• Sonuç bulunamadı

1.4. Kentsel DönüĢüm Boyutları

1.4.3. Kentsel DönüĢümün Sosyal Boyutu

Kent, taĢıdığı anlam açısından sosyal bir inzivaya sahip olduğu için bunun doğal yansıması olarak kentsel dönüĢüm uygulamaları da sosyal bir boyut taĢımaktadır.

Kentsel dönüĢüm uygulamalarının sosyal boyutu insanların yaĢam biçimlerinin, hayata bakıĢ açılarının, etkileĢim mekanizmalarının fiziksel mekana yansıması olarak değerlendirilmektedir. Fiziksel mekan olan kent için yapılan her müdahale doğal ve kaçınılmaz olarak dönüĢüm yapılacak yerde yaĢayan kentliyi etkilemektedir. Bu gerçekle kentsel dönüĢüm uygulamaları kentlilerin beklentilerini karĢılamak, yaĢam kalitesini artırmak amacıyla yapılmaktadır. Bu durum içinde farklı boyutlar taĢımakla birlikte etkilenenler penceresinden ele alındığında sosyal bir özellik taĢımakla birlikte bunun mekana yansıması kaçılmaz bir gerçekliktir. Bu yüzden geçmiĢten gelen birikimi, mevcut durumu ve gelecekte sahip olmak istediği tüm mekânsal yansımalar toplumun bakıĢ açısıyla ele alınmaktadır. Toplumun yaĢadığı alandan direk etkilendiği ve yaĢadığı alanı etkilediği için toplumun beklentileri, yapılan uygulamalarda dikkate alınarak dönüĢüm gerçekleĢtirilmelidir.

DönüĢümün en önemli tanığı ve katılımcısı mevcut alanda yaĢayan mahalle sakinleridir. Dolayısıyla mahalle sakini olan halk, dönüĢümün baĢından sonuna kadar sosyal, ekonomik, fiziksel, yasal ve çevresel tüm boyutlarından etkilenmektedirler.

Bu nedenle halkın dönüĢüm sürecinin her aĢamasından haberdar olması ve sürece katılması hem gerekli hem de kiĢilerin beklentilerinin neler olduğunu öğrenmek açısından fayda sağlayıcıdır. Kentsel dönüĢümün amaçlarından olan yaĢam kalitelerini yükseltmek ve bunun sonucunun ölçülebilmesi o alanda yaĢayan halkın bizzat kendisi ile mümkündür. DönüĢüm sürecinden etkilenen halk sürece direkt katılarak kendisini ilgilendiren ve etkileyen değiĢikliklerin içinde yer almalıdır. Bu Ģekilde uygulamalara katılım olursa, dönüĢümde toplumun yansımasının söz konusu olduğu söylenebilir. Halkın talep ve ihtiyaçlarının kendileri tarafından belirlenmesi

35 değil de tamamen idarenin takdiriyle Ģekillenmesi demokratik bir özellik taĢımadığı gibi beklentilerin karĢılanmasına cevap vermekten uzak bir özellik taĢıyacaktır. Bu konuda Gündem 21 ve Yerel Gündem 21 bildirgeleri ülkelere, kenti ilgilendiren her konuda yerel düzeyde katılımın sağlanmasına yönelik bakıĢ açısıyla katkı sağlamıĢtır.

1992 yılında Brezilya‟nın Rio kentinde toplanan Dünya Çevre Zirvesinde uluslararası bir adım atılarak Gündem 21 Bildirgesi yayınlanmıĢtır. Bildirge ile kent değerlerinin ve çevresinin korunmasında kentte yaĢayan insanların da sorumlu olduğu vurgulanmıĢtır.Bu nedenle yerel yönetimlerin katılımcı bir yönetim anlayıĢının benimsemesi gerektiği üzerinde durulmuĢtur (Adıgüzel, 2003: 50).

1997‟de “Türkiye‟de Yerel Gündem 21‟lerin TeĢviki ve GeliĢtirilmesi” projesi, bazı belediyelerde geliĢtirilmiĢtir. Proje ortağı ülkelerde yerel demokrasinin hayata geçirilmesi temel amacından yola çıkarak kenti ilgilendiren her konuda tüm çalıĢmalara kentlileri ortak ederek bu amacı gerçekleĢtirmektedir. Bunun aracı olan

“Kent Kurultayı”, “Kent Konseyi” gibi örgütlenmeler, kentin ortak paydaĢı olan resmi ve sivil yöneticiler ile kentlilerin bir araya gelebildiği, sorunların belirlendiği ve sorunlara çözüm önerilerinin getirildiği iĢlevsel oluĢumlar olarak değerlendirilmektedir (Adıgüzel, 2003:51).

