözetecek şekilde planlanacaktır.

65. AKP savunma sanayini geliştirmekle doğru olanı yapmıyor mu?

AKP, savunma sanayini “şahlandırdı-ğı” ve sektörde dışa bağımlılığı azalt-tığı iddiasıyla övünmektedir. Yabancı otomotiv tekellerine “yerli” otomobil tasarlatmaya kalkan AKP, savunma sanayi başlığında da gerçekleri çarpıt-maktadır.

AKP’li yıllarda savunma sanayinde dışa bağımlılık azalmamış aksine artmış, sektör uluslararası silah piya-sasına önceki döneme göre çok daha bağımlı hale getirilmiştir. Sektördeki gelişim emperyalizmle entegrasyon ve emperyalizm içerisindeki rekabet çerçevesinde gerçekleşmektedir. Sa-vunma sanayi son yıllarda daha fazla ihracata yönelmiş ve gelinen noktada sektör üretiminin üçte biri ihracat için yapılır hale gelmiştir. İhracatın çok büyük kısmı Amerika, Almanya ve İngiltere gibi emperyalist merkezlere, geri kalanı da bu merkezlerle uyumlu ülkelere yapılmaktadır. Ayrıca mevcut savunma sanayi projelerinin yarısına yakını uluslararası tekellerle ortak üretim şeklinde yürütülmektedir.

AKP’nin “milli” projelerinden ulusla-rarası tekeller hiç de rahatsız değildir.

Bu projeler uluslararası tekellere farklı seviyelerde teknolojilerinin satışı için yeni fırsatlar yaratmakta, Türkiye’yi teknoloji takipçisi ve ithalatçısı pozis-yonundan kurtarmamaktadır. Bu pro-jelerdeki ithalata bağımlılık, kullanılan kritik teknolojilerdeki yabancı payı ve son ürünler üzerindeki kullanım ve ihracat kısıtları gibi veriler kamuoyun-dan kaçırılmaktadır.

AKP’nin savunma sanayindeki adım-ları yerli sermayenin de memnun olacağı şekildedir. Savunma sanayinde kamu iştirakli firmaların yerine özel firmaların payının artırılması, bu fir-malara teşvik adı altında doğrudan ve dolaylı sermaye aktarımları, sermaye-nin kobilere akışı için yapılan düzen-lemeler, sektörde çalışan nitelikli iş gücüne sahip emekçilerin özlük hak-larındaki kötüleşmeler savunma sana-yi projelerinde ülke menfaatlerinden daha çok sermayenin ihtiyaçlarının ön planda tutulduğunu göstermektedir.

Bütün bunlarla beraber; ülkemizin yanıbaşındaki savaşın çığırtkanlığını yapan, cihatçı çeteleri koruyan, ulus-lararası terör şebekeleriyle içli dışlı hareket eden, emperyalizmin bölge-deki eli ayağı gibi davranan ve bölge halklarına düşman gayri meşru bir iktidarın, savunma sanayini geliştir-mesi de meşru görülemez. Cihatçı bir savaşın Amerikan veya Türk füzele-riyle verilmesinde bir fark yoktur.

Emperyalizm çağı aynı zamanda si-lahlanma çağıdır. Emperyalizm alt edilene kadar ülkelerin silahlanma ihtiyacı ne yazık ki son bulmayacak.

Sosyalist iktidarımız da kendisini boğ-mak isteyecek emperyalist tehditlere karşı kendini savunmak için ulusal savunma sanayine ihtiyaç duyacak.

Bu sebeple TKP iktidarında, silahlı kuvvetlerin savunma gücünün ayakta kalması ve teknolojik gelişmelere uyum sağlaması için savunma sana-yinin ulusal karakteri geliştirilecek ve titizlikle korunacak.

66. AKP sayesinde madencilik özel sektör eliyle üretim patlaması yapmadı mı?

Tıpkı yer üstü kaynaklarımızın olduğu gibi, yer altı kaynaklarımız da tü-müyle halka aittir, halkın malıdır. Bu kaynakların halkın çıkarları doğrul-tusunda değerlendirilmesinin tek yolu, madenlerimizin devlet kuruluşları tarafından çıkarılması ve işlenmesidir. En uygun teknolojilerin seçimi ve üretim süreçlerinin denetlenmesi de ancak bu koşullar altında mümkün-dür.

Aksi durumda başımıza gelecek olanlar bellidir: Dünyanın diğer ülkelerin-de olduğu gibi Türkiye’ülkelerin-de ülkelerin-de, maülkelerin-denleri işleten yerli ve yabancı sermaye sahipleri, yer altı kaynaklarımızı her türlü planlamadan uzak, tamamen kâr hırsıyla hoyratça tükettiklerinde, şirketlerini iflas ettirerek kaçıp gi-decektir. Geride bırakacakları pislikleri temizleme işi devletin, yani halkın sırtına kalacaktır. Bugün işçilere ödedikleri paradan çok daha fazlasını gelecekte tüm halk ödeyecektir.

Madencilikte üretimi patlatabilirsiniz ama hangi bedel karşılığında? Bu-gün ülkemizin batısından doğusuna, işletilen tüm madenler ekolojik den-geleri bozmakta, tarımı tehdit etmektedir. Daha fazla altın için kullanılan siyanürler, tarımsal alanlara akıtılan zararlı sular ve daha niceleri... Peki ya insanımız... Daha fazla üretim diye, insanlık dışı çalışma koşullarında çalıştırılan ve kazalar sonucu ölen nice emekçiler...

Şu andaki madencilik sektöründe yaşananlar, ülkemizin yüzkarasıdır. Ço-kuluslu şirketler ve onların yerli ortakları, AKP eliyle ülkemizin maden havzalarını talan etmekte birbirleriyle yarışmaktadır.

67. Türkiye neden enerjide dışa bağımlı?

Belgede SORUDA TKP. tkp.org.tr. (sayfa 86-89)