• Sonuç bulunamadı

3.3. ÖRGÜTSEL BAĞLILIĞI ETKİLEYEN FAKTÖRLER

3.3.1. Kişisel-Demografik Faktörler

Örgütsel bağlılık ile aralarında güçlü bir bağ bulunan ve her birey ve örgüt için farklı etkiler doğuran kişisel-demografik faktörlerin başlıcaları şunlardır:

3.3.1.1. Kişilik

Kişilik, insanların önemli bireyselliklerini seçmeye yardım eder. Kişiliğin birçok yönü, insanların örgüt içindeki davranışlarında kendisini gösterir. Her şeyden evvel kişilik, nispeten değişmez bir şeydir, bebeklik ve çocukluk devresinin ilk safhalarında teşekkül eder. Artık teşekkül ettikten sonra da yetişkinin kişiliğini değiştirmek kolay olmaz. Bu bakımdan birey örgüte geldiği zamanda kişiliğini beraberinde getirecektir. İkincisi, kişisel karakteristik özellikler genel mahiyettedir. Yani bir insan, kişiliğini çeşitli durumlarda ortaya

104 360 DERECE PERFORMANS DEĞERLEME SİSTEMİNİN ÖRGÜTSEL BAĞLILIĞA ETKİSİ

koymaya çalışır. Örgütsel bir role girdiği zaman kişiliğinden sıyrılmaz. Son olarak da kişilik, motive edilebilir bir özelliktir. Bireyin ihtiyaçlarını, sıkıntılarını, isteklerini ya da kesinleşmiş eğilimlerini kapsar.176

Çalışanların kişisel özellikleri ile örgütsel bağlılık arasındaki ilişkiyi açıklamaya yönelik yapılan çalışmalara bakıldığında; motivasyon, başarı güdüsü, ilgi odakları, yetki ve sorumluluk alma isteği gibi birçok kişilik özelliklerinin örgütsel bağlılığı etkilediği tespit edilmiştir.177

Her bireyin birbirinden farklı özellikler taşıması ve değişik faaliyetlere girişirken farklı güdülerden etkilenmesi, bu bireylerin aynı amaca yönelse dahi farklı yolları seçebilmesine sebep olmaktadır. Bireyin sahip olduğu kişilik tipi, onun algılama ve çevresindekileri yorumlama şeklini etkiler ve bunun bir sonucu olarak da değişik faaliyetlerde gösterdiği performansın yönü ve seviyesi değişir.178

Dolayısıyla her bireyin sahip olduğu farklı kişisel özellikler tespit edilerek, ortak kişisel özellik platformları belirlenebilir. Böylelikle çalışanların kişilik özellikleri ile güdülenmeleri arasındaki ilişkiler çözülerek, örgütsel bağlılık için uygun zemin hazırlanabilir.179

176 Emine Dağdeviren Gözen, İş Tatmini ve Örgütsel Bağlılık Sigorta Şirketleri Üzerine Bir Uygulama, (Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, Atılım Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara, 2007), s. 26.

177 Ahmet Reşat Güner, Sağlık Hizmetlerinde Örgütsel Bağlılık, İşe Bağlılık ve İş Tatmini Arasındaki İlişkilerin Modellenmesi, (Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, Akdeniz Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Antalya, 2007), s. 19.

178 Erceylan, age, s. 29.

179 Mehmet Perçin, İşletmenin Örgüt Yapısının İşgörenlerin Örgütsel Bağlılığına Etkisine İlişkin Bir Araştırma, (Basılmamış Doktora Tezi, Süleyman Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Isparta, 2008), s. 53.

105

3.3.1.2. Yaş

Kişiler, yaşlarına göre farklı ihtiyaç, istek ve düşünce yapılarına sahiptirler. Örneğin, 25 yaşındaki bir kişinin gerek iş, gerekse özel hayata bakışı ile 40 yaşındaki kişinin bakışı aynı olmayacaktır. Dolayısıyla yaş ile bağlılık arasındaki ilişkiyi açıklamaya yönelik yapılan araştırmalar; yaş ile beraber kişinin anlayışları, istekleri, düşünceleri ve ihtiyaçlarındaki değişiklikleri de göz önünde bulundurmaktadır.