Yerel Gündem 21 ile geniĢ tabanlı katılım anlayıĢının hakim olduğu günümüzde halkın katılımı olmadan bahsedilen geniĢ tabanlı katılımın sağlanamayacağı aĢikardır. Yerel Gündem 21, kente dair bütün süreçleri etkilediği gibi kentsel planlamayı da etkilemiĢ durumdadır. Bunun sonucunda planlama eylemleri de halkın katılımını ve görülerini dikkate almak durumundadır. Planlama sürecinin halkın katılımı dahil çok aktörlü, katılımcı, ve esnek uygulama yöntemleriyle geliĢtirilmesi Yerel Gündem 21‟in hedeflerinin gerçekleĢtirilmesi noktasında olumlu bir adım olacaktır. Nitekim ideal bir planlama sürecinin belli aĢamalarında halkın katılımı sürecin demokratik bir karakterde ilerlemesi açısından hayati bir öneme sahiptir. Söz konusu aĢamalardan olan, toplumsal değerlerin tayini, planlamanın hedef ve amaçlarının belirlenmesi, tasarlanan plan alternatifleri arasından birinin seçilmesi, planın düzeltilmesi ve onaylanması, geri dönüĢümün sağlanması Ģeklindeki aĢamalar halkın katılımı ile doğru bir Ģekilde iletilmiĢ olacaktır (YirmibeĢoğlu ve Yiğiter, 2003: 33-42).

36 Kentsel dönüĢümün sosyal boyutunun içeriği ve taĢıdığı unsurlar, eğitim, sağlık, konut ve kamu hizmetlerine eriĢim, toplumdan dıĢlanma, suç, katılım gibi konuları içerdiği Ģeklindedir (Tosun, 2010: 153). Sosyal boyut kapsamında, kentlerin sorunlu alanları özellikle sağlıksız ve plansız yapılaĢmadan kaynaklanan sorunların giderilmesi, buralarda yaĢayanların kentle bütünleĢtirilmesi ve kente kazandırılmasına yönelik çalıĢmaların hızlandırılması yer almalıdır (Genç, 2003:

424). Çarpık ve sağlıksız yapılaĢma diğer bir deyiĢle plansız kentleĢme, gecekondulaĢma fiziki unsurlar taĢısa da burada yaĢayanların toplumsal unsurları, kentle olan iliĢkileri ve uyumu, sosyalleĢme süreçleri, kentlilik bilincinin oluĢması, kente karĢı suç iĢleme gibi birçok konunun sosyal ihtiva taĢıması bu alanları sosyal boyut kapsamında ele almakta ve araĢtırmaktadır.

Özden„in (2016: 81) dönüĢümün sosyal boyutuna iliĢkin görüĢleri konuyu açıklayıcı nitelikte olup verdiği örnekle sosyal boyutun önemini ortay koymaktadır. Kasım 2004‟te Ġstanbul‟da gerçekleĢen sempozyumda Ġngiliz konuĢmacılar, Ġngiltere‟de uygulanan kentsel dönüĢüm projelerinin eksik uygulandığını, gerçekleĢtirilen dönüĢümlerde sosyal boyutun ihmal edildiğini ve fiziksel dönüĢümün uygulandığı bölgelerin, hala sorunlu bölgeler olduğunu belirtmiĢlerdir.

Kentsel dönüĢüm uygulamalarının temel amaçları arasında yer alan yaĢam kalitesini artırmak misyonunun toplumsal yansıması sosyal boyutu kapsamında bu çalıĢmanın alan araĢtırması örneğiyle ayrıntılı olarak ele alınacaktır. Bunu yapabilmek için toplumun sahip olduğu durumu ve yaĢam alanı özelliklerini iki eksen olarak incelemek gerekmektedir. Öncelikle ilk eksende, toplumun mevcut durumu incelenerek, dönüĢüm öncesindeki özellikler veri olarak baz alınmaktadır. Ġkici eksen ise, dönüĢüm sonrası ulaĢılmak istenen durum ve kentin taĢıması istenen özelliklerdir. DönüĢüm sonrası topluma kazandırılan nitelikler ikinci eksen olarak ele alınmaktadır.

Özden (2016, 82-85), dönüĢüm yapılmadan önce dikkat edilmesi gereken toplumsal verileri, kültürel özellikler yani toplumsal yapı, mülkiyet sahipliği durumu, bilinçlilik düzeyi, yaĢam alanından memnuniyet, ekonomik durum Ģeklinde belirtmekte ve bunları söyle açıklamaktadır; toplumsal yapı ve kiĢilerin kültürel özellikleri eğitim durumuna, geldiği yere, gelenek ve göreneklere göre değiĢiklik gösterebilir.

Mülkiyet sahipliği, konutların kim tarafından kullanıldığını yani ev sahibi ya da

37 kiracılar tarafından kullanımı içeri taĢımaktadır. Bu verinin önemli olmasının nedeni, kiracıların yaygın olduğu alanlarda dönüĢüm uygulamalarının yapılması daha zordur.

