• Sonuç bulunamadı

Kentlerde nüfusun hızla artması ve buna bağlı olarak ortaya çıkan plansız kentleşme birçok soruna neden olmuştur. Bu nedenle 1957 yılında nüfusun ülke

genelinde düzenli dağıtılmasını sağlamak ve kentleşmeye ilişkin genel politikaları belirlemek amacıyla İmar ve İskân Bakanlığı kurulmuştur.

Türkiye’nin bu dönemde planlı olarak büyümesini sağlamak amacıyla Devlet Planlama Teşkilatı kurulmuştur. 1963 yılından itibaren hazırlanan kalkınma planlarında kentleşmeyle ilgili devlet politikaları da belirtilmiştir.

• Birinci beş yıllık kalkınma planı (1963 – 1967)

Beş yıllık planda ülke ekonomisinin tarıma dayandığı, nüfusun % 70’nin kırsal kesimde yaşadığı belirtilmiştir.

Birinci planda kentleşmeyle ilgili açık bir politika belirlenmiştir. Sadece bölgeler arasında kentleşme açısından farklılıklar olduğu, nüfusun ve ekonomik faaliyetlerin belirli merkezlerde toplandığı ve bunun da sorunlara neden olduğu belirtilmiştir. Bu bölgelerin çevresinde yeni çekim ve büyüme merkezleri oluşturularak nüfus ve ekonomik faaliyetlerin dengeli olarak dağıtılması hedeflenmiştir. (Erkan, 2002:89)

• İkinci beş yıllık kalkınma planı (1968 – 1972)

II. Beş yıllık planda kentleşmenin gelecek yıllarda hızla artacağı göz önüne alınmıştır. Bu amaçla;

• Kentlerde sanayi faaliyetlerinin geliştirilmesi,

• Gelişmenin daha hızlı olması için kentleşmenin desteklenmesi,

• Bölgelerarası kentleşme farklarını gidermek amacıyla İstanbul, Ankara, İzmir ve Adana gibi illerin dışında yeni gelişmiş merkezlerin oluşturulması hedeflenmiştir. (Keleş, 2004:77-79)

• Üçüncü beş yıllık kalkınma planı (1973–1977)

III. planda nüfusu 500.000 üzerinde olan üç büyük kentte yaşayanların toplam kent nüfusuna oranının % 31’e ulaşmasının, dengeli ve aşamalı bir kentleşmeden çok büyük kent olgusunu yansıttığı belirtilmektedir. (Erkan, 2002:90) Bu nedenle büyük kentlere olumlu bakılmamıştır. Seçilen il (40) ve ilçeleri (50) kalkınmada öncelik taşıyan yerleşim birimi olarak ilan edilmiştir. (Taner, 2002:31)

III. planda büyük kentlerin lüks tüketim alışkanlıklarını arttırdığı, yatırım malları gibi sanayiye dönük yatırımları kısıtladığı belirtilmiştir. Bu planda temel amaç sanayiye dayalı bir kentleşme oluşturmaktır. Bunun için de büyük kentlerde iş imkânlarının üzerinde nüfusun toplanması engellenmek istenmiştir. (Yaren, 2002:35)

• Dördüncü beş yıllık kalkınma planı (1978–1983)

IV. planda kentleşmenin toplumsal değişmeyi vurgulayan bir süreç olduğu belirtilerek kentleşme ile ilgili şu bilgiler verilmiştir;

• Türkiye’nin nüfusu hızla artmakla beraber, kentlerde nüfus daha fazla artmaktadır.

• İmar planlarının hazırlanması ve uygulanmasında büyük yetersizlikler bulunmaktadır.