Çalışanın yaşının ilerlemesiyle birlikte, iş alternatifleri azalacak ve örgütten ayrılmanın maliyetinin artması nedeniyle kişi zorunlu bağlılık davranışlarına yönelecektir. Ayrıca yapılan çeşitli araştırmalar, yaş ilerledikçe kişilerin örgütlerine olan duygusal bağlılıklarının da arttığını göstermektedir.

Aksine, genç ve yeni işe giren çalışanların daha bağımlı olabileceklerini savunan görüşlerde mevcuttur. Genç çalışanlar tecrübelerinin az olması sebebiyle daha az iş alternatiflerine sahip olduklarını bilirler ve bu da onların örgütsel bağlılıklarını güdüleyen psikolojik bir faktör oluşturur.180

Yaşlı çalışanların, gençlere göre daha fazla bağlılık göstermelerinin nedenlerini aşağıdaki şekilde sıralamak mümkündür:181

180 Çiğdem Kırel, “Esnek Çalışma Saatleri Uygulamalarında Cinsiyet, İş Tatmini, İş Bağlılığı İlişkisi”, İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi Dergisi, Cilt: 28, Sayı: 2, 1999, s. 123.

106 360 DERECE PERFORMANS DEĞERLEME SİSTEMİNİN ÖRGÜTSEL BAĞLILIĞA ETKİSİ

• Çalışan, örgütte ne kadar fazla kalırsa, daha iyi görevlere getirilme olasılığı da o derece artacaktır. Kariyer yapma imkânları hizmet süresi ile paralellik göstermektedir.

• Yaşlı çalışanlar daha cazipte olsa yeni işlere atılmayı, gençlere oranla daha riskli bulmaktadırlar.

• Yaşlı çalışanlar işlerini yaparlarken kendilerine ve tecrübelerine olan güvenden dolayı daha fazla tatmin duymaktadırlar.

Griffith ise araştırmalarında, yaşlı kişilerin bağlılıklarının orta yaş grubuna oranla daha fazla olduğu ve genç yaş grubu ile eşdeğer olduğunu tespit etmiştir. Böylece, yaş ile bağlılık arasında “U şeklinde” bir ilişki meydana gelmektedir. Hem genç, hem de yaşlı çalışanların bağlılıkları orta yaş grubu çalışanlara oranla yukarıda açıklanan sebeplerden dolayı daha yüksektir.182

3.3.1.3. Çalışma Süresi

Örgütte uzun yıllar geçiren çalışanların diğerlerine göre örgüte olan bağlılığı daha fazladır.183 Bu kişiler elde ettikleri deneyim sayesinde daha başarılı işler gerçekleştirecek ve daha yaratıcı olma konusunda istek duymaya başlayacaklardır. Yaratıcı çalışanların yer aldığı bir örgüt ise rakipleri ile daha kolay yarışabilir bir konuma gelecektir.184

182 Amanda Griffiths, “Work Design and Management-The Older Worker”, Experimental Aging Research, Vol: 25, No: 4, 1999, pp. 410-420.

183 Ufuk Durna, Veysel Eren, “Üç Bağlılık Unsuru Ekseninde Örgütsel Bağlılık”, Doğuş Üniversitesi Dergisi, Cilt: 6, Sayı: 2, İstanbul, 2005, s. 213.

