• Sonuç bulunamadı

AB çevrelerince, kırsal kalkınma, tarım sektörünün çok boyutluluğu ve çok işlevliliği gibi olgular daha fazla dile getirilir hale gelmiştir. Merkezi ve Doğu Avrupa Ülkeleri (MDAÜ)'ne yönelik olası genişlemenin yaratacağı olumsuz etkileri ve Uruguay Round taahhütlerinin gerçekleştirilmesinde oldukça sıkıntı çekiliyor olmasını, AB'nin, tarım sektöründeki destek ve konumları nisbeten yüksek tutma yönünde tutucu bir tavır takınması olası görünmektedir.. AB’nin, OTP’ nın ikinci

ayağı halinde getirdiği kırsal kalkınma politikası, kırsal bölgeler açısından rekabeti yeniden geliştirmeyi ve bu yolla istihdam yaratmayı hedefleyen entegre ve sürdürülebilir bir çerçeve tesisi amacını taşımaktadır. Bu nedenle , azaltmak zorunda kalınacak desteklerin, kırsal kalkınma konsepti çerçevesinde daha farklı yöntemlerle tarım kesimine yeniden yönlendirilmesi düşünülmektedir42.

Üreticilere verilen yardımlar ürünün kalitesine bağlı olarak belirlenerek, kalite konusundaki tek objektif kriter olan yaprak tütünün alım fiyatına göre ayarlanacaktır. Kabul edilen prim sistemiyle, kalitenin arttırılmasını teşvik amacıyla, yüksek kalite tütün üreten üreticilere daha yüksek prim ödenmesi öngörülmektedir. Diğer taraftan, kotaların bireysel üreticilere dağıtıldığı mevcut sistem yerine, üç yılda bir üretici gruplarına dağıtılmasını öngören sistemin ihdasıyla ulusal yetkililer üzerindeki idari yük azalacaktır.

Ürünlere göre örneklendirme yapılacak olursa;

Tütün, emeğin yoğun bir sektör olması nedeniyle, Topluluk yardımının devamı öngörülmüştür. Reform iki temel unsura dayanmaktadır: Sahip olduğu ekonomik ve sosyal önem nedeniyle, Topluluktaki yaprak tütün üretimine verilen desteğin devamı, Üretim kalitesine bağlı olarak verilecek Topluluk yardımının çeşitlendirilmesi, kotaların belirlenmesinde daha esnek ve basit bir yapının ihdası, daha sıkı kontrollerin yapılması ile kamu sağlığı ve çevre korunması önlemlerine uyulması yoluyla ürünün ekonomik öneminin geliştirilmesine değinilmiştir43.

Zeytinyağı ,AB dünyadaki en büyük zeytinyağı üreticisi ve tüketicisidir. Yeni düzenleme uyarınca, 1 Kasım 1998’den 31 Ekim 2001’e kadar geçerli olacak geçiş dönemi için öngörülenler uygulanmıştır. Bu kapsamda, azami garanti edilmiş miktar % 31.6 oranında arttırılarak, 1.777.261 tona çıkartılmıştır. Üreticiye verilecek yardımlar % 5 oranında azaltılacaktır. Üretim yardımı, 1 Kasım 2001’den itibaren,

42 Berende-Verhoeven, Laura “Avrupa Birligi’nin Ortak Tarım Politikası ve Türkiye’nin Uyumu”,

(ktisadi Kalkınma Vakfı Yayınları, Agustos 2001

43 ERAKTAN Gülcan, “Ortak TarIm PolitikasI ve TarImsal Alanda Türkiye-AB İlişkileri”, Tarım

Haftası 1996 Sempozyumu, Yeni Dünya Düzeni ve Türkiye Tarımı, T.C. Ziraat Bankası Kültür Yayınları No.30, 1997

bazı istisnalar hariç olmak üzere, yalnızca 1 Mayıs 1998’den önce dikilmiş ağaçlardan elde edilen zeytinyağına verilmiştir.

Piyasaya arzın devamlılığını sağlamak ve bu konudaki destekler ile üretimin arttırılması ve müdahaleler sonucunda tüm bu yardımlarının amacı dışında üretim fazlalığı gibi konulara yol açıp mali sorumluluklar oluşturması ürünlerin kalitesi ile piyasaya arzın fazlalaşmasına neden olduğu gibi müdahale fiyatlarına bu şekilde önlemler getirilmesini öngörmektedirler.

