• Sonuç bulunamadı

Kişinin İradesine Bağlı Kayıp Halleri

Kanunda yetkili makam kararıyla vatandaşlığın kaybı çıkma, kaybettirme ve vatandaşlığa alınmanın iptali olmak üzere üç hal olarak düzenlenmiştir.

62 1. Çıkma

a. Genel Olarak

Türk vatandaşı olan kişinin yetkili makamın izni ile Türk vatandaşlığı ile bağının kopması halidir. Burada öncelikli olarak Türk vatandaşlığı ile bağının kesilmesi noktasında kişinin iradesi olmalıdır. Elbette tek başına kişinin iradesi yeterli değildir. Dolayısıyla bu nedenle çıkma müessesi yetkili makam kararıyla vatandaşlığın kaybı halleri içinde düzenlenmiştir.

Çıkma, sadece yabancı devlet vatandaşlığına sahip olmak maksadıyla Türk vatandaşlığını terk etmek isteyen kişiye tanınmış bir yoldur155. Çıkma,“herkes vatandaşlığını değiştirmekte serbestir” ilkesinin bir yansıması156 olmakla birlikte kişi bu hakkını özgürce kullanamaz. Aynı zamanda yetkili makam da izin verme yetkisini sınırsız kullanamaz, bu sebeple, çıkmanın hem kişi bakımından hem de yetkili makam tarafından sınırı vardır. Kişi bakımından Türk vatandaşlığından çıkmak istemesinin sınırı nihai olarak başka bir devlet vatandaşlığının kazanılması yani vatansız kalmamaktır. Bu yüzden, başka bir devletin vatandaşlığı kazanılamayacaksa Türk vatandaşlığından çıkma izni verilemez. Yetkili makam tarafından izin vermenin sınırı ise, 1982 tarihli Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 66. maddesinde düzenlenmiş olan vatandaşlığın, ancak kanunda belirtilen hallerde kaybedileceği hükmünde işaret edilmiş olup çıkmanın şartlarını taşıyan bir Türk vatandaşı bu hakkını kullanabilmelidir. Başka bir deyişle yetkili makam çıkma konusunda izin verme yetkisini keyfiliğe yol açacak bir şekilde kullanamaz.

TVK’nın 25. maddesine göre çıkma izni verecek yetkili makam İçişleri Bakanlığıdır. Bu maddedeki şartları taşıyan kişiye İçişleri Bakanlığınca izin verebileceği düzenlenmiştir. ‘Verilebilir’ kelimesinden hareketle her şartı taşıyan kişiye bu iznin verilmeyeceği anlaşılmaktadır. Dolayısıyla çıkma izninin verilip verilmeyeceği noktasında İçişleri Bakanlığının takdir yetkisi vardır. Ancak hemen belirtelim ki takdir yetkisi keyfi olarak kullanılamaz. Çünkü kural olarak şartları gerçekleşmişse kişiye zorla vatandaşlık yükletilemez.

155 Nomer, s. 134.

156 Feriha Bilge Tanrıbilir, “Türk Vatandaşlığı Kanunu Tasarısının Vatandaşlığın Kaybına İlişkin Hükümleri”, Türkiye Barolar Birliği Dergisi, S. 76, 2008, s. 36.

63 TVK’nın 25. maddesine göre;ergin ve ayırt etme gücüne sahip olan, yabancı bir devlet vatandaşlığını kazanmış olan veya kazanacağına ilişkin inandırıcı belirtiler bulunan, herhangi bir suç veya askerlik hizmeti nedeniyle aranan kişilerden olmayan ve hakkında herhangi bir mali ve cezai tahdit bulunmayan kişiler çıkma talebinde bulunabilir.

b. Türk Vatandaşlığından Çıkmanın Şartları

ba. Ergin ve Ayırt Etme Gücüne Sahip Olmak

TVK’nın 25. maddesine göre; Türk vatandaşlığından çıkmak isteyen kişi öncelikle ergin ve ayırt etme gücüne sahip olmalıdır. Nasıl ki Türk vatandaşlığını olağan yoldan kazanmak isteyen kişinin ehliyeti kendi milli hukukuna göre belirlenecek ise, burada da vatandaşlıkla bağının kesilmesini isteyen kişi Türk vatandaşı olduğundan ehliyeti de Türk hukukuna göre belirlenecektir.

Öncelikle çıkmak için TVK erginliği aradığı için Türk Medeni Kanununa göre ergin sayılabilecek tüm hallerin vatandaşlıktan çıkmak için yeterli olduğunu kabul etmek gerekir. TMK’nın 11. maddesine göre; erginlik on sekiz yaşın doldurulmasıyla başlar. İkinci durum ise evlenmek de kişiyi ergin kılmaktadır. Aynı Kanunun 124. maddesine göre; erkek veya kadın on yedi yaşın doldurulmasıyla evlenebilir ve hâkim olağanüstü durumlarda ve pek önemli bir sebeple on altı yaşını doldurmuş olan erkek veya kadının evlenmesine de izin verebilir, 12. maddesine göre ise; on beş yaşını dolduran küçük, kendi isteği ve velisinin rızasıyla mahkemece ergin kılınabilir. Şu halde TMK’ya göre on beş, on altı, on yedi ve on sekiz yaş olmak üzere dört farklı yaş grubu ergin olabilmektedir.