• Kamu kesiminin konut yapımında yetersiz kalması, konut fiyatlarının yüksek olması ve kontrolsüzlük kentlere göç eden insanlara gecekondulaşmaya yöneltmiştir. (Erkan, 2002:91-92)

Bu nedenle IV planın temel ilkesi kentleri yaşanabilir hale getirmek ve kent halkının temel gereksinimlerini karşılamaktır. (Keleş, 2004:80)

• Beşinci beş yıllık plan (1985 – 1989)

Bu plan, kırsal kesimden kentlere olan göçün devam edeceğini, kentleşmenin yavaşlamayacağını öngörmektedir. Planda belirtilen temel görüş;

gelişme ve sanayileşmenin doğal sonucu olan kentleşmenin en iyi şekilde yönlendirilmesi ve ekonomik gelişmeye katkısının artırılması için önlem alınmalıdır. Keleş’e göre (2004:80-92) bu önlemler şunlardır;

• Kentlerde kamu hizmetleri ve yatırımlara öncelik verilmelidir,

• Kentlerde ortaya çıkan, konut, arsa, ulaşım ve altyapı gibi sorunlara çözüm yolları bulunmalıdır,

• Büyük kentlerden ziyade orta büyüklükteki kentler desteklenmeli, kentlerin sanayi kenti, turizm kenti gibi vb. işlerde de uzmanlaşması sağlanmalıdır,

• Tarım toprakları üzerinde dağınık ve düzensiz yapılaşma önlenmeli ve sanayi tesislerinin gelişmekte olan bölgelere kurulması özendirilmelidir,

• Altıncı beş yıllık kalkınma planı (1990 – 1994)

VI. planda, kentleşme hızının V. plan dönemine göre azaldığı tahmin edilmektedir. Öncelikle geliştirilmesi gereken yerleşim merkezlerinin belirlenmesi ve şehirlerde yaşayan insanlar için, yerleşme alanlarında kaliteli ve sağlıklı bir yaşam çevresi oluşturulması planlanmaktadır. Bu amaca ulaşmak için de, şehir imar planlarının hızla tamamlanması ve izinsiz yapılaşmanın önlenmesi gerektiği belirtilmektedir.

• Yedinci beş yıllık kalkınma planı (1996 – 2000)

1995 yılında % 60.9 olan kent nüfusunun, 2000 yılında % 70.6’ya yükseleceği tahmin edilmektedir. Yoğun bir nüfusun özellikle büyük kentlerde toplanacağı düşünüldüğünden kentlerdeki yaşam çevresi ve yaşam kalitesini yükseltmek amacıyla şu kararlar planda yer almıştır. (Erkan, 2002:94-97)

• Kent planlamasına öncelik verilecek, teknolojiden yararlanılacaktır,

• Kentlerin konut ve alt yapı sorunları çözülecek ve gecekondulaşma önlenecektir,

• Kentler arasında ihtisaslaşma sağlanacaktır,

• Kentlerin doğal ve kültürel değerleri korunacak ve bu alandaki çalışmalar desteklenecektir,

• Kente göç eden nüfusun kentlileşmesi sürecinde her türlü destek sağlanacak ve ilgili birimlerle koordinede bulunulacaktır.

• Sekizinci beş yıllık kalkınma planı (2001 – 2005)

VIII planda ulusal kültür özelliklerine sahip, dünyadaki gelişmelere paralel olarak sanayi, ticaret ve alt yapı yönünden gelişmiş kentler oluşturmak hedeflenmektedir. Bunu sağlamak için ülkede yer alan kurum ve kuruluşlar arasında eşgüdüm sağlanması gerektiği belirtilmektedir.

Sağlıklı kentleşmenin oluşturulması için; kentlerin doğal ve kültürel değerlerinin korunması, girişimcilerin desteklenmesi ve orta büyüklükteki kentlerin büyümesi gibi politikalar belirlenmektedir.

• Dokuzuncu beş yıllık kalkınma planı (2007 – 2013)

IX planda; çevrenin korunması, tarımsal yapının geliştirilmesi, kırsal kesimde kalkınmanın sağlanması, güvenlik hizmetlerinin iyileştirilmesi, e-Devlet uygulamalarının yaygınlaştırılması ve kültürün korunması için çalışmalar yapılması planlanmaktadır.

Eğitim, sağlık ve sosyal güvenlik alanlarında yatırımların artırılması hedeflenmektedir. (Resmi Gazete, 1 TEMMUZ 2006:26215)

Benzer Belgeler