• Sonuç bulunamadı

İnsanların gerek yakınında bulunduğu, gerekse uzağında bulunduğu yerlerde olup bitenler hakkında bilgi almalarını sağlayan ve teknolojinin hayatı etkileyen bir gücün göstergesi olarak geniş halk kitlelerini haberleşme ağıyla birbirlerine bağlayan araçlara, kitle iletişim araçları denilmektedir. Bu araçlar, toplumların eğitim, haber alma, eğlenme gibi çeşitli gereksinimlerini ya doğrudan karşılamakta ya da destekleyici olmaktadır. İletişim araçları, ülke ve dünya sorunları hakkında, hedef kitlelerine aktardıkları bilgilerle, onların bilgi sahibi olmalarını sağlarlar. Bu işlev, toplumun habere, bilgiye ve fikre ulaşmasını, onları değerlendirmesini ve onların yayılmasını içerir.136

136

Kocadaş Bekir, “Kitle iletişim araçları eğitim ilişkisi.” Din Bilimleri Akademik Araştırma Dergisi, 2004, sayı 2, s. 130

Gündelik yaşam içinde bireylere toplumda meydana gelen olayları ve ülke sorunlarını ulaştırarak, onların toplumsal hayatın bir parçası olmalarını sağlar. Aynı zamanda ülke ile ilgili olarak benzer duygu ve düşüncelerin paylaşılmasını sağlarlar. Toplumsal amaçları açıklayarak, özendirici olur ve bireyin bu amaçlar için çaba harcamasını sağlamak amacıyla, güdüleme fonksiyonunu üstlenir. Hazırlayacakları tartışma ortamı ile toplumsal değerlerin ve amaçların belirginleşmesine yardımcı olur. Fertlerin, bu amaçlar doğrultusunda çaba harcamasını sağlar ve bütünleştirme fonksiyonunu üstlenir.

Kitle iletişim araçları hedef kitlenin bilgi ve eğitim düzeyini yükseltir. Kültürün tanımı ve geliştirilmesi, kültürel mirasın korunması ve bireylerin iyi vakit geçirmeleri amacıyla eğlendirilmeleri gibi işlevleri yerine getirir.137

TABLO 42: Din Görevlilerinin Kitle İletişim Araçlarıyla İlişki Düzeyi.

Aşağıdaki kitle iletişim araçlarının hangilerinden düzenli olarak faydalanırsınız?

SAYI % YÜZDE Radyo-Televizyon. 161 62 Gazete ve dergiler. 40 15,4 İnternet. 53 20,4 Diğer 6 2,3 Toplam 260 100

Yukarıdaki tablo 42’e baktığımızda “Kitle iletişim araçlarının hangilerinden düzenli olarak faydalanırsınız?” sorusuna din görevlilerinin %62’si “Radyo-Televizyon”, %15.4’ü “Gazete ve dergiler”, %20.4’ü “internet”, %2.3’üde “Diğer cevabını vermişlerdir.

Tablo 42’e göre katılımcıların büyük çoğunluğu televizyon izlemekte, daha sonra internetten faydalananlar, gazete ve dergileri takip edenler gelmektedir. Burada dikkat çeken husus İnternetten faydalananların gazete ve dergilerden faydalananlardan daha yüksek olmasıdır. Bu durumu modern zamanlarda herhangi bir çaba harcamadan, sürekli tüketmeye endeksli bir yaşam biçiminin hüküm sürmesiyle açıklanabilir. İnsanları kısa sürede kendine bağımlı hale getiren internet ortamı, kişinin her bilgiye kısa ve kolayca ulaşabilmesini sağlamakta, kişilerin gerçek imajı olmadan, sanal bir sembol ve simge ile diğer insanlarla

137

Şahan Hasan, Çınar Vedat, “Kitle İletişim Araçlarının Spor Kamuoyu Üzerine Etkisi.”S.Ü.S.B.E.D., Sayı 12, Konya 2004, s.313

iletişim kurabilmesini mümkün kılmaktadır. Bu durum bilgiyi sadece tüketilen bir nesne haline getirmiş ve insanları düşünce, fikir ve kültür alanından uzaklaştırmıştır. Bu anlamda sanal ortam varken, günümüz insanına okumak, bilgi üretmek, ağır ve zor gelen durumlar olmaktadır.

Araştırma bölgesinin, kırsal şartları ihtiva eden bir bölge konumunda olmasına karşın sanal bilgi ağının bu denli yaygın ve kullanımının yüksek olması, bilginin popülerleştirilmiş bir ambalajda sunulmasıyla açıklanabilir. Teknolojinin gelişmesi ile beraber modern toplumdaki enformasyonun nitelikleri ve bu niteliklerin birey tarafından istenilirliği revaç bulmuştur. Haliyle iletişimin, insan hayatının merkezinde bu kadar yer etmesiyle coğrafya sınırları bir çizgiden ibaret kalmış ve en ücra yerlerde dahi bilgiye ulaşmak avuç içine bakmak kadar kolaylaşmıştır.

Kitle iletişim araçları, mekan farklılıklarını ve uzaklıklarını yok ederek, öğrenmeyi ve bilgi edinmeyi herkes için mümkün kılan yeni bilgi teknolojilerinin gelişmesini ve kullanılmasını da olanaklı hale getirmiştir.138 Fakat iletişim araçlarının faydaları ve kolaylaştırma olanakları ne kadar artarsa artsın, modern çağda yaşayan insan televizyondan vazgeçememektedir. Anketteki katılımcılar arasında televizyon izleyenlerin diğerlerinden iki kat fazla olması bu duruma örnek teşkil etmektedir. Bilindiği gibi televizyon pasif bir alıcı durumda bekleyen insan tekine işlenmiş ve paketlenmiş halde bilgi sunmakta, bu bilgi yığını ayrıştırmaya ve analize tabi tutulmadan hazmedilmektedir. Bu bağlamda din görevlilerinin kitle iletişim araçları arasında en yoğun olarak televizyonu takip ettiği için, televizyondan öğrendiği bilgiler kendisinin yetişmesi ve hizmette ilerlemesi açısından, statik bir durum arz etmektedir. Din görevlileri din ve kültür bilgisi, sosyolojik ve psikolojik düşünce yapısının ilerlemesi bakımından kendilerini geliştirememektedir. Hatta televizyondan hazır olarak öğrendiği bilgiler zihin dünyasını daraltmakta eski öğrendiği bilerli unutturmaktadır. Hiç şüphesiz modern çağda tezahür etmiş bulunan boş zaman formları için televizyon iyi bir vakit geçirme aracıdır. Fakat din görevlileri adı geçen bu iletişim aracını kırsal bölgede görev yaparken kendisi lehine çevirmekten yoksun bulunmaktadır. Televizyon, din görevlileri üzerinde fazladan tesirli olmakta, yanlış yönlendirmelerle, kompleksli özentilerle, istemediği sonuç ve davranışlarla karşı karşıya bırakabilmektedir. Kontrolsüz televizyon seyretmek, okumayı ve düşünmeyi engellemekte, kültürel yabancılaşma ve dilin yozlaşmasına sebep olmakta, olgun ve yetkin bir

138

kimliğin oluşmasında, olumsuz etkisi bulunmaktadır.139

Bu bilgiler sonucunda denilebilir ki; kitle iletişim araçları din görevlilerinin mesleki bilgi, düşünce ve kültür bakımından gelişmesini fazla sağlayamamaktadır. Din görevlileri kitle iletişim araçlarını boş zamanlarını doldurmak, ve haber alma ihtiyacını karşılamak amacıyla kullanmaktadır.

Benzer Belgeler