Türk vatandaşlığından çıkmak için bu madde başlığı altında diğer şart kişinin ayırt etme gücünün bulunmasıdır. Ayırt etme gücünün ise ne anlaşılması gerektiği TMK’nın 13. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre; yaşının küçüklüğü yüzünden veya akıl hastalığı, akıl zayıflığı, sarhoşluk ya da bunlara benzer sebeplerden biriyle akla uygun biçimde davranma yeteneğinden yoksun olmayan herkes, bu Kanuna göre ayırt etme gücüne sahiptir. Çıkma hakkını kullanmak isteyen kişilerde akla uygun biçimde hareket etmeyi aramak son derece doğaldır. Çünkü kişi artık Türk vatandaşlığı ile bağının kesilmesini istemektedir. Dolayısıyla bu talebin gerçekten bilinçli bir şekilde gerçekleşip gerçekleşmediğinin araştırılması önemlidir.

64 TMK hükümleri kişileri; tam ehliyetli, tam ehliyetsiz, sınırlı ehliyetsiz, sınırlı ehliyetli olmak üzere dört gruba ayırmaktadır. Bu kişi gruplarından hangilerinin vatandaşlıktan çıkma hakkını ne şekilde kullanabileceğinin ortaya konulması gerekmektedir. Öncelikle şunu söylemek gerekir ki TMK’nın 9. maddesine göre; fiil ehliyetine sahip olan kimse, kendi fiilleriyle hak edinebilir ve borç altına girebilir, 10. maddesine göre; ayırt etme gücüne sahip ve kısıtlı olmayan her ergin kişinin fiil ehliyeti vardır. Dolayısıyla bu kişilerin ehliyeti tam olduğundan tek başlarına vatandaşlıktan çıkma talebinde bulunabilecektir.

Tam ehliyetsizlerin ise, TMK’nın 15. maddesi uyarınca ayırt etme gücü bulunmayan kimsenin fiilleri hukukî sonuç doğurmayacağından vatandaşlıktan çıkma talebinde bulunamayacaklardır. Daha doğru bir ifadeyle tam ehliyetsiz bu kişiler, vatandaşlıktan çıkma talebinde bulunsa bile ayırt etme gücüne sahip olmadıklarından çıkmanın şartlarını gerçekleştirmemiş olacaklardır.

Sınırlı ehliyetsiz olarak kabul edilen ayırt etme gücüne sahip küçükler ve kısıtlıların TMK’nın 16. maddesine göre kişiye sıkı sıkıya bağlı hakları kullanmada yasal temsilcilerinin rızasının gerekli olmasa da, ayırt etme gücüne sahip küçükler ergin olma şartını sağlayamadığından vatandaşlıktan çıkma talebinde bulunamayacaklardır. TMK’nın 405. maddesi ile 408. maddesinde belirtilen sebeplerle ergin kişiler kısıtlanabilir. Dolayısıyla kısıtlanan kişi ergin olduğundan, şahsa sıkı sıkıya bağlı olan vatandaşlıktan çıkmak için TMK’nın 463. maddesine göre;hem vesayet makamının hem de denetim makamının izni gereklidir.

Kısıtlanması için yeterli sebep bulunmamakla beraber korunması bakımından fiil ehliyetinin sınırlanması gerekli görüldüğü için kendisine yasal danışman atanan ergin kişi olan sınırlı ehliyetliler için sadece TMK’nın 429. maddesinde sayılan işlemler için yasal danışmanının oyunu alması gerektiğinden ve vatandaşlıktan çıkma bu işlemler arasında sayılmadığından sınırlı ehliyetliler tek başlarına vatandaşlıktan çıkma talebinde bulunabilirler.

bb. Yabancı Bir Devlet Vatandaşlığını Kazanmış Olmak Veya Kazanacağına İlişkin İnandırıcı Belirtiler Bulunmak

TVK’nın 25. maddesine göre; Türk vatandaşlığından çıkmak isteyen kişi yabancı bir devlet vatandaşlığını kazanmış olmalı veya kazanacağına ilişkin

65 inandırıcı belirtiler bulunmalıdır. Bu şartın aranmasının amacı kişinin vatansız kalmasını önlemektir.

bc. Herhangi Bir Suç veya Askerlik Hizmeti Nedeniyle Aranan Kişilerden Olmamak

TVK’nın 25. 1. fıkrasının (c) bendine göre; Türk vatandaşlığından çıkmak isteyen kişinin herhangi bir suç veya askerlik hizmeti nedeniyle aranan kişilerden olmaması gerekmektedir. Herhangi bir suç sebebiyle aranmama şartı 403 sayılı Kanuna sonradan eklenmiş ise de, 5901 sayılı Kanunun ilk halinden itibaren bu şart aranmaktadır. Buradaki amaç kuşkusuz kişinin kişi herhangi bir suçtan aranıyorken Türk vatandaşlığından çıkarak suçun soruşturma ve/veya kovuşturma evresinden kaçmasının engellenmesidir. Bu bendin gerekçesinde, getiriliş amacının Devletin bu kişiler üzerindeki tasarrufunun ortadan kalkmaması için çıkma izni verilmesi söz konusu olmayacağı şeklinde açıklanmıştır.

