• Sonuç bulunamadı

Kentli ve Köylü Üzerinden İçedönük Bir Bakış

4. BÖLÜM: ARAŞTIRMANIN BULGULARI

4.12. Kentli ve Köylü Üzerinden İçedönük Bir Bakış

Köylü ve kentli bireylerin, karşılıklı olarak öteki algısına sahip olmaları ve bazı durum ve olaylar karşında sahip oldukları ötekileştirme pratiklerinin farkına varmaları, özeleştirilerini yapabilmeleri için ve farkındalık yaratabilmek adına köylü ve kentli bireylere içedönük bir bakış sağlanmak istenmiştir. Bu nedenle çalışmada şöyle bir soruya verilmiştir: sizce köyde/şehirde yaşayan insanlar şehir/köy için ne düşünüyordur? Bu soruyla hem köylü ve kentli bireylere bakış hem de köy ve kent imgesinin nasıl algılandığı anlaşılmak istenmiştir. Ayrıca bu durum kentli bireyin gözünden köye, köylü bireyin gözünden kente bir bakış yapılması sağlanmak istenmiştir. Bir nevi empatik bir perspektifin ortaya çıkması sağlanmak istenmiştir. Buna göre kentli bireylerin ifadesi şu şekildedir:

“Daha çok imkanları olan, ulaşım, sağlık, eğitim gibi her açıdan daha iyi imkanları olan modern insanlar olarak görüyorlardır” (Görüşmeci, Kadın, 20, Tıp Fakültesi Öğrencisi)

“Rahatlık olarak görüyorlar. Özellikle iş konusunda masa başı iş olarak kabul ettikleri buna kavuşurlarsa da her şeyi terk ederler bence. Devlete kapağı atma

olarak gördükleri için kesinlikle kabul ederler böyle bir iş olursa. Şehri daha yoğun ve karmaşık olarak düşünüyorlar öyle de zaten” (Görüşmeci, Erkek, 48, Reklamcı)

“Daha zengin olduğumuzu düşünüyorlardır. Çok rahat olduğumuzu düşünüyorlar. Çok daha lüks bir hayat sürdüğümüzü düşünüyorlar” (Görüşmeci, Kadın, 26, Hakim)

“Mesafeli görüyor olabilirler. Şehir hayatı daha karmaşık sonuçta garip geliyordur onlara. Biraz daha rahat yaşadığımızı düşünüyor olabilirler, her şeye ulaşmak daha kolay diye düşünüyorlar” (Görüşmeci, Kadın, 30, Ev Hanımı)

“Şanslı olarak görüyorlar, onların kazancıyla bizimki farklı daha zengin görüyorlar bizi” (Görüşmeci, Erkek, 28, Doktor)

“Bir özenti vardır çünkü mesleklerinden dolayı orada duruyorlar. Orada yaşamak için ekstra bir durum yok aynı mesleği burada da yapabilse burayı tercih eder. Kendini beğenmiş görüyorlardır. Okuyan insanla okumayan insan arasında bir fark var. O eziklik duygusu bu yüzden hala ver bence çünkü kendisini geliştirememiş” (Görüşmeci, Erkek, 28, Diş Doktoru)

“Kibirli, burunları havada, onları küçük gören olarak görebilirler. Kimseyi beğenmez şımarıkta görebilirler” (Görüşmeci, Kadın, 41, Ev Hanımı)

“Bizi biraz daha rahat, sosyetik, burnu havada görüyorlar. Şehir hayatı daha karmaşık geliyordur bir de çünkü biz daha yoğun ve tempoluyuz onlara göre” (Görüşmeci, Erkek, 25, Hukuk Fakültesi, Öğrencisi)

“Çocuklar özeniyordur ama yetişkinler halinden memnunlar. Burada imkanlar fazla oranın hiç eğlencesi yok, sinema istiyorlardır bence” (Görüşmeci, Kadın, 25, Doktor)

“Özeniyorlar büyük ihtimalle, köyden şehre gelen insan daha çok özeniyordur burayı gördükten sonra. Bu aslında piramit gibi bir şey; köyden kasabaya, kasabadan şehre, şehirden büyük şehre göre tabi ki farklılaşır” (Görüşmeci, Erkek, 39, Özel Bir Kurumda Müdür)

Buna göre kentli bireyler, köylü bireylerin gözünden kendilerine ve yaşamlarına bakmışlar ve köylü bireylerin onları rahat, zengin, imkanları fazla olan, kendini beğenmiş, burnu havada, küçük ve kibirli olarak gören, şanslı ve mesafeli gördüklerini, şehir hayatını karmaşık ve yoğun gördüklerini ifade etmişlerdir. Köylü bireylerin ifadeleriyse şu şekildedir:

“Şehirden gelip ev yaptıranlar var burada ama öyle temelli değil hafta sonu geliyorlar piknik gibi yani. Havası temiz diyorlar, bol oksijenli diyorlar. Yedikleriniz organik, içtikleriniz organik diyorlar” (Görüşmeci, Kadın, 48, Ev Hanımı)

