• Sonuç bulunamadı

Kentleşme her ülkenin yaşamış olduğu; ekonomik, teknolojik, siyasal ve psiko-sosyolojik etmenlerin etkisi altında oluşur. Ülkelerin gelişmiş düzeyine bağlı olarak bu etmenler kentleşme üzerinde farklı derecelerde etkili olmakta ve ülkelere göre kentleşme şekilleri farklılık göstermektedir.

1.3.2. Ekonomik nedenler

Ekonomik nedenler büyük ölçüde tarım sektöründen kaynaklanmaktadır. Tarımda teknolojinin kullanımı sonucunda daha az insan gücüne gereksinme duyulur. Tarımsal nüfusun bir kesimi gelişen teknolojiyle birlikte serbest kalır. Tarımda çağdaş üretim araçlarının kullanılması, ulaşım imkanları ve depolama koşullarıyla geleneksel yöntemler terk edilmiş ve tarımda çalışan işgücü ihtiyacı azalmıştır. (Yaren, 2002:15)

Az gelişmiş ülkelerde, tarımsal üretimdeki verimlilik ve kişi başına düşen tarımsal gelir köylüyü köyünde tutmayacak kadar düşüktür ve gün geçtikçe düşmeye de devam etmektedir. Gelirin düşüklüğü, toprakların dengesiz dağılımı, miras yoluyla arazilerin küçülmesi ve doğal şartların gün geçtikçe olumsuzlaşması (iklim, toprak verimliliği) kırsal kesimden kentlere göçü artırmaktadır. Beraberinde ülkemizde çok hızlı ve sağlıksız bir kentleşme yaşanmaktadır. (Keleş, 2004:27-28)

İş imkânı, sosyal güvence, eğitim vb. gibi fonksiyonları bünyesinde barındıran şehirler, kırsal kesimdeki insanlar için bir cazibe merkezidir. Sanayinin gelişmesine bağlı olarak şehirlerin insanlara sunmuş olduğu hizmetler arttıkça, köyünde beslenme ve gelecek kaygısı taşıyan insanlar şehirlere göç etmektedirler. (Keleş, 2004:28-29)

Şehirlerde yoğun bir nüfus bulunması ve ekonomik faaliyetlerin çok çeşitli olması nedeniyle her nitelikteki insan için iş bulunmaktadır. Eğitimli ve nitelikli insanlar alanlarında rahat iş bulabilirken, herhangi bir yeterliği olmayanlar için; pazarcılık, işportacılık, hamallık v.b. gibi marjinal işler bulunmaktadır. Bundan dolayı köyden kente göç edenler kendileri için şehirde aç kalmadan bir yaşam alanı oluşturmaktadırlar. (Erkan, 2002:69)

1.3.2. Teknolojik nedenler

Sanayi devriminin getirdiği değişiklikler ve tarıma egemen olan koşullar, kentleşmenin hızlanmasını teknolojik gelişmelerle birlikte sağlamışlardır. Hammaddelerin sanayi tesislerine taşınması ve işlenmesi, üretilen ürünlerin pazarlara ulaştırılması, sanayi faaliyetleri ve insanlar için gerekli olan enerjinin üretilmesi teknolojinin gelişmesine bağlı olarak kolaylaşmış ve kentleşmeyi hızlandırmıştır. (Keleş, 2004:29-30)

Sanayi devrimi ile birlikte makinelerin birçok alanda üretime katılması, el sanatları ile uğraşan kişilerin işsiz kalmasına yol açmıştır. Ayrıca ulaşım ve iletişim alanındaki gelişmeler kırsal kesimdeki insanların kentlere ulaşmasını ve kentlere taşınmasını kolaylaştırmıştır. Kent hakkında bilgilerin, fikirlerin ve tecrübelerin insanlar arasında yayılması köyden kente göçü arttırmıştır.

Ulaşım araçlarında ve yol yapımındaki gelişmeler kentlerin çevreye yayılmasına, banliyöler ve çevre kentler kurulmasına neden olmuştur. (Keleş, 2004:30)

1.3.3. Siyasal nedenler

Yönetim yapısının özellikleri, kentleşmeyi etkileyen faaliyetleri belirleyen kent politikası, kentleşmeyi özendirici veya caydırıcı nitelik taşıyabilir. Örneğin Bombay (Batı Hindistan), Fuayaquil (Ekvator) ve Shanghai (Doğu Çin) gibi

ekonomik merkezlerin yanında Delhi (Kuzey Hindistan) ve Peiping (Rusya) gibi merkezler politik olarak seçilmiş ve geliştirilmiştir. (Karaman, 1995:24)