Aynı durum askerlik hizmeti nedeniyle aranan kişilerden olmamak şartının aranması bakımından da geçerlidir. Bu şartın aranmasının amacı doktrinde, yabancı ülkelere göç veren ülkede genç ve güçlü nüfusun azalmak suretiyle milli varlığın tehlikeye düşecek olması nedeniyle mümkün olduğunca dışa göçün zorlaştırma olarak ifade edilmiştir157.

403 sayılı Kanun döneminde bu şart “muvazzaf askerlik hizmetini yapmış olmak veya yapmış sayılmak” olarak ifade edilmekteydi. Dolayısıyla eskiden muvazzaf askerliğini yapmış olmak veya yapmış sayılmak şeklinde çok daha somutlaştırılmış bir şart aranırken, şimdi askerlik hizmetinin yapılıp yapılması önem taşımamakta, önemli olan askerlik hizmeti nedeniyle aranan kişilerden olmamak yeterlidir. Askerlik hizmetiyle aranan kişilerden olmamak, muvazzaf askerlik hizmetini yapmış olmanın veya yapmış sayılmanın yanı sıra, geciktirme durumunu da kapsayan bir ifade tarzı olduğu kabul edilmekle birlikte, bu şartın yorumu ve uygulanması askerlikle ilgili hukuki düzenlemelerin kabul ettiği kural ve esaslar çerçevesinde yapılacaktır158.

157 Göğer, s. 121.

158 Güngör, s. 145-146.

66 bç. Hakkında Herhangi Bir Mali ve Cezai Tahdit Altında Bulunmamak TVK’nın 25. 1. fıkrasının (ç) bendine göre; hakkında herhangi bir mali ve cezai tahdit bulanan kişi Türk vatandaşlığından çıkma talebinde bulunamaz. Bendin amacına bakıldığında yine bu şartın getirilmesi nedeni, Devletin bu kişiler üzerindeki tasarrufunun ortadan kalkmaması için çıkma izni verilmeyeceği şeklinde açıklanmıştır. Buna göre, çıkma izni talebinde bulunan kişinin mesela malvarlığı üzerinde tedbir veya vergi borcu olmamalı ya da bu kişi hakkında verilmiş yurt dışına çıkış yasağı, tutuklama veya mahkumiyet kararı bulunmamalıdır159.

c. Başvurunun İncelenmesi ve Karar

Kanunda sayılan şartları sağlayan kişilerin taleplerinin uygun görülmesi halinde İçişleri Bakanlığı kararı ile Türk vatandaşlığından çıkmasına izin verilebilir.

TVK’nın 26. maddesinin 1. fıkrasına göre; Türk vatandaşlığından çıkmada iki tür belgenin düzenlenmesi söz konusudur. Türk vatandaşlığından çıkmak isteyen kişi yabancı devletin vatandaşlığını kazanmış ise çıkma belgesi, yabancı devletin vatandaşlığı henüz kazanılmamış ise çıkma izin belgesi verilir. TVKUY’nin 46.

maddesine göre çıkma izin ve çıkma belgesi karar verildiği tarihten itibaren iki yıl geçerlidir. Çıkmasına izin verilen kişi Kanunda aranan şartlardan birini kaybettiği müracaat makamlarınca tespiti halinde çıkma izin ve çıkma belgeleri teslim edilmez.

Çeşitli sebeplerle teslim edilemeyen belgelerin iptal edilmesi için belgeler müracaat makamlarınca İçişleri Bakanlığına iade edilir.

2. Seçme Hakkının Kullanılması ile Vatandaşlığın Kaybı

TVK’nın 34. maddesine göre; ana ya da babadan dolayı soy bağı nedeniyle doğumla Türk vatandaşı olanlardan yabancı ana veya babanın vatandaşlığını doğumla veya sonradan kazananlar, ana ya da babadan dolayı soy bağı nedeniyle Türk vatandaşı olanlardan doğum yeri esasına göre yabancı bir devlet vatandaşlığını kazananlar, evlat edinilme yoluyla Türk vatandaşlığını kazananlar, doğum yeri esasına göre Türk vatandaşı oldukları halde, sonradan yabancı ana veya babasının

159 Güngör, s.146.

67 vatandaşlığını kazananlar, herhangi bir şekilde Türk vatandaşlığını kazanmış ana veya babaya bağlı olarak Türk vatandaşlığını kazananlar, ergin olmalarından itibaren üç yıl içinde Türk vatandaşlığından ayrılabilirler. Seçme hakkı kullanılması ile şartların varlığının tespitine ilişkin karar tarihinden itibaren hüküm ifade eder.