Bilinçlilik düzeyi toplumun yapılan dönüĢüm uygulamalarına, yaĢadığı alana, mahalleye, kente yönelik bilinç seviyesini ifade etmektedir. Ekonomik durum ise mahallede yaĢayanların istihdam, gelir ve servet durumlarını içermektedir. Bazı kentsel dönüĢüm uygulamalarında maliyetin bir kısmı yaĢayanlar tarafından karĢılandığı için ekonomik durumun iyi olması dönüĢümün gerçekleĢmesini kolaylaĢtıracaktır.

Bütün bunların yanı sıra toplumsal ihtiyaçların ve taleplerin tespit edilmesi açısından, dönüĢüm uygulamalarına halkın katılımı büyük önem taĢımaktadır.

GerçekleĢtirilecek olan dönüĢüm projelerinde halkın katılımının sağlanması, çeĢitli yollarla iletiĢimin sağlanmasıyla ve sivil toplum kuruluĢlarının alacağı rolle sağlanabilmektedir. Projenin planlanması sırasında sosyolojik yapının dikkate alınması, bölgenin ihtiyaçlarının doğru tespit edilmesi açısından gerekli olmaktadır.

Bu çalıĢmalardan sonra yapılacak olan dönüĢüm projesi için izlenecek yol daha etkili bir Ģekilde belirlenebilmektedir (ErtaĢ, 2011:6).

Yöntemin belirlenmesi için aĢağıda yer alan veriler ele alınarak stratejiler geliĢtirilmelidir (Özden, 2016: 82-88):

Toplumun iyi analiz edilebilmesi için kimliği ve karakteri belirlenmeye çalıĢılır.

Toplumsal gereksinimler saptanır.

Toplumsal grupların (cinsiyet, yaĢ din, etnisite, eğitim, özel durumu vs göre) gereksinimleri belirlenir.

Gereksinimleri karĢılayacak araçlar belirlenir.

Yerel düzeyde temsilcilerin seçimi gerçekleĢtirilir.

Kentsel dönüĢüm uygulamasına toplumun aktif katılım için özendirilir.

DönüĢümümün etkin olması için bazı ortaklıklar kurulur.

Ekonomik ve sosyal Ģartları geliĢtirmek için ortak amaçlar belirlenir.

Kentsel dönüĢüm uygulaması sonunda sosyal yapıda iki durum meydana gelir ve birisi tercih edilir. Birinci durumda sosyal yapının iyileĢtirilmesi, ikinci durumda ise sosyal yapının tamamen değiĢtirilmesidir. Bir kentsel dönüĢüm uygulama alanlarında olması gereken o alanda yaĢayanların orada yaĢamaya devam etmeleridir. Bu nedenle

38 tercihlerin baĢında sosyal yapının iyileĢtirilmesi seçeneğinin gelmesi gerekir. Farklı yöntemlerle bu iyileĢtirme sağlanabilir. Sosyal yapıyı iyileĢtirmek ve güçlendirmek için yerel topluma iĢ imkanlarının sağlanması, kültürel ve eğitsel donatıların geliĢtirilmesi, çeĢitli konularda meslek kursları açarak mevcut nüfusun meslek sahibi yapılması mümkündür. Bunun yanında bazı durumlarda, diğer seçenek olan sosyal yapının tümüyle değiĢmesi durumunda, dönüĢüm alanındaki mevcut halkın yerine yeni bir toplumsal kesim gelebilmektedir. Bu durumda sosyal yapının büyük bir değiĢime ve deformasyona uğradığı, ciddi toplumsal bunalımların ve çöküntülerin yaĢandığı, alanın eski ve yerleĢik sakinlerinin buralardan taĢındığı, köhnemeye terk edilen alanlara bir nüfusun yerleĢtiği, bu nüfusu koruyarak ya da iyileĢtirerek dönüĢüm yapılması mümkün görünmediği, bununla birlikte toprak rantının yüksek olduğu durumlarda sosyal yapının değiĢtirilmesi bir gereklilik halini aldığı görülmektedir (Özden, 2016: 87-88).

Kentsel dönüĢüm sonucunda mevcut sakinlerin giderek yerine yeni bir nüfusun gelmesi ile sosyal yapıda ciddi değiĢikler meydana gelmektedir. Bu durum toplumsal olarak hem gidenleri hem gelenleri farklı açılardan etkilemektedir. Uygulamaların bu Ģekilde sonuçlanması “soylulaĢtırma” kavramıyla örtüĢmektedir. Bir kentsel dönüĢüm uygulama Ģekli olan soylulaĢtırma kavramı yukarıda uygulama yöntemleri baĢlığı altında ayrıntılarıyla ele alınmıĢtır.