Üretimin belli başlı ürünlerde üretimden ayrılması geri çekilmesi veya ürün türünün değiştirilmesi gibi konularda seçimler yapmıştır. Hububat, sığır ve dana eti, şarap sektörlerinin üretimden geri çekilmesi, arazinin nadasa bırakılması, ağaçlandırma veya tarım dışında başka bir amaca hizmet etmesini öngörmektedir.üretimden çekilen ürünlerin yerine toprağın element verimlilik zenginliğini etkileyecek ürünleriyle yer değiştirmesi, meyve ve yağlı tohumlu bitkilerin kullanılması, bölge dışı tropik ürünler ve sağlık sektörüne hizmet etmek üzere yetiştirilecek ürünler tercih edilmektedir. Üretimde küçük çiftçiler belirlenmiş potansiyelin üstünü oluşturmayan kesimden vergi alınmaması ve 55 yaş üzeri çiftçilik yapanların emekli edilmesi gibi sistemlerin oluşturduğu önlemler mevcuttur44.

Ortak Tarım Politikası’nda yapılan reformlar devam etmekte olan bir süreçtir. Buna göre son yıllarda yapılan reform çalışmaları çerçevesinde, AB Komisyonu, 9 Temmuz 2002 tarihinde OTP’ nin gözden geçirilmesine ilişkin bir tebliği kabul etmiştir.. Söz konusu tebliğde ,

• Çiftçilerin çevre, gıda güvenliği ve kalitesi ile hayvan gelişimine ilişkin gerçekleştirdikleri hizmetleri temel alarak gelir desteği alması,

• Çiftçilerin ürünlerinin tüketicilere ve piyasaya yöneltilmesine destek olmak amacıyla ek fonlar oluşturulması,

• Tarımsal gelirin istikrarı ve desteklenmesinin güvence altına alınması,

• İdari işlemlerin hafifletilerek, çiftçilerin çalışmalarına yoğunlaşmaları yönünde desteklenmesi,

• Çiftçilere gelişmekte olan piyasalardan yararlanma imkanı sağlanması,

• Tarımın tüketiciler tarafından talep edilen ürün ve hizmetlere yönlendirilmesi,

• Gıda güvenliği ve kalitesi ile hayvan gelişimi konularının OTP ile bütünleştirilmesi

• Doğal değeri yüksek olan geleneksel üretim sistemlerinin daha çok desteklenmesi

• Gelişmekte olan ülkelere imkanlar sunan, uluslararası ticarete yönelik modern bir tarım politikası ile tarım ürünleri ticaretine ilişkin uluslararası müzakerelerde daha fazla söz sahibi olunmasına yönelik hedefler vurgulanmıştır.45

Sürdürülebilir OTP’ nin oluşturulması amacıyla tarım sektörüne ve kırsal bölgelere en verimli desteğin sağlanması konusunda ortaya koyulan hedefler ise;

• Birliğin tarımsal rekabetinin artırılması çerçevesinde, üreticilerin piyasalardaki aşırı fiyat değişimlerinden korunarak, piyasalardaki beklentilere karşılık verecek şekilde müdahalede bulunulması46.,

• Piyasaya yönelik sürdürülebilir tarımın teşvik edilmesi çerçevesinde, ürünlerin desteklenmesi yerine çevrenin korunması, hayvan gelişimi ve gıda

45 http://www.tarim.gov.tr/arayuz/10/icerik.asp?efl=index.htm&curdir=\sanal_kutuphane 46 a.g.s., http://www.zmo.org.tr

kalitesini temel alan, üreticilere yönelik çiftlik başına destek sisteminin benimsenmesi.,

• Kırsal kalkınmanın güçlendirilmesi çerçevesinde, kaynakların gıda kalitesi ve hayvan gelişiminin iyileştirilmesinin teşvik edilmesidir.

1992 yılında yapılan reformun piyasaların dengeye kavuşması v e kamuya ait stokların eritilmesi adına iyileştirmeye gittiği söylenebilir. Topluluktaki üretilen ürünlerin dünya pazarındaki ürünlerle aynı fiyatlara ulaşmasıca bir diğer başarı olarak nitelendirilebilir. FEOGA Garanti bölümünde harcamalar daha azalmış bir halde, yönlendirme bölümün de ise 1989-1995 yılları arasında iki katına çıkmıştır. Tarımdaki toplam gelirde bir artıştan söz edilebilmektedir.

1992 yılında yapılan reformla birlikte gelen olumsuzluklarda şu şekilde sayılabilir 1992 reformunun olumlu sonuçları sonsuza dek etkili olamayacağı gibi yeterli de değildir. Bugün Ortak Tarım Politikasının yeni ihtiyaçlara cevap vermesi gerekmektedir.47

Topluluğun önemli tarım unsuru içeren ülkelere genişlemesi, • Dünya yiyecek talebinin artması,

• Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) çerçevesindeki gelecek tur müzakereleri,

• Tek para birimine geçilmesi,

• Kırsal gelişme Politikasının güçlendirilmesi,

Daha iyi bir çevre koruması ve ürünlerin kalitesinin artırılması.