“Daha sakin daha temiz diyorlar, doğal yaşamak diye düşünüyorlar ama gelmiyorlar, gelirlerse de sadece piknik için gelirler” (Görüşmeci, Kadın, 53, Ev Hanımı)

“Daha huzurlu, daha temiz, daha sakin, sessiz diyorlar ama çok gelen de olmuyor ya da sadece ziyarete geliyorlar, aşağı görüyorlar bence hep lafta bunlar yaşamaya gelince yok, alışık değiller tabi zor burası” (Görüşmeci, Kadın, 34, Ev Hanımı)

“Sakin, sessiz, huzurlu, temiz hava diye özeniyorlar ama gelmiyorlar imkanlardan dolayı tabi oradakiler burada yok o yüzden de gelmiyorlar ancak düğün de cenaze de gelirler” (Görüşmeci, Erkek, 30, İmam)

“Yaşamaya hevesliler, düğün, bayrama geliyorlar ama iş istemiyorlar” (Görüşmeci, Kadın, 57, Ev Hanımı)

“Çok güzel diyorlar, havası güzel temiz, organik diyorlar, gel yaşa desen gelmezler ama. Kolay buluyorlar masraf yok diyorlar. Evleri kendilerinin kira derdi yok diyorlar, köydekinin durumu daha iyi diye düşünüyorlar, tarım ve hayvancılıkta iyi para var diye düşünüyorlar zorluğunu gördükleri yok ama” (Görüşmeci, Kadın, 27, Ev Hanımı)

“Köylüler bütçe açısından rahat diyorlar, köylü de para çok diyorlar. Adım attığım yer para diyor şehirliler ama o kadar gezip, yiyip içmezsen öyle olmaz tabi. Tarımla, hayvancılıkla uğraştığın için rahatsın diyorlar, 4-5 gün olunca gidiyorlar madem rahat kalsana” (Görüşmeci, Kadın, 57, Ev Hanımı)

“Yaşıyorsunuz, yatıyorsunuz diyordur. Burayı rahat görüyor, bir araba buğday sat hayatını yaşa diyor, demesi kolay tabi” (Görüşmeci, Erkek, 59, Hayvancılıkla uğraşıyor)

Köylü bireyler, kentli bireylerin gözünden kendilerine ve yaşamlarına bakmışlar ve kentli bireylerin onların rahat yaşadıklarını düşündüklerini, paranın fazla olduğunu düşündüklerini, aşağı gördüklerini, tarım ve hayvancılığın kolay olduğunu ve para getirdiğini, köy yaşamanın ise doğal, sakin, sessiz, huzurlu, temiz olarak gördüklerini ancak sadece ziyarete geldiklerini, uzun süreli yaşamayacaklarını belirtmişlerdir.

Sonuçta ise hem köylü hem kentli bireyler, birbirlerinin gözünden hem kendilerine hem hayatlarına bakmışlardır. Buna göre kentli ve köylü bireylerin, kendi bakışları üzerinden de bir öteki algısını benimsediklerini söylemek mümkündür, yani bu karşılıklı içe dönük bakışta da her iki tarafta karşısındakinin kendisini öteki olarak gördüğünü, algıladığını kendi görüş mesafeleri üzerinden de ifade etmişlerdir. Ayrıca hem kendilerine karşı hem de birbirlerine karşı yerleşmiş bir önyargı ve kalıp yargılarının olduğunu da söylemek mümkündür. “Bir grup ve üyelerine dair peşin hükümler, olumsuz yargılar (Bazı önyargı tanımları, olumlu yargıları da içerir ancak “önyargının” neredeyse tüm kullanımları olumsuz anlamlara işaret eder” (Myers, 2015: 308). “Önyargıyı ortaya çıkaran olumsuz değerlendirmeler genellikle kalıp yargı olarak adlandırılan olumsuz inançlar tarafından desteklenir. Kalıp yargılamak

genellemektir. Dünyayı basitleştirmek için genellemeler yaparız: İngilizler içe kapanıktır, Amerikalılar dışa dönüktür” (Myers, 2015: 309).

Kentli bireylerin, köylü bireyler için kendilerini; kibirli, sosyetik, rahat görüyorlar ifadeleri, köylü bireylerin, kentli bireyler için kendilerini; Köylüler bütçe açısından rahat diyorlar, köylü de para çok diyorlar, Yaşıyorsunuz, yatıyorsunuz diyordur ifadeleri bir genelleme olup, kalıp yargı olarak değerlendirilebilir. “Öteki hakkında bilgi edinilemiyorsa, kestirme bir yol seçilir ve bilgi edinme süreci olarak kalıp yargı devreye girer” (Uyan Semerci vd., 2017: 59). Böylelikle kentli ve köylü bireylerin birbirlerine yönelik olan kalıp yargıları sonucunda bir öteki algılarının da olduğunu söylemek mümkündür.

4.13. Köy ve Kent İmgesinin, Kentli ve Köylü Üzerinden İfade Edilişi