Gezme, yerleşme ve ticaret özgürlüklerini kısıtlayan yasaların kaldırılması kentleşme üzerinde önemli etki yapmaktadır. Ayrıca kamuya ait tesislerin bazı illerde toplanması ve siyasal kararlarla başkent statüsü verilmesi o kentlerde kentleşmeyi hazırladığı gibi çevresindeki kentlerin de kentleşme düzeyini etkilemiştir. Ankara, Canberra, Brasilia ve Astana gibi kentler bunun en güzel örnekleridir. (Keleş, 2004:31-32)

Sanayileşmeye öncelik veren ekonomik ve toplumsal kalkınma planları ve toprak reformları kentleşmeyi hızlandırmaktadır. Tarım topraklarının bazı bölgelerde sahiplerinin iyi bir şekilde işlemeyecek kadar büyük olması, bazı bölgelerde ise geçim ve yaşam şartlarını karşılayamayacak şekilde küçük olması göçe neden olacağından dolayı kentleşme hızına olumlu ya da olumsuz etki yapacaktır. (Keleş, 2004:32-33)

1.3.4. Sosyo-psikolojik etmenler

Sosyo-psikolojik etmenler, köy ve kent yaşam biçimleri arasındaki farklardan kaynağını alır.

Kentlerin özgür havası, daha geniş bir grubun üyesi olma duygusu, kentli olmanın gururu, sosyal ve kültürel imkânlar kentlerin çekiciliğini artırmaktadır. (Erkan, 2002:72-73)

Tarihin çeşitli dönemlerinde olduğu gibi günümüzde de kırsal kesimde kavgaların fazla olması, terör baskısı ve gelecek korkusu insanların daha güvenli ve kontrollü yerleşim yerlerine gitmesine neden olmaktadır. Son 30 yıl içerisinde Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinden diğer illere doğru olan göçün bir kısmı bu şekilde değerlendirilebilir.

2. TÜRKİYE’DE KENTLEŞME

Türkiye’deki kentleşme, bazı farklılıklara rağmen gelişmekte olan ülkelerin kentleşme süreçlerine benzemektedir. Sanayileşmiş olan devletlerdeki kentleşme süreci ile Türkiye’deki kentlerin oluşumu ve gelişimi büyük farklılıklar göstermektedir.

Türkiye, kentleşme ve kentler açısından farklı dinlerin, milletlerin, devletlerin ve medeniyetlerin izlerini taşımaktadır. Milattan önceki dönemlerde Anadolulun bir çok köşesinde kurulmuş olan kentlerden bazıları kalıntıları ile varlığını korumaktadır. Bizans Döneminde büyüyen kentlerin birçoğu Osmanlı Döneminde önemini yitirmiştir. Osmanlı İmparatorluğu’nun ordu sisteminin toprak sistemine bağlı olması nedeniyle kırsal kesimden kentlere çok az göç olmuştur. Osmanlı döneminde kentler, 17 nci yüzyıldan itibaren büyümeye başlamıştır. 17 ve 18 nci yüzyıllarda kentlerde yaşayan nüfusun toplam nüfusa oranı % 8,9 iken, 19 ncu yüzyılda % 25’lere yaklaşmıştır. (İsbir, 1982:18, Yaren, 2002:27)

Osmanlı döneminde kentlerin genel şeklini İslam dininin özellikleri ve bireyin yaşantısına etkileri belirlemiştir. Bedesten, cami ve çevresinde; ticari, kültürel ve dinsel etkinlikler şehirleri şekillendirmiştir (Erkan, 2002:75-80). Kentlerde yaşayanların mahallelere ayrılmasında temel faktör din olmuştur. Aynı dine mensup olan kişilerin bir mahallede yaşaması esas olup, kenar semtler genellikle dini açıdan azınlıkların yaşadıkları yerler olmuştur. (Şahin, 2000:25)

Osmanlı İmparatorluğunun yükselme döneminde büyükçe kentlerin ülkenin her yanına dağılmış olmaları nedeniyle, bütün bölgelerde ticaret ve ekonomik faaliyetler yönünden büyük farklılıklar bulunmaktadır. Bu dönemde Anadolu’da bulunan; Erzurum, Harput (Elazığ), Malatya, Tokat, Sivas ve Kastamonu önemli kentler arasında yer almaktadır. (Şahin, 2000:26)

Tanzimat dönemi ile Osmanlı İmparatorluğu’nun batılılaşma sürecine girmesiyle birlikte toplum hayatında meydana gelen; ekonomik, siyasal ve toplumsal

yapıdaki değişiklikler kentleri’de değiştirmiştir. Avrupa ülkeleri ile ticari ve kültürel ilişkilerin gelişmesi kentlerdeki ticari merkezlerin ve limanların gelişmesine, kültürel merkezlerin kurulmasına neden olmuştur. (Erkan, 2002:83)

Benzer Belgeler