184 Salih Güney, Örgütsel Davranış, 1. Basım, Ankara: Nobel Yayın Dağıtım, Şubat 2011, s. 292.

107

Özkaya ve diğerlerinin yönetici pozisyonundaki çalışanlar üzerinde yaptıkları bir araştırmaya göre bulundukları kurumda, sadece 1-5 yıl arasında çalıştığını söyleyenlerin verdikleri yanıtlar ile 16 yıl üstü çalışanların verdikleri yanıtlar arasında farklılıklar tespit edilmiştir. 1-5 yıldır işyerinde çalışanlar, örgütlerine daha çok “duygusal bağlarla” bağlıdırlar. Bu da göstermektedir ki; kişiler işyerinde işe başlanılan ilk yıllarda, kurumlarına daha çok “duygusal bağlılık” duymaktadırlar.185

Yapılan çeşitli araştırmalar neticesinde, çalışma süresi ile bağlılık arasındaki ilişkilerin tutarsızlık gösterdiği, dolayısıyla çalışma süresinin birbirinden farklı birçok değişkenle birlikte değerlendirilmesi gerektiği kanısına varılmaktadır.

3.3.1.4. Cinsiyet

Cinsiyetin örgütsel bağlılık üzerindeki etkisi konusunda yapılan araştırmalar sonucunda, literatürde cinsiyet modeli ve iş modeli olmak üzere iki farklı modelle karşılaşılmaktadır. Cinsiyet modeli, geleneksel düşünce üstüne kurulmuştur. Kadın ve erkek, örgüte karşı olan bağlılıklarında farklılıklar sergilerler. Bir başka deyişle, kadının aile rolleri onun kimliğini oluşturur. Böyle bir ortam, kadının, en önemli şeyin iş olduğunu düşünen erkeklerden farklı bir tutum sergilemesine neden olur. Cinsiyet sosyalizasyonu, kadının psikolojik karakteristikleri ve ailesine karşı geliştirdiği bağ, bu farklılığın temel sebepleri

185 Meltem Onay Özkaya, İpek Deveci Kocakoç, Emre Karaa, “Yöneticilerin Örgütsel Bağlılıkları ve Demografik Özellikleri Arasındaki İlişkileri İncelemeye Yönelik Bir Alan Çalışması”, Yönetim ve Ekonomi, Celal Bayar Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Cilt: 13, Sayı: 2, Manisa, 2006, s. 90.

108 360 DERECE PERFORMANS DEĞERLEME SİSTEMİNİN ÖRGÜTSEL BAĞLILIĞA ETKİSİ

olabilir.186

İş modeli ise, kadın ve erkeğin örgüte bağlılık düzeyinde bir farklılık olmadığını savunur. Bireyin örgüt deneyimleri ve bu deneyimlerin bağlılık üzerindeki etkisine işaret eder. Kadın ve erkek, iş tutumlarını aynı şekilde geliştirirler. İş tutumlarındaki farklılığın tek sebebi kadın ve erkeğin içinde bulunduğu iş pozisyonudur. Yani iş modeline göre, cinsiyetin örgütsel bağlılık üzerinde herhangi bir etkisi yoktur.187

3.3.1.5. Eğitim

Eğitim düzeyi yüksek olan kişilerin beklenti ve taleplerinin örgüt tarafından karşılanması güç olacaktır. Bu bağlamda yapılan araştırmalar genellikle eğitim düzeyi ile örgütsel bağlılık arasında ters yönlü bir ilişkinin olduğunu göstermektedir. Çünkü bireyler eğitime yaptıkları yatırımların ve harcadıkları zamanın karşılığını gerek maddi gerekse manevi anlamda almak isteyeceklerdir. Yani bu kişiler iş hayatında sadece para kazanmak değil, toplum içinde iyi bir statü ve prestijli bir iş sahibi olmak ve sosyal ilişkilerini geliştirmek amacındadırlar.

Dolayısıyla eğitim düzeyi yüksek olan kişiler, diğerlerine nazaran daha fazla iş alternatiflerine sahip olmaktadırlar ve bunun sonucunda belirli bir örgüte olan bağlılıkları da azalmaktadır.

186 Erceylan, age, s. 31.

109